GöNÜlden esiNTİler: terzi baba (5) İSTİŞare dosyasi necdet ardiç İrfan sofrasi necdet ardiç tasavvuf seriSİ (80)



Yüklə 0,71 Mb.
səhifə9/10
tarix03.08.2018
ölçüsü0,71 Mb.
#66778
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Terzi Baba. (01/11/2013)

Hayırlı günler aleyküm selâm Vo… gördüğün zuhuratının yorumunu sen yap bu hususta bir şey diyemiyeceğim. Genelde biz sadece bize bağlı olan kardeşlerimizin gerekli hallerde zuhuratlarını ihtimal olarak değerlendirmeye çalışırız ki, seyrini takip edelim senin bizde takib edilecek bir seyrin olmadığından daha fazla bir şey demem doğru olmaz. Selâmlar hoşça kal Terzi Baba.

-------------------

Vo… (30/10/2013) “Efendim rû’ya-m da sizi gördüm onun hakkındadır.!”

Selâmün Aleyküm Efendim.

Hayırlı günler dilerim. 

Efendim bu sabah (27/10/2013 pazar sabahı) rüyamda sizi gördüm.

Rüyam şu şekilde hatırımda kaldı.

Taksimde binlerce on binlerce insan beyaz örtülerle kaplı  sofralar kurulmuş oruçlarını açmayı beklemekteler.

Ama çok kalabalık iğne atsanız yere düşmez.

Sanki birisinden bir işaret bekleniyor havası var. Herkeste bir heyecan.

  Efendim siz gümüşsuyundan taksime çıkarken sağ tarafta ki en son bina yani AKM'nin biraz aşağısındaki son

135


binadaymışsınız. Yani gümüşsuyundan taksime çıkarken sağ tarafın son binası istikametindeymişsiniz.

Ben de o binanın tam karşısında hafif çaprazında o binlerce kalabalığın içeresindeyim, fakat ilk kişi benim. Yani sanki o kalabalığın 1. ci benle başlanıyor. ve Oradan takisim meydanı dahil heryere yayılıyor. 

Siz binanın 3. katından pencereye çıkıyorsunuz.  

O an ben dâhil herkezde bayram havası var , sanki bir şölen bir kutlama, siz o kadar samimi memnuniyetinizi belirterek gülümsüyorsunuz. Ve pencereden Huuu Hu,Huu-uu Hu Huuuu Hu şeklinde zikretmeye başlıyorsunuz. Ama bu Hu zikri daha önceki dinlediğim klâsik bir tarz ile değil tamamen ayrı bir tempoda o an o saniyede herkes o tempoyu aynı anda muhteşem bir koro olarak seslendiriyo-ruz. Zikir ediyoruz ama tabiki anlatılması mümkün değil.

Sonra binadan çıkış yapıyorsunuz çok sade giyinmişsiniz çok mütavazi sanki O binlerce insanın teveccühünü alan, O zikri başlatan, ve pencereye çıktığınızda kendinden geçirten insan siz değilmişsiniz gibi, sıradan ve sâde bir şekilde insanların ellerinizi sıkmasına, tokalaşmasına izin veriyorsu-nuz,  müsaade ediyorsunuz.

Bende İnsanların sizin etrafınızı sarıp sizin yakınınıza gelmesini izlerken içimden  bu duyguları geçiriyorum.

Efendim aklımda kaldığı şekliyle bukadar.

Vaktinizi aldım hürmetlerimi sunar ellerinizden öper dularınızı beklerim.

(Efendim bu zuhuratın yorumu nedir. Ne yapmam gerekir.?)

Vo…. Kı…


------------------------

Terzi Baba. (01/11/2013)

Hayırlı günler sevgili Ah…. oğlum. Hamdolsun ayağımda,

136

sıhhatimde, yaşıma göre yolunda sayılır, İnşeallah sizlerde afiyettesinizdir. izmirden döndük tekrar burada ki hayatımıza uyum sağlamaya çalışıyoruz. Biriken mailleri cevaplamaya çalışıyorum şimdi sıra seninkine geldi. Okudum güzel bir zuhur olmuş, (Nun vel kalem vema yesturun 68/1) Âyetinin kısmen yorumu gibi olmuş, güzel. İşte böyle kişiler her anlarında uyanık olurlarsa gelen "misafiri gaybi" ma'nâ misafirleri o haneye konuk olurlar getirdikleri hediyeleri bırakırlar güzel karşılanan bu gayb misafirleri tekrar gene gelirler yeni bilgiler getirirler, ancak gelecekleri vakit belli olmaz, çünkü onların âlemlerinde bizim zaman ölçülerimiz yoktur.



Eğer geldikleri yerde kapılar gaflet yönünden kapalı ise gelip geri dönerler bir daha da gelmezler, o kapı gayp ilminden faydalanamaz. Gaflette olan kişiye, (senin "Îsân/ruh-ul kuds" gelir giderde haberin bile olmaz) demişlerdir.

Cenâb-ı Hakk daha nicelerini nasib eder İnşeallah. Selâmlar hoşça kal Efendi Baban. 

-------------------

Ah… Se…. (30/10/2013) “Gönle düşen 3 satır”

Canımın nuru Efendi Babam,

Yoğun mesâinizde sizi telefon ile rahatsız etmek ayıbıma geldi mail e müsait olduğunuzda cevap yazabileceğinizi düşündüğümden mektup olarak yazıyorum, inşaallah diz şikâyetinizde rahatlama olmuştur, eğer olmasa idi haber yazardınız diye düşünüyorum efendim.

Efendi babacığım, sizin sohbetlerinizde sıkça söylediğiniz "gönlünüze gelenleri derhal yazıya alın, tecelliler kuş gibi uçup gider akılda kalmayabilir" tavsiyesi üzerine fakirde bazen yazıyorum. Ancak hiç birisi az sonra yazacağım kadar net ve sanki benim dışımda ve içimde aynı anda söylenmiş gibi olmamıştı. Gelen sözler aynen şöyle idi, ( yatsı namazı son sünnetinde.) 

137


"Muhammed (s.a.v ) kalemi ile yazılmış âlemler kitabın da aynı mürekkepten çıkmış farklı harfleriz. Harflere bakan kalemi göremiyor, kalemde kalan tutan eli fark etmiyor, eli idrak etmiş olup ilerisini tefekkür etmiyen, harfleri keşfeden akıldan habersiz kalıyor."

Efendim daha önce fakirin başına bu kadar net bir duyum, hissediş, tadış gelmemişti beni çok heyecanlandırdı ve sizinle paylaşmak istedim.

Sizin ve hanım annemin ellerinden tekrar tekrar öper, can dan muhabbetlerimi size ve ailenize iletirim. Cenâb-ı hak'ın sizi başımızdan eksik etmemesini niyaz ederim.

Ah…..


-------------------

Terzi Baba. (07/11/2013)

Hayırlı günler Me… hanım kızım. Cenâb-ı Hakk sizlere sabırlar, yolcunuza da kabir rahatlığı nasib etsin. Biraz geç oldu ama maillere bakmaya ancak vakit bulabildim. Yakmadıkları iyi olmuş. Müslümanları kurban kesiyorlar barbarlar, diye suçlayan batı. Yaşadığı süre içinde Allah'ın ruhunu taşıyan o değerli “beyt-i insan” bedeni’ni yakmaya moderen ilericilik diyorlar, bu inanılmaz cahilce olan tatbikatlarına.

Cenâb-ı Hakk hepimizi af etsin. Geçmişlerimiz bizlerin dünya ya gelmemize sebeb oldular, görevlerini yaptılar bu dünyayı bir sonraki nesle devrettiler, görevleri bitti, her nesil kendinden bir sonraki nesli meydana getirmek için gönderilmiş nöbetçilerdir, nöbeti biter geriye dönerler, bir bakıma her kes bu yönden, Hakk'ın askerleridir, dünyada nöbetleri biter, kendi asli vatanlarına dönerler. Bir evvelki nesil bir sonraki neslin zuhura çıkması için birer görev-lidirler. Görevini tamamlayan terhis olur, vatanına döner. O halde hâdiseye bu yönüyle bakarak onları anam, babam, diye fazla sahiplenmeden, ancak onlara her türlü yardımda bulunarak, bizlere küçüklüğümüzde baktıkları gibi, bizlerde görevlerimizi yerine getirmiş oluruz. Yokluklarında

