Dört safha hâlinde bildirilmesine dikkatli bakılırsa:
1. Padişah, hizmetindeki tarihçi ve yazarlardan “kendi ceddi” (bencillik, beşerî benlik) itibâriyle derleyip, yazmalarını istemesi ile İRÂDE etmiş. Onlar da İRÂDE’ye uyup, kendi zan ve fikirleri üzerine ciltlerce bilgi toparlamışlar. Velhâsıl İRÂDE’ye uyup, görünmezden, görü-nene gelmişler. Böylece (DOĞDULAR);
2. Toplananları, irâde eden padişaha sunmuşlar. Yaşlanmış (PÎR) padişah, “Hepsi güzel olmuş, ancak uzun olmuş bunları biraz kısaltın,” demiş. Bir anlamda kendisindeki hevâsat, benlik, zaman içinde değişmiş, kemâl bulmuş. Bu sefer irâdeye uyan hizmetliler, esas maksada uygun gayrette bulunmuşlar. Böylece (YAŞADILAR);