*************
(55) Az……S……
Selâmün aleyküm Terzi Babam, Halifem,
Bismillhirrâhmânirahîm
Tasvirci-ressam hikâyesinde,
Rabbimin ikramıyla, anladığım kadarını yazmaya çalışıyorum:
Birgün dediği, Allahın nasiplendirdiği gün. Burada kişinin kazâ yazısı yazılmış, tasvirci-ressam olan arkadaşının (yoldaşının aslında Mürşidin) ziyaretine gitmeye karar vermesi ile de kaderini belirlemiş ve seyr-i sülûk'a başlamış oluyor. Duvarlardaki ve heryerdeki dediği, çevresinde ne varsa ilk nefis mertebesi olan Nefsi Emmare'de olduğu için, hayvân tasavvurunda olduğudur. “Neden hep hayvân resimleri yapıyorsun” dediğinde, tasvirci-resamın verdiği cevap “yukarıdaki çiziyor ben içlerini dolduruyorum” fiilin faili Allah olduğuna göre, Allah kulunu yaratıyor, ressam yani Mürşid ise, Dervişlerde-Müritlerde, İnsân -Adem olmanın yolunu açıyor. Burada Mürşit Nefsi Safidedir bence. Aslında resimlerin içini dolduran da yine Allahın onda görünmesidir. O, Haktan aldığını halka vermek durumundadır.
Ressamın, resimlerin içini doldururken, renk ve düzenleme seçeneği yoktur, çünkü herkes nasibi kadar alır. Rengi de düzenlemeyi de yapan Allahtır. O ise boyamakta mecburdur. Yani emâneti yerine vermesi gerekir. Eğer daha farklı resimler; insân veya doğa v.s. olsaydı, zâhiri- maddi görüntü öne çıkar, mânâ ikinci plânda olurdu. Sizlerin de himmetiyle. Allahım maddeden mânâ’ya geçmeyi tüm kardeşlerimle birlikte bana da nasip etsin İnşallah.
Allah razı olsun. Hürmetle ellerinizden öperim.
Dostları ilə paylaş: |