(71) Le…… Ye……
From: terzibaba13@hotmail.com
Date: Mon, 17 Mar 2014 14:56:11 +0200
Hayırlı günler Ok….. oğlum gönderdiğin dosyayı indirdim annenin yazısını okudum güzel olmuş ellerine sağlık. Selâmlar hoşça kal Terzi Baba.
To: terzibaba13@hotmail.com
Subject: L.Y.
Date: Sun, 16 Mar 2014 17:45:47 +0200
-----------------------
NEUZUBİLLAHİMİNALLAH
Yerlerin ve göklerin mülklerini elinde tutan Allah’a sonsuz hamd olsun. Bütün âlemlere rahmetelilâlemin olan sevgili peygamberimize sonsuz selâtu selâmlar olsun. Hiçbir zaman bizlerden yardımını esirgemeyen dâima bizlere özellikleri hep aslımıza götüren öğreten Nükhet Annemden, Efendimiz Sultanımızdan Allah, razı olsun. Ebeden ve dâimen. Yazılarıma edindiğim tecrübelerimden almış olduğum ilim bilgilerinden yazmaya çalışacağım. Konumuz merkez efendi hazretleri
Soru Merkez nedir? Elcevap : bu güzel sorunun cevabını almak için Şanı çok yüce olan kuranı kerimimize sorarız. Kuran’ın kalbi Yasin-i Şeriftir. Yasin-i Şerife oturan da Ayetel kürsidür. Bütün ayetlerin efendisidir. Kuranı kerim bizim mihenk taşımızdır, ölçümüz terazimizdir,
Soru Kerim nedir? Elcevap : Allahu Teâlâ kerimi ihsanı lütfü bol olandır., Hakim ismiyle her şeyi hikmetlerle halk eden yerli yerine yerleştirendir. Yasin-i Şerif’te çok yüce ve ulvidir. Yasin Suresi 39 ayet. İşte izzet ve ilim sahibi olan Yüce Allah (C.C. – HÜ) Bütün sonsuz âlemlerde takdirini yapmış. Meydandadır açıktır.
Soru Hazret nedir? Elcevap : Hazırda olanlara şâhit olup müşâhede etmektir. Müşahedelerde çok sonsuzdur. Her insan neredeyse müşahede eder.
HİKAYEDEKİ GERÇEKLER
Bu işte Allahı Teâlâ’nın dilemesi vardır. Allah dilemedikçe hiçbir şey olmaz . birde ezeli bir nasip var. Sünbül Efendiyi inkar eden biriymiş işte Allahın takdirine karşı gelemedi. Bir rüya gördü. Bu rüya gerçek bir rüya idi aslına döndürdü. Rüyasında sümbül efendi kapısına dayanmıştı. Merkez Efendinin kapısının arkasına yığdıkları onca eşyaya rağmen Sümbül Efendi bir hamlede kapıyı kırıp içeriye girdi. Bu kapı bâtını gönül kapısı idi. Merkez Efendiyi aslına döndürdü. O rüyanın tesiriyle düşündükçe ufku açıldı. Bu rüyanın ma’nâ ifade ettiğini bildi.. Sonra da evvelki halinin ne kadar gaflet içinde olduğunu anladı.
Burada bir incelik var. Bu mana yaşandı, işi ne bir kelama döktü, filende hiçbir harekette bulunmadı. Sadece edeple kapıya gelip başını göğsüne eğip bekledi. Tam teslimiyeti buraya gelinceye kadar çok merhaleler katetmiş.
Bir kıvama gelmiş imtihandaki birinci Soru 1-) Bu soruyu soranın yaratma kullanmış. Yaratma ikilik üzere bir soru. Cevap ise haktan geliyor Hak esmâsına bir lâm elif ekleyerek halk etti. Yani batınında olanı nefesi rahmanisi ile ilk önce yerini hazırlayıp sonra batını zâhir âleme halk etti Merkez efendi ise cevabı merkezinde idi. Her şeyi merkezinde bırakırdım. Merkez efendi bütün âlemi merkezinde toplayıp merkezinden cevap vermiş. Cevap hakikat mertebesinden geliyor. Allahın amaiyetindeki kendindeki gizliliği alemlere gizli idi. Ahadiyetine tecelli etti. İniyeti ve hüviyeti meydana geldi. Taa ezelde Allahu Teâlâ bütün âlemlerin programını yaptı. Ruhlar âleminde hiçbir tecelli yoktur. Vahidiyet mertebesinde esmalarda kıpırdanmalar vardır.
Fakat efal âleminde bütün esmâlar meydana çıkmıştır Bütün zıtlıklar meydana gelmiştir.hadi mudile zıttır. Gece gündüze zıttır. İyi kötüye zıttır akşam sabaha zıttır ve bunun gibi sonsuz zıtlıklar vardır. Her bir zıtlık dahi kendi kemâlindedir. Efal aleminde bütün âlemler kendi merkezindedir. Sünbül Efendi talebelerine soru soruyor. Hepiniz bütün müridlerine bana çiçekler getiriniz diyor. Bütün dervişlerde kırlara dağılıyporlar ve güller toplayarak gülerek gelmişler. Her derviş kendi istidatını gül olarak getirmiş ama merkez efendi hangi çiçeğe el atsam onu zikri ilâhi ile titrer buldum. Allah Allah diye feryat eden o güzelleri kopartmak elimden gelmedi. Merkez efendi gönlündeki ilâhi zikrin aksini çiçeklerde duydu. Elinde kup kuru bir papatya ile geldi. Kusurum af ola ancak bunu getirebildim dedi zâten Sümbül Efendinin de beklediği bu idi. Hamd olsun yüce allaha ki senin iç gözlerine ilâhi hikmet sürmesini çekmiş. Mürşidinden bu müjdeyi aldıktan bir süre sonra sümbül efendiye damat oldu ve bu manâ âleminde nefsi külle aklı külün birleşmesi manâ evliliği gönül dudaklarıyla ilahi aşkın şurubunu içmişti merkez efendi artık oda irşad zincirinin bir halkasıydı.
İkinci Sorunun cevabı: ilk önce tertemiz verimli bir toprak her toprak verimli olmuyor. Lüzumsuz mu hayır, her zerre sonsuz hikmetlerle halk edildi. Sonra o toprağı çapalamak, tevhid zikirleriyle yabancı otları çerleri çöpleri temizlemek, sonra ona bir buğday tanesi bulmak, peki bunca sonsuz taneler var ama neden buğday tanesi, sonsuz ağaçlar var sonsuz meyveler var, bazı ağaçlar var meyve bitirmez. Sonsuz meyveler var bir dilim ekmeğin yerini tutmaz. Çünkü buğday ana öğündür. Karnını doyurur. Ekmeğin doyurma özelliği vardır. Zâhiren ekmek fiziğimiz beslerken bâtınımız itibariyle de tevhid bilgileridir. Bâtınımızı besler aklımız idrakımız şuurumuz insanda bulunan en önemli nimetlerdendir. Toprak yarılır. Filiz çıkar filizi rüzgar sallar bir sağa bir sola sonra büyümesi için yağmur yağar. Büyüdüğü zamana kadar başak tam kemâle erdiği zaman kuruması lâzımdır. Ateş yakar kavurur. Buğday kuruduktan sonra samanla taneler birbirinden ayrılır. Oradan sonsuz güçlüklerle zorluklarla tarladan toplanır. Bu sefer değirmene gider un olurlar. Un olunca yoğrulurlar. Fırında pişerler nihayet sıcacık ekmek olurlar. İnsanda aynen böyledir. Tam kemâle ermesi için bu işlerin hepsi de tam merkezindedir.
Üçüncü sorunun cevabı: beden âlemimizin içindeki ruhumuz nurumuzu aklımızı ateş yakmaz. Onlar çok lâtifdir. Ateş onları yakamaz. karşımıza çıkan hâdiseler artılar ve eksiler insan bâtınen nerede olursa olsun. Zâhir yaşantımız bu âlemden gidinceye kadar devam eder. İnsan bunlardan kurtulamaz. Bir su barajı düşünelim. Su gürül gürül akar gider. Aynen hadiselerde böyledir. İzâfidir. Her bir eksi ve artı hâdiseler izâfidir. Geçicidir. Ama aslımız olan özümüz. Asla ölmez. Ona ölüm yaklaşamaz. O daimi bakidir. Hadiselerden bir hisse alıp fazlaca üstünde durmadan üstümüze yük yapmadan geçirmemizi ve onun içinden ibretler alıp kendimizi yetiştirmemiz lazım. Bir de hak yolu sonsuz gizli veya açık pusularla dopdoludur. Her çağırana gidilmez. Her söze itibar edilmez. Bu hayat içinde kendimize lâzım olanı alırırz. Lâzım olmayanı almayız. Birde Allahı Teâlâ kullarına bazen manâ büyüklerinden ikram eder. Mubarek büyükler bazen yardıma gelirler. Onların gelişi başkadır. Onlar doğru sözlüdür. Sözlerini manâda yaşarsın. Aynen çıkar. Şu yürüdüğüm yollarda istikametten daha güzel bir şeyle karşılaşmadım. Bir de ilim bilgileri insanda bu yolda en büyük yardımcı onlar, çok güzel arkadaşlar Allah o arkadaşlardan bizleri hemen ve ebediyen ayırmasın.
Gül fidanı nerede yetişirse yetişsin güldür. Şarap küpü nerede çosarsa çoşsun içindeki şaraptır. Güneş batıdan baş gösterse de güneşin ta kendisidir. Bizden de bu kadar diyerek yazılarıma son veriyorum. O Güzel annemin babamın ellerinden öpüyorum .
Saygılarımla.
Le….. Ye……
------------------------
Dostları ilə paylaş: |