Gösterim Tarihi: 15 Nisan 2011
Dağıtım: UIP Filmcilik
"Bizim istediğimiz şey, nesilleri aşacak, çocukların ilgisini çekecek, onların genç yaştaki erkek ve kız kardeşlerini eğlendirecek, anne-babaları kahkahalarla güldürecek bir film yapmaktı”.
~John Lasseter, uygulayıcı yapımcı
PRODÜKSİYON NOTLARI
Walt Disney Animation Studios, “Winnie the Pooh” ile Yüz Dönüm Ormanı’na dönüyor. Orijinal kısa filmlerin belirli bir zamana ait olmayan çekiciliğini, ince espri ve mizahını karakterize eden bu yeni film izleyicileri, düşünceli “aklı kıt ayı”nın yanı sıra, arkadaşları Tigger, Tavşan, Piglet, Baykuş, Kanga, Roo ve son olarak da en az onlar kadar önemli olan, kuyruğunu kaybetmiş Eeyore ile bir araya getiriyor.
“Tüm hikâye bir gün içinde gerçekleşiyor” diyor yönetmen Don Hall: “Yüz Dönüm Ormanı’nda işler her zamanki gibi. Pooh, çok aç bir şekilde uyanıyor ve balsız kaldığını fark ediyor. Bu yüzden de sonunda raydan çıkan bir yolculuğa başlıyor. Eeyore’ye yeni bir kuyruk bulma mücadelesi, bu yolculuğun ilk etabını oluşturuyor”.
Pooh daha sonra Christopher Robin’den gelen bir not buluyor ve notta “Dışarıda. Meşgul. Yakında döncem” yazıyor. Ama sonrasında Baykuş notu yanlış yorumlayarak, çocuğun “Döncem” adındaki bir yaratık tarafından ele geçirildiğini duyuruyor. Çok geçmeden tüm çete Christopher Robin’i hayâli suçlunun elinden kurtarmak için vahşi bir arayışa giriyor. Durum, sadece biraz bal bulmayı umut eden bir ayı için yoğun bir güne dönüşüyor.
“Bizim istediğimiz şey, nesilleri aşacak, çocukların ilgisini çekecek, onların genç yaştaki erkek ve kız kardeşlerini eğlendirecek, anne-babaları kahkahalarla güldürecek bir film yapmaktı” diyor Uygulayıcı Yapımcı John Lasseter. “A. A. Milne’in karakterlerinin kişilikleri, sadeliklerinin yanında öylesine keskin resmedilmiş ve öylesine mükemmel ki, ilk hikâye çizimlerimizi yapmadan önce bile onları inanılmaz derece eğlenceli bulduk. Çoğumuz bu karakterlerle birlikte büyüdük. Onlar, küçüklerimize tanıtmak ve hayatımızda sevdiğimiz tüm insanlarla birlikte yeniden keşfetmek istediğimiz türden karakterler”.
Winnie the Pooh, sadece anne-babaların çocuklarıyla paylaşmayı sevdiği karakterleri ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda da değerleri ve basit yaşama sevinçlerini de karakterize ediyor. Nesiller arasındaki bu paylaşım, Walt Disney’in şu felsefesinin yansıtıcısı niteliğinde:
“Ben aslında çocuklar için film yapmıyorum” diyor Disney.
“Ben onları, ister altımızda olalım ister altmışımızda, hepimizin içindeki çocuk için yapıyorum. Çocuk ‘masumiyeti’ne çağrı yapıyorum. En kötü olanımızın bile içinde masumiyet vardır ama daha derinlere gömülü olabilir. İşimde bu masumiyete ulaşmaya ve ona seslenmeye çalışıyorum. Ona eğlenceyi ve yaşam sevincini göstermek; kahkahanın sağlıklı olduğunu göstermek; insan türünün, iyi ki zaman zaman gülünç olabilen insan türünün hala yıldızlara uzandığını göstermek istiyorum”.
