HAYAT HİKÂYEMDEN BİR BÖLÜM
Hayatımda insanın nihai gideceği zirve noktanın cennet olduğu fikrini öğrendiğim zamanlardı. Bu düşünceden rahatsız değildim. Gel zaman git zaman bir gün okulda bir arkadaşımın, “Cennet sıkıcı bir yer değil mi?” sorusuyla karşılaştım. Arkadaşıma göre insanın dünyada elde edemediği nefsi bazı hallerin cennette sınırsız bir şekilde karşılığının olması sıkıcı bir şeydi. Daha doğrusu bu hal, bir müddet sonra sıkıcı gelmeyecek miydi? Öğrendiğim bilgiler çerçevesinde arkadaşıma bazı cevaplar vermiştim. Ama aklıma da bir soru düşmüştü. Gerçekten de cennetin dünyadaki nefsi hallerin sınırsız karşılık bulduğu bir yer olması sıkıcı olamaz mıydı? İlk defa cennet tahayyülümde bir gedik açılmıştı. Arkadaşımın sorusu, üzerine ciddi düşünmediğim bir husûsu gündemime sokmuştu. Aslında bu gedik benim Allah tahayyülüme de ilişti. Allah bizi cennetine hapsetmeye mi düşünüyordu? Yoksa Allah’ın arzusu başka bir şey miydi? Bir müddet bu soruya cevap bulamadım. Daha doğrusu eski tas eski hamam hesabı eski cevaplarımla yetindim ve sorumu toprağın altına gömdüm. Ne zaman ki Terzi Babam’ın sohbetlerini dinlemeye başladım, bu soru tekrar gündemime girdi. Öyle ki, artık beni tatmin edecek bir cevâbım vardı. Her ne kadar fehmetmekte zorluk çeksem de.
Mu…… Pa…….
Dostları ilə paylaş: |