“inne mesele ‘ıysa ‘ındellahi kemeseli Âdeme halekahü min turabin sümme kale lehü kün feyekunü” (Âl-i İmrân 3/59)
(Kesin ki Allah katında İsâ'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir ki onu topraktan halk etti, sonra onun için (ona), (kün feyekun) "kün/Ol," dedi bu halde oldu (daim olur).
“el hakku min rabbike fe la tekun mine’l mümteriyne” (Âl-i İmrân 3/59)
(Rabbinden Hakk’tır bu halde mümter/kuşkulananlardan olma), beyan edilmiştir.
Bu âyetlerde belirtildiği gibi, İsâ, Âdem’de olduğu gibi tasavvur edilen yok hükmündedir. Görünüp yani zâhir olup irfân olunacak ve müşâhedeye erecektir.
Bu duruma göre, irfân olunma muhabbetinde, mertebeyi ilâhîyi vücûda getirmek üzere (yok) tan ancak mertebeyi vücûdiyet itibâriyle isimlendirmesi hariç (yok) olarak zuhûra çıkmıştır. (DOĞDULAR) Risâleti yerine getirmek üzere, (YAŞADILAR).
Dostları ilə paylaş: |