BAKARA (2)/67
innallahe yemürüküm entezbehu bekarat
Bir vakitte Musa kavm/kavmine kale/dedi ki:
bir bekara/sığır zeheb/boğazlamanızı Allah kesin size emrediyor
Dikkat edilirse burada emr-i ilahi var.
Ve emrini, kulu ve Rasulu olan Musa’sı vesilesi ile tatbikata koyuyor.
Bunu takibeden ayetlerde kavmi Musa’ya,
- Bakara/sığırın yaşı (Bakara 2/68)
- Bakara/sığırın rengi (Bakara 2/69)
- bize teşbihli/şüpheli karışık geldi (yani kafamız karıştı),
İnşallah/allah dilerse mühted/hidayete ereriz (Bakara 2/70)
- Bakara/sığırın hususiyetleri (Bakara 2/71) hakkında bir takım sorular soruyor,
Böylece kavmi ağzından sorulan sorularla makamın sistemi tarif kazanıyor.
***
Bunun ne olduğunu anlamak için önce bazı şeyleri hatılayalım,
ŞERİAT-I MUHAMMEDİ,
Ademiyette ŞERİATINI,
Museviyette TARİKATINI,
İseviyette HAKİKATINI,
Muhammediyette MARİFETİNİ teşkil etmektedir
ADEMİYETTE,
1. Hitap itibariyle
ve iz kale rabbüke li’l melaiketi
ve vakta ki, Rabbin melaike/meleklere kale/demişti ki (Bakara 2/30) şeklindedir.
MUSEVİYETTE hitap
ve iz kale musa likavmihi
ve vakta ki, Musa kavm/kavmine kale/dedi ki (Bakara 2/67) şeklindedir.
Musa’da, (Musa) vesilesi ile kendi kavmine
minküm/içinizden biri beyanı ilahisi aynen tatbikattadır
Adem’de ise Rabbüke/senin rabbin ifadesiyle,
Adem’in Rabbı (Musa’da olduğu gibi) (Adem) vesilesi ile kavmine değil de
(Meleklere ve İblise) emir etmektedir.
2. Halkıyetin hususiyetini Meleklere,
(TURAB-TIYN’den) halkedilen
halekake min türabin sümme min nutfetin
Seni turab/topraktan, sonra bir nutfeden haleka/halkeden (Kehf 18/37)
ve bedee halka’l insani min tıynin
ve halka’l insan/insanın yaradılışına tıyn/çamurdan bedey/başladı. (Secde 32/7)
inniy haliku beşeren min tıynin
kesin ben ki, tıyn/çamurdan bir beşer/insan halik/yaratacağım. (Sad 38/71)
ve halaktehü min tıynin
(İblis) ve O'nu tıyn/çamurdan halak/halkettin (Sad 38/76)
(Halifeyi hakk sırrı üzre HALİFE) ca’l/kılacağını
ve iz kale rabbüke li’l melaiketi inniy ca’ılün fiy’l ardı haliyfe
Hatırla o zamanı ki. Rabbin melaike/meleklere kale/demişti ki,
"Ben ardı/yer yüzünde muhakkak bir halife ca’l/kılacağım" (Bakara 2/30)
Adem için secde edilme buyruğu
sümme kulna li’l melaiketiscudu liademe
Sonra da melaike/meleklere Adem için secde ediniz diye kul/buyurduk (Araf 7/11)
Bu hitab Melaike/melekler noktasında zuhur ederken,
İblis de buna muhatab oluyor.
Halkıyetleri farklı da olsa 2 si de mülk aleminde görünmektedirler.
Bu hitab halinde Adem görünmüyor, Adem konuşmuyor,
sanki Adem bu konuşmalardan haberdar değilmiş gibi görünüyor….!
Adeta (Ademiyet) in teşekkülatı inşa ediliyor.
Nitekim daha sonra
ve ‘alleme ademe’l esmae külleha sümme ‘aredahüm ‘ale’l melaiketi
Ve (Allah) bütun esma/isimleri Adem'e allem/bildirdi.
sonra onları melaike/meleklere arz etti, sundu (Bakara 2/31)
Adem’e
“la takreba hazihi’ş şecerete”
hazihi’ş şecer/şu şecer/ağaca akreb/kurbiyet sağlamayınız. (Bakara 2/35)
hitabı ile emrediyor. Adem hala konuşmuyor.
Adem
fetalakka ademü min rabbihi kelimatin fetabe ‘aleyhi
Adem kendi Rabbinden bir kısım kelima/kelimeler telakka/aldı.
Onun üzerine tövbe eyledi.(ona yöneldi, tevbe kabul gördü) (Bakara 2/37)
Böylece artık Adem’in sahneye çıkmasına işaret olmaktadır.
Burada Adem, (hazihi’ş şecerete) ile işareten ikaz edilene,
nefsinin irfaniyetinin mevcut hali gereği
Heva yönü itibariyle hevesi Havva ismi ile tatbikata geçiyor.