138


üzülmemek elde değildir ancak bir şeye ne kadar çok sahip çıkılırsa acısı da o kadar büyük ve hazin olur. Bir şeye daha az sahip çıkarsak ayrıldıklarında o kadar fazla sarsılmayız, daha kolay atlatırız. Çünkü bu âlemde bizim hiç bir varlığımız olmadığı gibi, bize bağlı başka bir varlıkta yoktur. Âlemde Allah'tan başka bir şey yoktur her şey onun o makamdan görünmesinden başka bir şey değildir! Dersek, her halde ayrılık acısını daha az  hissederiz. Eğer hiç bir şey hissetmiyor isek "adaam sende gittiyse gitti" diyorsak buda ahde vefa değildir. İnsanız ki içimizde rahmette merhamette vardır. Hâdiselere ikisi ortası bir halde yakla-şırsak, ne kendimiz gereksiz yıpranmış oluruz, ne de vafasız oluruz, ikisini de dengeli olarak yaşamış oluruz.

Cenâb-ı Hakk tekrar sabırlar versin İnşeallah.


Îsâ (a.s.)ın kardeş olan iki balıkçı  havrisinin babaları ölmüş, kendisinden babalarının defni ve memleketlerine gitmek için izin istemişler, O da  "bırakın, ölüler ölülerini gömsünler, siz benimle kalın," demiş.

O gün o sıkıntılı ve dar zamanınızda kısa bir sürede olsa bizi görmeden yola çıkmamanız birazda Îsâ (a.s.) ın bu hikâyesine benzemektedir. Cenâb-ı Hakk emeklerinizi zâyi etmesin her işinizde kolaylıklar nasib etsin İnşeallah. Herkese selâmlar hoşça kalın Terzi Babanız.

-------------------

Sa… Me… (04/11/2013)

Cok degerli Terzi Babam

Şimdi her sey çözüldü "ölü yakma" fikri  ortadan kayboldu. Normal bir cenâze töreni yapılacak.

Saygı, selâm ve sevgiler

Me… kı….


-------------------

Terzi Baba. (07/11/2013)

Hayırlı günler Ni…. kızım. Bizde sizlerin hicri yılınızı

139

kutlarız, Cenâb-ı Hakk daha nice hicri yılları nasib eder, hamdolsun şimdilik iyi sayılırız İnşeallah sizlerde hepiniz iyisinizdir. Zuhuratların güzel özet ma'nâlarını altlarına koyu yazı ile yazacağım daha kolay okursun. Ancak bunlar sadece yorumdur mutlaka böyledir demek değildir.



-------------------

Gü… Ra… (06/11/2013) “Zuhurat”

Efendi babacığım, Nüket annemin ve sizin yeni hicri yılınızı kutlar sağlık ve esenlikler dilerim..

Zuhurat 1. kırmızı bir kaftan giymişim, kırmızı  bir dolabın içinde ki çekmeceyi açıp kırmızı şık deri bir muhafazanın içinden çıkan pasaportu açıyorum. İçi bomboş. bütün kimlik bilgilerim silinmiş. 

  (1) kırmızı'nın bilindiği gibi bir çok ifadesi vardır Kandır, ateştir, nefsi levvâmenin rengidir, aşktır, ayrıca gül ve sevgidir. Zuhuratı gördüğün günlerde bunların hangisinin üzerinde hükmü varsa o halin seni sarmış olduğu ve o hali giyinmiş olduğunu ifade ediyor. biz ona muhabbet ateşi diyelim ki, pasaportun içinde olan "beşeri benlik" bilgilerini,  yerine "İlâh-î benlik" bilgileri yazılabilmesi için bir kudret eli tarafından silinmiş. Güzel yolunda.

  Zuhurat 2: Bir adam ve bir kadın konuşuyorlar. ikisinin de kolları omuzlarından kesik ama bunu hiç umursamı-yorlar. Neşe içindeler. kadın kendisinin bir kraliçe olduğunu söylüyor erkek ise heryere rahatça girip çıkabildiğini söylüyor

(2) Kolları kesik olanlar, bu hallerini hiç umursamıyorlar ise, belkide bu âlem içinde olan başka bir insan türü olabilir. Cenâb-ı Hakk iki kollu halkettiği gibi kolsuzda halkeder onlarında rızıklarını bir başka türlü sebeb kılarak verir. Kraliçe olduğunu söyleyebilir aslında kendini bilen her kadın beden mülküne kraliçe, kendini bilen her erkek beden mülküne kraldır.

