GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


(Harisun aleyküm bilmü’minıne raufun rahîm.)



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə96/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   ...   155
(Harisun aleyküm bilmü’minıne raufun rahîm.)

Sizin üzerinize çok düşkün, şefkatli ve merhametlidir.”

-------------------

diye buyurulmuştur.

166

Tevhid-i Zat: (11) mertebesinde, sâlik Hakk’la bâki olduğundan kendisinden meydana gelen bir fiili yoktur. Buranın yaşamı gereği, belirli bir süre sâlik’ten (elinde olmadan) zıt isim ve sıfâtların zuhura çıktığı yer olmasıdır. Bu yüzden ahlâkı, Allah’ın ahlâkıylâ ahlâklanmaktır. Bu yaşam ince bir iştir. Ancak oraya ulaşılınca idrâki (gerçek mânâda) mümkün olur.



İnsân-ı Kâmil: (12) mertebesinde ise kişiye yeni bir beşeriyet libası (elbisesi) giydirilip tekrar “ef’âl” yani beşeriyet âlemine, fakat Hakkanî vasıflarıyla gönderilir. İşte burada o kişi etrafına çok müşfik ve merhametli davranır. Bu da Hz. Peygamberin bariz ahlâkından ona bir yansımadır. Yani tahallâku bi ahlâkı Rasûlüllah’tır.

Hz. Aişe (r.a.) validemize Peygamberimizin ahlâkı sorulduğunda, “O nun ahlâkı Kûr’ân’ın ahlâkıydı” diye buyurmuştur. Meseleye bu yönüyle baktığımız da, Kûr’ân zât olduğuna ve zât bütün mertebeleri kuşattığına göre, demek ki; aynı zamanda Ef’âl, Esmâ, Sıfat, Zat ve İnsân-ı Kâmil mertebelerinin gereği ne ise onu ortaya getirmesi, Hz. Rasûlüllahın geniş mânâdaki ahlâkı olmaktadır.

Bu mertebede her şey yine eskisi gibi yerli yerine dönmüş, zâhirde “Şeriat-ı Muhammedî” bâtında ise “Hakikat-i Muhammedî” hükümleri geçerli olmuş olur. Bu zâtlar dışta halk ile içte Hakk iledir. Bunları tanımak çok zordur, gerçek irfân ehli, vasıl kimseler bunlardır. Halkda, Hakk’ı; Hakk’da Halkı müşahede ederler. Bir başka ifâdeyle kesrette vahdet, vahdette kesret’i yani çoklukta birlik, birlikte çokluk’u en güzel şekilde yaşarlar. Daha evvelce “Ehl-i sünnet vel cemaat” yolunu sadece şekil ve sûret hâlinde, zâhirde yaşarlarken, bu defa bâtını ile birlikte yaşarlar ki, işte gerçek, “İslâmiyet” ve “Mârifetullah” yaşamı budur.

Ehl-i sünnet yolunu sadece şekiller ve merasimler babında uygulamak yeterli olamamaktadır. İşte İslâmı yeteri kadar tanımamak ve tanıtamamak buradan kaynaklanmaktadır. Eğitim yetersizliği ve bilinçsizlik, tutuculuk önümüzde büyük bir mânia oluşturmaktadır. “Ehlisünnet ve’l cemeat” yolunu irfâniyetle destekleyip bâtıni yaşamımızı da faaliye-

167

te geçirebildiğimiz gün, İslâm topluluğu olarak hedefimize vardığımız gün olacaktır.



Gayemiz en kısa yoldan ve en gerçekçi olarak talipleri HAK’ka ulaştırmaya yardımcı olmaktır. Hatalarımız var ise hoşgörüle. Hakk’a giden yollar muhakkakki pek çoktur. Ancak biz, bildiğimiz yolu anlatmaya çalıştık. Eksik yerler varsa Cenâb’ı Hakk tatbik edenlere ilham vâsıtasıyla tamamlatsın. Âmin.

-------------------



Yeri gelmişken, faydalı olur düşüncesiyle, bu mevzu ile ilgili Kelime-i Tevhid kitâbımızın, “İnsân-ı kâmil” bölümünün bir kısmını da buraya ilâve etmeyi uygun buldum.

-------------------

Böylece bu mertebe hakkında da genel bir bilgi verdikten sonra biz tekrar “Allah” lâfzının ikinci (2) gizli ”elif” inin yanında bıraktığımız yerden yolumuza gelelim.

“Kelime-i Tevhid” in “uruc” (çıkış) sürecinin sonuna yaklaşmış olan yolcumuzu burada bir mertebe daha beklemektedir ki, bu onikinci (12.) mertebe, ayrıca diğer bütün mertebeleri de kapsamına almaktadır.

Allah lâfzının sonundaki “he” yani (hu) “hüviyyet-i mutlaka” olduğu ve bu mertebede “İsmi A’zam” (en büyük isim) olduğu da belirtilmiş idi. İşte ancak buraya ulaşan sâlikler “Kelime-i Tevhid”i hakkı ile söyleyebilirler. Bu mertebenin sahipleri, “Hüviyyet-i mutlaka”da buldukları kendi gerçek hüviyyetleri ile yaşarlar, diğerleri gibi hayali hüviyyetleri ile değil. Ve kendilerine verilen yeni bir Hakkanî elbise ile halkın arasına Hakk ile dönerek bulundukları yerde “Mertebe-i Muhammediyye”nin temsilcileri olurlar. İstidat sahiblerini tekrar geldiği yollardan geçirerek Hakk’ın huzuruna çıkarıp kâmil insan olmalarını sağlarlar.

Zikirleri : “Allah”,

Tevhidleri : “Lâ ilâhe illâ Allah”,

Müşahedeleri: “Muhammedürrasûlüllah”tır.

168


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin