Tasavvurdaki Adem ve Arzdaki Adem:
tasavvurdaki Adem görünmezin görünür hale ihraç olunmasıdır. Tasavvurda hali tarif eder. Arzda, tıynde Nefahtüsünü üfler. Halk olunduktan sonra yani El insan’da Hak ehli olan Mürşid kanalı ile bütün isimlerin hakikatinin ortaya çıkmasıdır.
Şehadet:
”Eşhedü en lâ İlâhe İllâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlüh” diyerek;
Allah şahittir ki İnniyeti ve abdiyyeti ile Allahtan başka ilâh yoktur, Muhammed O’nun elçisi ve resulüdür. Kendinden kendine olan şehadetini tasdiktedir.
Musa Efendi’de Sümbül Efendi’nin Sohbetleri ve nazarı ile bu gerçekleşir. Sümbül Efendi Sohbetini Âlemlerin Rabbı olan Hakikati Muhammed’den almaktadır. Sümbül Efendi’nin Sohbeti Musa Efendi de bilinmez görünmez gaybi noktada açılımlar ile görünür olmuş ve bir rüya görmüştür.
Rüyasında Sümbül Efendi Musa Efendi’nin kapısına dayanmıştır. Kapının arkasındaki yığılmış eşyalar (yani kendindeki şey’iyatlar), Sümbül Efendi’nin kapıyı açması ile yıkılmıştır.
Kapının kırılma sesi ile uyanan Musa Efendi düşünce deryasına dalar. Gördüğü rüya ile “Ah ben ne yaptım” diyen Musa Efendi levvame makamında kendini kınamaktadır.
Sabah ezanı ile yollara düşen Musa Efendi Sümbül Efendi Dergâhına vardı. Sümbül Efendi’nin Sohbetini bir direğin arkasına gizlenerek (Kimseye görünmeden Rical’ül gayb erenlerinden biri olarak yani farkında olarak veya olmayarak kendini Allah’ın yoluna adamış olarak bir direğin arkasına kendini gizler vaziyette yerini aldı. Kendini o direğin arkasında elif halinde gizliyor. -Elif her şeyin içinde ama hiç bir şeyde de görünmez-) dinlemeye koyuldu. Tasavvuf Denizinde Allah’ın nice manevi nimetlerinden nasibini aldı.
Dostları ilə paylaş: |