BAKARA (2)/67
innallahe yemürüküm entezbehu bekarat
Bir vakitte Musa kavm/kavmine kale/dedi ki:
bir bekara/sığır zeheb/boğazlamanızı Allah kesin size emrediyor
Bu emr-i ilahi ile bunu takibeden ayetlerde
bakara/ineğin kurban edilmesinde 3 şart çıktı
- Bakara/sığırın yaşı (Bakara 2/68)
- Bakara/sığırın rengi (Bakara 2/69)
- Bakara/sığırın hususiyetleri (Bakara 2/71)
***
Burada bir saplama yaparak yolumuza devam edelim.
Yukarıda da başka bir neden ile temas ettiğimiz gibi
Hz. Kur’anı Kerim’de beyan edildiği üzere
Hz. Allah, halketmeyi (Nefsin Vahide) olarak lutfetmiş
Ve anha/kendisinden de zevceha/kendi zevcini halkettiğini beyan etmiştir.
halekaküm min nefsin vahıdetin ve haleka minha zevceha
nefsin vahıd/tek bir nefisden sizi halek/halketmiştir
ve ondan/kendinden de kendi zevc/eşini halek/halketmiştir. (Nisa 4/1)
Yine Hz. Kur’anı Kerim’de beyan edildiği üzere
elleziy haleka seb’a semavatın tıbakan
ma tera fiy halkı’r rahmani min tefavütin
ferci’ı’l basare hel tera min füturin
O zat ki: seb’a/Yedi semavat/göğü tıbaka/tabaka tabaka olarak haleka/halketti,
o rahmanın halkı/halketmesinde hiç bir tefavüt/uygunsuzluk era/göremezsin,
imdi basar/gözü erci’ı/çevir (bak), hiçbir fütu/çatlak era/görebilir misin?. (Mülk 67/3)
Böylece “seb’a semavatın tıbaka” (Yedi Semavat tabaka tabaka) halkediliş,
İnsanda nefis mertebesine tekabül etmektedir.
Nitekim bunu ifade bakımından
Yine Hz. Kur’anı Kerim’de beyan edildiği üzere
ve lekad halakna fevkaküm seb’a taraika
vema künna ‘ani’l halkı gafiliyne
Ve andolsun ki, sizin fevka/üzerinizde seb’a taraik/yedi yol halak/halkettik
ve biz halkı/halktan gafiliyne/gafiller kün/olmadık. (Müminun 23/17)
Üzerinizde “seb’a taraika” (Yedi Tarik/yol) halkettik diye açıkça ifade edilmiştir.
Bunlar arasında da uygunsuzluk olmayıp, tam bir ahehk içinde olduğu beyan edilmiştir.
***
Üç şart ile yolumuza devam edersek,
Bunlar bu yedi mertebenin ilk üçünün görünme teşkilatlanmasıdır, diyebiliriz.
Bu üç mertebe var. (Nefsi Emmare - Nefsi Levvame - Nefsi Mülhime)
Bunlar Tarikatın nizamı olarak görünmektedirler.
Baştan söyleneni yapmada tereddüt gösterip, hemen tatbik etmemeleri,
aynen Ademiyette meleklerin yaptığı gibi kendi ağızlarından
Ademiyetin şeriatını tespit bakımından çok önemlidir.
Nitekim irfaniyetlerindeki terakki bakımından buna delil olarak
- bize teşbihli/şüpheli karışık geldi (yani kafamız karıştı),
İnşallah/allah dilerse mühted/hidayete ereriz (Bakara 2/70)
ayetini gösterebiliriz.
Kavmin sorduğu sorularla MUSEVİYET (Tarikat) in şeriatı tarif kazanmıştır.
***
- Bakara/sığırın yaşı (Bakara 2/68)
Birinci olarak yaşını sordu. Yaşla neyi anlatıyor?
Mahluk olan insan “mecz” bir varlıktır.
Bir tarafımızda (toprak, su, ateş, hava) bizim beşeriyetimiz,
bir tarafımızla “Nefahtü min ruhiy” Allah’ın nurundan nefesiz.
Bu ikisi karışmış bir varlıkız biz.
Bu ikisinin karışmış olduğunun takati ve bilinci içinde olmalıyız.
Fiziksel olarak, adeli kuvvet yanında duygu, his, düşünce, irade, dua
ve manevi takat olarak bu ikisinin olgunluk yaşı olmalı bizde.
Bu kıvamdaki yaş ne ise…. 20 de 30 da 40 da vs.. olabilir.
Netice bu olgunluk ve bu istek ve onu tatbikata kayacak takat içindeki olan orta yaş.
