(Elestü bi rabbiküm, kalû belâ)
"Ben sizin Rab'biniz değil miyim?" dedi, -onlar da-evet dediler.”
-------------------
Burası aynı zamanda “esmâ” âlemi’dir ve cem’iyyet-i esmâ’nın zuhuru da Nûr-ı Muhammedî içerisinde’dir. İrsâl-ulaşım Hakikat-i Muhammedî den gelmektedir ve cümle esmâ-i İlâhiyye Nûr-ı Muhammedî ile irsâl edilmiş/gönderilmiştir. Böylece bu mertebe itibariyle de, (Mu-hammedürrasûlüllah’tır. Zât-ı Mutlaktan aldığını “esmâ” âlemine “irsal” etmiş onların da bu mertebede, her ayn’da rasûlleri olmuştur. Yani nelere ihtiyaçları varsa o bilgileri kendi varlıklarına ulaştırmış-yüklemiştir. Bu varlıklar da, bâtından, zâhire doğru olan yolculuklarında bir aşama daha katettiklerinden, sevinçleri daha ziyade artmış olmaktadır.
(4) Zuhur ve tecellî’nin fizîki olarak sonu olan (ef’al-zâhir-müşahede-Hz. Şehadet âleminde varlıklar ortaya çıktığından kesret-çokluk âlemi oluşmuş olmaktadır. Aslında bu çokluk, tek’in varlığında bulunan onun zuhurları olan varlıklardır. Aslında çokluk yok, hadise; tek’in çok olarak görünmesi gibidir. Ağaç bir bütün olmakla birlikte yaprak, çiçek ve dalları itibariyle çok görülmekte ise de, aslı itibariyle tek’tir. Şöyle bir söz vardır.
219
Dostları ilə paylaş: |