***
“Allah Adil’dir”, “Allah Hakk’tır” beyanı şeksiz şüphesiz doğrudur. Adalet ve Hakkın görünmesi mertebe ve makam itibariyle kendi içlerinde esfelden aliy-ül ala’ya kadar görünüm ve değişim arzeder. Bu o’nun (muhtelifen elvanühü) renklerindeki muhtelifliği, çeşitliliğidir. Ancak mertebe, makam olarak farklılıklar arzetse de yine kendi her biri kendi mazhariyeti içinde ekmel, mükemmeldir ve merkezindedir.
Mertebe ve Makam ve Mazhariyete göre men/kimlik ve ma/şeyyiyet lerde farklılıklar görülür. Yine - Mertebeler, tertibi gereği; - Makamlar, imkanları gereği; - Mazhariyetler, zuhurları gereği; kendi içlerinde farklılıklar arzeder.
Hayvanlardan misal verecek olursak; Bunlarda et yiyenler hayvanlar ve ot yiyenler hayvanlar vardır. Bunların yer değiştirmeleri had ve hududu aşmak, ayeti inkar etmektir.
Mesela, At - kişner/ Eşek- anırır/ Kuzu - (me) ler/ İnek-(mö) ler/ Kurbağa - vıraklar /Kurt - ulur, Aslan - kükrer ve ilah…
Bunlar farklılıklar olarak görünse de aslından hu/hüviyetinin “muhtelifün elvanühu” muhtelif renkleridir. Hepsi kendi içinde ekmel ve mükemmeldir. Hepsi kendi içlerindeki ve diğerleri ile münasebetleri bakımından uygundur.
Yukarıda dendiği gibi eğer bunların yerleri değiştirilip, mesela (kuzu, kükrer) de (aslan, (me) ler) ise o zaman problem vardır. Bu durumda had ve hudud aşılmıştır, ayet inkar edilmiştir.
Netice olarak, Allah için iyi, kötü ve/veya doğru, yanlış ayrımı olmayacağından bunların hepsi gerek kendi içlerindeki farklı görünmelerinde ve gerekse tümü “halkıyet muhabbeti” ile arzuyu ilahinin razı olunması itibariyle ekmel, mükemmeldir ve merkezindedir.
Dostları ilə paylaş: |