*************
(65) Me…… K…….
Selâmün aleyküm Terzi Babam, Halifem,
Bismillâhirrahmânirahîm.
2.11.2011 tarihi ile, 13+13 olarak,
Allah, Zat'ından Zat'ına, kuluna tenezzülü ile, Efendi Baba makamından, zuhur ettiği Terzi Baba makamı ile verdiği hikâyeyi, verildiği andan itibaren ''kün fe yekun'' olarak işleve koymuştur.
Hikâyeden murad edilen, saat 20.44 de (toplamı 10) gelen mesaj ile, üç ay içinde her evlâdın, kendi mertebesine göre, hikâyenin hakikatini, ilmel, aynel ve Hak'kel yakin olarak zevk etmeleri, tefekkürde bulunmaları ile, irfan olunmalarına, onlara yeni sûret ve isimlerin açılabilmesine bahane olan, İlâhi hizmettir.
Bağlı bulunduğumuz Gönül den inen, Vahy-i İlâhiyi yerine getirmek için, vazifelendirilen dervişler, evlâtlar olarak, herbirimizde görünen; Tasvir edenden, Efendi baba makamından görünen, ressam olarak, cem makamı olan, Terzi Babadır. Dervişler olarak bizler, O nun, Tasvirci ressamın çizimleriyiz. Zuhurat ve şehadetin birleştiği, gecenin tasavvurunu döktüğü, ''birgün'', bir tecelli ile yeni oluşumları müjdelemektedir.
Bir yerde, bir kişi olarak, dışarıdan gelen gibi anlatılarak, ancak zâten içeride olan Zat'ının, zâhir ve bâtını bünyesinde birleştiren, ve Ahadiyetinden zuhur ettiği görünmesi olan, Tasvirci ressam Terzi Baba ile sûretlerimizi çizerek, fiili işleve geçirerek, kendindeki İlâh-î esmaları açmaktadır. Tasvirci ressam Terzi Baba, Hakk makamından, mutmain mertebesinden,
kazâ kaydı ile çizdiği sûretler olan dervişlerinde, evlâtlarında, bu vesile ile onlardaki çeşitli makamlardan, İrade-i Kül olarak görünmektedir.
''Uzaktan gelen'' gelmiş ise artık uzakta değildir.
Her bir evlatta görünen olmuştur.
İlahi edep ile ''yukarıdaki çiziyor'' diye söylenen sûretlerin, boyanması ise; Berrak akan suyun bulunduğu kabın rengini alması gibidir. Her mertebenin icabı olarak, aslında bizden, bizi renklendiren de, boyayan da O olduğu halde, bunu kendi gayret ve seçimlerimizle yaptığımız için, ''dilemesi, dilememiz'' olarak yaptığımız için, irâde-i cüz diyerek kaderimizi meydana getiriyoruz.
Bu hikâye ile; ''Kün'' emri ile, Muhammed nurunun, Muhammed kâlemi ile satırlanmış halinin Halife-i Hak sırrı ile, efdal olan insân olma yolunda zevk edilmesi arzulanarak, mülhime makamının donanımlarını bize sunan, Hakk makamının bilgi ve yönlendirmesi ile, nasıl kullanabileceğimizin ve çizilen sûretlerimizin renklendirilmesinin, çalışması, Kazâ hükmü ile inmiştir. Tıpkı tohumun içinde bulunduğu şartlara ve düştüğü toprağa göre yeşermesi ve meyva verene dek aldığı yol gibi, bu hükmün kabulü olan gönüllerdeki inşaat da, o anda başlamıştır.
Dostları ilə paylaş: |