GöNÜlden esiNTİler bir hiKÂye biRÇok yorum (5) doğdular, yaşadilar, ÖLDÜRDÜler



Yüklə 1,01 Mb.
səhifə148/184
tarix07.01.2022
ölçüsü1,01 Mb.
#80530
1   ...   144   145   146   147   148   149   150   151   ...   184
Allah râzı olsun,

Hürmetle ellerinizden öperim...



(58) Me… Ka…

Ve aleyküm selâm Terzi Babam,



Bismillâhirrahmânirrahîm.

İnsanın beşerîyetinden, hakîkatine olan hicretinin safhaları, diyebile-ceğimiz, “Padişahın hayat hikâyesinin özeti”'ni ;



DOĞDULAR: Târîkatin şeriati, Kıyam, Nûh tufanı, Nefsi emmâreden çıkış,

YAŞADILAR: Târîkatin târîkati, Rükû, Mûsevîyet, Levvâme ve Mülhime mertebeleri

ÖLDÜRDÜLER: Hakîkat, Secde, İseviyet, Mutmeinne mertebesi

ÖLDÜLER: Marifet, Urûc, Muhammediyyet, Radiye-Mardiye mertebeleri olarak da açabiliriz.

- DOĞDULAR

Allah'ın, mânâ âleminden, zâtî olan arzusunun, madde âlemine çıkması ve görünmez bilinmez vücûd dalgalarının, görünür bilinir vücûd dalgaları hâline dönüşmesi için, “hay” sırrı ile hayat verdiği, kendini mahlûk kıldığı, beşer denen, yokluk içindeki varlıkların, mürşidlerini bulduklarında geldikleri ''Lâ'' kapısındaki ''manevî dirilişleri''dir.

Mürşidinin muhatap noktasını seçmesi ile, Âdem için secde tatbîkatı başlayarak, ''mânâyı Âdem'' vücûd arzına iner. Birinci benliğimiz olan dünyevi doğumumuzdan sonra, ÖLÜ OLAN manevî kimliğimiz mürşidin rahmine düşerek Allah'ın İlâhî hayâline doğru yola çıkar. İşte, esas ''Hay'' bu noktadaki ''Nefahtü min rûhi'' dir.

- YAŞADILAR

Ve derviş, beşerî benliğinden uzaklaşarak, nefsi benliğinden haberdar olmaya, nefis mertebelerini tanımaya başladığında, Halîfe Âdem'i anlamaya çalışarak, Allah'ın ondaki murâdını da anlamaya çalışır. Kişileri ve cisimleri görmeyi bırakarak, esmâları görmeye başlar. Esmâ âlemindeki yerini öğrenir. Beşerî benliğini, dünyevî arzularını, putlarını, İlâh ettiklerini tanıyarak, onları reddetme ve yok etme savaşlarına katılır. Mücadelesini vererek, isimlerin kendisinde kemâl bulması ile yaşamı algılar. Mürşidinin rahminde ''Lâ ilâhe'' noktasına ulaşır.



- ÖLDÜRDÜLER

Derviş, kendindeki İbrâhîm'in, yine kendindeki İsmâil'ini kurban etmesi ile tevhîde ulaşır.

Eğer zaman ''can'' ise, her anını Allah ile, Allah için yaşayarak, her an canını kurban etmesi ile ''illâ'' yı bulan derviş, ''İllâ Allah'' noktasında, İlâhi nefiste aklını yok ederek,

- ÖLDÜLER

Â’mâ’iyyetinden, Ahadiyetine ve Vahdâniyyetine tenezzülünü hububi-yeti, aşkı ile yaparak, görünebilir hâle gelmesi için, mânâdan maddeyi çıkaran Allah, bu madde olan mânâyı, (mahlukunu) kendine hasrette bırakarak, kulum dediği, halîfe olan Âdem hakîkatine varmasını dileyerek ve asıl hasrette olanın, O olduğunu, anlamamızı isteyerek, ''Lâ ilâhe illâ Allah''ı yaşayan kuluna ''Muhammeden resûlüllah'' diyerek, kendin-den kendine tastiğini yapar.

Siz bu cümleyi ''KENDİ HAYAT ANLAYIŞINIZ İÇİNDE NASIL DÜZENLERDİNİZ?'' denildiğinde;

Mürşidimin rahminde, ''el insan'' olma yolunda ''Âdem'' kimliği ile ''Beni Âdem'' tatbîkatıyla gerçek kimliğime (Hüve'ye) doğru yürürken, ya Derviş Yunus misali; ''Ete kemiğe büründüm, .......... diye, göründüm'' demek isterdim, ya da ''Hu!!!'' der, zikir yapardım.



''BİR HATIRA, VEYA DİKKATİNİZİ ÇEKEN BİR SÖZ'' denildiğinde;

Muhterem Terzi Babam, Halîfem; ''Gör geç! Belle geç!'' öğretinizi, hâle geçirmeye çalışan bir dervişiniz olarak, suya yazılanlar içinden, bir Temel fıkrası geldi aklıma. Müsaadenizle Efendim.

.........Temel'in derdi çok, vakti yokmuş. Namazın farzını kılmış, acele ile ellerini açıp; ''Sen konuyu biliysun rabbim!'' demiş kalkmış......

Her ne kadar dilemenin nizamı üzere olmasa da, fıkra dahi olsa, ''Temel'in ''Temel’dekini'' bilmesi olarak, birçok anlatımların minicik bir özeti gibi geldi bu.




Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   144   145   146   147   148   149   150   151   ...   184




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin