GöNÜlden esiNTİler: terzi baba necdet ardiç (8) (19-53) Neml Sûresi 27/40. âyet “haza min fad­li rabbî”



Yüklə 1,56 Mb.
səhifə6/12
tarix06.03.2018
ölçüsü1,56 Mb.
#44418
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

Kalem, Kelâm ve Kemâl‏


Kalem suresi Nun Harfi ile başlar..

Necdet te Nun harfi ile başlar..

Nun; Nun, Vav, Nun harflerinden oluşur.

50+6+50= 106 Kureyş suresini verir.


Kureyşte Zatın tecellisi Kâ’be vardır.
160

Necdet= 457, 4+5+7= 16 = Kureyş.. Necdet'in Nun'u Zati tecelli Gönül Kâ’besine işarettir.

Kalem suresi 68 sıradadır. 68+106= 174 Bir de Kalem ile 1+7+4+1= 13 Hazreti Muhammedin şifresini verir.

Nuru Muhammedinin,  Beden Kureyşine 13 mertebe-den doğuşu ve Makam-ı Mahmuda ulaştırmasına işarettir.

Kalem e ve a harflerini değiştirirsek… Kelâm olur…

Kalem = Kaf: 100, Lam:30, Mim: 40

100+30+40= 170 Kuddus Esmasının asli hafleridir. Ruh’ul Kudus ile destekledik. 53 Kâ’be de Şam kabısıdır. Kalem ile Necdet'in Kelâm olarak gönüllere İsa olarak inmesidir.

17 tersten 71, Elif, lam, Mim ile İnsanı kamilin koordinatları ve Nuh Suresi Necatiyyet ve Necdet ile  Sırrı Necattır.

Kelâm: Kef: 20, Lam: 30, Elif: 1, Mim: 40 20+30+1+40= 91 Şems suresidir. Hakikat-i İlahi Güneşidir.

Tersten 19 ile İnsan-ı Kamil’in ve Kûr'ân'ın şifresidir.

Kalem+Kelam = 261  2+6+1= 9 Esma Mertebesi,

Ayan-ı Sabitede ki  Sırrrı Necat programın ilmi ilahi ile Esma mertebesinden Necdet olarak ikramı ve "Ve Nefahtu fihi Min Ruhi’nin" Terzi Baba olarak Tenfis edilmesidir.


Bir değişiklik daha yaparsak, Kemâl olur… Tüm bu mertebelerin İlm’el Yakin, Ayn’el Yakin, Hakk’al Yakin
161

olarak kemalidir.


Ke: 20, Mim: 40, Elif:1, Lâm: 30 (20+40+1+ 30=91) (91) tersi (19) dur.


Kalem+Kelâm+Kemâl= 170+91+91= 352  Başta bulunan 35 tersten 53= Terzi Baba, 2 Zahir ve Batın

17+19+19= 55 Rahman suresi ve 5+5= 10, 1 Ahadi-yet ve 0 Yokluk aynasıdır.


71+19+19 = 119 = Mübîn esmasının Kur’ân’ı Kerîmde geçtiği sayıdır. Kalem’in yazması ile Kemâl bulup, Kelâm edilen Terzi Baba ilimlerin (53) şifre sayısı ile apaçık olarak Kur’ân yani Zat kaynaklı olduğudur.


İlim ve Aşkın kitabı yazılmış Kelâm edilmiş ve Terzi Baba ile Kemâl bulmuştur. 

(M. C) 


-------------

Bu bölüme Ka… Do… kardeşimiz den gelen 53 kalem resimlerini ilâve ediyoruz.



162


Bu kalem http://www.fiftythree.com/pencil?utm_source=FiftyThree+News&utm_campaign=mix-story_12-10-2015_pencil&utm_medium=email

İnternet adresinden alınmıştır. Fiftytheree ingilizzce 53 tür. Tabletlerde kullanılmaktadır.

Kalem İngilizcede, PENCIL kelimesi ile ifade edilmektedir. Ortada bulunan NC harfleri bilindiği gibi NECDET ve Necm suresi 53 tür. TABLET ise TB ALET tir. 53 ün aleti Terzi Baba dır.

-------------------

Yeri gelmişken lisan-alfabe-kalem-kelâm ile ilgili inter-netten indirilip gönderilen bir yazıyı da ilâve etmeyi uygun buldum gerçekten tarihi sayı değerleri çok ilginç. (T. B.)

-------------------

SES, HARF VE ALFABE (Türk dil kurumu)

Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime ses denir. Ses, dili oluşturan en küçük birimdir. Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.

Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe

163


alfabe denir.

Türk alfabesi, Lâtin harfleri esas alınarak



1.XI.1928 (19-28) gün ve (1353) (13-53) sayılı

Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ile kabul edilmiştir.

* Kanun’da önce “i” sonra “ı” belirtilmişse de yaygın ve yerleşmiş olan sıraya göre önce “ı” sonra “i” gelmektedir.

** Türk Kodlama Sistemi, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak TDK İmlâ Kılavuzu Çalışma Grubu tarafından 8 Ocak 2004 günü belirlenmiş ve TSE tarafından Nisan 2005/TS 13148 numaralı belge ile ölçünlü (standart) hâle getirilmiştir.

-------------------

(19-28) gün ve (1353) (13-53) sayılı

(13-14-8) sizler bu sayılardaki açık ifadeleri kolayca fark ediyorsunuzdur. Ayrıca (1+3+1+48=53) tür. (19) insân-ı Kâmil (28) ise her mertebeden (28) Peygamberin hakikatlerini bildirmektedir. Netice (19/28/53) tür.

(T. B.)


-------------------

Hayırlı akşamlar Ay….. kızım gördüğün zuhuratlar güzel, yolumuzun sistemini açık olarak gösteriyor, herkese açık olmayan bu yolu Cenâb-ı Hakk kendi seçtiği kullarına haber veriyor. (11) inci sokak Hz. Muhammedin sokağıdır, (53) üncü sokak ise bizim sokağımızdır. (53) üncü sokaktan (11) inci sokağa yol olduğu gösterilmiştir. Cenâb-ı Hakk değerlendirenlerden eylesin İnşeallah. Herkese selâmlar hoşça kalın.

Sevgili Hacı Babacığım, İlk gördüğüm rüya; Gü….

164


annenin mutfağında patetes soyarken siz mutfağa geldiniz ve “Sen patetes soymasını bilir misin?” dediniz. Bende “bilirim efendim” dedim. Sonra elimden siz bıcağı aldınız patatese 4 tane şerit şeklinde köşeler yaptınız. Ondan sonra bana böyle devam et dediniz.

İkinci rüya: Rüyamda kendimi köyümde görüyo-rum Yolda yürürken, akrabamız olan Fa…… ..….eyle karşılaşıyorum. Elinde tekerlekli bir bavul ve bunu nasıl taşıyacağım şeklinde söyleniyordu. Sonra Ay…. …..min evine gitmek için yola devam ettim. Birden kısa yoldan gitmek istedim. Bunu düşünürken iki tane bayana rastladım. Nerden kısa yoldan gidebileciğimi sor-dum. Onlarda biz kimseye söylemeyiz ama sana söyleye-ceğiz dediler. Bayanlarda bana “senin bulunduğun yer 11. sokak teyzene gitmek için 53. sokağa çıkacak-sın” dediler. (A. B.)

-------------------

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHîM:

Selâmün aleyküm C….. bey kardeşim.

Bendeniz bir cuma namazı vakti çok ağlamış ve namaz kılmış, özel bir dua etmiştim. Aynı günün akşamı internette gezerken Terzi Babamla karşılaştım. Rabb’imizin İlâhî yardımının aynı gün içerisinde tecellisini gördüm. Bu bana büyük bir mutluluk verdi. Hergün sohbetlerini sabahları dinliyorum. Nusret Tura efendimizin “Râh-ı Aşk” isimli kitaplarını aldım. Okudum. Mesnevî’yi çok seven bendeniz gönlümüzün doktorunun muhterem Terzi Babam olduğunu düşünüyorum.

Sizden ricam kalbimizin anahtarı Terzi Babamda mı? Eğer o ise. Biliyorsunuz Allah’ımız için biy’ât etmemiz ve vereceği derslerle, nazarla kendimizi daha kısa sürede tanıyacağız ve Muhammedî nurumuz kısa sürede ortaya çıkacak. Yaşım 40 bugüne kadar Peygamber Efendimizi


165

kimse onun kadar güzel tanıtmamıştı. Herkesin bu dünyada bir dileği vardır. Bizimde dileğimiz Muhammedî nurumuzu taşıyan Kâmil insanımıza kavuşabilmek. Bendeniz ne yapmalıyım. Terzi Babamdan dua ve bendenize yol gösterecek sözler diliyorum-dileniyorum.

