. . .
İyisimi sen ırak ol bana,
Olur ya çok ama çok alışırım sana.
Gün gelir tiryakin olurum,
Huzuru senden alacağım nefeste bulurum,
Sensiz duramam, aşsız ekmeksiz dururum,
İşte o gün gelmeden uzak dur bana.
Tütün gibi sarmak isterim,
Dumanını çekip içime, çıkmaman olur bir daha dileğim,
Yokluğunda arar seni, yanar ciğerim,
Külün olmasa da uzak dur bana.
Bir sigaram vardı, bir de sen gelme,
Beni kendine tutsak etme,
Biliyorum tutkum olursun, etme eyleme,
Beni kendine bağlamadan ırak ol benden,
Tiryakin olduğumda vazgeçemem senden.
Yıllar önceydi sevda beni terkedeli,
Ağlaya ağlaya benden gideli,
Şimdi ise aşk bana oldukça uzak,
Koyma yüreğime ateş, kal benden ırak,
Bir elimde sigaram, yazıyorum gündüz gece,
Alıştım yalnızlığa, beni kendi halime bırak.
. . .
Bu şehir benim,
Çünkü bu şehirde ölebilmek için, yine bu şehirde yaşayan ben'im.
Bırakmam arsıza, hayasıza, hırsıza,
Bu şehir benim..
Elele, kolkola, gözgözeyiz yıllardır,
Bir O bilir, bir de ben, bu şehir benim.
Güneşi, gecesi, gündüzü, havası, suyu benim bu şehrin,
Her yeni gün sevdayla uyanan ben'im.
Bu şehir benim,
Dostu, arkadaşı, sevgiliyi, yoldaşı incitmeden, kırmadan seven, sayan ben'im.
Acısını da çeken benim, neşesini de paylaşan ben,
Tüm canları bağrına basan ben'im.
Bu şehirde yaşadım tüm aşkları,
Bu şehirde tanıdım aşıkları,
Bu şehir öğretti bana insan olmayı,
O beni terketmedi,
Ben O'na ihanet etmedim,
Bu şehir benim,
Bu şehre sevda ile bağlanmış olan ben'im.
Nefesim yettikçe,
Sesim duyuldukça,
Elim kalem tuttukça,
Bu şehir benim,
BEN bu şehirim,
Bu yüzdendir yazdığım her şiirim.
….
İnsan topraktır,
Gönlünü sevgiyle sulamasını bileceksin,
Bileceksin ki, o sana önce sevda tomurcukları, ardından aşk çiçekleriyle karşılık versin.
Umurunda değilse toprak,
Gün gelip çorak olacak,
Sen ise mis kokulardan,
Onun sunacağı tüm güzelliklerden uzak kalacak.
Çöllere düşeceksin,
Verimsizlikle intikam alacak,
Aç susuz sürüneceksin.
İnsan topraktır,
Yüz sür ona,
Sevgin saygınla ulaşacaksın Yaradan’a,
Ve onun bahşettiği en değerli şeydir sana.
Topraktan geldik,
Sonumuz toprak,
Bu yüzdendir insanın ah be değerini anlasak,
Yaşarken insandan,
Ölümde topraktan nasibimizi alsak.
…..
Dokunma, sen de yanarsın benimle,
Günahlar ülkesinde kirlenmiş bedeninle,
Sevmeyi sevap bilip günaha girmişim,
Sevilmeleri cennetin yolu bilmişim,
Oysa yıllardır bir kenara itilmişken,
Dokunma sen de yanarsın benimle,
Kendi yarattığımız sevda cehenneminde.
…..
Çıkayım deme caddelere,
Ya da boşyere gezinme ara sokaklarda,
Sevgiye, saygıya, Sevdaya ve aşka dair.
Boşa yorarsın kendini.
Açan çiçeklere aldanma,
Onlar sevgililer için değil,
Yokolmuş duygulara inat,
Bir süre görünüp kaybolmaktalar.
Kokularının kıymetini bilmemişse insan sandıkları,
Bu yüzdendir boynu bükük kaldıkları.
Artık caddeler canan değil, can pazarı,
Sevgililer, sevgiler hunharca katlediliyor sebepsiz, kalmıyor anı,
Kansız bir ihtilal var heryerde,
Yürekler çarmıha gerilmiş, işkencehanede,
Sol yanından vurulmuş binlerce,
Gözyaşları ilmek olup idama mahkumun ciğerinde,
Silah kullanmıyor katiller,
Sanki kalplere azrailler,
Onlara zevki safa,
Vurulmuşa sonsuz eza, cefa,
Sakın çıkma aramaya,
Varsın olmasın kahpecesi,
Ruhun yalnız kalsın,
Sen hayattasın,
Tertemiz hislerinle aramızdasın.
Bırak cellatların olsun,
Sevda umduğumuz herkimseler,
Birgün kendi kurdukları sehpalarda,
Sallanıp gidecekler.
Onlar değilmi çıkarlar uğruna dünyamızı boka çeviren,
Bilemezler ki bizdeki gönül, her öldürüldüğünde yeniden yediveren.
….
Kalmadı,
İnan ki kalmadı,
Olsa vermezmiyim,
Hiç sakınırmıyım senden,
Bu uğurda bir ömür vermişken.
Çoğunu kendi ellerimle sundum,
Birazı el oldu gitti,
Kim çaldıya gideni de ,
Getiririz dediler bir daha dönmediler,
Kıymet bilmeyenler,
Yazık ettiler,
Oysa çölde su,
Karanlıklarda güneş,
Huzurla içe çekilen nefesti,
Lakin bırakmadılar,
Hiç kalmadı,
Sana da yakışırdı,
Örterdi üşüyen bedenini,
Sarıp sarmalardı,
Ruhunu, tenini, heryerini,
Olsaydı, verebilseydim keşke,
Ama bende yürek kalmadı,
Sevda kalmadı,
Aşk kalmadı,
Tükettiler,
Bende ben kalmadı.
….
Yarın pazar,
Biliyorum ki ya yağmur,
Ya da senin beni umursamazca aramayışın bozar.
Her güne bir isim koysam,
Sanmıyorum ki bir tanesi adını yazar.
Aylardan, yıllardan geçtim,
Keşke anlasaydın,
Bir parçanı feda edip,
Yaklaşabilseydin azar azar.
Ama yok,
Sende kibir herkesten çok,
Bir aynaya bakmayı bilirsin,
Ve ne de güzelim dersin.
Yüzlerce pazar sonra,
Yüzüne bakacak kimse kalmayınca,
Elalem iltifatlara son verip,
Sana dair güzel sözler sunmayınca,
Gelsen ne yazar,
Yarın pazar.
Eriyorum azar azar.
…..
Kaderim ol istedim,
Sen yazılmış ol bana,
Nefesim ol,
Ekmeğim aşım ol istedim,
Seninle susuzluğu bile hissetmem dedim.
Yeşillikler bizim içindi,
Sarılıp yuvarlanmaya,
Sevişmek yağmurlarla,
Kirlenmemiş yürekle birlikte yaşamaya,
Olmaması gerek diye düşündüm,
Bizde yer yok ağlamaya,
Önce yağmurlar kesildi,
Yeşillik çöle döndü,
Dudaklarım çatladı,
Aç kaldım, uykusuz kaldım,
Hissetmez oldum canımı, nefesimi,
Kaderim ol istedim,
Kederimmişsin,
Nereden bilebilirdim,
Beni kalbinle öldürecekmişsin,
Öyle bir gömdünki beni,
Sol yanınla kazdığın ebedi çukura,
Sevdam kefenim oldu,
Değermiydi kalbime attığın o kahpe kurşuna.
Bir söyle sen ne diye yaşarsın,
Ne diye yakarsın canları kimin, neyin uğruna.
….
Binlerce, belki de onbinlerce sevdim,
Onca sevgi tek bir aşk etmedi be arkadaş.
Deli gönül bu uslanmaz, laf dinlemez,
Lakin her sevdada sol yanımdan vuruldum arkadaş.
Düşünceleri koydum bir kenara,
Hayalleri çoktan gömdüm,
Ben her sevişte öldüm,
Aşktan bir haber gelmedi be arkadaş.
Heybem hâlâ sevgi dolu,
Geziyorum durak durak,
Herşey tükendi, ben tükenmedim,
Yoluma çıkmıyor bir aşk be arkadaş.
Tanrı aşkına bir haber sal bana,
Rastlarsan görürsen, Aşktan arkadaş.
…..
Sende bir başka duruyor benim sevdam,
Cuk oturuyor bedenine,
Sanki sana özel biçilmiş senin için.
Ne güneşin batışı,
Ne de gecenin karanlığı,
Işıldayan sevgimi siyaha dönüştüremiyor.
Bulutlar geçemiyor önüne,
Yağmurlarda yıkandıkça arınıyor tüm günahlardan,
Nefesim her defasında haykırıyor seni,
Düşündüğüm,
Hayalimde sakladığım,
Yirmidört saat yaşadığım,
Hatta yaşamaktan daha çok alıştığımsın,
Gel naz etme,
Sevdam bir tek sana yakışıyor,
Bendeki aşkı bir bilsen,
Ruhuna birkez giydirsen,
Ah sen, sen yokmusun sen,
Beni benden alıp götüren.
Al sevgimi koy sol yanına,
Beni aşktan öldürmeden.
…..
Yıllardan kaç,
Hangi aydayız,
Ya da günün adı ne,
Farkı neki.
Aynı dünya,
Aynı hayatlar, sömürülen insanlar,
Ellerin elinde oyuncak olmuş duygular,
Kabuslarla geçen uykular.
Yapmacık gülümsemeler,
Ucunda öyle veya böyle çıkar yoksa,
Bitiveren sevmeler, sevilmeler,
Eylül geliyormuş,
Yaprakları dökmeye,
Sonrasında kış, insanları üşütmeye,
Baharı sorma, yaşayan kaldımı,
Yaz, gelsin varsın,
Yakarsa yaksın,
Yanmadımı zaten onca yürek, kavrulmadımı gönüller,
Mevsimler, aylar, yıllar, günler geçip gidecek,
Tekrar dönecek,
Dönmeyek olan gençliğin,
Gün olacak geçecek için,
İster şu an mutluyum san,
İster ağla için için,
Herşey olduğu gibi kalacak,
Eskiyen sen, gözlerden düşen sen,
Devrialem devam edecek,
Geri gelmeyecek olan sensin,
Bir de emanet aldığın nefesin.
…..
Sen anlamazsın,
Seni seviyorum desem,
Neyimi, neremi diye sorarsın.
Aşk desem,
Sana yabancı,
Yaşamadığından garip gelir sana,
Yenilecek, içilecek birşey sanırsın.
Boşvere üzmeyim şu garip gönlü,
Zaten yadellerde geçirdi bir ömrü,
Neyse vazgeçeyim bu sevdadan,
Amin desem de olmayacak duadan.
…..
Şapka inkılabı bir kenara itildi,
Atatürk'ün Ata'sı silindi,
Bugünlere Türk dünyası günleri denildi.
Benim için her gün ATATÜRK dünyası günleri.
…..
Bitmelerin başladığı yerdeyim,
Güven bitti,
İnanç bitti,
Umutlar tükendi.
Benliğinle sevecek kaldımı birkaç kişi.
Bu kalp atsa da nafile,
Bekliyor son an gelsin diye.
Aynı dili konuşup, bir tek Yaradanın yarattıkları artık anlamıyor birbirlerini,
Bakıyor görmüyor,
Duyuyor ama işitiyor işine geldiği gibi.
Tutulmuyor bir el,
Herkes birbirine olmuş el,
Düşünceler bitti,
Hayaller bitti,
Ve şiirler bitti.
Çalan son zildi,
Biten ise son teneffüs,
HOŞÇAKALIN.
…..
Hep kendimi avutmuş,
Kendimi kandırmışım.
Herşey satınalınabiliyotmuş parayla,,
Ya da paranın olmadığı yerde,
Dostluklar, kardeşlik, Aşk yalanmış.
Çakma insanların arasında,
Nasıl da yıllardır inanmışım.
Evlat yerine koyduğun genç bile satar olmuşken beni,
Aynaya bakmaktan utanır olmuşum.
Anlaşılan,
Sadece bir selam verip geçmeli,
Yüreğinde boşyere kimseye yer vermemeli,
Başkaları için kendini üzmemeli,
Paylaşmamalı hayata dair hiçbir şeyi,
Nankörler dünyasında,
Boşyere nefes tüketmemeli
Bu yaşananlar şeytanın en büyük zaferi,
Geldiğin gibi aleme,
Birbaşına bitirmeli ömrü ve tek başına gitmeli.
…..
Yazacak birşey kalmadı,
Bir çizik atmışım,
Yıllardır gerçek yüzlerini göstermeyenlere,
Yüze gülüp arkaya geçenlere,
Dünün çocuğu olup kabadayı kesilenlere.
Karışmak yok asla elaleme,
Ne bok yerlerse yesinler,
Ardımdan ne derlerse desinler.
Hakkımı da zıkkımın kökünü de midelerine indirsinler.
Saftık, aptaldık enayi de dediler,
Ben kazandım kefilliklerimle ham yaptı zilliler.
Ar, haya, utanmadan bihaber,
İnsanız diye hala geçinmekteler.
Aşk denen kelimeyi tadmaya fırsat kalmadı,
Sevgileri çoktan saçtım, elde kalan hüzün,
Kime denilebilir ki bundan böyle "iki gözüm"
Yaz bitse ne olur, tadımı kaldı güzün.
Bitti,
Son dağlara da karlar yağdı,
Demek aramızdaki pamuk ipliğinden bağdı,
Önüne gelen son damlasına kadar sağdı.
Buraya kadar,
Ey kendini insan sananlar,
Ve hâlâ sazan gibi size inananlar
…..
Eskilerde askerliğini yapmayana kız vermezlerdi,
Şimdi söz kesilse, nişan yapılsa dönüşü yok Mehmetçiğin.
Askerliğini yapmadan adamdan saymazlardı eskiden,
Adam olsun diye askerliğe gidiş beklenirdi.
Ya şimdi, giderken şehit gönderiyoruz, dönüşü meçhul,
Onlar şehit oldukça,
Birileri adam oldum sanıyor,
Hâlâ birileri adam yerine konuyor.
…..
Bugün günlerden Cuma,
Hepimize hayırlı Cumalar.
Lakin Yaradanın bize yaşatma lütfunda bulunduğu hergün mübarektir,
Bu böyle biline.
Kardeşlik varsa,
Birlik beraberlik içinde yaşanıyorsa,
Allah’ın verdiği canı O'ndan başka kimse almıyorsa,
Kul yetim hakkı yenmiyorsa,
Müslüman Müslümanı katletmiyorsa,
İbadet yerini bulsun diye değil,
Tanrının evinde yürekten O'na sarılınıyorsa,
Şeytanla yoldaşlık kurulmuyorsa,
Fitne fesat kıybetten uzak durup,
Eline, diline ve beline hakim olunabiliyorsa,
Dostları ilə paylaş: |