Komedyen John Cleese (“Shrek Forever After/Şrek: Sonsuza Dek Mutlu”, “A Fish Called Wanda/Wanda Adında Bir Balık”) “Winnie the Pooh” için anlatıcı görevini üstleniyor. Seslendirme kadrosu, daha önce seslendirdikleri sevilen karakterleri tekrar karakterize ediyor: Jim Cummings (“Gnomeo & Juliet”, “The Princess and the Frog/Prenses ve Kurbağa”, “Shrek/Şrek”) Winnie the Pooh ve Tigger’ı seslendirirken, yedi yıl boyunca Piglet’i seslendiren Travis Oates ise Pooh’un ürkek küçük arkadaşını seslendirmek üzere geri dönüyor. Pooh’a yeni katılan Bud Luckey (“Toy Story 3/Oyuncak Hikayesi 3”) Eeyore’yi, Craig Ferguson (“The Late Late Show with Craig Ferguson”) Baykuş’u ve Tom Kenny (“SpongeBob SquarePants”) Tavşan’ı seslendirerek, seslendirme kadrosunda yer alıyor. Aynı zamanda filmin orijinal şarkılarının da ortak yazarlığını yapan Kristen Anderson-Lopez (Televizyon yapımı “The Wonder Pets”, Broadway dışı yapım “In Transit”) Kanga’yı; Yönetmen Don Hall’un yedi yaşındaki oğlu Wyatt Hall, Roo’yu ve Jack Boulter, Christopher Robin’i seslendiriyor.
Filmin yönetmenliğini Stephen Anderson (yönetmen, “Meet the Robinsons/Robinson Ailesi”) ve Don Hall (hikâye baş yazarı, “The Princess and the Frog/Prenses ve Kurbağa”); yapımcılığını Peter Del Vecho (“The Princess and the Frog/Prenses ve Kurbağa”) üstleniyor. “Winnie the Pooh”un uygulayıcı yapımcılığını ise John Lasseter yapıyor. Filmin orijinal şarkılarını Robert Lopez (Broadway yapımı “Avenue Q”) ve karısı Anderson-Lopez (“In Transit”); orijinal müziklerini ise Henry Jackman (“Kick-Ass”, “Monsters vs. Aliens/Canavarlar Yaratıklara Karşı”) yapıyor. Aktris/müzisyen/şarkıcı/şarkı yazarı Zooey Deschanel (bağımsız folk grubu She & Him) sevilen “Winnie the Pooh” tema şarkısının özel bir yorumunu seslendirmenin yanı sıra, içlerinde kendi yazdığı final şarkısı “So Long”un da bulunduğu şarkıları seslendiriyor.
A. A. Milne’in Disney klasikleri arasında yer alan, el çizimi tarzındaki üç hikâyesinden ilham alınan “Winnie the Pooh”, Avrupa ve Latin Amerika’da 2011 ilkbaharında; Birleşik Devletler’de ise 15 Temmuz 2011’de vizyona girecek. Türkiye’de gösterim tarihi 15 Nisan 2011.
“Bu filmin bakışı doğrudan Milne’in hikâye kitaplarından geliyor” diyor Lasseter. “Bu, klasik suluboya hissine ve birçok filmde ortadan kaldırılan elle çizim görüntüsünde bir imzaya sahip. Bu karakterler tam anlamıyla sayfalardan fırlamış gibi, zaman zaman da birkaç kelimeyi ve harfi yanlarında getiriyorlar. Bu, klasik Pooh’nun en iyi hâli”.
KÖKLERİNE DÖNÜŞ
Film Yapımcıları Belli Bir Zamana Ait Olmayan Karakterleri Benimsiyor
Walt Disney ve Pixar Animation Studios’un kreatif direktörü John Lasseter, Winnie the Pooh’yu tekrar beyaz perdeye taşımakla ilgili olarak Don Hall ve Stephen Anderson’la görüşünce, film yapımcılarının ekibe katılması uzun zaman almadı. Hayatı boyunca kitaplarına ve müziklerine hayranlık duyan Anderson: “Bunun, gerçekten çok sevilen karakterleri tekrar ziyaret edip onlarla oynamak, onların dünyalarında oynamak ve onları günümüz izleyicisinin önüne getirmek için harika bir fırsat olduğunu düşündük” diyor. Annesi, çok uzun yıllar önce onun için Winnie the Pooh müzikleri çalarmış.