Muhammedimizin (s.a.v.) duyduğu yüce aşk hürmetine diliyorum-dileniyorum. Ayırdığınız vakit için Rabbimiz sizden Sonsuz razı olsun. (S. S.)

-------------------

NOT= (13 ve Hakikat-i İlâhiye) isimli kitabımızın 55-57 sayfalarında kayıtlı küçük “iltifat” bölümünü de gönülle ilgili olmasından dolayı faydalı olur düşüncesiyle, ilâve etmeyi de uygun gördüm. (T. B.)



-------------------

Bu bölümleri yazmağa çalıştığım (31 Ağustos 2006) günü Perşembe’yi Cum’a’ya bağlayan gece rü’yâ âleminde mânâdan (Nusret babam) vasıtasıyla bir sahife iletildi üzerinde bir yazı hattı vardı, okumağa çalıştım ve şöyle denmek istendiğini anladım. Hatırımda kaldığı kadarıyla yazı ve şekil itibarı ile, hat böyle idi.



Fazla dikkate gerek kalmadan dahi bunun bir kelime ve mânâsının da açık olarak (İLTİFAT) olduğu anlaşılmak-tadır. İrfan ehli bu hattan birçok mânâlar çıkarabilır, ancak

166

biz fazla uzatmamak için çok açık olan bazı yönlerini ifade etmeye çalışacağız.



Görüldüğü gibi kelimenin başında mevzuumuza konu olan, soldan okunursa () () (elif) (lâm) sağdan okunursa (lâm-elif) vardır. Ve üstte uzun hatta iki tane (te) harfi bütün varlığı kaplamış, Tevhid-i hakikidir. Toplu olarak (İLTİFAT) kelimesi ise yapılan işlere mânâ âleminden (iltifat) edildiği ve bâtın âleminden tasdik gördüğüdür.

Gün (31) tersi (13) tür. Ay Ağustos’tur ve sıcaktır, yani aşk ve muhabbettir. Sene (2006) yani toplarsak (8) dir, ve ayda (8) dir. Bunlar da (8) cennettir. Perşembeyi Cum’aya, “fenafillâh” yani cem’e bağlayan gecedir. Cum’a yeni ayın biridir. Cem hali bakabillâh ve tevhid’in birliği’dir. Nusret babam vasıtasıyla gelmesi, (Nasrunminallah) (Allahtan yardım,) yani zât-î tecelli yardımıdır, diyebiliriz.

-------------------

Tabii ki; bu hususlar ilgilenmeyen kimseleri ilgilendir-mez, indî ve şahsidir, faydalanmak isteyenlere de mâni olunmaz, bu da onların şahsi hürriyetleridir ki, buda gerçek insan haklarıdır, ve Hakk’ın tanıdığı haktır.

Ey irfan ehli olmaya gayret eden kardeşim iyi bilki bu anlatılanların hepsi sensin, ve bunlar sende mevcuttur, ancak bâtının da kapalı kapılarının ardında kalmıştır, vakit geçirmeden o kapıları, Ümmül kitab’a yani ana’ya yani Fatiha ya sığınıp oradan yardım almaya çalışarak. Fatih ve Fettah İsimleriyle açmağa çalış, çalış ki; aslına ulaşasın yoksa bu âlemden ilâhi hazineni alamadan gider iflâs etmiş olursun.

Belki bunları biraz hayal biraz vehim ve gereksiz sanabilirsin. Ancak unutma ki her şey evvelâ hayal ile

167

başlar, mühim olan ebedi hayata götürecek hayale doğru gitmek gerektiğini bilmemiz lâzım gelmektedir. Aksi halde hüsran olan sonu gelmez beşeri hayellerimizin içinde ömrümüzü eritip gideriz ve farkında bile olmadan bu muhteşem dünyadan, (Hazret’i şehadet) ten ve (13) hakikatinden hiç haberimiz olmaz.



İşte o zaman gerçekten bizlere çok yazık olmuş olur. Cenâb-ı Hakk cümlemizi gafletten koruyarak kendini tanıyan kimselerden eylesin. (T. B.)

-------------------

11- 06 -2011  

Bugün öğleden sonra Terzi Baba (1) kitabına bakarken arka sayfada ki takım elbiseli resmi dikkatimizi çekti. 1992 yılında ki görmüş olduğumuz rüyamız aklımıza geldi. O zaman ki zâhiri yaşantımızın hâlet-i rûhiyye’si ile görmüştük. Takım elbiseli Peygamberimiz olarak tasavvur ettiğimiz şahıs bize yaptığımızın, hâl ve hareketimizin doğru olduğunu söylemekteydi.

Gördüğümüz rüyada ki şahıs ile, bu takım elbiseli hâli çok benzemekteydi. 19 yıl önce görülen bu rüyadaki silüet ile bu resmin benzerliği konusunda aslında tam emin olamamıştım. Aradan epey bir zaman geçmişti. Daha sonra İnsân-ı Kâmilin Resülun, Resülu, olduğunu, ve müşahademizde yaklaşık bu yaşlarda ki halimizin Terzi Babanın o yaşlardaki halinin elini dizdize öpmesi, İnsân-ı Kâmil’in 72 fıkrayı kapsayan 73. Fırka ehli olması, 19 sayısının âlemlerde bulunan İnsân-ı kâmil olması bu düşüncenin doğruluğu yönünde fikir verdi.

Demek ki bu zuhuratın hakikati 19 yıl sonra açılmaktaydı.  Terzi Babanın doğum Tarihi 1938 1992 - 1938= 54 aslında  Terzi Baba 1938 in son ayı doğumlu bu zuhurat 1992 yılının yaz aylarında görüldüğü için 53 küsür sene yapmakta 53 NC ile şifre sayısı. Aynı zamanda Ahad olan Ahmedin sayısı. İslâmın zâhiri

168


yaşantısına başlamamız 1991 son aylarındaydı.  1991-1938 = 53 rakamı çıkmakta sayısal hesaplamalarda doğruluğu teyid etmekte… 19-91 bir düz biri tersten iki 19 u vermekte ki  biri asıl İnsân-ı Kâmil, biride ayna olan İnsân-ı Kâmil’dir.

(M. C.)


-------------------

ÖMERİYYET VE FURKAN

EfendiBabacığım.

Aklımıza gelen bir şeyi daha ilâve edelim.. Bu sıfat mertebesinin zikri Ahad ve sayısal değeri 13..tür.



40 sayısına bu 13 ü ilâve ettiğimiz zaman 53 olmakta..

Ömer’in sayısal değerinde ki 1340 a ilâve ettiğimiz zaman yine 53 vermekte. Hayrete Şayan buda şifre sayımız..



53 Sûresi’nin hakikatini idrak ile de Nefis Yıldızını söndürüp, Hakikati Muhammedi ve Hakikati İlâhiyye’nin doğması mümkün olmaktadır.

53+31= 84 =12 Hakikati Muhammedi 5+3 ile 8 Tevhid-i Ef’âl ile bu İlâh-î program Şehadet mertebesinde sergilenmekte. 53+53 =106 ile 16 isminizin sayısal değerini ve 106 Kureyş Sûresi’ne işaret etmekte Ve üçüncü Sûreleri’nde Beytin Kâ’be’nin rabbine İbadet edilmesi istenmekte.. İşte bunuda sağlayan Ömeriyyet Furkan Mertebesinin devreye girmesidir, diyebiliriz. Hürmet ve Muhabbetle Ellerinizden Öperiz.

(M. C.)


-------------------

169


ŞAH DAMAR

Euzü Billâhi mineşşeytanirracîm

Bismillâhir-Rahmanir-rahîm

-------------------

~~50.16~
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهٖ نَفْسُهُ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرٖيدِ
~ ~ ~

(50/16) - Ve lekad halaknel insâne ve nağlemu mâ tuvesvisu bihî nefsuhu, ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verîd.

(50/16) - Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.

-------------------



191. Senin yârin senin heyben ve kesendir. Eğer sen Ramin isen Vise’den başkasını arama.

Râmîn” ile “Vise” bir âşık ile ma’şûkun adıdır. Râmin, âşık, Vîse onun ma’şûkudur. Ferhad ile Şîrîn ve Leylâ ile Mecnûn hikâyesi dillerde destan ol­duğu gibi, bunlar da böyle meşhûrdur. Ya’nî “Tarik-ı Hak’ta senin yârin vü­cûdunun heybesi ve kalbinin kesesidir. Sen Râmîn gibi bir âşık isen Vîse gi­bi olan ma’şûkunun gayrini arama! Zîrâ senin kalbin ezelde Hakk’ın ayn-ı sâbitene olan tecelliyâtının kesesidir. Ve bu vücûd-ı izâfın ve cismânîn dahi o kesenin heybesi’dir; ve ayn-ı sâbiten mâdemki Hakk’ın ism-i İlâhî-sinin mazharıdır ve isim, müsemmâ olan Hakk’ın gayri değildir, binâenaleyh âfâkta aradığın sendedir ve Hak senin hüviyetindir. Eğer âşık-ı hakîkî isen gayrın muhabbetinden yakanı kurtar ve hakîkî ma'şûku ve

170

Vîse’yi kendinde ara!” Nitekim Yûnus Emre hazretleri buyururlar:

-------------------

Dervişlik baştadır tacda değildir,

Kızdırmak oddadır sacda değildir,

Ararsan Mevlâ’yı kendinde ara,

Kudüs ’te Mekke'dehac’da değildir.

