(ke zer’in) “ziraat-ekin gibi”
Genel manâ da, (ekin) den kasıt topraktan çıkan bitki türü yiyeceklerdir ve bitkisel mertebedir. Anası ise topraktır. Her türlü (ekin) için mutlaka bir “tohum-öz” gereklidir. Aslında bu misalle, bâtınen Îsa, (a.s.) dan da bahsedilmektedir. O nun “tohumu-özü” Hakikat-i İseviyye olan manâyı (Îsa) “zer’i” ekicisi ise (Rûhu-l Kûdüs-Cebrâil,) ekildiği yer Hz. Meryem’in toprak bedenidir. Manây-ı Îseviyyet belirli bir süre orada durduktan sonra filizlenmeye başladı, sonra filizini ihrac etti/çıkardı, onu güçlendirdi kalınlaştırdı, sakları/ayakları üzerinde sûret-i Îsa dümdüz oldu.
Bu hususa ayrıca şu hadiseyi de misal olarak verebiliriz. Hani doğumu yaklaştığında Cenâb-ı Hakk Hz. Meryem’i
224
şehrin dışında hurma ağacının kütüğü olan bir yere gön- dermişti de kısa bir süre sonra o kütük filizlenip taze hurma vermişti. İşte bu husus da misal’e uygun olarak çok manidardır.
Bu hal ziraatçıları, yani Hz. Meryem ile Cebrâil’i hayrete düşürdü. Çünkü ikisi de böyle bir hadiseye ilk def’a şahit oluyorlardı. Semâvi kitaplarda, gerek Cebrâil (a.s.) gerekse bir başka nisa/hanım hakkında böyle bir doğum-ziraat-ekin hadisesi bildirilmemiştir.
Ayrıca “Kûr’ân-ı Kerîm Mülk Sûresi (67/24) Âyetinde” ve benzeri âyetlerde de bu halin kemali belirtilmektedir.
Dostları ilə paylaş: |