bir direği siper edinerek arkasına geçip oturdu,
Reisül Mürşidin dergahında, yani Allah selamının indiği gönülde, “Amaiyet” tenezzülen, Ehad (Elif - Direk) arkasına adeta tesbih tanesi, anne rahmindeki “vav” misali oturdu.
Ehad (Elif - Direk) arkasına Amaiyet (görünmez bilinmez vücud dalgaları)’inden, hubbiyet (nokta) sı halinde ki, o nokta genişledikçe noktalar haline ve nokta çizgi, çizgi harf, harf hece, vs, devam ediyor.
“Ya Adem” hitabı ile arzda halife redd/tardı için ki, Ehad (Elif - Direk) arkasından önüne nokta (sıfılar) halinde (elif–lam) (lamelif) ile başlayan alemler rahmet mahlukatın inşası murad ediliyor. Bu kadar açık ki, insan kendinden geçiyor.
***
başını göğsü üzerine eğip beklemeye koyuldu.
Hz.Mevlana’nın seccade üzerinde durması gibi gönlüne iltica edip, beklemeye koyuldu
Musa kıssasındaki; - Musa’nın ağaç dibinde, gölgedeki (bana değin inzal/indireceğin hayr/hayırdan fakıyr/muhtacım) duası... (Kasas28/24) hali gibi…
İç dünyası diyor ki, “buraya Firavun Şeriatı misali, şeriatın şeriatı ile geldim. Kıldığım namazlar meğer hep zannettiğin ben içinmiş. Mülk edinerek yaptığım iyilikleri, ikramları, sadakaları, zekatları, namazı, vaadedilen ancak yine kendime mülk etmek üzere bir cennet içinmiş. O cenneti de duymuşum ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Oradan gelen olmadığı için anlatacak da yok. Ben tam bir sıfır (0) ım. (1) tek-bir nerde?...”
Ana rahmindeki çocuğun (vav) biçinde duruşuna remzen “üskun” emrinin tatbikatı içindedir. Artık mürşidinin dergahında yani rahminde (vav) şeklinde inşa olma haline döndü. Üskun; sakin ol, sekene, iskan dediğimiz tatbikata girdi.
Vaktin gelmesinde havf u reca (korlu ve umut) arasında sukuneten, sabırla, ısrarla, sebatla rızalık ikmali üzere beklemektedir.
Dostları ilə paylaş: |