Gül gibi geçinip gidiyorduk, Ne gerek vardı bunca hırsa



Yüklə 2,6 Mb.
səhifə4/23
tarix11.08.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#69060
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   23

. . .

Yaradan iki güzel günü birleştiriyor,
Güneşi,dünyayı,binbir çeşit nimet veren doğayı sunuyor,
Can veriyor bize,
Güzelim alemde hoşça yaşasınlar diye.
Ya biz,
Bizler ne yapıyoruz,
Böyle günlerde O'nu hatırlıyoruz,
Can alıyoruz,
Kan emiyoruz,
Ne gönülleri ne de elleri biraraya getiremiyoruz.
Sabrı sonsuzdur Allah'ın,
Lakin gün yaklaşıyor,
Sopası yok,İlahi adaletiyle gazabı yakın,
İster günahlarınızdan arının,
İsterseniz yine olun şeytana yakın.
Cennet dünyada cehennem ateşi yakın.

. . .

Açıyorum ellerimi semaya,
Yalvarıyor yakarıyorum Allah'ıma,
Akıl fikir ver kullarına,
Kıymasınlar senin verdiğin Can'a,
Dönsünler artık Yaradana,
İnsan diye yarattın,
Açılsın gözleri, çalışsınlar insan olmaya.

. . .

Yeteeeerrr ,yeter artık,
Şeytanın yaratıkları.
Yeter.
Şeytan olsa günaha,
Vampir olsa kana,
Çoktan doymuştu.
Hâlâ doymuyorsunuz.
Yeter.
Allahsızlar,imansızlar.
Ayıp olur diğer canlılara,
Diyemiyorum size hayvanlar.
Yeter.

. . .

Birbirine el uzatmayana,
Kötü günde dost dediğinin yanında olmayana,
Nice sözler verip de sözünde durmayana,
Elalem acı çekerken zil takıp oynayana,
Doğruyu da yanlışı da yüze konuşmayana,
BEN İNSAN DEMEM.
Cesareti olmayan sırtından vurur,
Zevki,fitne fesatda bulur,
Olsun varsın,
Kendi dinler kendi konuşur,
Dürüst olmayana,
BEN İNSAN DEMEM.
Onlar engerek,onlar çıyandır,
Bazen miyavlayan bazen havlayandır,
Bir ömrün sonunda yapayalnız kalandır,
İçi dışı bir olmayana,
BEN İNSAN DEMEM,
Onlarla bir olup da günaha girmem.

. . .

Güneş herkese eşit doğar,
Kimileri farkında bile değildir doğuşunun batışının,
Kimileri de yüreğini de ısıtsın ışıtsın ister.
Sen kimlerdensin bilmem ama,
Yaşamak ve yaşatmak istiyorsan,
Arkadaşı,dostu,sevgiliyi,yâr'ı,
Kalbinde hissetmelisin o sıcaklığı,
Karanlıkları silip atmalısın,
Aydınlıklar doldurmalı sol yanını.
Sen kimlerdensin bilmiyorum,
Senin de herkesin de mutlu olmasını istiyorum.

. . .

Hayat bir günde yaşanan dört mevsim gibi,
Güneş yakıyordu az önce,
Bunaltıcı,
Hemen herkeste of ya bu ne sıcak sözleri,
Sonra kayboldu gitti sıcaklığıyla birlikte,
Önüne çıkan kara bulutlar sayesinde,
Ne yapayım,
Şimdi de üzülüyemmi,
Özleyimmi güneşi.
Az sonra yağmur geliyor farkındayım,
Onu da çok severim,
Toprağın olduğu kadar,
Herbirimizin ihtiyacı var,
Kimine hüznü hatırlatır,
Kimine sevinç gözyaşlarını,
Toprak ne güzel kokar onunla buluştuktan sonra,
Vazgeçmek mümkünmü hem güneşten,
Hem yağmurun sesinden,
Yağışıyla yaşattığı yarattığı eserlerinden.
İşte ben böyle yaşarım,
Kimselerden vazgeçmeden,
Her biri ayrı bir yaşam,
Biri hüzün verir yağmuru hatırlarım,
Biri gülümser güneşle karşılaşırım,
Ve gün gelir herşey olacağına varır,
Ben hazana da,
Her gün yeniden doğuşa da,
Alışığım,
Önce Yaradana,
Sonra yarattıklarına aşığım.

