Tasvir Nedir (Özet) : Tasvir, arapça bir kelime olup, herhangi bir varlığın rengini, kokusunu, tadını, görünüşünü, özelliklerini... anlatma ve canlandırma (bir anlamda yazıyla resmetme) demektir. Çevremizde bulunan hemen her şeyi, her olayı tasvir yoluyla anlatmak mümkündür.
Not: İnsân-ı konu alan tasvire portre denir. Tasvir Nedir (Detay)
Herhangi bir şeyi söz veya yazı ile göz önünde canlanacak şekilde anlatma mânâsına gelmektedir. Edebiyatta insân dışındaki canlı veya cansız varlıkların, sâhip oldukları özellikleri ve nitelikleri sözle veya yazı ile İfade etmektir.
Tasvir bir bakıma kelimelerle yapılan resimdir. Anlatılmak istenilen varlığın tam anlamıyla ifade edilmesi, o varlığın bütün yönleriyle tanınmasına bağlıdır. Bu bakımdan başarılı bir tasvir yazabilmek için, iyi bir gözlemci olmak gerekir. Tasvir edilecek varlık hakkında bütün bilgiler beş duyu organı vasıtasıyla elde edilir. Yalnız, bu organlar vasıtasıyla, dış dünya ile irtibat kurabildiğimiz için, tasvir'de beş duyu organının yardımıyla tespit edilen bilgiler son derece önemlidir. Bu bilgilerin başarılı bir şekilde söz ve yazı ile ifade edilmesi tasvir'de başarıyı sağlar. Eğer malzemeler dilin anlatım imkânlarıyla birleştirilerek dikkatli bir şekilde kullanılmazsa, tasvir'de başarı kazanmak mümkün değildir.
Tasvir yapılırken mutlaka anlatılan varlığın gerçek niteliklerine ve özelliklerine bağlı kalınmalıdır. Gerçeği saptırma, abartma tasvir için hoş görülmesi mümkün olmayan hatalardır. Tasvirler, tasvir yapan sanatçının tavrına ve gayesine göre, objektif tasvir, sübjektif tasvir olmak üzere ikiye ayrılır.
Objektif tasvir'de sanatçı anlattığı varlığın gerçek özelliklerine ve niteliklerine bağlı kalır. Gördüğünü olduğu gibi ifadeye titizlikle uyar. Hayal gücünü işe karıştırmaz.
Sübjektif tasvir'de ise sanatçı anlattığı varlığın gerçek özelliklerini ve niteliklerini kendi hayal dünyasında süsleyerek veya kısmen değiştirerek anlatma yolunu seçer. Çeşitli edebi sanatlara başvurarak ifadesine, heyecan ve canlılık kazandırır. Bu tasvirlerde görüntünün gerçek yüzü, sanatçının hayal dünyasında meydana getirdiği yankıya göre bir mahiyet kazanır.
Tasvir yapılırken işe anlatılan varlığın ilk bakışta dikkati çeken, en belirgin özelliklerinden başlamak, sonra sırasıyla ikinci, üçüncü derecede dikkati çeken özellikleri üzerinde durmak gerekir. Lüzumsuz ayrıntılardan kaçınılmalı, üzerinde durulan her husus, o varlığın tanıtıcı yönünü ortaya çıkarmaya yardımcı olacak bir değeri ihtiva etmeli, kullanılan dil açık ve sade olmalıdır.
Tasvir kendi başına ayrı bir kompozisyon türü olarak yazılabilirse de genellikle diğer kompozisyon türleri içinde hazırlayıcı veya tamamlayıcı bir anlatım şekli olarak yer alır.
Tasvir başlı başına bir edebî tür olmadığı halde roman ve hikâye gibi eserlerde olayların, varlıkların, mekânın anlatımında vazgeçilmez bir yoldur. Tasvirin başarısı yazanın iyi gözlem yapmasına, duyulardan olabildiğince yararlanmasına, kendinden bir şeyler katmasına ve plânlı olmasına bağlıdır. Eşyayı veya manzarayı sadece dış görünüşüyle, bir sıraya koymadan uzun uzadıya, gelişigüzel anlatmak okuyucuyu sıkar, bıktırır. Tasvir edilenler karşısında duyulan hislerin anlatıma dâhil edilmesi, tasvire canlılık katar, ruh verir. Dış dünyayı beş duyusuyla algılayan yazar, tasvir ederken duyularından yararlanır, benzetmeler yapar, kendi hislerini, öznel değerlendirmelerini de tasvire katar; ama bunda aşırılığa gitmez. Yazıyı dağınıklıktan kurtarmak ve okuyucunun anlatılan yeri veya nesneyi zihninde daha kolay canlandırmasını sağlamak için, konunun özelliğine göre, anlatılanı (yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, uzaktan yakına, yakından uzağa, soldan sağa, genelden özele, özelden genele, dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya, büyükten küçüğe... gibi) bir sıraya koymak gereklidir.
Dostları ilə paylaş: |