Grubun Yüz Dönüm Ormanı’ndan çıkıp Walt Disney Animation Studios’a (önceki filmler doğrudan DVD olarak yayımlandı) adım atmalarının üzerinden 35 yıl geçti. Bu yüzden bu karakterleri beyaz perdeye çok özel bir yolla geri getirmek, Lasseter ve yönetmenler için çok önemliydi.
“Bizim amacımız Winnie the Pooh’yu geniş bir izleyici kitlesine ulaştırmaktı, küçük çocuklara, büyük çocuklara, gençlere, yirmili yaşlarda olanlara ve daha büyük insanlara” diyor Hall. “Pooh’yu köklerine geri götürmemiz gerektiğini hissettik”.
Film yapımcıları hikâyenin geçtiği yeri hissetmek için, A. A. Milne’in Winnie the Pooh kitaplarını yazdığı ve gerçek Christopher Robin’in yaz tatillerini geçirdiği yer olan İngiltere, Doğu Sussex’deki Ashdown Ormanı’na gitti. Onlar, E.H. Shepard’ın orijinal çizimlerine göz atmak için Londra’daki birkaç müzeyi ziyaret ettiler. Oyuncu kadrosuna, ekibe ve onların ailelerine klasik filmleri izlettirdiler. Her yaştaki insanlardan gelen kahkahalar ekibe cesaret verdi.
Projenin başında karakterlere aşina olmayan ama o zamandan beri hayranları olan Hall, “Hepimiz, Walt’un 60’lı yılların sonunda yapmış olduğu kısa filmlere bayıldık” diyor. “Eski filmleri tekrar tekrar izledik. Onlar belli bir zamana ait değil ve eskiden olduğu gibi bugün de aynı ölçüde komik. Biz ayrıca A. A. Milne’nin orijinal metinlerine de geri döndük, kitapları okuduk ve film üzerinde pek fazla keşfedemediğimizi hissettiğimiz hikâyeleri çekip çıkarmaya çalıştık”.
Daha sonra ekip, orijinal kısa filmlerde çalışmış olan gizli silahları Burny Mattinson’a döndü. “Ben bir hikâye adamıyım” diyor usta Disney animatörü. Mattinson, Walt Disney’le çalıştığını söyleyebilen çok az sayıdaki Disney çizerinden biri. 50 yılı aşkın bir süredir Walt Disney Animation Studios’da çalışıyor.
“Hikâyenin gelişimine yol gösteren, tüm zamanların en müthiş hikâye adamlarından biri olan Burny’e sahip olduğumuz için çok şanslıydık” diyor Uygulayıcı Yapımcı John Lasseter. “Onlarda müthiş bir göz önünde canlandırma, bu hikâyeleri anlatma ve bunu gösterme yeteneği vardı”.
Hall ekliyor: “Klasik Disney ruhuna ve cazibesine doğru kanal açacak daha iyi biri olamaz. Biz ona Pooh Gurusu diyoruz. Çünkü o tüm süreç boyunca bizim yol gösteren ışığımız oldu”.
Mattinson işe ilk olarak 1953 yılında Disney posta odasında başladı. O zaman 18 yaşındaydı ama bu durum pozisyonunun yükselmesi için bir engel değildi. Mattinson, 6 ay içinde “Lady and the Tramp/Leydi ile Sokak Köpeği (1955)”de ara çizer olarak çalışmaya başladı. 10 yıl sonra da Winnie the Pooh ile tanıştı. “1964 yılında Winnie the Pooh ve Bal Ağacı’nda çalışmaya başladım” diyor Mattinson. “O dönemde 9 İhtiyar’dan biri olan Eric Larson’un asistanıydım”.
Film, 25 dakikalık bir kısa film olarak gösterildi. “O kadar başarılı oldu ki, Walt ‘hadi ikincisini yapalım’ dedi. Ve ‘Winnie the Pooh ve Rüzgarlı Gün’ daha büyük bir başarı yakalayarak Akademi Ödülü kazandı” diyor Mattinson.
Mattinson’a göre Winnie the Pooh, filmleri ve onları takip eden ürünleriyle çok büyük bir başarı yakaladı. Stüdyo üçüncü kısa filmi “Winnie the Pooh and Tigger Too”yu yarattı ve Mattinson filmde key animatör olarak çalıştı. Kısa filmler daha sonra, 1977 yılında “Winnie the Pooh’un Maceraları” filminde bir araya getirildi.