. . .

Ne için,niçin yaşıyoruz Allahaşkına,
Sevmek için mi?
Hani o seni çok seviyorumlar da olmazdı,
Sonunda yatmak olmasa,
Dost,arkadaş sevdasımı?
Bırak bir kenara,
Yolunda yoldaş olanlar,
Paran pulun yoksa uğrunda ölmeyi boşver,
Hasta dahi oluyorlarmı?
Paylaşmak mı?
Geç bunları,
Rabbena hep bana,
Senin derdinden anlıyorlarmı?
Kim kimin yerine ölüyor,
Kim kime canını verebiliyor.
Kimi yaşar maksat saltanat olsun niyetine,
Kimi bugün de karnımız doydu şükür diye diye,
Öylesine yaşanıp gidiyor hayatlar,
Lakin hep bir kişilik,
Erkek olanın gözü doymaz,
Geçerli olan dişilik,
Bir yanda para,
Diğer yanda cinsellik,
Şu ömürde başka birşey arama.
Hâlâ kış uykusunda olanlar uyanın,
Ya da kör olmuş gözlerle variyetinizi sayın.
Ölmek için yaşıyoruz,ölmek,
Adam olanın bunu bilmesi gerek,
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar arasında,
Aslolan ,yarına çıkıp çıkamayacağını düşünmek.
Doğumu çoktan geçtik,
Ölüme var çeyrek.

. . .

Ne yaparsan yap,
İster şiirler yaz,
İstersen mutluluğun resmini birtek sen çiz,
Suda yürü,
Uç dilediğince,
Yüreğini uzat,
Tüm güzellikleri paylaş,
Acıya merhem ol,
Neşeye neşe kat,
Dağıt tüm sevdanı,
Olmuyor,
Çünkü herkes kendi için,
Kendi arzu ettiklerini yaşıyor,
Kimi ona da kavuşamıyor,
Lakin alışıyor be insan,
Alışıyor.
Gerçekler kaybedildikten sonra anlaşılıyor.

. . .

Sana beni yazdım,
Olmadı.
Sonra seni sana yazayım dedim,
Yüreğimdeki sen anlamadı,
İsmini göğsüme kazıdım,
Senin incittiğin kadar acımadı,
Ne yapsam ne etsem,
Sendeki kalp beni bir türlü almadı.
Şimdi bir ömür bitecek,
Sevdanın yerinde yeller esecek,
Üzerimde rengarenk çiçekler bitecek,
Beni benden ettin ya,
Ne alınacak nefes,
Ne de mecal kalmadı.
Olmadı be bitanem,
Bu aşka bu eda hiç yakışmadı.

. . .

Çok bekledim seni,
Hiç olmazsa birazcık gelseydin bari.
Şimdi oralarda dilek ağaçları var,
Gelip bir dilek de sen tutsaydın bari.
Solmuş çiçekler yeniden açtı,
Göçmen kuşlar da döndü,
Bilmiyorum,
Aylardan ne,
Günlerden hangisi,
Yılları çoktan unuttum,
Bir sarılmalık dönseydin bari,
Şu garip halimi görseydin bari.
Son gemiyle gidenler dönmüyor malum,
Beni sorma,onlardan beterdir halim,
Bu kadar bekledim olma zalim,
Ölmeden birkez görseydim bari,
Giden ben ,vedayı sen etseydin bari.

. . .