-------------------

Mısrî-i Niyâzî hazretleri de aynı ma’nâyı şöyle ifade ederler:

Aradığın candadır, canda ve hem tendedir,

Bilir iken bendedir, çağırırım dost dost.

-------------------

192. Senin Vîse'n ve ma'şukun yine senin zâtındır ve bu hârice mensûb olanlar bütün senin âfetlerindir.

Ey sâlik senin Vîse’n ve ma’şûkun yine senin hakikatindir, zîrâ o ma’şûk-ı hakîkî, Kur’ân-ı Kerîm’de, (Kâf,50/16) “Ben o kuluma şah damarından daha yakınım.” buyurur. Binâenaleyh sana vâki’ olacak tecellî yine senden ve senin hakikatinden gelir ve bu âfâkiler ve senin vücûdun hâricine mensûb olanlar, bütün senin âfâtındır ve senin hakikatine hicâbdırlar.

193. Hazm odur ki seni davet ettikleri vakit, "Benim sarhoşum ve isteyicilerimdir," demeyesin.

Hazm ve ihtiyât odur ki, o âfakî ve hâricî olanlar seni kendi taraflarına da’vet ettikleri vakit, sen onların da’vetlerine ve iltifâtlarına aldanmayıp, bunlar benim muhabbetimin sarhoşudurlar ve beni sever ve isterler, demeyesin.

-------------------

171

(Mesnevi-i Şerif Ahmed Avni Konuk Şerhi 5. Cild sayfa 77)

-------------------

Efendi Babam Mesnevi Şerif sohbetlerin de 5. Cild -192. beyiti okurken şöyle bir soru soruyor. Soru şöyledir; Beyitte geçen (Kâf sûresi 16. âyette) “Ben O kuluma şah damarından daha yakınım.” Bu yakınlığı buldunuz mu? Bulduysanız nasıl bir yakınlıktır. (Terzi Baba)

-------------------

192. beyit ile birlikte 191 ve 193. Beyitlerde burada konuyla bir bağlantı ve bütünlük olması bakımından yazılmıştır.

Fakir soruyu kayıtlardan dinlediği için yaklaşık 1-2 ay önce bu soruya rastladım. Araya başka işler girince de bu konu hakkında yazı yazma işi ertelenmiş oldu. Hikmeti de işin sonuna doğru görülen zuhurat ile anlaşılmış oldu diye düşünüyorum. Bu soruyu yanıtlamak gerçekten zor gözüküyor. Çünkü âyetin başında Cenâb-ı Rabb’ül âlemin “Nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz” diyor. Onun için nefsimin vesvesesine düşmekten, hayal ve vehim olan şeyler yazmaktan, yine Cenâb-ı Rabb’ül âlemine sığınır. Bu konu hakkında irfaniyet ve idrak genişliği niyaz ederim.

Şah Damar’ın” geçtiği âyet (50/16) dır. Sayısal değeri;

50+16= 66

6+6= 12

(12) Hakikat-i Muhammed-i – “İnsân-ı Kâmil” (Kâmil İnsân)

(6) İmân mertebeleri,

(6) Altı yöndür.

(12) Efendi Babam son günlerde sürekli olarak ma-

172

illere verdiği cevapta Kurban bayramı ziyareti için ailece hep beraber 12 Ekim gününü işaret ederek bekliyorum diye yazmakta ve ayın (12) si diye bildirmektedir. Defalarca bu tekrarın olmasından dolayı bu davetin ve rakkamında burayla bağlantısı olduğu düşünülebilir.

12. dersimiz “İnsân-ı Kâmil” (Kâmil İnsân) dır. Öncelikle İlmi olarak, yapılan eğitim ile İnsân-ı Kâmil-i kendi bünyesinde bulup, yani bu âlemin Hakikat-i Muhammediye den başka bir şey olmadığını anlayıp, kendinin de onun bir cüzü olduğunu idrak edip, İlmî olarak Kâmil olmaktır.