Şimdi, 30 yılı aşkın bir süre sonra Walt Disney Animation Studios, bir kez daha aklı kıt ayının maceralarının yapımını üstleniyor. “Biz sadece tam olarak onun köklerine - A. A. Milne’nin kitaplarına- geri dönmüyoruz, aynı zamanda da Disney’in köklerine dönüyoruz” diyor Yapımcı Peter Del Vecho. “Biz aslında 35 yıl boyunca Walt Disney Animation Studios duvarlarında yer alan bu karakterleri anime etmedik”.
“İlk filmlerin onlara gerçek bir çekicilik kattığını ve yakın geçmişteki filmlerde kaçırdığımız bazı unsurlara sahip olduklarını fark ettik. Mesela karakterler ve kitabın metni arasında bir sürü etkileşim vardı. Bu yüzden size sürekli bu karakterlerin bir kitaptan çıkarak hayat bulduğu hatırlatılıyordu. İşte biz bu etkileşime geri döndük” diye devam ediyor Del Vecho.
Kitap metiniyle etkileşimin üzerine Anlatıcı John Cleese’yle karakter etkileşimi eklenince, kale duvarları etkin bir biçimde yıkılarak, karakterler izleyiciye çok daha yakın bir hale getiriliyor. Bu, film yapımcılarının özellikle cazip bulduğu bir yön. Yapımcılar ayrıca ilk filmleri hatırlatan bir çizim tarzı da kullanıyor.
“Biz filmde, orijinallerinin sahip olduğu suluboya hissini verdiğimizden emin olmak istedik. Plan çizimlerinin hepsi elle çizildi; geldikleri beyaz kağıdın yanı sıra bitmiş arka plandaki hatları görebiliyorsunuz. Kalem, kağıt ve suluboya... Bunların hepsi klasik filmlerin özünü yakalamak için bir araya geldi”.
Film yapımcıları ayrıca, Christopher Robin’in yatak odasında geçen canlı-aksiyon başlangıç sahnesine de geri döndü. “Bu kadar önemli olmasının nedeni, filmin Christopher Robin’in odasında başlaması. Biz, herkesin bu peluş hayvanları tanımasına ve onlara hayat veren bir çocuğun hayal gücünü anlamasına olanak tanıyoruz” diyor Del Vecho
Yapımcılar Christopher Robin’in gerçek yatak odasının resimlerini buldu ve seti onlara göre dizayn etti. Canlı-aksiyon sahneyi çekmek için, elbette film yapımcılarının peluş hayvanlara ihtiyacı olacaktı. Neyse ki Burny Mattinson, Pooh konusunda donanımlıydı. Klasik kısa filmlerin ve sonraki filmin yönetmeni Wolfgang “Woolie” Reitherman, başlangıç sahnesi için ondan peluş hayvanlar yapan mürekkep ve boya ekibinin bir parçası olmasını istedi. Mattinson ayarlamadan habersiz bir şekilde aynısını karısından rica etti. “Buna balıklama atladı” diyor Mattinson. “Woolie’ye küçük Pooh’u gösterdim ve ‘Bu çok güzel’ dedi”.
Ama bunun için çok geçti. Çünkü başlangıç sahnesi diğer oyuncaklarla çekilmişti. Yönetmen, Bayan Mattinson’un yarattığı eserden çok etkilenmişti. “ Bana ‘bunu ödünç alıp bir süre odama koyabilir miyim?’ diye sordu” diyor Mattinson “Ama geri vermeyecekti”.
Sonunda Reitherman oyuncağı bugün hala saklayan usta animatöre geri verdi. “Onu eve götürdüm ve çocuklara verdim, daha sonra da torunlarıma. Tozlu bir tavan arasında biraz zaman geçirdi” diyor Mattinson. “Ek yerleri biraz gevşemiş ama hala bir arada duruyor”.
Aslında ev yapımı Pooh, beyaz perde üzerinde ilk kez “Winnie the Pooh”nun canlı-aksiyon başlangıç sahnesinde görünüyor.
BİR KLASİĞİ GELİŞTİRMEK
Film Yapımcıları Sevilen Karakterleri Geliştirmek İçin Ustaca Yollar Arıyor
Karakteri dünya genelinde tanınan bir filmi üstlenen film yapımcıları, bir mücadeleyle karşı karşıya kaldılar. “Baştan bir dünya yaratmakla, zaten var olan bir dünyaya dalmak arasında ilginç bir karşılaştırma var. Cevaplanmamış sorularla dolu boş bir sayfaya bakmak ve bunları çözmeye çalışırken kafanızı bir duvara çarpmak gibi bir durumu yaşamak zorunda değilsiniz. Ama yıllardır izleyiciler tarafından sevilen karakterleri alıyorsunuz. Bir taraftan onların ruhlarına saygı göstermek ama diğer taraftan da ekibinizin kendilerinden bir şeyleri filme katabilmesini sağlayacak yollar bulmak istiyorsunuz” diyor Yönetmen Stephen Anderson.
“İşin püf noktası, değer verilen klasik özellikleri korurken, günümüz izleyicileri için eğlenceyi arttıracak modern dokunuşlar eklemek. Milne’in yarattığı dünyanın belli bir zamana ait olmamasını sürdürmek istedik. Biz karakterlerimize modern icatlar vermeye çalışmıyoruz. Bunu, eskimeyen ama bir taraftan da mizahla güncelleyebileceğimizi düşündüğümüz bir alan olarak korumak istiyoruz”.
Karakterlerden bazıları -Tigger ve Pooh- kişiliklerini korurken, Hall diğerlerinin biraz şekillendirildiğini söylüyor. “Tavşan son derece ağır, çok zeki, düzenli, titiz ve zaman zaman da biraz sevimsizdi” diyor yönetmen. “O huysuz biri, bu topluluğun içinde biraz bu rolü üstlenmesi gerekiyor. Ama biz onu biraz daha sıcak ve biraz daha esprili yapabileceğimizi düşündük”.
“Ve Baykuş neredeyse rol çalıyor. O çok eğlenceli. Baykuş yüksekten atan bir karakterdi, bir palavracıydı ama şimdi çok güzel bir şekilde tam anlamıyla çılgın bir hâle büründü”.
Film yapımcılarına göre çılgınlık, Yüz Dönüm Ormanı’dan gelen grubun vaat ettiği mizahın kilidi niteliğinde. Hatta Uygulayıcı Yapımcı John Lasseter “Winnie the Pooh”daki karakterleri “One Flew Over the Cuckoo’s Nest/Guguk Kuşu”ndakilerle kıyasladı. Bu durum Burny Mattinson’un söylediğine göre birçok kapıyı açtı. “Bu, karakterleri tamamen farklı bir şekilde düşünmemize olanak sağladı. Onların mizahı son derece basit ve hedefi ıskalıyor”.
Film yapımcıları, amaçlarının izleyiciyi güzel bir şekilde şaşırtmak olduğunu söylüyor. “Onların Winnie the Pooh ile ilgili biraz ön yargılı düşünceleri olabilir. Pooh’nun sadece okul öncesi çocuklara yönelik bir film olmadığını herkesin fark etmesini istiyoruz. Bu herkesi etkileyen bir şey. Onlar, herhangi bir karakterin içinde eğlenceyi bulabilir. Aslında bu karakterlerin içinde kendilerini görecekler” diyor Hall.
“Zamanlama daha iyi olamazdı” diye ekliyor Yapımcı Peter Del Vecho, “Winnie the Pooh günümüz izleyicisini hiç olmadığı kadar çok etkileyecek hayat dersleri veriyor”.
“Karmaşık olması gerekmez. Bu karakterler bunu basit kılıyor. Bu, tamamen ilişkilerle ilgili… Hepimize hayal etmenin önemini hatırlatıyor. Ve herkesin kendisini özdeşleştireceği en az bir karakter var”.
“Yüz Dönüm Ormanı’ndan gelen dostlarımızla ilgili ilginç olan şey, her birini bir kelime ile özetleyebiliyor olmanız: Piglet korku, Baykuş ego, Tavşan kontrol, Pooh masumiyet, Eeyore karamsarlık. Hepsi de gerçekten insani değerlerin, insani deneyimlerin özünü oluşturuyor. İşte onları özdeşleştirilebilir ve eğlenceli kılan şey de bu. Onlara bakıp gülebiliyor ve bu karakterin içinde kendinizi görebiliyorsunuz” diyor Anderson.
“WINNIE THE POOH”DA KİM KİMDİR
Sevilen Karakterler Geri Dönüyor
“Winnie the Pooh ve Yüz Dönüm Ormanı’ndaki arkadaşları, şimdiye kadar Disney tarafından yapılmış en eğlenceli ve en çok sevilen karakterler arasında bulunuyor” diyor Uygulayıcı Yapımcı John Lasseter. “Bu heyecan verici ve yaratıcı yeni uzun metrajlı film, günümüzün önde gelen bir grup inanılmaz film yapımcısına kendi vizyonlarını ortaya koymaları için bir şans yarattı.”
“Walt Disney ile onun efsanevi animatör ve hikâye ekibi tarafından yaratılan 1960’ların ve 1970’lerin ödüllü, harika, tiyatral kısa filmlerinden, tam anlamıyla birkaç sayfayı ödünç alan yönetmenlerimiz Don Hall ve Steve Anderson, eğlenceli ve duygusal yeni bir hikâyeyi anlatma konusunda inanılmaz bir iş çıkardı” diyor Lasseter ve devam ediyor: “Bu karakterleri tekrar beyaz perdede görmek gerçekten büyük bir keyif ve bu filmin herkesin içindeki çocuğa çok cazip geleceğini biliyorum”.
WINNIE THE POOH (Jim Cummings’in sesiyle)
“Bazı şeyler komik geliyor” dedi Pooh. “Belki daha fazla düşünmeliyim”.
Winnie the Pooh kendisini “aklı kıt ayı” olarak tanımlıyor ama tüylerle kaplı sevimli ayının dünya genelinde hayranlık uyandıran, sıra dışı ve sağlam bir felsefesi var. “Winnie the Pooh’nun son derece zekice bir yolla kendini belli eden bir bilgeliği var” diyor Yapımcı Peter Del Vecho. “Bu, arkadaşların, ailenin ve hayatın tadını çıkarmakla ilgili. Bu bizi daha basit bir döneme götürüyor”.
“O, en mutlu adamla, en tatlı çocuğun bir kesişimi” diyor Pooh’a sesini veren Jim Cummings. “Bence Pooh, dünyaya bal rengi gözlüklerle bakıyor”.
Pooh her zaman yardım elini uzatmaya hazır. İsteyen her kim olursa olsun bir kavanoz balı paylaşmaktan mutluluk duyuyor. Aslında Winnie the Pooh bala ya da doymak bilmeyen açlığını yatıştırmak için el altında bulunacak atıştırmalık bir şeylere bitmek bilmeyen bir özlem duyuyor.
-
Yazar A. A. Milne’nin oğlu Christopher Robin’in oyuncak ayısından ilham alınarak yaratılan karakter, adını Londra Hayvanat Bahçesi’nde yaşamış gerçek bir ayıdan aldı. O ayı Kanadalı bir subay olan Harry Colebourne tarafından hayvanat bahçesine bağışlandı. Colebourne’un doğduğu kasaba Winnipeg şerefine kendisine Winnie ismi verildi.
-
A. A. Milne, Winnie the Pooh’la ilgili olarak ilk kez 1925 yılının sonunda, London’s Evening News’deki bir makalede yazdı. Yüz Dönüm Ormanı’ndaki diğer arkadaşları ise, Pooh ile birlikte ertesi yıl takdim edildi.
-
Winnie the Pooh’nun simgeleşmiş tasvirlerinin arkasındaki isim ise çizer E.H. Shepard. Onun karakter canlandırmaları, kendi oğlunun oyuncak ayısına dayanıyor.
PIGLET (Travis Oates’in sesiyle)
“Ah o-o-o-olamaz, ko-ko-ko-korkmamalıyım” dedi Piglet. “Yapılacak çok önemli bir şey var”.
Piglet tatlı dilli ve korkak küçük bir dost. Onun cömertliği ve alçakgönüllülüğü küçük cüssesine oranla çok büyük. Titiz hareketleri, endişelendiğinde ellerinde oluşan ıslaklık ve tapılası kekemeliği -“Ah o-o-o-olamaz”- onun ürkekliğini ve bilinmezden duyduğu korkuyu iletiyor. “Piglet’le ilgili en müthiş şey, her şeyden korkmasına rağmen, yine de arkadaşlarıyla birlikte dışarı çıkıp dünyayla yüzleşmesi” diyor Piglet’e sesini veren Travis Oates.