140

Bu şahsi krallık genel krallıktan daha değerlidir genel kırallık çok kısa sürede geçer gider ve geçerkende türlü ızdıraplar bırakır. Şahsi beden mülkünde krallık ve kraliçelik ise ebedi devam eder, Çünkü onlar Hakkın halifesi olarak bâtınen de âlemin kralı ve kraliçeleridir.

Erkek bir bakıma akl-ı kül olduğundan, "Akl-ı kül" de bir bakıma "Rûh-ul kuds"  olduğundan Rûh-un da her yere girme çıkma gibi bir yapısı olduğundan erkek görünümünde olan rûh her yere girip çıkabilir. Bu tâbir dahi bir mertebe icabıdır. Aslında rûh zâten her tarafta vardır girip çıkması diye bir tâbir dahi olamaz çünkü girip çıkma bir acziyyet ifadesidir.

Zuhurat 3: annem ve babam dişlerimi tedavi ediyorlar. Uçlara doğru iyice incelmiş, neredeyse şeffaflaşmışlar. Güçlenmesi için bir karışım sürüyorlar, ama faydasız. Sağ üst azı dişlerim annemin elinde kalıyor. O dişleri yerine takmaya çalışırken ben gayet sakin. Çıkan çıktığı yere bir daha nasıl girsin. Boşver diyorum.



(3) Anne Baba Akl-ı kül ve nefsi küldür. dişler maddi gıdaların alınması için çok lâzım olan yutmadan evvel gıdaların ilk harmanlandığı yerdeki araçlarımızdır zira yiyecekler yutulacak hale gelmazse yutulmazlar veya büyük parçalar halinde yutmaya çalışırsak bizi boğarlar.

Bâtıni gıdalar ise kulak haznesinden girip akıl dişleri ile öğütülüp gönül midesine öyle indirilir. Orada da sindirilir ve oradan ruh âlemine gönderilir. Böylece tekrar akl-ı kül'e ulaşarak "derk/idraklı anlayış" ortaya çıkar ki mutmain olunmuş bir bilgidir bunun dışındaki bilgiler çok sathi ve hayalidir.

İşte bu yolu bize "vemâ edrâke mâ leyletül kadr"  "kadir gecesinin ne olduğunu sen idrak ettinmi?"  diyerek idrak edilmesi lâzım gelen, (nakledilmesi değil) bir sahanın varlığını bize bildirmektedir. Bu hâle ulaşan kimsenin bâtıni dişleri

141

çıkmış olduğundan zuhuratında, zâhiren dişleri dökülmüş olsa da, kendisi için herhangi bir sorunun olmadığı anlaşılmış olur. Ancak kişi uyandığı zaman fiziki dişleri gene yerindedir, artık o kişinin zâhiri konulara bakarak kendini üzmediğini gösterir, diyebiliriz, bu da güzeldir. 

Zuhurat 4: yemek yapmışım tabak tabak misâfirlere ikram ediyorum. Yemek çok lezzetli görünüyor. Yiyenler yedikçe daha çok yemek istiyor.. 

  (4) Yemek yapmak güzeldir nasılki zâhiren bazı değişik gıdalar bir araya gelince onları yemek yapanlar gereği gibi değerledirip uygun yemekler yaparak ikram ediyorlar ise. Bâtın yemeği yapanlarda böyle bâzı mevzuları bir araya getirip güzel sonuç elde ederler bunlar da bâtın yemekleridir.

kişiler evlerinde kendileri ve bazı misafirleri için yemek yaparlar, aşçılar ise genele yemek yaparlar. Ma'nâ yemekleri gerçekten çok güzeldir kişinin yedikçe yiyeceği gelir bu yemekler gönül âlemine aktarıldığından orası da dolmayacağından kişi hep yemek ister. Ve ikram etmek ister. Ancak yemek yiyen zâhiren biraz fazla yemek yeyince sıkıntıdan sıkıntıya girer. Bu da güzeldir.

Bir de herşeyin aslının nefes olduğunu gördüm ma’nâ da. Hepimiz nefesle hayat bulup kayyumiyet ile hareket ediyoruz. Nefes rahmâni olmalı. Heryeri kaplamış. Arşı istiva etti denilen. Buna yani nefes olayına odaklandım son zamanlarda. Nefes alıp vermek büyük zevk. Ne kadar şükretsek azdır. Nefes verirken zanlarımdan öldüğümü alırken de hakikatle yeniden dirildiğimi imgeliyorum. Böylece devamlı uyanık olmuş oluyorum. Bunu yapmak için özel bir çaba sarfetmiyorum. İçimden öyle geliyor. Bir de bâzen özellikle de uyurken gecenin karanlığı birden aydınlanıveriyor ve sanki üzerime projeksiyon tutulmuş gibi oluyor. İşte o zaman içime çok güzel birşeylerin aktığını hissediyorum.

