Mürid, himmet talebinde bulunur, Mürşid, “Hizmet evlad” emri ile seyrullah izin verir.
Böylece hubbiyet, muhabbet hedefi üzere aşka dönüşür. Yani Aşık/aşık olan (seven) ile Maşuk (sevilen) arasında AŞK/SEVGİ ismi galip olur. AŞK, Aşık ve maşuk elbisesinin manası, ruhudur.
Mürşid öyle sever ki, sevgisi sevdiğinden kendine ayna olur. Böylece sevgi galip gelir, “ileyhi turceun” (dönüşünüz hu/onun üzredir.) sırrı açılır.
Yanmadan yakılır mı?... Öyle sev ki, o sevgi sana katlanarak dönmeli... Hubbiyetteki “aşk” “kemal-i aşk” a inkılab etmelidir.
Tüm alemlerde, herşeyde kendini görmek, “Mukarrebun” (Fenafillah)
Tüm alemlerden, herşeyde herşeyden kendini görmek “Müferredun” (Bekafillah)
Neticede hubb, kemali aşk ile MUHABBET müşahadesini Allah ca tasdik eder. Artık tasdik Allah’a aittir. “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdehu resuluhu” da şehadeti eden Muhammed ağzından Allah’ın ta kendisidir.
“kefa billahi şehiyden” (Allah şahit olarak kafidir) (Fetih 48/28) buyruluyor.
(ve şehid/şahid olarak kefa billahi (allah ile kefa/kafidir)
Bu durumda biz şahit olabilir miyiz?... - Olamayız…. neyi biliyoruz ki, neye şahit olacağız?
Kesin ki, Tasdik Allah’a aittir. “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdehu resuluhu” diyerek şehadeti eden, abdullah/Allah kulu Muhammed ağzından Allah’ın ta kendisidir.
Dostları ilə paylaş: |