GöNÜlden esiNTİler bir hiKÂye biRÇok yorum (5) doğdular, yaşadilar, ÖLDÜRDÜler



Yüklə 1,01 Mb.
səhifə136/184
tarix07.01.2022
ölçüsü1,01 Mb.
#80530
1   ...   132   133   134   135   136   137   138   139   ...   184
Allah râzı olsun,

Selâm ve Hürmetle ellerinizden öperim...



(50) Ba… Ak…

Ve aleyküm selâm Terzi Babam,



Bismillâhirrahmânirrahîm.

Destûr, müsaadenizle, verilen 76-5 doğdular, yaşadılar, hikâyesi üzerine değerlendirmeyi yazıyorum.



Oldukça yaşlanmış padişah = Pîriyet Makamı

Pîriyet Makamının seyr-ü sülûkta ki eğitimlerimizde tefekkürümüzü arttırmak için biz dervişlerine verdiği hikâye üzerine düşünceler.

Padişahın isteği üzerine çalışan görevliler ilk önce olayları tek tek detaylı olarak ciltler dolusu yazıyorlar. Teferruatta kalkıyorlar. Zâhir olarak olayların incelenmesi kabul görmüyor.

İkinci çalışmada bazı teferruatlardan vazgeçilmekle beraber hâlâ olaylar üzerinde durulmuş, teferruatlar tam temizlenmemiş.

Üçüncü çalışmada tek kitap hâline gelse bile tam istenilen şekilde net ve yalın olmadığı için kabul edilmiyor. Çalışmaların daha dikkatli olarak yapılması isteniyor.

Dördüncü adımda ancak istenilen arzu edilen cevap alınıyor.

Birinci çalışma; Şeriat – Doğum.

İkinci çalışma; Târîkat - Yaşadılar

Üçüncü çalışma; Hakîkat – Öldürdüler

Dördüncü çalışma; Marifet – Öldüler



Birinci çalışma:

Burada padişahın (Pîriyet makamının) maiyyetine (bağlılarına, dervişlerine) yönelttiği bir çalışma var. İstenilen bildiriliyor fakat nasıl olacağına dair bir husûsa değinilmiyor. Çünkü çalışma, hizmet, gayret onlara ait olacak.

Bir makamla karşılaşıp onun dervişi (kapı-kulu) olmayı kabulden sonra çalışma veriliyor. Bu makamla karşılaşmak, orada Muhammedî Gönlü bulmak DOĞUM oluyor. Çünkü ancak Muhammedî Gönül’le Allah’ın arzusu olan irfân olunma çalışmaları başlar. Âdemiyet Sistemi mürşidin nefahtü tatbîkatı ile açılıyor. “Lâ” ile tatbîkat başlıyor.

İkinci çalışma:

Önce beşerî olan yaşantımız “Nefahtü min Rûhî” nin anlamının yavaş yavaş bizde açılması ile “Hay” sırrının sadece canlı olmak olma-dığını anlıyor, insan olmanın hayvân-ı nâtık durumundan insân-ı nâtık durumuna geçebilmek olduğunu idrâk ediyoruz.

Doğumumuzdan sonra YAŞAMA’nın mânasını idrâk ediyoruz. “Hay” sırrının açılmasıyla nefahtü ile yüklenmiş olan Rabb’ın isimlerinin Rabbanî eğitim ile açılmaları başlıyor. Artık, kişileri ve olayları görmek yerine Rabb’ın isimlerini farkedebilme aşamasına geçiliyor. Olay ve kişileri (zâhirî) değil arkasında ki bâtınî mânâları anlama, kavrama halleri başlıyor. “İlâh” lar ortaya çıkıyor.

Üçüncü çalışma:

Burada tek kitap hâlinde sunulan çalışma, artık Tevhîd anlayışının ortaya çıktığını gösteriyor. Fakat hâlâ temizlenmesi gereken durumlar söz konusu olduğu için makam tarfından bu da kabul görmüyor. “Nefsi-ni bilen Rabb’ini bilir” Hadîs-i Şerîfi üzere nefsimizin etkilerini irdeleme hassasiyeti gösteriliyor. Nefsanî–hevâ benliğinden sıyrılabilmemiz için ÖLDÜRDÜLER ile ifade edilen nefsin ve hevanın etkisinde kalmadığımız hâle geçebilme çalışmaları oluyor. Ön yargılardan, takıntılardan, kayıt-lardan kurtulma ve beşerî benliğimizden âzâd olma hâlini yaşıyor, yani öldürüyoruz. “İllâ” ile her şeyden vazgeçme durumu.



Dördüncü çalışma:

Makam tarafından kabul gören bu çalışmada beşerî halle ilgi kalma-mış “Mûtû kable ente mûtû” ya ulaşılmışlık hâlini ÖLDÜLER olarak anlatıyor. “Allah” kalıyor bir tek. Verilen çalışmada makamın arzu ettiği netice hasıl olmuştur artık….

LÂ İLÂHE İLLâ ALLAH”

Bizim yaşadığımız bir olay üzerinde tefekkür çalışması:

Önce Terzi Babamız’a gelen bilgi üzerine düşünceler:

Düzce’nin Aydınpınar Köyü’nde balık çiftliğinde 19/06/2012 de yenen balıktan sonra, abdest alınarak camide yalnız kılınan öğle namazı biti-minde gönlüne gelen bilgi anlatılıyor.

Düzce: Sırâtel mustakîm, dağlar arasında olan vadiler, velîler arasın-da olan yollar.

Aydınpınar: Nûrun açığa çıktığı, taştığı yer.

Balık çiftliğinde yenen balık: İlahî ilmin kaynadığı, ilâhî ilmin yaşan-dığı, açıkça görüldüğü bir yer.

Öğle namazı: Güneşin parlaklığının ve bulunduğu yerin en yüksek olduğu vakit. Ulûhiyyetin zirvede olduğu an.

Câmi: Cem Makamı

Tek olarak kılınan namaz: Mir’ac hâli

(19/06/2012) “19” remzi ile belirtilen makamdan, 6 yevm üzere (her yönden yapılması gereken çalışma) zâhir ve bâtın olarak, 12 remziyle belirlenen hakîkate gitmek için, mir’ac ile gelen sırât-el mustakîm yolunda, nûrun açığa çıktığı yerde, ilm-i ilâhî ile sarılmış bir tefekkür vazifesi bizlere intikal ettiriliyor. Ayrıca geçirdiğimiz olaylar üzerinde tefekkür çalışmamız isteniyor.

Rabbim’in lütfûyla, 2008 ekim ayından beri geldiğim halîfemin soh-betleri beni öyle bir sarmıştı ki. Nihayet, 2009 mart ayının 11’inde yapabildiğim ensâr daveti halîfem tarafından kabul edilmişti. Davet için masaya ihtiyacım vardı, almak istiyordum. Bauhaus’a gittim.

Bauhaus’ta kapıdan girişte Gü... Hanım ve Halîfem’le karşılaştım. Yanlarından selâm verip hemen geçeceğimi düşünmüştüm. Ama Gü…. Hanım kollarını açarak çok candan bir şekilde karşıladı, kucaklaştık. Sonra Halîfem’le de selâmlaştım. Halîfem, “nasılsınız?” diye sordu. “Halîfem çok zorlanıyorum nefsim ile mücadele yüzünden, zorlanıyorum. Nefisle mücadele kolay değil” dedim. Halîfemin cevâbı şok etkisi yaptı. “Sen mi nefsinle mücadele edeceksin? Sende Rabbın yapacak,” dedi. Bauhaus Almanca mânâ olarak ev inşaatı oluyor. Tam da orada ve tabii her yerde Halîfem inşaatı yapıyordu.

Halîfem’le karşılaşmamla doğmuştum. Yavaş yavaş, geçmiş ve anda olan olaylar üzerinde tefekkürümüz yani yaşamamız başlamış oldu. Teslimiyetimiz arttıkça ön yargılardan, kayıtlardan, takıntılarımızdan kurtuluyorduk, yani öldürüyorduk bizde olmaması gerekenleri. Doğ-muştum, yaşamayı ve öldürmeleri heyecanla bekliyorum. Rabbim nasip eder inşeallah tam temizlenmeyi ve uzun ince bir yolda sabır sebat ve ısrarla halîfemle nimetlendirilmişlerin yolu olan sırâtel mustakîmde yürümeyi…

AMİN.



Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   132   133   134   135   136   137   138   139   ...   184




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin