BAKARA (2)/31
ve ‘alleme ademe’l esmae külleha
sümme ‘aredahüm ‘ale’l melaiketi
Ve (Allah) bütun esma/isimleri Adem'e allem/bildirdi.
sonra onları melaike/meleklere arz etti, sundu (Bakara 2/31)
Böylece melekler, beyanı, ikraren
kalu sübhaneke inneke ente’l ‘aliymü’l hakiymü
(Melekler) kale/dediler ki; Seni sübhan/tesbih ederiz,
kesin sen, ente/sensin ‘aliymü’l hakim/alim, hakim olan (Bakara 2/32)
gerekli esma-i ilahi ile aynen tasdik etmişlerdir
Yani Melekler ağzından (sübhaniyet)i ikraren,
mülk alemi ancak Allah’ın talim ettiği ve haliyle o talimi kaldıracak
takat nispetinde ilimden hissementtir.
Neticede ilim yönünden bilinemiyecek olan şeylerin alimi olduğunu
tasdik ve beyan ediliyor
Hissement olunanın ziyadesi için (el hamd lillahi) ikrarı yapılır
Yani mülk edinmek değil, aksine ait olduğu yere teslim etmek gerekir.
Böylece “şükür edin ki ziyadeleşsin” buyruyor.
Hz. Kur’anı Kerim’de
ve iz teezzene rabbüküm lein şekertüm leeziydenneküm
Ve hatırlayınız ki, Rab'biniz size teezzene (izin etmiş, bildirmişti) ki,
Eğer şeker/şükrederseniz elbette size eziyde/arttırırım, (İbrahim 14/7)
***
Ademe allem/talim etttiği esma/isimler ile nebe/haber vermesini buyurması.
Hz. Kur’anı Kerim’de
kale ya ademü enbihüm biesmaihim
felemma enbeehüm biesmaihim
kale elem ekul leküm inniy a’lemü gaybe’s semavati ve’l ardı
ve a’lemü ma tübdune ve ma küntüm tektümune
kale/Buyurdu ki: Ey Adem! O şeyleri esma/adları ile (bu meleklere) nebe/haber ver.
(Adem de) bunlara onların esma/ismini nebe/haber verince
kale/dedi ki, "Ben size kul/dememiş miydim?
şüphesiz ben semavati ve’l ardı/göklerin ve yerin gayblerini a’lem/bilirim,
Ve sizlerin ibda/açıkça yaptığınız
ve ketm/gizlediğiniz şeyleri de a’lem/bilirim. (Bakara 2/33)
Böylece nübüvvetten hissement kılınmış olduğu beyan etmiştir.
***
İBLİS’in secde etmemesinde,
ve lekad halaknaküm sümme savvernaküm
ve andolsun ki, sizi halak/halkettik sonra size savver/şekil verdik (Araf 7/11)
sümme kulna li’l melaiketiscudu liademe fesecedu
Sonra da Adem'e secde ediniz diye melaike/meleklere kul/buyurduk
bu halde secde ettiler. (Araf 7/11)
illa ibliyse lem yekun mine’s sacidiyne
Ancak iblis, o sacid/secde edenlerden kun/olmadı (Araf 7/11)
kale/buyurdu ki, Ey İblis!. İki yed/elimle halak/halkettiğime
secde etmekten seni menea (men eden, alıkoyan) şey ne? (Sad 38/75)
buyruyor.
İBLİS eba/dayatıyor, diretiyor.
ve iz kulna li’l melaiketiscüdu li ademe fesecedu
ve vakta ki biz melaike/meleklere kul/demiştik ki
Adem'e secde ediniz. Onlar da hemen secde edivermişlerdi (Bakara 2/34)
illa ibliyse eba vestekbere ve kane mine’l kafiriyne
illa/ancak ibliys/iblis
1. eba (dayattı/yanaşmadı, küçümsedi/reddetti)
2. ve estekber/kibirlendi
3. ve kafiriyn/kafirlerden kane (idi/oldu) (Bakara 2/34)
Eba. Sabır yerine inatı tercih ediyor.
Demek ki bir kimse Allah yolunda ise, yaptığı gayrette sabır
ama kendine bir şey çıkarmaya çalışıyorsa yaptığı çalışmada inat var,
İnat Allah’ın makbulü değil.
Eba, direnen, kendine varlık izafe edip üstün gören,
kebir kelimesini kibir haline dönüştüren,
bu yüzden de kafir olan bir İblis. Bunların ikisi hitap.
Birisi kabule dönüyor öbürü kabul etmeyip, kendi inadında Adem’le
ve la tecidü ekserehüm şakiriyne
ve onların ekserisini şakir/şükür ediciler ecid/bulmayacaksın (Sad 38/75)
savaşına girip onun yerine
Ben yaptığım bu savaşta bak ne çalışmalar yapacağım, karşılığında
kale enzırniy ila yevmi yüb’asune
kale/dedi ki: yevmi yüb’asun/tekrar dirilecekleri güne değin
Bana enzır/mühlet ver (Araf 7/14)
Böylece kendisini halkediliş bakımından daha hayırlı görüp
halifelik üzerinde hakk iddia etmeye çalışır.
Halbuki Allah yapılan şeylerin çokluğundan ziyade,
kelimeyi tevhid ve kelimeyi risalet üzere teslim olarak,
iman tenezzül neticesinde irfan olunma zevkini ortaya çıkarır.
İkramı rahmet üzeredir.
“Sabahtan akşama kadar ibadet ettim, tesbihat ve zikirlerde bulundum” diyerek
istenilen şeylere karşılığı cennet adı altında vaadullah üzre şüphesiz ki bulunur.
Ama muradolan hüve/kendisidir. Radiyeten ve mardiyeten yol almadır.
***
Heran kaybolma halinin apaçık olan vehmi benliğin,
varlığını ispat etmek mümkün değildir.
İspat (illa Allah) tır. “la ilah illa Allah” kelimeyi tevhid’de
(la ilah) nehy etmeye karşı (illa Allah) sözü ispattır..
Birşeyi yok kılmak ile ispat edilen (görünürlük) kazanır, ki o zat Allah’tır.
“Allah yok ben varım” diyerek, Allah’a izafeten kendi benliğine vucüd vermek,
Ancak hakikatı örtmek, yani kafir olmaktır.
***
İBLİS Allah’ı kabul ediyor. Ondan izin alıyor.
kale ena hayrün minhü halakteniy min narin
ve halaktehü min tıynin
kale/Dedi ki: ena/Ben minhü/ondan hayırlıyım,
beni nar/ateşten halak/halkettin, onu ise tıyn/çamurdan halak/halkettin (Araf 7/12)
diyerek onun tarafından mahluk olduğunu ikrar ediyor.
Yani Mahluk olarak Allahı (hallak) halkeden olarak kabul ediyor,
Ancak halkedilişine bakarak “Ademden hayırlıyım” diyor
Çünkü
halakteniy min narin ve halaktehü min tıynin
“beni nar/ateşten halak/halkettin
onu ise tıyn/çamurdan halak/halkettin” (Araf 7/12) diyor.
Böylece hüküm noktasında kendisni Allah gibi
Ehil, yeterli ve selahiyetli görme gayretinde bulunarak
Ve bunda da inat ederek, şirke düşüyor. “Allah var ben de varım” diyor.
***
Buraya kadar geçeni özetleyecek olursak,
ŞERİAT-I MUHAMMEDİ’nin Şeriatının teşkil edildiği (ADEMİYET) te
1. Rabbüke/senin rabbin ifadesiyle (MELEKLER – İBLİS’e) olan konuşma…
Bu konuşmada Adem konuşmuyor.
2. Turab/tıyn (Anasır-ı Erbaa) (toprak – su – ateş –hava) hususiyetince
halkedilende (Halifeyi hakk sırrı üzre) Arzda HALİFE Adem ca’l/kılınması
- Beniy Adem Keremdir (keramet sahibidir, mükerremdir)
- İnsan da alemlere efdal, fazl sahibidir.
3. Görünmenin (ESMA) ve (KELİMELER) olarak tespiti….
4. Meleklerin ağzından (FESAD) ve (DEM) hususları meydana çıkmıştır.
5. Meleklerde (SUBBUH) ve (KUDDÜS) isimlerinin tatbikatında olduğu,
6. Meleklerin ağzından
la ‘ılme lena illa ma ‘allemtena
senin bize ‘allem/bildirdiklerinden başka bizim ilm/bilgimiz yoktur
(ilmimiz ancak senin bize talim ettirdiklerindir) (Bakara 2/32)
7. İBLİS’in secde etmemesi,
illa ibliyse lem yekun mine’s sacidiyne
Ancak iblis, o sacid/secde edenlerden kun/olmadı (Araf 7/11)
Dostları ilə paylaş: |