Hikâyeyi yazarken "öldürdüler" kısmında resmen öldüm ve geri geldim. Yazarken göğsümden beynime doğru şimşek hızıyla bir ağırlık yükseldi, kulaklarımda çok şiddetli bir yankılanma oldu ve gözlerim görmedi. Dışarıda olan konuşmaları duymuyor ve kimseyi görmüyor-dum. O anda yok oldum, hiçbir şey hissetmiyordum. Kalbimin atması da durdu. Saliseler sonra, yavaş yavaş kulaklarım açıldı ve yükselen o ağır-lık göğsüme doğru inmeye başladı, fakat kalbim çok şiddetli attı. Hemen kolonya getirdiler. Ailem olanları farkına varmıştı. Ancak ben kimseye bir şey belli etmeden yazımı yazmaya devam ettim. Yazım bitmişti ama zuhûrâtlar sebebiyle tekrar araştırmaya başladım.
ZIRH: Savaşlarda ok, kılıç, süngü gibi silâhlardan korunmak için giyilen demir ve tel levhalardan yapılmış giysidir. Bâtınî mânâsı idrâkım-ca; Efendi Babam’ın giymesi, onun madde ve mânâ âleminden gelecek her türlü düşmanlardan, zarar ve olumsuzluklardan Allah (c.c.) tarafın-dan korunmaya alınmış olmasıdır. Efendi Babam’a enfüsî ve âfâkî hiçbir şey zarar veremez ve etkilemez. Rabbi'nin katındadır.