Doğdular derken şeyhin gönlüne ilk girmesi, manevî olarak muhab-betin başlaması anlatılmaktadır. Yaşamaları manevî gönülde muhabbet vasıtasıyla manevî hayat bulmaları, Allah’ın “hay” isminin şeyhleri vasıtasıyla tatbik olması... Öldüler’den kasıt şeyhin elinde nefisleri itibâriyle tekrar dirilmek için ölmeleri... Öldürdüler’den kasıt Allah’ın “kıtal” ismini nefislerindeki mertebeleri öldürmeleridir. Böylece hayvan olan beşerî vücûdu bırakıp, Rabbanî vücûdlarına kavuşacaklardır.
Bu sıralama şeyhin onayından geçtiği için doğrudur. Bu sıralamayı aynen bu şekilde kabul ederim. Burada önemli olan sıralamanın nasıl yapıldığından ziyâde şeyhin, “şimdi olmuş,” diyerek duasını etmesi ve tasdik etmesidir. Eğer boş bir sayfa dahi olsaydı ve şeyhleri olmuş deseydi zâten o da olurdu. Zâten Terzi Babamız’dan gelen her şeyi kabul ederdim. Yazının orijinali bu şekilde geldiğinden sorgusuz sualsiz kabul ettim.
Bu sıralamada Kelime-i Tevhîd vardır. Şeyhleri de aslında en başından beri onları Kelime-i Tevhîd’e getirmek için uğraşmaktaydı. Tüm bu hayat, ilim, kargaşa aslında bu hakîkati anlamak içindir.
Aslında her derviş kendi mertebesinde ölmektedir. Her namazda bu tatbik olunur. Secdeyle ölme, kıyamla dirilme tatbik edilmektedir. Lâkin bunlar ancak bir mürşidin izniyle olur. Yoksa dirilme de ölme de gerçekleşmez. Ölümün kendi içinde aslında dirilik de mevcuttur. Çünkü Allah bir şeyi zıttı ile bildirir.
Kendi hayat hikâyemiz olamaz. Çünkü hayat da Allah’ındır. Bu sual tefekkürümüz artırmak için lütfedilip sorulmuştur.
Dostları ilə paylaş: |