***
- Bakara/sığırın rengi (Bakara 2/69)
İkinci olarak Rengi Sarı dediğimiz “subhaneke_sensin” deme ve kabul rızası hali…
Kelimeyi Tevhid zikri yapma ile nefiy ve ispat yaşamak ve
(la ilahe illa ente subhaneke) idrakı ile “Allah” zikri tatbikatı içinde
Önce kendi benliğin haricinde Allahı tevhid edip,
sonra (benlik – senlik) ikiliğinde (la ilahe illa ente) (senden başka ilah) yok deyip, hayali olan Allah anlayışından yeryüzüne (minküm_sizden biri) hitabına uygun
yiyen, içen, zürriyeti olanı, kendindeki (ente_seni) ispat edip,
arkadan “Sübhaneke_subhansın” zevki açılır.
Bu iki ifadede iman bakımından yakıynliğe geçiş için iki makam zevk edililr
Böylece levmiyetin rızasında olup İlham üzere sohbet belirmeye başlar.
***
- Bakara/sığırın hususiyetleri (Bakara 2/71) Üçüncü olarak, Hususiyetleri;
Adem’de esfele (kesrete) indirildi.
Musa’da rasul olarak kavmine hitap edildi.
Kavmi orda ya sözü dinleyecek ya da dinlemeyecektir.
Artık İblis ve meleklik noktası apaçık görünür hale gelecek.
Kavimden bazılarında İblis’lik; bazılarında meleklik ön plana geçecek.
Kavim olarak açıkça şuhud edilecek.
Burada emir Musa ağzından kavmine Rabbının arzusu olarak açıkca beyan edilecek
Böylece Musa’daki Ademiyet harekete geçmiştir.
Ademiyet Adem’de kavim olarak harekete geçemediğinden
Adem’in Rabbı melklere ve İblis’de konuştu.
***
O noktada hususiyetlerini söylüyor.
- zelul/zillete uğramamıştır.
- Ne tüsiyrü’l ard/tarla sürmeğe,
- ne de teskıy’l hars/ekin sulamada alıştırılmamıştır.
- Bütün müsellem/kusurlardan uzaktır.
- Onda şiyet/renk karışıklığı (alacası) yoktur, (tam sarıdır)
Böyle bir inek bulmak mümkün değildir.
Verilmiş hayatta zahiren ve kesret üzere ve her yönden muhtaç halinde yaşarken tanımlanan bu mükemmellikte olmak veya onu bulmak mümkün değildir.
O zaman bu ayeti nasıl anlamamız gerekir. Kısaca değinirsek
Bir önceki (Bakara 2/70) ayette
kalud’u lena rabbeke yübeyyin lena ma hiye
inne’l bekare teşabehe ‘aleyna
kalu/Dediler ki: Bizim için rabbine ud’u/dua et
onun ne olduğunu bize açıkça beyyin/bildirsin
Şüphe yok ki o bekare/sığır bize teşabeh/karışık geldi. (Bakara 2/70)
(hangi sığır olduğunu kestiremedik).
ve inna inşaallahü lemuhtedune (Bakara 2/70)
Ve şüphesiz ki şaallahü/Allah dilerse
biz elbette mühtedun/hidayete ermişler oluruz.
“inşaallah” Allahın şae/dilemesi ile ancak muhtedin (hidaye olan) olunur.
Bu da Tarikat ile Hakikata varmada
Allahın selam indirdiği, nübüvvet ve risalet hissenmendi olan,
onun işaret ettiği (Vesile) kapısından izni ile girmek gerekir.
Onun Allah’tan lutfettiği ile tabiyet ve takat üzere yürümek gerekir.
***
Yukarıdaki hususiyetler,
Dünya halini yaşarken onun eğitiminde yapılırsa bu oluşur.
Çünkü İlahi arzu, irfan olunma muhabbeti olarak,
arzda halife olarak Ademiyeti zevk etmektir.
Bu durumda bütün fiilleri ifa edilmesinde
(lehü’l mülkü lehü’l hamdü hüve âlâ külli şey’in kadiyr) zikri içinde
Yani Mülk ve Hamd Allah içindir, ki hüve/o herşeye kadir olandır teslimiyeti üzre,
Emaneti ehline tahsis ile halkıyette hakkı, kesrette vahdeti müşahadedir.
Yoksa kendine veya kendin mahluk olana vucud verip, onu rab edinmekle
bu mümkün olmaz.
***
(Nefsi Emmare - Nefsi Levvame - Nefsi Mülhime) nin kemalatı
Tebşir/müjde, Hak mertebesi, Fenafillah denen İseviyet mertebesine götürecek.
İşte bu 67 den 74 e kadarki ayetlerde olan tarikat seviyesinde
Mürşid-i Kamil (Vesile) sırrı tatbikata geçiyor.
Musa, Museviyet mertebesindeki Risalet makamı.
O’nun dediğini dinlemek (emr-i ilahi) dir. Onu Kabul Musa’nın Rabbını kabuldur.
Dostları ilə paylaş: |