|
|
səhifə | 4/4 | tarix | 26.07.2018 | ölçüsü | 185,18 Kb. | | #59808 |
| (Bitiş - Muammer Taha CEREN - 141024010)
(Başlangıç - Serhat SEFER - 141024040)
Coherent (adj.)
|
Uyumlu
|
This software is coherent with all OS(Operating System).
|
Bu yazılım tüm işletim sistemleriyle uyumludur.
|
Gain (verb)
|
Arttırmak, Yükseltmek
|
To gain which are you have,you should realize them.
|
Sahip olduklarını arttırmak için onların farkına varmalısın.
|
Occupy (verb)
|
İşgal etmek, Tutmak, Kaplamak
|
Topkapı Palace occupies an area of 80.000 m².
|
Topkapı Sarayı 80.000 m² lik bir alan kaplar.
|
Measure (verb)
|
Ölçmek
|
Temperature was measured as 30 °C yesterday.
|
Hava sıcaklığı dün 30 °C olarak ölçüldü.
|
Merely (adv.)
|
Sadece, ancak, yalnız
|
Merely,you should apologize.
|
Sadece özür dilemelisin.
|
(Bitiş - Serhat SEFER - 141024040)
(Başlangıç - Hasan Çağatay ŞAHBAZ - 141024049)
Receiver (noun)
|
Alıcı
|
Datas are sent by signals,and receivers catch these signals.
|
Veriler sinyallerle gönderilir ve alıcılar bu sinyalleri yakalar.
|
Sampler (noun)
|
Örnekleyici
|
Sampler is a digital device that merged together samples of recordings.
|
Örnekleyici, kayıt örneklerini bir araya getiren dijital bir cihazdır.
|
Leakage (noun)
|
Kaçak,sızıntı
|
Parasitic leakage is a major problem in electronic devices.
|
Parazitik kaçak, elektronik cihazlarda önemli bir sorundur.
|
Delay (noun)
|
Gecikme,geciktirme
|
One electrical delay line delays the input signal.
|
Bir elektrik geciktirme hattı, giriş sinyalini geciktirir.
|
Hole (noun)
|
Delik
|
Electron hole pair is formed by passing an electron from the valence band to the communication band.
|
Elektron delik çifti, valans bandından iletişim bandına bir elektron geçirilerek oluşturulur.
|
(Bitiş - Hasan Çağatay ŞAHBAZ - 141024049)
(Başlangıç - Ahmed DÖNMEZ - 141024008)
Feedthrough
|
Geçiş
|
Low-passfilterremoves the high-frequencyfeedthrough
|
Yüksek frekans geçişlerini alçak geçiş filtresi giderir.
|
Capture
|
Ele geçirmek
|
The reflectedwaveformsfrom the targetsarecapturedby the receiverantenna.
|
Hedeflerden yansıyan dalga formları alıcı antenlerle ele geçirilir.
|
Aperture
|
Açıklık
|
With a gridspacing of 5 mm, an effectiveaperture size of 4 cm * 4 cm is achieved.
|
5 mm’lik bir ızgara aralığında , 4 cm * 4 cm boyutunda etkin bir açıklık elde edilir.
|
Impulse
|
Dürtü
|
A 2-D travelingstagemoves the impulseradiatortoconstruct a syntheticarray.
|
2 boyutlu seyir evresi dürtü radyatörünü sentetik bir dizi oluşturmak için hareket ettirir.
|
Radiate
|
Yaymak
|
The sun radiatetemperatureandlight
|
Güneş ısı ve ışık yayar.
|
(Bitiş - Ahmed DÖNMEZ - 141024008)
(Başlangıç - Halis KILIÇ - 141024042)
Process (verb)
|
İşlemek
|
I can't process this fast.
|
Bunu hızlı bir şekilde işleyemiyorum.
|
Synthetic (noun)
|
Sentetik
|
The chairs are made of a synthetic material.
|
Sandalyeler sentetik malzemeden yapılır.
|
Array (noun)
|
Dizi
|
A rainbow colors is an example of an array of colors.
|
Gökkuşağının renkleri bir dizi renk örneğidir.
|
Transmitter (noun)
|
Verici
|
This system will not work without a transmitter.
|
Bir verici olmadan bu sistem çalışmaz.
|
Negligible (adj.)
|
Önemsiz
|
The damage from the flood was negligible.
|
Selin verdiği hasar önemsizdi.
|
(Bitiş -Halis KILIÇ - 141024042)
(Başlangıç - Ferhat ADIN - 141024003)
Decode
|
çözmek
|
I can decode all information
|
Tüm bilgileri çözebilirim.
|
Directional
|
yönlü
|
I have a directional antenna
|
Yönlü bir antenim var.
|
Modulation
|
modülasyon
|
I can explain modulation
|
Modülasyonu açıklayabilirim.
|
Beamwidth
|
Hüzme genişliği
|
NASA’s antennas have got a very big beamwidth
|
NASA’nın antenleri çok büyük bir hüzme genişliğine sahiptir.
|
(Bitiş - Ferhat ADIN - 141024003)
(Başlangıç -Salah Eddine ZEGRAR - 141024085)
Communication
|
haberleşme
|
One of the main uses and benefits of Maxwell`s equations we see it in communication field .
|
Maxwell denklemlerinin ana kullanım alanları ve faydalarından birini haberleşme alanında görüyoruz.
|
Distance
|
mesafe
|
The distance between galaxies is measured by light years .
|
Galaksiler arasındaki mesafe ışık yılı ile ölçülür.
|
Accuracy
|
Doğruluk
|
Mathematicians are trying to find new numerical formulas with less error in order to increase the accuracy of the calculation.
|
Matematikçiler, hesaplama doğruluğunu artırmak için daha az hata ile yeni sayısal formüller bulmaya çalışıyorlar.
|
Spark
|
kıvılcım
|
In free space if the EM fields is more that 3 million V/m we`ll see sparks due to the breakdown.
|
Boş alanlarda EM alanları 3 milyon V / m'den fazla ise, arıza nedeniyle kıvılcımlar görürüz.
|
Joint
|
birleşim
|
A diode is a joint of PN and NP junctions.
|
Diyot, PN ve NP jonksyonunun bir birleşimidir.
|
(Bitiş -Salah Eddine ZEGRAR - 141024085)
(Başlangıç - Emre YILMAZ- 141024046)
Amplitude (noun)
|
Genlik
|
In both cases the amplitude of the oscillations decreases more or les rapidly.
|
Her iki durumda da salınımların genliği daha fazla veya daha hızlı azalır.
|
Repetition (noun)
|
Tekrar
|
No one proofed the report before it was disturbed, so nobody noticed the repetition of the two paragraphs.
|
Rapor bozulmadan önce kimse rapor etmedi, bu nedenle iki paragrafın tekrarını kimse fark etmedi.
|
Amplifier (noun)
|
Yükseltici
|
Power amplifiers are the driving force behind any great system.
|
Güç yükselticileri, büyük bir sistemin arkasındaki itici güçtür.
|
Adjacent (adjective)
|
Bitişik
|
Several large quarries are adjacent to the city.
|
Birkaç küçük ocak kentin bitişiğindedir.
|
Interleave (verb)
|
Biraraya getirmek (Birbirine eklemek)
|
The photo album design is of thick paper pages, interleaved with thinner handmade paper pages.
|
Fotoğraf albümü tasarımı, daha ince el yapımı kağıt sayfaları ile biraraya getirilmiş kalın kağıt sayfalardır.
|
(Bitiş - Emre YILMAZ- 141024046)
Dostları ilə paylaş: |
|
|