GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


(ke zer’in) “ziraat-ekin gibi”



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə133/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   155
(ke zer’in) “ziraat-ekin gibi” diye ifade edilen bu lîsan-ı Kur’ânî nin, meratib-i İlâhiyyenin her mertebesinde, o mertebenin hali olarak izahı vardır. Bu mertebede ise

226


ifade edilen, “Mertebe-i Muhammedîyyet”’ dir ki; mertebelerin üstünü-âlâsı’dır.

Burada tohum, ilimdir. O da “Hakikat-i Muhammedî” ilmi olan (ilm-i tevhid/ledün) ilmidir. Ekecek olan Ârif-i Billâh’tır ki; zâhir ve bâtın, Hakk’ın zuhur mahalli “yedullah”tır. O elle eker.

Ekilecek yer olan toprak ise (Fenâfillâh) mertebesinde olan (sâlik-i sadık)tır. Îseviyyet mertebesinden misalle anlatılmaya çalışılan bu oluşumdur ki, Îseviyyet’te yoktur. Olanı ise kendi mertebesindedir.

Museviyyet’ten Îseviyyet’e geçiş halidir. Yani tenzîh’ten, teşbih’edir. Âyet-i Kerîme’de belirtilen geçiş ise teşbih’ten tevhid’e dir ki; Hakikat-i Muhammedîdir.

filizini çıkarmış,”

Yani manâ tohumu tutmuş. Evvelâ aşağı doğru köklerini salmaya başlamış sonra da güçlenerek yukarıya gönül âlemine doğru çıkmaya başlamış.

sonra onu kuvvetlendirmiş,”

Bulunduğu yerde tevhid hakikatlerini sağlamlaştırmış.

sonra da kalınlaşmış,”

Bu Muhammedî hakikatler yerleşmiş.

sonra da gövdesi üzerine yükselmiş -istikamet almış”

Kendi gerçek gücünün gövdesinin üzerinde yükselmiş. İstikametini “Lâ ilâhe illâ Allah” “Muhammedürrasûlüllah” diye her yöne iletmiş. Ve o ekin- ağaç bütün âlemi kaplamış olmaktadır.

ekincilerin hoşlarına gidiyor.”

Bu hakikatleri ekip biçenlerin ulaştıkları netice “Mutmeinne”lik hoşlarına gidiyor. Aynı zamanda bu hadise, sâlik’in bütün varlığının Hakikat-i Muhammedî programı ile düzenlenip kaplanarak şuurla yaşanmasıdır.

227

Onlar ile kâfirleri öfkelendirmek için.”



Gerek zâhir gerek bâtın ehli küfür-örtücüler, bu hakikatlere ulaşamadıkları için ister istemez öfkelen-mektedirler.

Allah Teâlâ, onlardan imân edip sâlih amellerde bulunmuşlar için bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfat vâ'd buyurmuştur.”

Ne zaman ki, ehl-i küfür-örtücüler’den yukarıda ki hakikatleri idrak edip de “salih amel” yani Hakikat-i Muhamedî üzerine hayatlarını düzenleyip fiillerini ona göre işleyerek hayatlarını düzenleyecekler, işte onlar için de büyük mükâfat olan daha dünya da iken “Âyet’el Kübra” (Hakikat-i Muhammediyye) yi idrak vardır. Kendi varlıklarını fethetmiş olarak hayatlarını sonuna kadar bu huzur ve muhabbetle devam ettirmiş olacaklardır.

Şimdilik bu Sûre-i Şerifi de, vaktimizin darlığından bu satırlarla sona erdirmeye çalışalım, İnşeallah okuyabilenler için belki biraz fayda sağlamış olabilriz. Cenâb-ı Hakk cümlemizi, kelâmlarının içinde bulunan hakikatlerine erenler’den eylesin. Âmîn... Varsa kusurlarımıza bakılmasın.

(08.03.2009)

Bugün, bu sabah, kitabımızın bilgisayar yazılımlarının bittiği sabahtır. El yazmalarına bundan evvelki umre seyahatinde başlamış idik, Yeni bir umre seyahatine çıkarken (12.03.2009) Hakk’ın lütfu ile bitirmiş olduk. Ayrıca özel bir lütuf daha oldu, aynı zamanda bu akşam Peygamber Efendimizin doğduğu (Mevlûd) gecesidir. İnsan düzenleyerek bu tarihe rastlatmak istese düzenleyemez. Evet, bir taraftan Mevlûd kandili, zâtî doğuşlar, diğer taraftan, Feth-ü Fütühatlar cümlemize nasib olsun. Rabb’ı mıza şükrederek her birerlerimize irfaniyyet yolundaki, gerçekleri idrak ettirmesini niyaz ederim. Her kese selâm ismi ile selâmetler dilerim.

Terzi Baba: Necdet Ardıç: Tekirdağ:

228


-------------------


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin