. . .
Evlat be ,
Benden sevgiden,vefadan,hayırdan gayrı birşey bekleme.
Yıllar böyle geçti,
Gerçi verdiklerim,
Nedense başkalarını seçti,
Olsun be çocuk,
Mutluluk yalnızca vermekle de yaşanıyor,
İnsan dediğin herşeye alışıyor.
Hayat dediğin nedir ki,
Bugün varsın yarın yoksun,
İster sahte yüzler arasında yaşa,
İstersen tüm gönlünden geçen güzel şeylere rağmen kal dost arkadaş ya da sevgiliden yoksun.
Gelenin işi gitmekse şu alemde,
Ne diye böbürleneceksin,
Hava atsan kime.
Derin bir nefes al çocuk,
Şükret varoluşuna,
Yaradandan dileyeceğin sağlık ve huzur ola.
Geriye kalan,
Sadece gözboyayan,
Kanma inanma dünyada bırakıp gideceklerine,
Sen sen ol,el uzat her daim kıymetini bileceklere.
Belki tüm bunları masal sanırsın,
Sanma evlat,
Gün gelecek sen de anlarsın.
Yaşam vermektir içtenlikle gönlünü,
Yazık olur,boşyere geçirirsen ömrünü.
. . .
İnsanmı?
Dost,arkadaş,yâr mı?
Hısım,akraba ya da yoldaşmı?
İsterse telefonun ucundaki ses,
Veya paylaşımlardaki kadar yakın,
Olur ya bir an aklına gelirsin,
Yahut ona gereksin.
Aranır bulunursun,
Hatır vs sorulursun,
Sen de mutlu olursun.
Kim kimi her daim düşünüp anıyor,
Yokluğunda arıyor,
Varlığın ışık yokluğun hüzün saçıyor.
Bi geçsek bunları,
Sevda,aşk,dert,tasa ve de maalesef para,
Olmayınca,
Kimlerce,kimin yüreğinde,
Ne kadar süreyle,
Olsa da insanlığın en paha biçilmez ederiyle.
Ânın yaşandığı bir alemde,
Kim arar seni,kimler sorar.
Böylesine bir dünya,
Anca tertemiz yürekleri yorar.
Ne kadar iyi olursan ol,
Hatırlanman vereceklerin kadar.
Onlardamı bitti,
Hiçkimse değil,
Yaradan yaranı,
Kefen bedenini sarar.
. . .
Biraz zaman,
Birkaç insan,
Bir ömür,koskoca sanılan,
Amaçlar farklı,
Araçlar aynı,
Göz göre göre harcanan.
Ha ilk Meclis açılmış,
Ha çocuklara armağan bayram diye sunulan,
Sözde bugün 23 Nisan.
. . .
İnsanoğluyla diğer canlılar,hayvanlar dediklerimizle aramızdaki farkın;
İnsanın konuşabilme,düşünebilme,fikir üretme vs üstünlükleri vardır der geçeriz hep.
Oysa hiçbir hayvan insan kadar acımasız,vahşi,aç gözlü,gözü doymaz olmamıştır aç kalmadıkça.
Sadakat,bağlılık,
Ya da ihanet ve vefasızlıktan hiç bahsetmesek.
Duygusallık mı?
O da ne insan için.
Belki bir anlık,
Belki vurdumduymazlık.
Onlar bize baktıkça utanıyorum,
Siz nasıl düşünüyorsunuz bilmiyorum.
. . .
Bir sigaram var,
Dalıp gittiğimde yoldaş,
Gecenin bir yarısında,
Ya da sabahın kör karanlığında arkadaş.
Düşüncelerimin katığı,
Yalnızlığımın ilacı,
Arınmak adına tüm kötülüklerden uğraş verirken,
Elimi bırakmayan,
Beni asla aldatmayan,
Birbaşımalıkta dost aratmayan,
Ve tüm bunları bana yazdıran,
O dahi bana zarar veriyor,
Varın gerisini siz düşünün,
Budur hayata dair izdüşümüm.
. . .
Konuşmayla olmadı yıllardır,
Yazmayla hiç,
Degişmedi,değiştiremedik ,
Ne meçhule,ne de istenmeyen bu kötüye gidişi.
Dik duramadı insanlık,
Ya paraya pula yenildi,
Ya da bahaneleri hazırdı,
Geçim dünyası denildi.
Oysa yaşamak bedavaydı,
Nefes bedava,su bedava.
Bunlar da satıldı,satın alındı zamanla,
Aleme geliş sebebimiz belliyken,
Unutuluverdi tüm değerler,
Ölümler dahi korkutamaz oldu o aç gözleri,
Kimi eşek oldu,kimi tilki ,kimi kurt,
Deve de oldular,Aslan da,
Kimileri denize düşmüşcesine çareyi buldu yılanda.
Yaşadıkça yokoluyoruz ,
Ne kaybedilirdi,
Ne zararı vardı,
İnsan olarak kalmakta.
Konuşsan duyan yok,
Sanki suya yazıyoruz,
Her koyun kendi bacağından asılsa da,
Saflar,iyi niyetliler,temiz yürekler,
Biz bunları haketmiyoruz,
Kurunun yanındaki yaş misali,
İçin için yanıyor,yanıyoruz,
Her nefeste kahroluyoruz.
. . .
Önce iliklerime kadar soydular,
Yüreğimdeki tüm sevgileri,
Yetmedi,
Neşterle kazıdılar benliğimi,
Kapkaçcıların saldırısına uğradı,
İnsana olan güvenim,
Ellerimi bağladılar,
O iyi niyetli bakışlarımı çekemediler,
Gözlerimi dağladılar.
Direndim vermedim,teslim etmedim ruhumu,
Şeytan ve onun yoldaşlarına,
Lakin bir ben kaldım ama,
Ben diyemediğim,
Aynaya baktığımda bilemediğim.
Şimdi yağmurlar yağsa da ıslatmıyor artık,
Bir naçiz beden,
Bir de henüz teslim olmamış ruh kaldık.
Onlar zevk-i safalarında çoktan unutulmuşum,
Bumuydu hayat,bumuydu sevgiler,
Diye diye çoktan kahrolmuşum.
Güneş ısıtmıyor,
Kokmuyor çiçekler,
Dökülen yapraklar bir daha dönmüyor,
Ay karanlık,
Nefes almaktan utandık,
Yaşarken ölmek buymuş demek,
Hani nerede o birlik,beraberlik,özgürlük şarkıları söylemek.
Sözde yaşanılan,yaşatılan bir ömürdür,
Her yeni sabah yine yeniden öldüğüm gündür.
. . .
Günaydın desem,
Uyanırmıyız hep birlikte,
Yoksa kimimiz yine hayallerinde,
Kimimizin ayakları prangalı,
Ve kaderleri birilerinin dilinde.
Uyumak kolay,
Maharet uyanabilmekte.
. . .
Özleyeceksin,
Toprağın suya,
Çiçeğin güneşe hasreti gibi.
Mapusun özgürlüğe,
Hastanın şifaya muhtaçlığı misali,
Hissedeceksin ciğerlerinde.
Hani o sen farkında ol ya da olma,
Alınıyor ya nefes,
O bir nefesle doğulup,
Ölünür ya tek nefeste,
Nefesin yetmeyecek özlemeye,
Hiç akmamış gözyaşların zaten çoktan terketmişken,
Ağlamayı da özleyeceksin,
Gidenlerin hemen unutulduğu,
Gelenlerle avunulduğu,
Gözlerin görmediğinin gönülden ve zihinden uzak olduğu,
Şu fani dünyada,
Hatırlamayı dahi özleyeceksin.
Bulut olup çıkıyordun ya gökyüzüne,
Kanatlanıp uçuyordun ya,
Toprağa konmayı da özleyeceksin.
Yörüngesinden çoktan çıkmış dünyada,
Onca iğrençlikler arasında,
Vakit çok geç olsa da,
İnsan olabilmeyi,
İnsanım demeyi özleyeceksin.
Zevkler uğruna hayata geldin,
Belki cefa belki de sefalarla gidersin,
Yaşarken kapılmışsın renklere hayallere,
Ama bir gün gelecek,
Keşke diyebilmeyi bile özleyeceksin.
Güvendiğin dağlara karlar yağmış,
Bakmışsın ki bir tek sen kalmış,
Muhtaç olduğun nefesi özleyecek,
Ve onsuz bir balon gibi söneceksin.
Pişmanlıklar arasında yeniden doğabilmeyi özleyeceksin.
. . .
Pek ümidim kalmadı,
Çıkması zor görünüyor bitkisel hayattan,
Daha fazla can çekişmemeli,
Fişini çekivermeli artık,
Kim mi; adı insanlık.
. . .
Yeter ki kaybetme sana dair herşeyini,
İşte o zaman göreceksin,
İhanet ve talan sofrasında dost bildiklerini,
Düşmanı bile hayrete düşürdüklerini.
. . .
Gitti,
Herkes dörtbir yana dağıldı,
Dost bitti,arkadaş,yâr bitti.
Kiminin işi gücü vardı,
Kimi alacağını aldı,
Kimininse bağlılığı bu kadardı,
Birileri yürekte,
Birileriyse üzerimde ayak izleri bırakıp gitti.
Şimdi doğduğum an gibiyim,
Ruhum çırılçıplak,
Bedenim ve ben başbaşa da kalsak,
Adet yerini bulsun diye nefes de alsak,
Bitti,
Etrafta gönülden bakan gözler kalmadı,
Gitti.
. . .
Git demek hiç gelmedi içimden,
Geçmedin ki gönlümdeki seçimden,
Bir kez olsun tutabilseydin elimden,
Demir atardın sol yanıma,
Bir daha limandan ayrılmamacasına.
Bilmem neler oldu,
Oysa azgın dalgalar da yoktu,
Yapacağın tek seferlik yolculuktu,
Hâlâ şaşkınım,
Çünkü yolu biliyordun,
Gelmek de istiyordun,
Belki de seni kendisine saklamak isteyen birisine sordun.
Sana asla git demek gelmedi içimden,
Ey yâr neden ama neden,
Hiç sebepsizce gelmemen.
. . .
Günaydın demek,
Gözlerini açanlara söylenmeseydi keşke,
Keşke yüreği ve beyni saf temizce uyanabilenlere hitabedilebilseydi.
Keşke gözlerini açan herkes uyanabilseydi.
. . .
Bir gün kulağına fısıldanacak,
HEPSİ HAYALDİ...!!
O an uyanacaksın ,
Yaşıyorum,yaşadım sandığın derin uykudan.
Onca sınavdan geçmiştin ya hani,
Kariyermiş,etiketmiş,meslekmiş her neyse onlar uğruna,
Boşunaymış diye mırıldanacaksın duyan olmadan.
Sen de inanmayacak,
İnanmak istemiyeceksin,
Mazinin yalan,
Yaşadıkların rüya,
Nefes alıp verdin güya,
Herşeyin sadece bir imtihan olduğuna.
Gerçek hayatın başladığı yerde,
Doğrulacaksın yattığın yerden,
Çıkaracaklar bembeyaz elbiseni üzerinden,
Kimliksiz,sahipsiz,birbaşına,
Hazırmısın diye soracaklar Can'ın tek ve gerçek sınavına,
Hani vardı ya öys,lys,ygs,
Hepsi hikaye,
Bu sınav KGS,
Gülme,
Alışmıştın kısaltmalara,
Köprü geçiş sınavı,bunu da anla.
Kağıt kalem yok,
Zaman da,
Kopyamı?
Güldürme adamı.
Hesabını vereceksin,
Verebilirsen geçeceksin.
Haydi istersen şimdiden uyan,
Vakit geç olmadan,
Günahlarla yol almadan,
Biraz insan ol,
Biraz da paylaş,
Ölüm seni bulmadan,
Son gemi kalkmadan.
Hişşşt uyan,
Bitiveriyor zaman.
. . .
Önce bol bol dost kazığı yiyeceksin,
Gülümseyen sahte yüzler olacak etrafında,
Yüzüne karşı seviliyorsun denilip,
Ardından küfürler edileceksin,
Hain pusularda dövülecek,
Öldü sanıp gidecekler,
İnadına ölmeyeceksin.
Kusursuz sevecek,
Lakin yine de terkedileceksin.
Kalsan da bir başına,
İnsanlığından taviz vermeyeceksin,
Gün gelecek,hani o seni öldüresiye dövenlere iyilik bile edeceksin,
İnişli çıkışlı hayat yolunda,
Varlığı da görecek yokluğu da çekeceksin,
Felekmiş,çembermiş hikaye,
Kaderine gülümseyebileceksin,
Koskoca sanılan şu üç günlük ömürde,
Kıymet bilecek,
Kimseleri ayırtetmeden sevecek,
Saygıda kusur etmeyecek,
İnsan olduğunu ispat uğruna savaşlar verecek,
Filmin sonunda da olsa nihayet cümle aleme kabul ettireceksin.
Evet arkadaş,
Ben buyum,
İster gülüp geçecek,ister gönül vereceksin,
Lakin,laf edeceksen,
Tüm bunları yaşayıp sonra beni eleştireceksin.
Her nefesimiz güle güle,
Gelene hoşgeldin,
Gidene güle güle.
. . .
Sana ne diyim biliyormusun akşam akşam,
Çek git buralardan,
Yok yok bedenen değil,
Ruhunu bırak gitsin,
Uzaklaşsın şu balçıktan,
Kurtulsun bataklıktan.
Diyeceksin ki neden,
Görmüyormusun bakan gözleri ,
İnsanlıktan uzak,
Okuyabiliyormusun onların aklından geçenleri,
Okuma pişman olursun,
Kendini iğrençliklerin arasında bulursun.
Hani o duyduğun sevdaya dair sözler var ya,
Tâ ki son bulur bedenine sahip olunca .
Sen iyi birisin,
Safsın temizsin,
Kandırırlar kirletirler be gülüm,
Hiç olmadı kurtar be ruhunu,
İyisimi azad et onu,
Beden gün gelecek elbet yıkanacak,son kez de olsa,
Bir ömür acısıyla kederiyle son da bulsa,
Ruh ölümsüz be çocuk,
Onu olsun gözü dönmüşlere bırakma.
Sömürülse de bedenin,
Kirletilmiş bir ruhla Yaradana kavuşma.
. . .
Doğrudur,
Evim köyüm yok,
Yat kat arama,
Han hamam larj gelir bana,
Arabam da yok,
Saltanat sürecek dev şaşalı,
Demiştim ya,
Allah yürü ya kulum dedi.
Ne banka hesabı,
Ne faiz getirisi bulursun cebimde,
Ammaaa,
Yalan da yok bende,
Fitne fesat gıybet de,
Hiç kimseye düşmanlığım olmadı,
Olamaz gözlerim elalemin malında mülkünde.
Korkarım günahtan,
Kul hakkı geçmedi boğazımdan,
Uygunsuz bir söz duyamazsın ağzımdan,
Bir tane yüzüm var,
İkincisine ne lüzum var.
Dost satmam,düşman edinmem,
Kimselerle kötü geçinmem.
Dünya malı yoktur üzerimde,
Olsun varsın öylesine mutluyum ki kendimce.
İşte ben böyleyim,
Bu halimle seven sever,
Sevmeyen vazgeçer.
Olur ya adam yerine konmayıp yapayalnız kalsam da,
Bir an yolundan sapmadığım,
Bir ömür hiç gönlümden ayırmadığım,
Yaradanım var yeter,sol yanımda.
. . .
Stabilize yollarda mıcıra kaptırmış,
Otobanda hız sınırını aşmış,
Dar sokaklarda kaldırıma çıkmış,
Parke yolların anasını ağlatmış,
Alfastta nam olsun diye lastik izleri bırakmış,
Birinciden beşinci vitese takmış,
Gösterişli veya acemi,
Saf ya da uyanık,
Temizken Kirletilmiş,
Gaz verip terkedilmiş,
Ağır olmayı bir türlü becerememiş,
İnsanlarvari yaşayıp gidiyoruz,
Finişin neresi olduğunu bile bile,
Ağlanacak halimize deliler gibi gülüyoruz,
İşimize gelmeyince kadere sövüyoruz,
Gün geliyor hiç uğruna ölüp gidiyoruz,
Aynı haltları göz göre göre yiyoruz.
Bilmem anlatabildimmi,
Bilmem anlayabildinmi.
. . .
Düşünüyorum,
Biz mi yanlış eğitildik,
Yalanlarmı öğretildi bize,
Kadına saygı,çocuğa sevgi,yaşlıya hürmet yalanmıydı.
Korumamalımıydık garibanı,
Ezmelimiydik sessizi fakir fukarayı,
Yanlış şeylermiydi dürüstlük,mertlik.
Düşene tekmemi atmamız gerek.
Haramın kötülüğü,
Kul hakkının affının olmadığı,
Kimselerin ahının alınmayacağı,
Yaptıkların,ettiklerinle kalınmayacağı,
İlahi adaletin elbet tecelli olacağı,
Yeryüzündeki her canlıya iyi davrananın,
Gökyüzünde makbûl kılınacağı,
Bizmi yanlış öğrendik,
Kandırıldıkmı yoksa.
Yoksa gerçek insanlık,Müslümanlık bunlardan geçmiyormuydu?
Düşünüyorum,
Sonra etrafıma bakıyor,bakıyorum,
İnanamıyorum.
Herkesin dilinde Yaradan,
Ama korku yok Allah'tan,
Ne tarafa baksam Tanrı hep sözlerde,
Yürekten inanç mı kalmış,belli o malum gözlerde,
Kimseler lafta kalan itikatleri aşamıyor,
Kimseler O'nun yolunda,O'nun için yaşamıyor.
. . .
Kimi için çanlar,
Kimi için de sela verilince çekip gitmek değil mesele evlat.
Mesele kuş mişali mi yoksa onlarca kişinin omzunda,
Tonlarca ağırlıklamı gitmek,
Şehit olur senin benim uğruma birileri,
Birileri yaşayan bir melektir,
Gönülden yaşamış,yaşatmıştır,
Sevmiş,sevilmiş,sayılmıştır,
Uçar gider.
Kalp gözü körolmuştur kimilerinin ise,
Allah'ın gör diye yarattığı gözleri gibi,
Helali katık etmemiş,
Haramla doymuştur,
Aramıza fitne fesat koymuştur,
Uçkuruna sahip çıkmamış,
Yalan,dolan,para,pul ile adam soymuştur,
Ağır olur be evlat öylelerinin tabutu,
Omzuna dünyaları koymuşlarcasına taşıyamazsın,
Yaşarken yetmemiş gibi ölüsü yaşatır kabusu,
Öyle ağırdır ki günahlarıyla,dört kişiyle falan kaldıramazsın.
İşte böyle be evlat,
Mesele ölmekte değil,
Henüz nefes alırken naaşını hafifletmek,
Hayattayken yük olmadığın gibi,ölünle de ağırlık vermemek,
Mesele kuşun kanadında gidebilmek,
Bir ömür ve sonrasında ardından dualar almak,
Küfür ettirmemek.
Dostları ilə paylaş: |