Sen doğru yola hidayetleyen (rehberlik) edensin.
Bu doğru yol evvelâ “Sırat-ı Müstakim,” daha sonra da “Sıratullah” tır.
Bu da “isra” ve “mi’râc” tır, ki Allah’ın (c.c.) yolu “ef’âlin”den, “zâtına”dır.
“Göklerde ve yerde olan mutlaka O’nundur,” O’ndan zuhur ettiğinden yine “Her şey O’na seyrede-cek, O’na dönecektir.”
Zat-ı ilâhi Rûh, nûr ve madde mertebesiyle zuhur-dadır. Bunlardan “Nûr” ve “Rûh” unu tekrar geri, yani kendisine çektiğinde âlemlerden eser kalmayacaktır.
Yukarıda da belirtildiği gibi burada seçilmişlik okadar özel olarak ifade edilmiş ki; diğerleri ile kıyas kabul etmez, çünkü Cenâb-ı Hakk bizâtihi bu seçilmişliği kendi zâtıyla özel olarak yapmıştır.
Şimdi gelelim diğer seçilmişliklerine.
Kûr’ân-ı Kerîm Enbiya Sûresi (21/107) Âyetinde:
20
Dostları ilə paylaş: |