142

 

Yukarıda bahsettiğiğn hissedişlerin güzel ancak kendini fazla kaptırma dünyadan da kopma dünya ahret bir birinin tamalayıcısıdır. nefs için yaşanan dünyanın, terki istenir ruh için yaşanan dünya ise kendi merteesinde o da Hakk'tır, dengelerin iyi korunması lâzımdır. Büyüklerin eşin ve çocukların var, bunlarında kendi hallerinde kendi dünyaları var, onlarında dünyalarına, makul bir yere kadar hörmet etmek lâzımdır. 



Babacığım, dersimi yaparken sizi görüyorum. Ancak zâhiren uzun zamandır görmediğim için belki de uzaklaşmış gibi hissediyorum. Biliyorum bu bir yanılsama ancak rabıtamızı bir kontrol edermisiniz? İnşaallah gönlünüzden düşmemişizdir...

Böyle hayali düşünceleri aklına getirme  sizler ailece bizim gönlümüzdesiniz, merak etmeyin, gönül-den düşmek diye bir şey olmaz tâki karşımızdaki bizi kendi gönlünden çıkarmasın. O na da diyecek bir şe-yimiz olmaz canları sağolsun der geçeriz. Sen gönlü-nü ferah tut.

Herkese selâmlar Sana Sa…. na çocuklara da selâmlar, Nüket Anneninde selâmları vardır hoşça kal. Efendi Babanız.

Not=başka bir zamanda gene zuhurat gönderdiğin de hangi derste olduğunu da ilâve edersin.  

Nüket annemin ve sizin ellerinizden hasretle öperim..

kı… Ni….

-------------------



Terzi Baba. (07/11/2013)

Aleyküm selâm İrfan oğlum gördüğün zuhurat zâhiren iyi değilse de bâtınen iyidir. Araba da yolda gitmek güzel yol ehli olmaktır arabayı kendinin kullanması beden

143

arabasını kullanabiliyor olmaktır. başka arabadan gelen metâl parçası gene bir yol ehlinin attığı ma'nâ levhalarıdır, o ma'nâ levhaları nefsin başını kesen tevhid ilimleridir. Bir müddet aklının alınması fenâ fillâh'a girmektir. Başının tekrar dikilmesi kendi aklı küllü nün başına gelmesidir, boğazında biraz izinin kalması nefsin artık hükmü olmayan hatıra kalıntılarıdır. Doktorun şerif isminde birine benzemesi ki o buralarda rehber hâlifedir. Yani onun elinden başını biz dikmişiz demek olur. Ancak zâhiren teknik ve tıp ilmi böyle bir duruma gelmediğinden mümkün olamaz baş koptu ise iş bitmiştir, bâtınen ise ehli hâl o başı yerine yeniden ve tamir edilmiş olarak koyar. Güzeldir Cenâb-ı Hakk daha nicelerini nasib eder İnşeallah.



Tecelline gelince, yap devam et güzeldir. Daha sonra zuhurat gönderirsen hangi derste olduğunuda yazarsan iyi olur. Ayrıca kısa olan zuhuratlarını, sadece ön sayfaya yazarsan senin için yazmak benim için okuyup cevaplamak daha kolay olur. Çünkü ayrı dosyada olunca onu açmak için indirmek isimlemek ve tekrar açmak gerektiyor buda biraz zaman alıyor. Her ne ise mühim değil Herkese selâmlar hoşça kal Efendi Baban.

-------------------



İr…. Ak…. (07/11/2013) “Zuhurat”

Selâmün Aleyküm Efendi Babacığım,

Buncağıza gösterilen zuhuratı, istişare amacıyla pâki ve cemil gönlüze sunuyorum. Aşkı niyaz ile sırran ellerinizden öperken,

Sultan annemizede selâm ve hürmetlerimin kabulünü arz ediyorum

-------------------

05/06 Kasım 2013 gecesinde sabaha karşı gösterilen zuhurat;

Gece vakti kendi aracımla gidiyorum. Bundan sonrasını hatırlamıyorum.

144


Sonradan beni ameliyat eden doktor söylüyor. Trafikte giderken öndeki bir araçtan düşen / fırlayan bir metal parçası aracımın camından girerek boynumu kesmiş ve başım gövdemden ayrılmış, o mahalden geçen ve beni ameliyat eden doktor, bir hastaneye kaldırmış ve orada kopan başımı tekrar vücûduma dikmiş ve ben olayın ondan sonrasını hatırlıyorum. Ameliyatı yapan doktorlar iki kişilermiş birisi yan cephemde durduğu için yüzünü net olarak seçemiyorum.

Fakat ameliyatı yapan doktorun sîmâsını hatırlıyorum. Doktor olayı anlattıktan sonra boynumda ameliyatın izlerinin kalacağını ifade ediyor. Zuhurat kapanıyor. Uyandı-ğımda saat 05,50 idi.

Gün içersinde ameliyatı doktorun sîmâsını gözümün önünde tutarken, o kişinin ihvandan Tekirdağ’da oturan Şerif Hoca kardeşimize benzediği kanaati oluştu. Doğrusunu Allah (c.c)’ü bilir.

Günlük derslerime ilâve olarak, takriben idrak ettiğimiz Zilhicce ayından itibaren, gönlümüze düşürülen bir niyazı yapmak nasib oluyor.

İlâhi yarabbi! Ayniyyetin ile gayriyyetin arasındaki tüm mevtınlarda, meratiblerde, mertebelerde, mekân ve zamanlarda her hal ve şartta senden râzı olan kullarının zümresine bu fakiride dahil eyle”.

En kalbi saygı ve muhabbetlerimle. 07.Kasım 2013

-------------------
Bu zuhuratla bu kitabımızı da bitirmiş olalım Cenâb-ı Hakk daha nicelerini nasib eder İnşeallah.

Görüldüğü gibi yukarıda bahsedilen bazı vasıflar, bizim belirttiğimiz vasıflarımız değil, bahsedenlerin muhabbetleri ile kendi zuhur ve düşenceleridir, dileyen kabul eder dileyen etmez. Bunlar hakkında bir iddiamız da yoktur. Tecellilerini gönderen her kese teşekkür ederiz. T.B.


-------------------

145


NOT= Nihayet bu kitabımızda Böylece nihayete ermiş olmaktadır. Ancak okuyacak olan bazı kimseler bu kitaptaki yazıların yukarıda kısaltılmış ismi geçen kimselere ait olduğunu ve kitabın içinde yazısı olan kimseler tarafından yazıldığını düşünebilirler. Zâhiri olan bu anlayışların da, da doğrudurlar.

Ancak bu kimselerin bir çoklarının daha evvel internet nedir, yazmak nedir, tefekkür nedir, cümle kurup yazı yazmak nedir, diye bir bilgileri olmadığı gibi kendilerinin hiç ilgilerinin dahi olmadığı ve zor bir sahada yazı yazabiliyor olmaları da çok dikkat çekicidir.

Yazıları olan bu arkadaş, dost, ve evlâtlarımız, kendilerine verilmeye başlanan gerçek tasavvuf eğitimi ile ilgilenmeye başladıktan sonra kısa sürede kendilerini tanıyıp gerçek bir kimlik sahibi olup bu yoldan öz güvenlerini bulup aldıkları bilgilerini de birleştirerek böyle güzel hallere, mânevi kültür ve lütuflara ermiş olmaktadırlar. Dolayısı ile bunları kendileri yazmış olmayıp tarafımızdan verilen eğitim neticesinde bunları yazmış-yazdırılmış olmaktadırlar.

işte aslında zor olan kişinin kendinin yazı yazması değil, kendi vasıtasıyla karşı tarafa yazı yazdırabilin-mesidir, bu ise gerçekten oldukça zor bir iştir çok zaman ve sabır gerektirmektedir. İşte bizde bu yazılan ve yazdırılanları gördükçe çevremizle iftihar ediyor emeklerimizin boşa çıkmadığını görüyor Rabb’ ımıza şükrediyoruz. Cenâb-ı Hakk arzulu olanlara daha nice yazılar yazmayı ve yazdırılmayı nasib etsin İnşeallah.

Bundan sonraki kitabımız bunun devamı olan (86-terzi Baba 6 istişare dosyası) olacaktır, İnşeallah.

(Heze min fazlı rabb’î) (14/12/2014/Pazar gecesi)

Gayret bizden muvaffakiyyet Hakk’tan’dır.

(Terzi Baba Tekirdağ)

146


Terzi Baba Baskısı olan kitaplar.
1. Necdet Divanı:

2. Hacc Divanı:

3. İrfan Mektebi, Hakk Yolu’nun Seyr defteri:

4. Lübb’ül Lübb Özün Özü, (Osmanlıca’dan çeviri):

5. Salât- Namaz ve Ezan-ı muhammedi’de Bazı

hakikatler: “İngilizce, İspanyolca”

6. İslâm’da Mübarek Geceler, bayramlar ve

Hakikatleri: (Fransızca)

7. İslâm, İmân, İhsân, İkân, (Cibril Hadîs’i):

8. Tuhfetu’l Uşşâkiyye, (Osmanlıca’dan çeviri):

9. Sûre-i Rahmân ve Rahmâniyyet:

10. Kelime-i Tevhid, değişik yönleriyle:

11. Vâhy ve Cebrâil:

12. Terzi Baba (1) ve Necm Sûresi:

13. (13) On üç ve Hakikat-i İlâhiyye:

14. İrfan mektebi, “Hakk yolu”nun seyr defteri ve

şerhi

15. 6 Pey- (1) Hz. Âdem Safiyyullah (a.s.)

16. Divân (3)

19. Sûre-i Feth ve fethin hakikat-i.

21. 6 Pey-(2) Hz. Nûh Neciyyullah: (a.s.)

22. Sûre-i Yûsuf ve dervişlik:

24. 6 Pey-(3) Hz. İbrâhîm Halîlûllah: (a.s.)

35. Fâtiha Sûresi:

41. İnci tezgâhı:

49. 36-Yâ’sîn, Sûresi:

51. 81-Tekvir, Sûresi:

52. 89-Fecr, Sûresi:

59. 6 Pey-(4) Hz. Mûsâ Kelîlmullah: (a.s.)

60. 6 Pey-(5) Hz. Îsâ Rûhullah: (a.s.)

61. 6 Pey-(6) Hz. Muhammed:

67. 067-Mülk Sûresi:

91-Terzi Baba (7) Biismi has “Selâm” (13)
------------------------------

147


Terzi Baba kitapları sıra listesi

KAYNAKÇA

1. KÛR’ÂN VE HADîS :

2. VEHB : Hakk’ın hibe yoluyla verdiği ilim.

3. KESB : Çalışılarak kazanılan ilim.

4. NAKİL : Muhtelif eserlerden, Mesnevi’i şerif,

İnsân-ı Kâmil, Fusûsu’l Hikem ve

sohbetlemizden müşahede ile toplanan ilim.

DAHA EVVELCE ÇIKAN KİTAPLARIMIZ”



(Gönülden Esintiler)


1. Necdet Divanı:

2. Hacc Divanı:

3. İrfan Mektebi, Hakk Yolu’nun Seyr defteri:

4. Lübb’ül Lübb Özün Özü, (Osmanlıca’dan çeviri):

5. Salât- Namaz ve Ezan-ı muhammedi’de Bazı

hakikatler: “İngilizce, İspanyolca”

6. İslâm’da Mübarek Geceler, bayramlar ve

Hakikatleri: (Fransızca)

7. İslâm, İmân, İhsân, İkân, (Cibril Hadîs’i):

8. Tuhfetu’l Uşşâkiyye, (Osmanlıca’dan çeviri):

9. Sûre-i Rahmân ve Rahmâniyyet:

10. Kelime-i Tevhid, değişik yönleriyle:

11. Vâhy ve Cebrâil:

12. Terzi Baba (1) ve Necm Sûresi:

13. (13) On üç ve Hakikat-i İlâhiyye:

14. İrfan mektebi, “Hakk yolu”nun seyr defteri ve

şerhi

148


15. 6 Pey- (1) Hz. Âdem Safiyyullah (a.s.)

16. Divân (3)

17. Kevkeb. Kayan yıldızlar.

18. Peygamberimizi rû’ya-da görmek.

19. Sûre-i Feth ve fethin hakikat-i.

20. Terzi Baba Umre (2009)

Yüklə 0,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin