*************
Candan aziz Efendi Babacığım ve Anneciğim,
Hayırlı akşamlar. İnşeallah çok iyisinizdir. Gittiğiniz günden itibâren özleminiz başladı. Size öyle alışıyorum ki, gittiğinizde bir müddet boşlukta hissediyorum kendimi. Siz gidince İzmir boş geliyor, sonra alışıyorum. Babacığım, ödevlerimi yapamadım özür dilerim. Bugün uygun bir zaman oldu ve hayat hikâyemi yazmaya çalışacağım. Aslında sizin sorduğunuz sorudaki gibi yazmak en güzeli: "geldiler, yaşadılar, gittiler". Bize yaşarken uzun ve acı gelen pek çok olay artık acıtmıyor, değiyor ve geçiyor, oysa onu yaşarken delip geçmişti beni. Yıllar delinen beden gemimi tamir etti. Aklım, gönlüm olunca acı kalktı, hatırladığım elli beş yıl tebessüm oldu. Keşke bu kendini bilme çabaları daha erken başlasaymış, ama dert olmadan derman aranmıyor.
Beni ben yapan olaylar, insanlar, hepsi başım gözüm üstüne. 1953 yılında Çanakkale'nin Adatepe Köyü’nde doğmuşum. Midilli, Selânik ve Anadolu karışımı üç ayrı kültürün çocuğuyum. Altı kardeş arasında tek kızım. Ailemizde kız çocukları çok kıymetli. Ailelerimiz genellikle anne hakimiyetli. Köyümüzde çok mutluydum, Rumlar’ın terkettiği bir mübadele yeri. Ancak anne ve babamın yaradılış farkı geçimsizliğe ve babamın İzmir'e gitmesine neden olmuş. Annem hepimizi toplayıp babamın ardından İzmir'e göcünce olay başladı.
Yıllarca acı ve yoksulluk çektik. Zamanla şartlar iyileşti ama benim içim yandı. Ben büyüyüp öğretmen olmalı, kendimize ve parası olmayan herkese meyve almalıydım. On yaşında bunlarla ilgili hep Allah’la konuşurdum. Kimse görmeden, geceleri. Böyle konuşmaların ardından Peygamberimiz’i görürdüm rüyamda. Kıyamet kopuyormuş, her yer beyaz toz, sadece ikimiz... Benim elimden tutardı.
Yıllar geçti, edebiyat öğretmeni oldum. Sevdiğimle evlendim, Go…… doğdu. Dediklerimi yapıyordum, İmam Hatip Lisesi’nin kızları benimdi sanki. Her türlü sorunlarına merhem olmaya çalışıyordum. Evliliğimin üçüncü yılında çok hastalandım. Ölümüm beklenmeye başlandı. Ankara ve İzmir'de üç yıl hastanede yattım. Arada eve gönderiyorlardı. Sonra Ca… Annem’le tanıştım. Bana yol yordam öğretmeye başladı. 1984 Mevleviliğe baş koydum. Ca…… Annem İzmir’in en ünlü terzilerinden biriydi. Yaşlandığı için evini benim üst katıma taşındı. Bana bir bebeğim olursa iyileşeceğimi söyledi. Ben itiraz ettim, “çok hastayım, “öleceksin,” diyorlar,” dedim, gülümsedi. İki ay sonra taşıyıcı oldum. Biri dışında hepsi ölüm fermanı imzaladılar âdeta. Gerçek doktor bana, “Allah bilir sen hastaneye yat, denilenleri yap,” diyendi.
Ölümden döndüren Allahım’a hamdolsun Gü…… de ben de yaşıyoruz, ama hayatımızı değiştiren bir şey oldu. Eşim doktorların kararına o kadar inanmış ki yeni bir hanım bulmuş ben bunları yaşarken. Henüz kırkım çıkmıştı ki evi terketti. Ne yapacağımı şaşırdım. Ailesi oğullarından yana çıktı. Bir bayram zamanı evimizi sattılar, iki kızımla çaresiz kaldım. Ca….. Annem, arkadaşlarım, dostlarım kadın-erkek yanımda oldular. Bir an, “ne kadar zenginim,” diye düşündüm. Güçlü olma zamanıydı. Hasta olabilirdim, olsun, işe geri döndüm. Okulum da benim çalışabileceğim kadar ders verdi. Anneliğin verdiği güçle, Allahım’ı hep içimde hissederek, gece yarılarına kadar okul dışında da çalışarak, kızlarımı büyüttüm. Aralarda hep hastaneye yatıyordum. 2002 yılında bir rüya üzerine Allah merhamet etti sizi buldurdu.
Ca…… Annem Hakk’a yürüdü. Çok kötü oldum. Sırtımı ona dayamış-tım, her hastalandığımda bilirdim ki benim için dua eden annelerim, kardeşlerim var. Bir gece Hasan Hüsamettin adlı zât bana bir bardak süt verdi. Hatice Annem’de bir kardeş vardı, ona sordum rüyamı. O da Uşşâki Pîr’i olduğunu söyledi. Böylece sizin evlâdınız oldurdu Allah. Ne kadar hamdetsem, şükretsem azdır. Büyük bir aşkım vardı ama ilmim azmış, bilmediğim şeyler öğrendikçe açıldı. Sonsuz bir denizde yüzdürüyorsunuz.
Çok çalışmayı, insanlara faydalı olmayı seviyorum. İlim öğrenmek ömrümü bereketlendiriyor sanki. Öğrendiklerimi yazıyorum. Kardeş-lerimle fikir alışverişi yapmak, kendimi tanımaya çalışmak, bilmediğim taraflarımı keşfedip hayrette kalmak, karşımdakileri gözlemek ve bakıp öğrenmek müthiş güzel. İç âlem keşfi. Herkesle haddimi bilerek iyi geçinmeye çalışıyorum. Bana bağışladığınız en büyük ihsan, üzüntü ve kırgınlığın yok edilmesi, her varlığın merkezinde olduğunu nefsime örnek davranışlarınızla kazımanız. İtidalli olmayı öğretmeniz. Meğerse hayat ne kolaymış geçim ehli olarak.
Candan aziz Efendi Babam, böylece benim atmış yılım geçti bitti işte.
Dostları ilə paylaş: |