***
Cisim itibariyle misalen 10 milyar lık “elvanun muhtelife” namütenayi bir görünümde
mevzuyu algılayabilmek, onlara ahenk vermek, merkezine oturtmak mümkün değildir.
Kendi bulunduğumuz şartların gereği olarak, kendi hevasatımızı daima öne çıkartıp (o nokta ile görmeye), (o noktayı haklı görmeye) ve onu (herkese kabul ettirmeye) çalışan bir durum içinde (bu hal üzere) herşeyi merkezinde görmemiz mümkün değildir, zaten olamaz da... Lâ ilâhe illâ ene (ENE/benden başka ilah yok) hakikatini kendi heva benliği üzerine izafe edip (haşa) “benden başka haklı yok” demeye getirmektir.
Tarikat neşesi içinde esma/isimlerin tatbikatında görünüm Esma-ül Hüsna olan 100 sayısına veyahut Kur’an’daki isimlerin dışındaki (sıfat, fiil, edat vs.) olanlarını da isim olarak kabul edersek ki verilen bilgiye göre 360 tanelik olan bir isimsel görünmeye inmiş olmaktadır.
Bakış sıfata geldiği zaman ise artık sıfatta tek’e doğru gitmektedir. Teklik içinde ise her bir isim fiil ve amel ile şeyiyette kendine sıfat kazanırken diğer isimlere muhtaç olduğunu bihakkın görür ki diğer isimlerle beraber ait olan Allah’ın görünmesi olduğunu zevk eder.
Bu nokta ile bakıldığında her bir isim, kendi içinde zıtlıklar içinde olabildiği gibi bazı isimler de diğer isimlere zıtmış gibi gözükmektedir. Bunlar esasında bir vücud olma ahengini meydana getirmekten başka bir şey değildir.
Dostları ilə paylaş: |