Önce bu sayısal değere bakınca bunu yakîn olarak düşünmüştüm. Âyeti inceleyince Âkreb yani kurb olduğunu gördüm. Peki yakîn ile kurb arasında ne fark vardır? Ne bağlantı vardır?

Yakîn hâli birlikte bulunma hâlidir. Aslında iki şey birlikte bulunur. İki şey yok, tek olan vardır. İlmi Yakînlikte, ilmin mürşidin ilminde fâni ve yok edilmesi gereklidir ki, kalan sadece mürşidin ilmi olsun. Ayn’i yakînlikte, mürşidin bünyesinde bulunan Rasûlün Rasûllüğünde fâni olunsun ki Fenâ firrasûl hâli vuku bulsun. Hakk’el Yakîn’likte ise Mürşidin bünyesinde bulunan Hakk’ta fâni olunsun ve Bekâ hâlinde bekâ olunsun ki Hakk’el yakîn’lik bulunsun.

Kurb’i yakınlıkta ise yakın olunan ve yakın olan vardır. İşte bunun ortadan kalkması için “Şah Damar” ının kesilip Nefsi Emmâre’nin gerçek ma’nâ da Kurb’ân edilmesi gerekir. Bunu derviş yapamaz ancak mürşid kestirir.

Şah Damar” vücûtta yüze ve beyne giden olmak üzere iki tanedir. Yüz, vech, Cemâl dir. Aynı zamanda yüz Fâtiha’dır. Beyn ise aklın ilmin olduğu yerdir. Bu yakınlık Esmâ-i ve Zâti olan bir yakınlık olduğu da anlaşılıyor…

Kan nereden pompalanmaktadır?. Kalpten yani gönül

173

ve Kürsinin olduğu yerden pompalanmaktadır. “Şah damar” ından gelip beyne ve yüze yani baş bölgesi olan Arşa ulaşmaktadır. Kalpte yani gönülde vehim ve hayal olursa hayal ve vehim ulaşmakta, Hakk ve Hakikat olursa, Hakk ve Hakikat bilgileri ulaşmaktadır.

اَقْرَبُ “Akrabü

Elif: 1, Kaf: 100, Re: 200, Be: 2,

1+100+200+2= 303

3+3=6

(6) İmân mertebeleri…

(33) Mescid-i Nebevide ki ilk direk sayısı ve Esmâ ve Sıfat mertebesine işarettir.

Âkreb, kurb şeklinde olan bir yakınlıktır. Kevser sûresinde “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” âyetin de bu yakınlığa işaret vardır.

Elif: Ahadiyet, Kaf: Kudret, Re: Rahmâniyyet–Rububiy-yet, Be: Risâlet, Birliktelik,

Ahadiyyetin Kudret ile Aklı küll ve Nefsi Küll birlikteliği ile Ef’âl âlemini meydana getirmesi olarak düşünülebilir…

İmân mertebelerini Terzi Baba’mın Vahiy ve Cebrâil kitabından özetle, inceleyecek olursak,
İ M ÂN
İmân; dini kitaplarımızda çok geniş şekilde izah edilmiş-tir. İmân, özet olarak; Allah’ı ve gönderdiklerini “dil ile IKRAR, kalb ile tasdik etmektir,” diye belirtilmiştir.

Şuhûdi İmân Mertebeleri

Biz “imân”ı dört şuhûd mertebesi içerisinde incele-meye çalışacağız.

174

1 – Ef’âl = Şeriat mertebesi imânı:

Kûr’ân-ı Kerîm Âl-i İmrân sûresi 3/193 âyetinde,

-------------------

~~3.193~
رَبَّنَا اِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادٖى لِلْاٖيمَانِ اَنْ اٰمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَاٰمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّپَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْاَبْرَارِ

(Rabbenâ innenâ se­mignâ münâdiyen yünâdiy

lil imâni en âminu birabbiküm feâmennâ

rabbenâ fağfirlena zünubenâ ve keffir

annâ seyyiatinâ ve teveffenâ meâl ebrar)

(3/193) - "Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al."

-------------------

Bu anlayış saf, temiz bir muhabbetle yapılan “şeriat” mertebesi imânıdır.



2 – Esma = Tarikat mertebesi imânı:

Kûr’ân-ı Kerîm Bakara sûresi 2/3 - 4 âyetinde;

-------------------

~~2.3~
اَلَّذٖينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ وَالَّذٖينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَا اُنْزِلَ
مِنْ قَبْلِكَ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ


Yüklə 1,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin