***
2. “Nefsi Levvâme” de
“fenâda fiy’z zulümâti en lâ ilâhe illâ ente sübhaneke
inniy küntü mine’z zâlimiyne” (Enbiya 21/87)
Bu halde zulumat/karanlıklar içinde
1. lâ ilâhe illâ ente (ilâh yoktur illâ ENTE/Sen) 2. sübhaneke (sübhan ke/sensın)
3. inniy/kesin ben ki, ben zalimlerden kün/oldum diye nida/seslendi
Âyetin idrakı içinde zikir tatbikatında olan derviş, kendisine kullansın diye verilen irâdeyi sahiplenmeyip, övülmeye lâyık gördüğü rabbına, yani hakiki mânâda kullanma hali içinde, aklını veren yere teslim eder. Böylece artık ondan zuhur eden irâde, mertebesine göre rabbından görünendir. Böylece Kelimeyi Tevhid kemâlâtından hissement olunmaktadır.
1. “Övülmeye layık olan Sensin Rabbım.” Bunu dediği zaman bu kimin fiilidir? Kimin irâdesidir? Buna “irâdeyi cüz” dense de “Sensin Rabbım” diyor. İrade uzaktı, (teslimiyet – tevbe) ve (tevbe – teslimiyet) ile yakına geldi. Yakına gelince artık uzak biter, yakın da biter. (Levvame makamında)
Dostları ilə paylaş: |