Fakîrin kendisinden bir hikâye ise aşağıdadır.
Bu hikaye hayatımda birtakım kıssaların birleştirilerek anlatılmış hâlidir.
16 yaşlarında iken düzenli olarak namaz kılmaya başlamıştım. Din ile ilgili mevzûlara oldukça ilgiliydim. Bu devam eden yıllar içinde artarak devam etti, ancak hayatımda çalkantılarda oluşmaya başladı. Namaz, oruç düzenli olarak hayatımda varken isyan hallerim de artık düzenli olarak vardı.
2005 yılının yazında, 24 yaşında iken Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe meâlini kısa bir zaman zarfında bitirdim. Ancak Kur'ân bana oldukça soğuk ve itici gelmişti. Ancak bu durumu, “en iyisi itaat etmek,” diyerek sorgulamayı keserek dindirdim. Tasavvuf önümdeki yıllarda devreye yavaş yavaş girmeye başladı, ancak hayat ve dinle ilgili sorular ve karışıklar hızla arttı.
2008'de bir akrabamın tavsiyesi üzerine İbnü’l-Arabî Hz.'lerinin Fusûsu´l-Hikem'ini çok hızlı bir sürede, takriben 15 günde okudum. (Bugün bu kitabı bu kadar hızlı bir sürede okumayı hata olarak kabul ediyorum.) Kitabı tek başıma okudum. Bu yüzden kitabın çok az bir kısmını anlayabilmiştim. Ama beni tek kelimeyle yıktı. Haşyetim, hayranlığım, heyecanım ta’rîf edilemez bir hâle soktu beni. Olağanüstü bir şekilde insan mantığına uygun ve insanın zihnini ve gönlünü açıyordu. Bu sarsıntı hâli bende öyle bir durum oluşturdu ki birkaç hafta kadar namaz kılamadım. İbnü’l-Arabî hayranlığım o kadar yüksekti ki ta’rîf edilemez. Ancak daha sonra kitabın önsözündeki bir cümleyi tefekkür edince iş daha değişik bir hayret ve haşyete dönüştü. İbnü’l-Arabî şöyle diyordu: "Bu kitabı mânâda Hz. Muhammed’den (s.a.v.) aldım ve bana, “ümmetime hediye et,” dedi." Muhammed’in (a.s.) görünenin dışında görünmeyen yönündeki olağanüstü hâli beni daha da hayran bir hale düşürdü. Ve bu kısa halden sonra namazlarım eskisinden daha iyi oldu.
Belli bir süre sonra Efendi Babam’la tanışmamla Kur’ân-ı Kerîm ve İbnü’l-Arabî'nin Fusûsu´l-Hikem'i sağlıklı olarak sindirilerek öğrenil-meye başlandı. Bundan 7 yıl önce itici bulduğum Kur’ân'ı şimdi iştahla ve heyecanla ve hayranlıkla okuyorum.
Efendim, cevaplarım bu kadar, en derin muhabbetlerimle...
Dostları ilə paylaş: |