GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


İşte bu sebeble emr-i vücud Onunla başladı ve Onunla hatm olundu



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə50/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   155
İşte bu sebeble emr-i vücud Onunla başladı ve Onunla hatm olundu.

Yani hatm olundu derken ondan daha kemalli bir insan gelmeyecektir. Peygamberlik onunla sonlandı, çünkü a’yân’dan en evvel feyz-i akdes ile bereketlenmiş olan şeydir, kendisi Onun a’yân-ı sabitesidir, bereketlenmiş olan şey, feyz-i akdesten feyz-i mukaddes, olarak aldığı ilk Onun alışıdır. Ve bereketidir. Ve en evvel ekvandan hariçte

67

feyz-i mukaddes ile kevne çıkıp da hariçte feyz-i mukaddes ile mevcud olan şey, Onun ruhu mukaddesidir. Yani feyz-i akdes Cenâb-ı Hakk’ın zatından zatına olan ve feyz-i akdes olan, Peygamberimize intikal eden ve onda da feyz-i mukaddes olan ve zuhura çıkan feyz-i ilâhî, ruh-ı mukaddes işte budur. Binaenaleyh emr-i vücûd yani vücûdun işi Onunla başladı ve emr-i risâlet en sonunda Onunla hatm olundu.



Yani Peygamberlik onunla bitti ve nev-i Âdem su ile çamur arasında bulunmakta iken yani insanlık âlemi su ile çamur arasında iken (s.a.v.) Efendimiz nebi idi. Yani insan türü daha dünyaya gelmezden evvel peygamberimiz, peygamber idi.

Şimdi şöyle bir durum var. Nübüvvet kesildi, Peygamberlik kesildi, bunu biraz açmamız lâzım gelecek. Peygamberlik zâhiren kesildi, yeni bir hüküm gelmeyeceğinden, gelmesine de gerek olmadığından, bütün kemâlât Kur’ân-ı Kerîm de peygamberimiz ile birlikte, sünnetleriyle şahsi yaşantısıyla zuhura çıktığından ve bunun üstüne daha başka bir makam olmadığından, başta anlatıldığı gibi Hakikat-i Muhammediyyenin üstünde başka bir makam olmadığından bunu anlatacak başka da bir sebeb de olmadığından başka bir İlâhî ma’nâda Allah’ın nebisi ve rasûlü Peygamberi yoktur, zâten gelmeyecektir kendisi de söylemiştir.

Ancak risâlet devam etmektedir. Peki, bu nasıl oluyor? . Daha evvelki rasûller, Allah’ın rasûlleri, Allah’ın peygamberleri idi. Peygamber efendimizden sonra devam eden, devam edecek olan, peygamberimizin rasûlleridir, risâlet vardır, ama devam eden Allah’ın değil, peygamberinin rasûlleridir. İşte bunlar da İnsân-ı kâmillerdir. Eğer bu risâlet, (nebevi risalet) kesilmiş olsa idi, zâten dünya sona erer idi, velâyet aynı zamanda insanların yaşamının devamını sağlar, bunlar kesilmiş olsa, insan neslinin yaşamasına bu dünyada gerek yoktur. Neden bu insan nesli yaşasın? İnsanların içersinde olan, hani Allah diyen kalmayınca kıyamet kopacak dedikleri gibi. İşte Allahı bilerek Allah diyen veli kullar evliya/rasûl kalmayacak, işte o zaman kıyamet

68

kopacaktır.



Hani Yasîn-i şerifte rasuller geldi diye yazıyor ya! “iki rasul geldi, arkadan üçüncü ile de destekledik”, (36/13) gibi. Bakın orada risaletten bahsediyor. Bahsedilen peygamberlik değil. Îsânın rasûlleri Âyet-i Kerîme ile sabit, İsâ (a.s.) ın rasûlleri olduktan sonra ki, göçmüş süresi dolmuş gitmiş, o günkü devreye göre ve bu bize bildiriliyor. Hakikat-i Muhammediden bu bize bildiriliyor. İnsanlar nerden bilecek. İşte Hz. Îsânın rasûlleri varsa Muhammed (s.a.v.)’in rasûlleri haydi haydi olacaktır. Ancak bugün sadece Muhammed (s.a.v.) Efendimizin rasûlleri vardır diğerleri onunla beraber sona ermiştir.

Ama bunlar bilinmez, açık olarak bildirilmez ayrı konudur. Bilmek başka şey varlığını tasdik başka şeydir.



Ve bu nev-i Âdem su ile toprak arasında bulunmakta iken (s.a.v.) Efendimiz Nebi idi. Çünkü Zât-ı Ahadiyyenin mertebe-i Vahidiyyete tenezzülünden ibaret bulunan Hakikat-i Muhammediyye bil cümle suveri esmâ-i ilâhiyye yi “esma ilminin suretlerine” câmi olduğu gibi vücûd-u Hakkın ervahı mücerrede mertebesine tenezzül ettiğinde dahi Hakkın vücûdunun ruhlar mertebesine tenezzül ünde dahi ruh-ı Muhammedî cem-i ervahı câmi olan ruhu külli ile ve bu mertebede Kâffeyi ervah-ı beşeriyye ve melekiyye meb’us oldu “yani seçildi, meydana çıktı” ve ervah lehv-i mahfuz mertebesinde müteayyin olup hakayiki nuraniyyeleri mezahiri ile. “Yani hakayiki nuranileri (nurlarının hakikatleri) ile zuhura gelmeleri ile” yek diğerinden ayrıldıktan sonra “yani her birerlerinin kendi hakikatleriyle meydana çıktıklarında böylece bunlar birbirlerinden ayrıldılar kahharın zuhuru başka, cebbarın zuhuru başka, cemâlin zuhuru başka, olduğu gibi diğer bütün esma-i İlâhiyyenin zuhurları başka ve zıt olarak ortaya çıktıktan sonra” Allah-u Teâlâ Hz.leri O ruh olan Hakikat-i Muhammediyyeyi müteayyin olan bu mezahiri nuriyye nin “yani meydana gelmiş olan bu nurların” Zât-ı Ahadiyyenin bi hasebil esmâ, yani isimler

69


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin