(2) Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayrımcılığı, yoksulluk v.b. bütün bunlar, “merkezindemi” dir?
(2) Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayrımcılığı, yoksulluk v.b. bütün bunlar, “merkezindemi” dir?
Mesnevi şerif A.A. Konuk şerhinde Cenab-ı Hakk’ın Kahhar sıfatı ile yakıp yıktığı yerleri Mucid ve diğer esmalarıyla yeni baştan yapar diye geçmektedir Efale göre merkezinde görünmeyen bu olay Cem yani Hakikat mertebesinden her bir esma-i ilahiyyenin talebi doğrultusunda gerçekleştiği için İlahi program neticesinde merkezindedir.
(3) Gene, Yukarıdaki cevap gerçekten hiçbir şey ayırmaksızın bütün “enfüsi beden âlemi içinde” de her yönden geçerlimi’dir?
Aynı yaşantı beden âlemi içinde geçerlidir. Bazen şafi (sağlık) ismi hüküm sürerken bazen maraz (hastalık) ismi hüküm sürmektedir. Bu isimlerin üzerimizde bulunan Hakkı’dır. Buda merkezindedir. Ama zahire bakıldığında yaşamımızda ki hareketler kısıtlandığı için merkezinde görünmez. Gönül âleminde ki yaşantıda böyledir. Bazen kabz bazen bast hali hüküm sürer. Tabi bu isim mertebeye göre değişiklik gösterir. Kabz hali nefsimizi sıkar. Ve biz bunu merkezinde görmeyiz. Ne zaman ki bunun olması gereken olduğunu anlayıncaya kadar bu böyledir.
(4) Karşımıza çıkan her türlü eksi ve artı diye ifade edilen hadiselerin hepsi için onlarda merkezinde’dir diyebilirmiyiz?
Karşımıza çıkan artı ve eksi hadiseler “sabit ayn”ımız daki program gereği kader olarak zuhura çıkmaktadır. Bu kaderi mübrem denilen mutlak kader ise merkezindedir. Yani bu merkez Uluhiyet ilmi ilâhi programı olmaktadır. Ama Kaderi muallâk ise bu kaderin zuhura çıkmasını bizim ihmal ve hatalarımız sebeb olmuşsa merkez bizim nefsimiz olmakta ve bu merkeziyetinden dolayı sorumluluğu olmaktadır.
(5) karşımıza çıkan her türlü artı-iyi hadiseye merkezinde’dir, diyebilirmiyiz.?