Böylece zevcesi Havva’nın manası irfaniyet görünürlük kazanıyor.
***
3. Görünmenin (ESMA) ve (KELİMELER) olarak tespiti….
Adem’e allem/talim edilen ESMA
ve ‘alleme ademe’l esmae külleha
Ve (Allah) bütun esma/isimleri Adem'e allem/bildirdi. (Bakara 2/31)
Adem’in kendi rabbından talakka/mülaki olduğu KELİMELER
fetalakka ademü min rabbihi kelimatin
Adem kendi Rabbinden bir kısım kelima/kelimeler telakka/aldı.
Böylece Rabb kendini KELİMELER tanımı içinde gizli kılmıştır.
Bu makamda O’nu gözle görmek mümkün değildir.
***
4. Halkıyet sırasın itibariyle,
Arzdakileri halkıyet ve yedi Semavat sevva/düzenlenmesi
hüvelleziy halaka leküm ma fiy’l ardı cemiy’an
sümmesteva ile’s semai fesevvahünne seb’a semavatin
hüve/O o zat ki, sizin için halak/yarattı ard/yeryüzünde ma/ne varsa sonra semai/göğe esteva/yöneldi
onları seb’a semavat/7 gök olarak sevvae/düzenledi (Bakara 2/29)
ve hüve bikülli şeyin ‘aliymün
ve hüve/O külli şeyin/her şey ile alim/bilendir (Bakara 2/29)
Adem’in rabbının Melaike için Arzda Halife ca’l/kılmasını buyurması
ve iz kale rabbüke li’l melaiketi inniy ca’ılün fiy’l ardı haliyfe
Hatırla o zamanı ki. Rabbin melaike/meleklere kale/demişti ki,
"Ben ardı/yer yüzünde muhakkak bir halife ca’l/kılacağım" (Bakara 2/30)
Konuşma (rabbüke/rabbın) ifadesiyle
mülk aleminde Melaike/meleklere ve İblise hitaben olmaktadır.
Melaike/meleklere mülk aleminin hususiyeti olarak, kuvvetlerdir.
Kuvvet, kudretin tasdiken görünme yeri olan Adem’e tabidir.
Nizamı ilahi gereği, irfan olunma muhabbetinin arzu ve rızalığı üzre
Rahmani nefs tenezzülatı ile isimlerin fiilen amel halinde tarif kazanması,
ve böylece arif olanın müşahadesini mümkün kılacak Rabbi tatbikat
Adem’deki irade lutfu ile harekete geçer.
Ademiyet esasına göre Adem’in melekleri olduğu gibi,
her makamın kendi makamsal mazhariyetine uygun melekleri bulunmaktadır.
Bunlar Ademiyet sisteminde görüldüğü gibi
o makamın isimsel görünmesi (ki İbrahim, Musa vs.) Ademiyete muzaf
kendi makamlarının takatı ve takvasıdır.
Bu vesile ile, Muhammediyete ait, Ademi Muhammedin,
Uluhiyete Allah’ın da melekleri vardır.
Nitekim.
Hz. Kur’anı Kerim’de
innallahe ve melaiketehü yusallune ‘ale’n nebiyyi
kesin ki, Allah ve kendi melaike/melekleri
nebiy/Peygamber üzerine sallu/selatta bulunurlar (Ahzab 33/56)
Allah’ın (Hakikati Muhammed) melekleri aliyn meleklerdir.
Bu melekler Adem’e secde etmeyip, Allah’ın kendi melekleridir.
Yani o makamın kemalatının melekleridir.
(rabbüke/rabbın) ifadesiyle
mülk aleminde Melaike/meleklere ve İblise hitab ile onlar ile sohbet ettiğinden,
mülk alemi mertebesi olarak onların sohbet sahibi olduğunu düşünülebilinir.
Ancak Halife-i Hak sahibi olan Adem, kudret ve sohbet sahibidir.
Buna dikkat edilmez ise o zaman Melaike/meleklere ve İblise varlık verilmiş olur.
Meleklerin ve İblis’in sohbeti kendi varlıkları sebebiyle değil,
onlardan, o mertebe üzre
Vacibu’l Vücud hazretlerinin rabbani tenezzül etmesidir, diyebiliriz.
***
Neticede (Ademiyet) sahnesinin karakterleri
(Melaike – İblis – Adem – Havva) belirleniyor.
Bu noktada hitab Adem’in Rabbinden geliyor.
Ancak Rabb kendini tanımlamıyor. Sadece karakterlerden konuşucu oluyor.
***
Vacibü’l Vücud Hazretleri, irfan olunma muhabbetinin şehadeti için
arzu edip razı olduğunu irade ederek
“Yeryüzünde Halife ca’l edeceğim” beyanı ilahisi ile
Halifeyi Hak olan Adem halkıyetini
Ademiyet üzere (Vucudiyet) Şeriat/şartlarını apaçık beyan ile tanzime başlamıştır.
Hz. Kur’anı Kerim’de
Dostları ilə paylaş: |