“Piglet, Pooh’nun ortağı, onun kankası” diyor Animatör Süpervizörü Bruce Smith. “Ama bu olayda, ‘Döncem’ ile savaşmak için kendi başına kalıyor. Piglet’e daha önce hiç zorlu bir görev verilmemiş. Erkek gibi davranmak zorunda. Piglet’i savaşa hazır bir şekilde görmek çok eğlenceli”.
-
Orijinal Piglet, Christopher Milne’in oyuncakları arasındaydı ve günümüzde Robin’in orijinal oyuncak ayısının yanı sıra, Tigger, Eeyore ve Kanga ile birlikte New York Halk Kütüphanesi’nde bulunuyor.
TIGGER (Jim Cummings’in sesiyle)
“Üzerine atlayacaksan zıplamayı bilmelisin” dedi Tigger.
Tigger, esnek kuyruğuyla türünün tek örneği olan neşeli bir yaratık. Karşıdan gelen etkilere göre davranıyor ve taşkın mizacı onu sık sık dikkat etmeden olaylara dalmaya sevk ediyor. Tigger’ın zıplaması, yaşama coşkusunu olduğu gibi ifade ediyor. Her zaman arkadaşlarıyla bu keyfi paylaşmaya hevesli olsa da, Tavşan gibi bazı karakterler bunu her zaman paylaşmak istemiyor. “Tigger her zaman işleri kendi yöntemiyle yapmak istiyor” diyor Tigger’in animatör süpervizörü Andreas Deja. “O, sözde Christopher Robin’i kaçıran yaratığı, Dönem’i bulmak için Eeyore’yi ikna etmeye çalışıyor. Eeyore’nin bir Tigger enerjisine ihtiyacı var. O, üzgün ve travmatik karakter Eeyore’yi, zıplayan bir Tigger’a dönüştürmeye çalışıyor”.
Tigger’ın orijinal dil kullanımı, onun benzersiz kişiliğinin bir parçası. Bu dil kullanımı sık sık kendine özgü deyişler üretmesi ve sözcükleri uygunsuz bir şekilde kullanmasıyla sonuçlanıyor. Tigger, Eeyore’ye şöyle söylüyor: “Sadece seni Tiggerize etmemiz gerek!”.
-
Tigger ilk olarak 1928 yılında A. A. Milne’in “The House at Pooh Corner”da takdim edildi.
-
Tigger türünün tek örneği: “Tigger’larla ilgili olan en harika şey, benim tek olmam”.
EEYORE (Bud Luckey’in sesiyle)
“Daha kötüsü de olabilirdi” dedi Eeyore. “Nasıl olacağından emin değilim ama olabilirdi”.
Eeyore kendisini kasvetli biri olarak görmüyor; sadece beklentileri düşük.
O, “Winnie the Pooh”nun merkezinde yer aldığını öğrense, büyük olasılıkla şok olur, muhtemelen bir parça da hayal kırıklığına uğrardı. Animatör Süpervizörü Randy Haycock’a göre : “Eeyore aslında bu filmde son derece önemli bir rol oynuyor, belki diğer filmdekilerden çok daha önemli bir rol. Çünkü ana hikayenin merkezi, onun kuyruğunu kaybetmesi ve herkesin ona yeni bir kuyruk bulmak için yardım etmeye çalışması etrafında dönüyor”.
Eeyore’nin hayata bakışı tamamen aydınlık değil ama mutluluk belirtileri de gösteriyor. Dostlarından gelen hoş jestler ve devedikenlerini çiğnemek, onun tipik karamsar modunu yükseltiyor. Ama sıkılgan tutumuna rağmen Eeyore, çoğunluğun kalbini kazandı. “Bana göre Eeyore’yi komik yapan şey, kendisinin komik olduğunu bilmemesi” diyor Haycock.
Eeyore’yi seslendiren isim, deneyimli animatör/karakter tasarımcısı Bud Luckey. Yer aldığı filmler arasında “Toy Story/Oyuncak Hikayesi”, “Monsters, Inc./Sevimli Canavarlar”, “Finding Nemo/Kayıp Balık Nemo” ve televizyon yapımı “Sesame Street/Susam Sokağı” bulunan Luckey, Pixar’ın kısa filmi “Boundin”i yönetti. Bu çalışmasıyla Oscar’a aday gösterilen Luckey, Eeyore’nin yumuşak ruhunu somutlaştırıyormuş gibi görünüyor. “O, sakin biri ama arkadaşları onunla ilgileniyor”.
-
Eeyore pek bayılmasa da devedikenlerini yemekten keyif alıyor.
-
A. A. Milne tarafından “yaşlı gri eşek” olarak tarif edilen Eeyore, hayata karşı kasvetli yaklaşımıyla özdeşleştirilebilir olduğunu ve hayranlara sahip olup, onlar tarafından sevilebilir olduğunu kanıtladı.
BAYKUŞ (Craig Ferguson’un sesiyle)
“Sanatsal yetenek bizde aileden geliyor” dedi Baykuş. “Aslında, bu pratikte panik yaratıyor”.
Herkes baykuşların tüm canlılar içinde en bilge olanı olduğunu bilir. Baykuş her şeyi biliyor, en azından o her şeyi bildiğini düşünüyor, bildiklerinin (ve imlasının!) sık sık pek doğru olmadığı ortaya çıksa bile. Baykuş ukala olabiliyor ama o dostlarına yardım etmek istiyor. Ama onun yardım etme çabaları, sıkı sık Yüz Dönüm Ormanı’nda sorunların baş göstermesine neden oluyor. Baykuş bunu “Winnie the Pooh”nun şimdiye kadar yayımlanmış tiyatral bölümlerinde hiç olmadığı kadar iyi başarıyor.
“Baykuş, Tanrı onu korusun. ‘Bilmiyorum’ demeyi bilmeyen o tiplerden biri” diyor Baykuş’a sesini veren komedyen Craig Ferguson. “Bir şeyler uyduruyor. Arkadaşlarının onun ne kadar umutsuz olduğunu görmemesi için anında uyduruyor, aynı benim gibi”.
-
Baykuş tamamen orijinal. Winnie the Pooh karakterleri Tigger, Piglet ve Eeyore’de yazar A.A. Milne’nin oğlunun oyuncaklarından ilham alınırken, Baykuş sadece hayal gücüyle oluşturuldu.
TAVŞAN (Tom Kenny’nin sesiyle)
“İhtiyacım olan son şey, bir ayı tarafından ziyaret edilmek” dedi Tavşan.
Tavşan, Yüz Dönüm Ormanı dostlarının muhtemelen en zekisi (en azından o öyle olduğunu düşünüyor) ve kendi kendini lider ilan etmiş bir grup üyesi. Tavşan gibi Sünger Bob Kare Pantolon’u da seslendiren Tom Kenny, “Tavşan’ı tarif etmek için bir kelime seçmek zorunda kalsaydım, onun titiz olduğunu söylerdim. Son derece titiz, düzenli, bahçesini belli bir düzende seviyor, evini belli bir düzende seviyor ve davetsiz misafirlerden hoşlanmıyor. Kapısında biten insanlar onun programını bozuyor ve onun için her şey program demek” diyor.
Tavşan inatçı ve sık sık da aşırı reaksiyon gösteren biri olabilir ama arkadaşları onun aslında her zaman aksiyona dalmaya hazır, gerçek bir tavşan olduğunu biliyor. “Aslında Döncem’i tuzağa düşürüp, Christopher Robin’i kurtaracak bu harika planı ortaya atan kişi Tavşan” diyor Yönetmen Stephen Anderson.
Animatör Süpervizörü Eric Goldberg ekliyor: “Tavşan orijinal filmlerde olduğundan çok daha gergin. Biz herkesin bildiği bir şeyi alıp mizah katmak için biraz daha ileri ittik”.
-
Tavşan da Christopher Robin Milne’in bir oyuncağından ilham alınarak yaratılmış bir başka karakter. Ama Milne tarafından orijinal hikayelerde diğer karakterleri tamamlamak için ortaya konulmuş.
Dostları ilə paylaş: |