Uçkuruna nefsine,
Emaneten aldığı nefesine,
İnsanlık için kesesine,
Sahip çıkmayana yazıklar olsun.
Sevmeyi bilmeyene,
Saygıyı eğilip bükülmek zannedene,
Kabeye şeytan ile gidene ,
Yazıklar olsun.
Oruçtan çıkınca şaraba,
Secdede aklı fikri parapulda olana,
Namazdan kalkınca harama,
Yılın bir ayı Yaradanı hatırlayana,
Yazıklar olsun.
Ben bunu bilir bunu söylerim,
Bir Allah'tır Kerim,
Helal dururken haramı ne diye yiyeyim,
İnsana değer vermeyene yazıklar olsun.
Kula zulmedenler Tanrı'dan vebalini bulsun.
Kimbilir kaç mübarek günler geçti,
Lakin birileri dünya malını,iblisi,şeytanı seçti.
Sözün bittiği yerdeyiz,
Kıyameti davet edenleriz.

. . .

Vicdanın olmadığı yerde,
İnsancıklar yaşarmış,
O insanlar olsa ne,olmasa ne,
İnsan olduğunu çoktan unutanlar varmış,
Onlar aramızda olsa ne,olmasa ne.
Doğruluktan doğrulakalsak,
Kimileri bataklığa bulaşmış,
Hergün yeniden yıkansalar ne yıkanmasalar ne,
Bizi bir biz biliriz,
Elalem kötü bilsin onlara ne ,kime ne.

. . .

Ben seni şiir diye yazardım,
Lakin mısralara yazık,
Hem neyini yazayımki,
Ansızın gelişinimi,
Hayatımı altüst edişinimi,
Keyfi âlâ yaşayıp bedenimde,
Gönlünü de doyurup gidişinimi.
Sana dair ne yazayım söyle,
Bir hırsızın beceremediğini yaptın,
Çaldın ve yokoldun yüreğimle birlikte,
Sol yanım bomboş,lanet okuyorum terkedişine.
Sen ve ben,
Bir düşman bile olamayız artık asla,
O beni benden çalan yüzünü,saçlarını,
Kime yaslarsan yasla.

. . .

Bugün Cuma,
Unutma,
Asıl görev Camiden çıkışta,
Ettiğin dualar boşamı olacak,
Yık duvarları ördüğün insanla arana.
Uyma şeytana,
Ne Allah'ın evinde,
Ne de Cuma son bulduğunda,
Bugün birlik,beraberlik,kardeşlik günüdür,
İnsan olduğunu birkez daha hatırla.
Bir iyilik yap kendine,
Dön hani o kirlenmemiş kişiliğine,
Tövbeler senin için,
Yeter ki bile bile doğru yoldan ayrılma.
Bugün Cuma,
Sana bir fırsat daha,
Topraktan geldik,
Döneceğiz toprağa,
Sakın unutma.

. . .

Büyüdükçe küçülüyoruz farkındamısın??
İnsan olarak,
Yalnız kalarak,
Allah'ın yolundan uzaklaşarak.
Beden yaşlanmış,
Lakin kalpler ufalmış,
Ruhlar daralmış,
Güzelim dünya kararmış,
Umurundamı kimselerin,
Binmişiz bir alamete,
Gitmekteyiz kıyamete.
Terbiye sadece çorbada,
Kimin eli belli değil hangi torbada,
Elalem yüze gülüp konuşur arkada,
Dünya malı en önemli markada,
Büyüdükçe küçülüyoruz bilmem farkındamısın,
Yoksa sen de dönen dolapların çarkındamısın.

. . .

Laf etme benim orucuma,namazıma,
Gönlümdedir secde benim,
Senmi tutarsın defterimi,
Günahıma,sevabıma.
Kah çıkarım gökyüzüne,
Kah topraktır saracak olan edebimle niyazımla.
Günahlara oruçluyum,
Seccademdir toprak benim,
Ruhum emanettir,
Sana ne ki yanacaksa bedenim.
Unutma ki sen de benim gibi izleniyorsun,
Beni cehenneme layık görürken,bakarsın sen kor alevlere gidiyorsun.
Haramı helal diye lokma lokma yutmaya devam et,
Bırak bana dair inançları,
Allah akıl fikir versin bir de selamet.
Beni bir ben bilirim bir de beni Yaradan,
Sen kendini ne sanırsın,çekil git aradan.
Girme Allah ile arama günahımı alırsın,
Gün gelecek sen de Azraille başbaşa kalırsın.

. . .

Ben sana,
Bir tek seninle ihanet edebilirim,
Senin gözlerin,
O içimde kor alevler yaratan sözlerin,
Bir bana ait bedenin,
Seni seninle aldatabilirim anca,
Nasıl yokluğununda arıyorum sana susadıkça,
Gecenin ıssız karanlığında,
Ya da gündüzün gözalıcı aydınlığında,
Aylar,mevsimler,yıllar nedir ki,
Gelir geçer,
Kalıcı olan bir sen,
Bense değerini bilen,
Aşka dair tek bildiğim adın,
Sana senden başkasıyla asla ihanet etmem edemem kadın.

. . .

Hayat denen şu üç günlük dünyada benim en büyük mutluluğum nedir bilirmisin ??
Verebilmek insanlara gönlünce birşeyler;
Sıcacık bir selam,
İstediklerince sevgi,
Kırmamak,incitmemek adına saygı,
Ve sonsuza dek sol yanımdan silinmeyecek dostluk,arkadaşlıklar.
Olur ya isteyen de çıkar,beğenmeyen de,
Bu benim huzurumdur,
Verip verebileceğim hepsi bu kadar.

. . .

Ben sana sadece sen desem,
Çiçekli böcekli kelimeler söylemesem,
Zaten çalıntı olmuyormu diğer benzetmeler,
Biraz doğru biraz şatafatlı seslenişler.
Her an değişen eşleştirmeler ,
Aslına uymayan deyişler.
Ben yine sen desem sana,
Çünkü senden yokki bir tane daha.

. . .

Bir ömrün hikayesi,
Bir günün hikayesi gibidir.
Doğarsın güneşle beraber,
Sabahın ilk saatleri gibi çok nadir insan vardır çevrende,
Yavaş yavaş ısınırsın hayata,
Öğlen olur kalabalıklar arasına karışırsın,
Cıvıl cıvıldır etrafın,
Lakin herkes kendi aleminde,
Kuşlar,çiçekler arasıra böcekler,
İçin kıpır kıpır olur güneş yüzünü gösterdikçe,
Bazen bulutlar da girer hayatla aranıza,
Yakınlaştıkça insanlara,
Sevgiye de rastladığın olur,
İnsan olduğuna pişman oluşun da,
Öğleden sonra yavaşlar kalp atışların,
Yormaya başlamıştır ömür denen şey,
Azar azar terkedilirsin,
Hani o içini ısıtmaya başlayan kişi ya kişilerce,
Malum dünya hâli,herkes kendi derdinde,
Akşama doğru gittikçe azalır yüreğindeki sıcaklık,
Biliyorsun ki yaklaşmakta,
O sevmediğin yalnızlığa mahkum olacağın karanlık,
Öğlene dair kimseler kalmamıştır etrafında,
Birileri temelli,kimileri gitmiştir istesen de istemesen de,
Gecenin yaklaştığını hissedersin yavaş yavaş,
Eski bir eşya ya da bir çöp misali konulmuşsundur bir kenara.
Kararmıştır artık sol yanın,
Pişmanlıklar ve keşkeler kalmıştır arkadaşın.
Ve an gelir batarsın,
Belki diğerlerini yeni güneşler doğacak,
Ama sen,bir daha doğrulmamacasına beyazlar içinde yatarsın.

. . .

Olsaydı,
Keşke olsaydı,
Yine dünyaya geliş,
Öyle ya da böyle bir yaşam,
Ve sonunda yine ölüm olsaydı.
Lakin,
Hadi diyelim ki sebze meyve bozulmasın diye buzdolapları icat oldu olmasına,
Keşke ne yaparsan yap,
Ne güneşten ne soğuktan,
Ne paradan ne puldan,
Bozulan insanlar,
Çürüğe ayrılmış insanlık olmasaydı,
Taze,tertemiz,çiçekler kadar narin,
Kalsaydı.

. . .

Hayat bir boşluktur aslında,
Tutunacak bir dal,
Bırakmayacak bir el,
Aramakla geçer bir ömür.
Önce anne baba,
Sonra dost arkadaş,
Ardından sevgili yâr,
Sığınacağın liman,
Korunacağın ocak,
Senin yüreğini hep sıcacık tutacak.
Ya sonra,
Sonra bir bir zamansız terkedişler başlar,
İsteyerek ya da istemeyerek.
Tutunduğu dalla yetinen de olur,
Arzularına yenilip ağaca,hatta ormana sahip olmak hırsında olanlarda.
Ama unutma çocuk,
Hayat bir boşluk,
Görünmeyen düşüşler ve bazen karşına çıkan yokuştur,
Neylersen eyle,ama güzel eyle,sonunda dolduracağın bir çukurdur.

. . .

Neyse,
Bugün de akşam oldu,
Öyle ya da böyle herneyse.
Bir gün yine uğraş didin geçti,
Kimi gömülmüş derin koltuğuna,
Kiminin elinde kazma kürek,
Masa başında ter döken,
Tarla ekip biçen,
Öğrenci öğretmen,
Dünyaya uğramış hepsi de öylesine gelip geçerken.
Acısı var,tatlısı var,
Kısmete düşen kadar,
Sevgi var,saygı var,aşk var,
Rastlayabilirsen ucundan azar azar.
Neyse,
Payına düşen neyse,
Bugün de akşam oldu,
Yarına Allah Kerim,
Kırmadan,üzmeden yaşayalım mümkünse.

. . .

BU ADAM GİBİ ADAM,
BENİM HİÇ ÖLMEYEN BABAM.
O'nun öldüğünde,
Ne renkli televizyon,
Ne bilgisayar,
Ne de cep telefonu vardı,
Hatta yoktu her evde sabit telefonlar.
O'nun öldüğünde,
Sahte insanlar yoktu,
Sözlerinin erleri,
Lafla değil yürekten dostlar,
Ayrılmayan arkadaşlar yaşardı.
Paranın satın alamayacağı şeyler paylaşılırdı.
O'nun öldüğünde,
Satılan kişilikler,
Dünya malı için kılıktan kılığa girenler,
Göz göre göre haramı helal diye yiyenler,
Yoktu.
O'nun öldüğünde,

. . .

Şu an elini öperek gülyüzüne söylemek isterdim içimden geçenleri,
Lakin olmadı be Baba,
Yaşarken beceremedim dile dökmeyi bu yazdıklarımı,
Bir karıncayı dahi incitmedin,
Ellerin kalkmadı hiçkimseye acıtmak niyetine,
Bir insan bu kadarmı hayırsever olur,
Bu kadar mı umurunda olmaz dünya malı,
Kötü tek bir kelime çıkmazmı bir insanın ağzından.
Sen gittikten sonra öğrendim ettiğin hayırları,
Camilere,kimsesize,garibana,
Zaten gizlice yapılanı yakışır değil mi Baba insan olana.
Hani Yaradan demiş ya;
Sevme benden fazla hiçkimseyi,
Yoksa alırım senden,
Bu yüzdenmi aldı seni benden,
Oysa Önce Tanrı sonra sendin,
Bu yüzdenmi gittin erkenden.
Sen ellindeydin,
Ben yirmiiki,
Öldün demiyorum farkındamısın,
Gittin,
Çünkü yerin hiç boşalırmı kazıdığım yüreğimdeki.
Kolum kanadım kırık,
Fakat yaşıyorum düşe kalka,
Tâ ki buluşana ,
Hani yine birlikte olacağımız ebedi istirahatgahımızdaki,
Kavuşma ânımıza kadar,

Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin