Gülen mafyatik bir örgütlenme



Yüklə 89,71 Kb.
tarix12.01.2019
ölçüsü89,71 Kb.
#95121

HABERLER 12/07/2016


SABAH

Gülen mafyatik bir örgütlenme



ABD’de Fetullah Gülen’e karşı yürütülen soruşturmada Türkiye’nin avukatı olan Robert Amsterdam: Gülen kendini kurban gibi göstermeye çalışıyor ama bir suç örgütü söz konusu. 35 yıllık kariyerimde böyle karmaşık bir yapı hiç görmedim


ABD'de Fetullah Gülen'e karşı yürütülen soruşturmada Türkiye'nin avukatlığını üstlenen Robert Amsterdam SABAH'a konuştu. Amsterdam, FETÖ'nün mafyatik bir örgütlenme olduğunu ve ABD derin devleti tarafından korunduğunu söyledi: "Gülen, yalnızca Türkiye için değil ABD için de ulusal bir tehdit. Gülen grubu 35 yıllık kariyerimde gördüğüm en karmaşık yapı diyen Amsterdam, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"ABD'NİN DE MİLLİ MESELESİ"


 "Bu mesele artık ABD'nin milli meselesi. Gülen ABD için de ulusal tehdit. Gülen grubu teşkilatının sistematik olarak ABD'yi aldattığını ve suç işlediğini gözler önüne serdik. Gülen, kendini bir kurban gibi göstermeye çalışıyor. Gülenciler bunun her ne kadar siyasi sindirme olduğunu ve insan haklarına karşı olduğunu söyleseler de, gerçekte bir suç örgütüne karşı yürütülen mücadele söz konusu. Bu örgüt de sadece Gülen'den oluşmuyor. Türkiye'deki soruşturmalardan kaçıp ABD'ye gelen örgüt yöneticileri ve uzun yıllardır Gülen'in yanında bulunanlar da bu soruşturmaya dahil edildi.

"GÜLEN BİR SUÇ ÜSTADI"


 Gülen'in iadesi gibi konular ABD ve Türkiye arasında olan meseleler. Biz ABD'deki suç faaliyetlerine odaklanmış durumdayız. Her gün eyalet ve devlet başsavcılarıyla, iç güvenlik kurumlarıyla bu sorunları konuşuyoruz. Türk öğretmenlerin maaşlarından kesinti yapıyor ve bu parayı ABD'de çeşitli politikacılara bağış adı altında dağıtarak sistemli bir şekilde nüfuz edinmeye çalışıyorlar. Politikacıları ele geçirmekle beraber, bu politikacıların, okullarında fotoğraf çektirmesini sağlayarak, Türkiye'ye seyahatlarini ayarlayarak, onların üzerinden nüfuzunu artırma çabasındalar. Kongre, şu anda bu seyahatlari inceliyor. Bir suç işlerseniz, bunu gizlersiniz... Gülen'in bu konuda üstat olduğunu düşünüyorum.

"35 YILDA BÖYLE BİR ÖRGÜT GÖRMEDİM"


 Gülen'in ABD'de belli kurumlarla veya örgütlerle ilişkisi olduğu tarafımca açık. ABD'yi siyasi bir kalkan olarak kullanıyor. CIA'nın Gülen'i Humeyni gibi kullandığını söylemem bir spekülasyon olur. Gülen teşkilatı 35 yıllık kariyerimde gördüğüm en karmaşık yapı. Buna benzer bir şey görmemiştim. Çok farklı bir örgüt, çünkü suç faaliyetlerinde bulunmalarına rağmen saklanmaya tenezzül bile etmiyorlar.
 Fetullah Gülen'in yeşil kartının iptal edilmesi oldukça muhtemel ve bunun gerçekleşmesi için pek çok yol var. Örneğin, yeşil kart mülakatlarında, bahsi geçen okullara sponsor olduğu için ABD'ye bir eğitimci olarak kabul edildiğini biliyoruz. Fakat yeşil kart aldıktan sonra bu okullarla bir ilişiğinin olmadığını söyledi.

'ABD DERİN DEVLETİ KORUYOR'


"Türkiye'de olduğu gibi, ABD'de de bir derin devlet olduğunu düşünüyorum. Gülen'in bütün bunları derin devlet desteği olmadan yapması

mümkün değil. Ayrıca, ABD hükümetinin de Gülen'e verdiği desteğin Türkiye'nin meşruiyetinin ihlali anlamına geliyor. Gülen, Türkiye için olduğu kadar, ABD için de ulusal bir tehdittir.

'HER ŞEY DELİLLERLE SABİT'
Eğer Kaliforniya'da Manolya Okulları ve Teksas'taki Ahenk Okulları hakkındaki şikâyetnameleri okursanız, ikisine ait toplam 50 sayfalık delil olduğunu göreceksiniz. Türkiye'deki insanların bizim bu davayı gerçeklere ve delillere dayandırdığımızı anlaması çok önemli. Vergilerle, göçmenlikle alakalı sorunlarla beraber, para aklama da delillerle sabit durumda.
SABAH

Bahoz Erdal üçüncü saldırıda öldürüldü



Tel Hamis Tugayları’nın öldürüldüğünü açıkladığı Bahoz Erdal’a yönelik ilk saldırı bombalı araçla yapıldı, kurtuldu. İkinci saldırıda aracına bomba konuldu. 6 koruması ölürken Bahoz Erdal yaralandı. Son saldırı ise Bahoz Erdal tedavi için gittiği Himo’dan dönerken gerçekleşti


SABAH, terör örgütü PKK'nın elebaşılar Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ın ardından gelen üçüncü ismi Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin'in öldürülmesine ilişkin yeni detaylara ulaştı. Suriye'nin kuzeyinin PKK'lılaştırılması ve Türkiye'deki terör saldırılarında Suriye-Anadolu koordinasyonunu sağlayan kritik isimlerden Bahoz Erdal'ın yaklaşık 7 aydır yakın takip altında tutulduğu öğrenildi. Yapılan ilk suikast girişiminden yara almadan kurtulan Hüseyin'in aracına geçtiğimiz ay bomba konulduğu, bu saldırıda yaralandıktan sonra tedaviden dönerken öldürüldüğü anlaşıldı. Tel Hamis Tugayları'nın saldırısı sonucu öldürüldüğü açıklanan PKK'lı teröriste yakın takibe alındıktan sonra ilk saldırı bombalı araçla yapıldı. İlk saldırıdan yara almadan kurtulan Bahoz Erdal'a ikinci saldırı geçtiğimiz ay Kamışlı'da yine aracına bomba konularak yapıldı. Bahoz Erdal korumalarının içinde beklediği araca yöneldiğinde bomba uzaktan kumanda ile infilak ettirildi. Araçta bekleyen 6 koruması ölürken Bahoz Erdal yaralı kurtuldu. Yaralanan terörist tedavisi yapıldıktan sonra, sağlık kontrolü için sık sık Kamışlı'ya bağlı Himo beldesine gitmeye başladı.

DOKTORDAN DÖNÜYORDU


Bombalı saldırılar yetersiz kalınca Bahoz Erdal'ın ortadan kaldırılması için taktik değiştirildi. Bahoz araç içindeyken dışarıdan müdahale edilerek havaya uçurulmasına karar verildi. Saldırı anı için Bahoz'un doktor kontrolü için gittiği Himo yolu seçildi. Teröristin aracını 8 Temmuz Cuma günü Kamışlı'dan Himo'ya giderken takibe alan muhalifler, aynı aracı dönüş yolunda, Kamışlı'nın 3 kilometre batısında Himo'daki kamp çıkışında havaya uçurdu. PKK'nın "Bahoz Himo'ya giderken o araçtaydı, ancak dönüş yolunda farklı araca bindi" diyerek ölümünü gizlemeye çalıştığı öğrenildi.

'PYD KÖSTEBEK ARIYOR'


Henüz resmi bir teyit gelmese de Kamışlı'da Bahoz Erdal'ın ölüm şokunu yaşayan PYD'nin, aralarında El-Muhaberat ve YPG'nin bölge sorumlularının da olduğu çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. Köstebek arayan PYD'nin olayın yaşandığı yeri ablukaya aldığı da öğrenildi.

SABAH

FETÖ-PKK örgüt kardeşliği!

Son günlerde bazı gazetelerde ve internet sitelerinde “Ben Gazeteciyim” insiyatifi tarafından başlatılan “Gazetecilik Suç Değil” başlıklı bir kampanyaya şahit oluyoruz. Kürtçe ve Türkçe olarak bir dizi etkinlikle yürütülen bu kampanyayı FETÖ ve PKK’ya yakın medyanın yönetmesi dikkat çekiyor.


PKK-FETÖ ÖRGÜT KARDEŞLİĞİ!

PKK Terör Örgütü'nün propagandasını yapan Özgür Gündem Gazetesi'ne yapılan operasyonla başlayan bu kampanyaya Fetullahçı Terör Örgütü'de tam destek veriyor.



GAZETECİLİK SUÇ DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ SUÇTUR!

Terör örgütünü övmenin, yardım ve yataklık etmenin, propagandasını yapmanın, canlı bombaları kutsallaştırmanın gazetecilik olduğunu düşünen PKK ve Fetullahçı Terör Örgütü medyası yeni kampanya başlattı. Son günlerde bazı gazetelerde veinternet sitelerinde "Ben Gazeteciyim" insiyatifi tarafından başlatılan "Gazetecilik Suç Değil" başlıklı bir kampanyaya şahit oluyoruz. Kürtçe ve Türkçe olarak bir dizi etkinlikle yürütülen bu kampanyayı FETÖ ve PKK'ya yakın medyanın yönetmesi dikkat çekiyor.


İMZACILAR FETÖ VE PKK'YA YAKIN MEDYA KURULUŞLARI

Kampanyaa imza atan medya kuruluşlarının ortak özelliği ise oldukça ilginç. PKK'ya yakın Azadiya Welat, Birgün, Evrensel, Halkın Nabzı, Diken, ABC Gazetesi, İMC gibi PKK'ya yakın haber siteleri ve gazeteler bu kampanyaya destek verirken Fetullahçı Terör Örgütü de bu ittifaktan geri durmuyor. 7 Haziran seçimlerinden bu yana PKK Terör Örgütü medyası ile birlikte hareket eden Fetullahçı ihanetörgütünün medyası da bu kara prapaganda kampanyasında PKK terör örgütüne tam destek veriyor. FETÖ'ye yakın Meydan, Yarına Bakış, Yeni Hayat ve Özgür Düşünce PKK'nın bu kampanyasına destek veren gazeteler arasında. Ayrıca FETÖ tarafından finanse edilen haber siteleri de bu kampanyaya destek veriyor.


SOSYAL MEDYADAN TEPKİ

FETÖ ve PKK tarafından organize edilen bu kampanyaya sosyal medyadan da büyük tepki var. Sosyal medya kullanıcıları "Evet gazetecilik suç değil ama, teröristi övmek, canlı bombalara destek vermek, halkı isyana teşvik etmek, terör örgütünün sözde yöneticilerini gazetelerde köşe yazarı yapmak, hayatını bu vatana feda eden güvenlik görevlilerini hedef göstermek, hendekleri ve keskin nişancıları savunmak, ilkokul mezunu sahtekar bir hain imamın peşinden giderek bu ülkeye ihanet etmek suçtur" dedi.



STAR

FETÖ'nün işi YAŞ’ta bitecek

TSK’daki FETÖ’cülere kritik darbe Yüksek Askeri Şura’da vurulacak. Sızma ve terfi için sinsice çalışan Paralelcilerin ilk kez ‘örgüt’ kapsamında ele alınacağı YAŞ’ta, hakkında tahkikat olanlar da terfi edemeyecek.


Yüksek Askeri Şura ‘nın 1-4 Ağustos tarihleri arasındaki yıllık olağan toplantısında,  FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması ilk kez ‘Legal görünüm altındaki illegal terör örgütü’ olarak ele alınacak. Milli Güvenlik Kurulu’nun geçtiğimiz aylarda aldığı tavsiye kararında FETÖ/PDY, tıpkı PKK, YPG, DHKP-C gibi terör örgütleri kapsamına alındı. Tavsiye kararı üzerine Bakanlar Kurulu da ‘Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında’ başlıklı Başbakanlık genelgesi yayınladı. Genelgede, ‘terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar’ ifadesi kullanılarak, PKK, FETÖ/PDY ve diğer örgütlerle bağlantısı olan kamu çalışanları hakkında idari ve adli işlem yapılmasının önü açıldı.

ABİ’DEN EMİR ALAMAZ

Genelgedeki personel tanımı, sadece memurlar değil, belediyeler ve kamu ile belediyelere iş yapan taşeron şirketleri de içine alacak şekilde geniş tutuldu. Kamu çalışanlarının yalnızca amirlerinin emirlerine karşı sorumlu belirtilen genelgede, amirleri yerine ‘ağabeyler’ ya da örgüt liderlerinden emir alanlar ilgili yargısal süreçlerin derhal başlatılacağı yer aldı.



ADLİ VE İDARİ YAPTIRIM

Genelgede, terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olanlarla ilgili idari nitelikli işlemlerin yetkili amirler tarafından yapılacağı da vurgulandı.



İLK İCRAAT İZMİR’DEN

FETÖ/PDY’nin MGK tavsiyesi ve Bakanlar Kurulu genelgesiyle terör örgütü kapsamında değerlendirilmesi sonrasında ilk ciddi icraat İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan geldi. İzmir’deki askeri casusluk soruşturma ve davasında sahte delil ürettikleri ve FETÖ/PDY mensubu oldukları belirlenen bazı muvazzaf askerler de gözaltına alındı.



TEMİZLİK YAPILACAK

Türk Silahlı Kuvvetleri içinde en büyük Paralel Yapı ayıklamasının Ağustos ayındaki YAŞ’ta yapılacağı konuşuluyor. Amirleri, komutanları yerine ağabeylerinden talimat almalarıyla bilinen FETÖ/PDY ile bağlantılı askerler terör örgütü üyesi olarak işlem görecek. Terör örgütüne üyeliği konusunda ciddi kanıt bulunanların TSK ile ilişiğinin kesilmesi gündemde.



DİSİPLİN DEVREDE

TSK içinde, ayırma yetkisine sahip yüksek disiplin kurulları oluşturulmuştu. Bu kurullar uzun bir süredir çalışmalarını yürütüyor. Bugüne kadar Kurul kararları uyarınca disiplin cezası görenler, görevinden sessiz sedasız ayrılanlar, istifa edip gidenler de var.



ÖNLEM ALINIYOR

Edinilen bilgiye göre, FETÖ/PDY’ye bilgi sızdırdığından yoğun şüphe edilen personel, belge olmasa dahi bir kısım engellemelere tabi tutuldu. Kiminin terfisi durduruldu, kimilerine daha hafif ve pasif görevler verildi. Ancak yetkililer TSK’nın kapalı bir kutu olduğunu, böyle bir yapılanmaya mensup personelin tespitinin hayli zor olduğuna dikkati çekiyor.  TSK’da terfi söz konusu olduğundan birbirlerin rakip gören kişilerin bunu bir karalama unsuru olarak kullanması, özellikle takiyye yaparak kendini çok rahat gizleyebilen bu unsurların başkalarına paralel yaftası atarak kendilerini gizleme çalışabilecekleri ihtimalleri de göz önünde bulunduruluyor. Bu nedenle de yetkililer TSK’da bilgi ve belge olmadan adım atılmayacağı, dolayısıyla da bu tehditle mücadelenin hayli ağır yürüdüğüne işaret ediyor.



STAR

İki korkunç kazadaki FETÖ şüphesi



Paralel Yapı'nın arşivi ve Fethullah Gülen'in talimatlarıyla ilgili kritik bir dava açan Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı, bir gün arayla yaşanan iki korkunç kazayla ilgili çok çarpıcı delillere ulaştı.


Peş peşe gelen iki şüpheli kaza Isparta'daki FETÖ soruşturmasına girdi. 9 Nisan 2016’da örgüt arşivini yakalatan Karakoç’un ailesinden 4 kişi kazada can verdi. 10 Nisan’da kritik bilgiler verip örgütü deşifre eden eski Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman kaza geçirip vefat etti. Gülen’in beddualarının suikast talimatı olup olmadığı araştırılıyor.

Yeni Şafak'ın haberine göre, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ/PDY'nin Isparta yapılanmasına yönelik olarak 130 şüpheli hakkında hazırladığı ve Fetullah Gülen tarafından bizzat söylenmiş talimatları içeren notların yer aldığı iddianamenin iki ismiyle ilgili önemli bilgiye ulaşıldı.



ÖRGÜTÜ DEŞİFRE ETTİ

Isparta Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün Isparta yapılanmasıyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında eski Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman, 'müşteki' sıfatıyla ifade verdi.

Balaman'ın ifadesi soruşturmanın derinleşmesine ve örgütün Isparta ayağının deşifre olmasına büyük katkı sağladı. Örgüt içerisinde yer alan il imamı, üst mütevelli heyeti, il mütevelli heyeti ve muhasebeciler ile SDÜ heyeti bir bir belirlendi. Bu yapılanmanın içerisindeki Süleyman Demirel Üniversitesi eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı olan Halil Karakoç ise Fetullah Gülen tarafından söylenmiş ve yanındakilerce kaleme alınmış notları imha etmek için kaçırırken yakayı ele vermişti. Gözaltına alınan Karakoç, daha sonra çıkarıldığı mahkemece cezaevine gönderildi.

GÜLEN'DEN 'EVLERİNE ATEŞ SAL' BEDDUASI

Söz konusu soruşturma sayesinde Gülen'in devletin tüm kurumları ile siyasi partilere komplolar kurulması için verdiği talimatlar da deşifre oldu. Örgütün amacını büyük oranda deşifre eden bu soruşturmanın ardından ise Gülen, yine bedduaya sarıldı. İlk bedduasını 17/25 Aralık darbe girişiminin sonrasında eden Gülen, örgütün en büyük finansörü Akın İpek'in şirketlerine yönelik operasyonların ardından da beddua etmişti. Gülen'in en son bedduasının hedefi ise Isparta'daki operasyonlar olduğu ortaya çıktı. Gülen bu bedduasında, “Susan ne kadar insan varsa evlerine ateşler sal, yerin dibine batır. Zırvadan zirvesine kadar hepsini yerin dibine batır” demişti.



FETÖ İZİ ARAŞTIRILIYOR

Isparta Başsavcılığı, FETÖ dosyasının en önemli isimlerinden müşteki Hasan Balaman ile şüpheli Halil Karakoç'un ailesinin peş peşe meydana gelen kazalarda yaşamını yitirmesini şüpheli bularak soruşturma başlattı.

Her iki kazanın oluş şeklini inceleyen savcılık, Gülen'in bedduasını da dikkate alarak FETÖ'nün bu olayda parmağının olup olmadığını da araştırıyor. Kırklareli'nde yaşayan gazeteci Haydar Meriç'in 2011 yılında öldürülmesi olayının arkasında da FETÖ çıkmıştı.

Kazalar peş peşe geldi

Gülen'in ardından dosyanın en önemli ismi Halil Karakoç. Tüm bilgi ve belgeler Karakoç'un kaçarken ele geçirilmişti. “Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet, Hukuka aykırı olarak kişiler verileri kaydetmek ve Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”ten tutuklanan Karakoç'un anne, baba, kız kardeşi ve eniştesi 9 Nisan 2016'da Konya'da trafik kazası geçirdi. Kamyonun altına giren araçtaki aile, yaşamını yitirdi. 10 Nisan günü ise örgütle ilgili önemli bilgiler veren Balaman'ın kullandığı araç, Isparta-Eğirdir karayolunda yolcu otobüsüyle çarpıştı. Kaza sonucu Balaman, hayatını kaybetti.


AKŞAM

İşte CHP adaleti: İşçiyi savundu ihraç edildi!




Adana’da Avukat Elçi, işçinin hakkını savunmak için CHP’li belediyeye açtığı davada 45 bin lira tazminat kazandı. CHP üyesi Elçi’nin partiden ihracı istendi.

Adana’nın Karataş ilçe belediyesinde bir işçi adına açtığı davayı kazanıp, belediyeyi 45 bin 300 lira tazminata mahkum ettiren, ancak borç ödenmeyince CHP’li belediye başkanı Boğaçhan Ünal’ın 500 bin lira değerindeki makam aracına haciz koyduran avukat, üyesi olduğu CHP’de ‘kesin ihraç’ talebiyle disipline sevk edildi. Avukat Nevzat Elçi’nin ihracına gerekçe olarak da; ‘CHP’li belediye başkanının, siyasi rakibi olan AK Parti ilçe başkanı karşısında gülünç duruma düşürülüp, rencide edilmesi’ olarak gösterildi.  



AİLE BOYU MAAŞ’ 

Elçi, “Başkanı Ünal’ın kayınbiraderi, amcasının oğlu ve gençlik kolları başkanı, Karataş Belediyesi’nden maaş alıyor iddiasında bulundu. 



GÜNEŞ

CHP'den terörist seferberliği



Terör örgütü PKK'nın infaz ettiği düşünülen sözde Şırnak sorumlusu Hurşit Külter için CHP seferber oldu. PKK'nın "Gözaltında öldürüldü" yalanına CHP de destek verdi.


PKK tarafından bir süre önce infaz edildiği düşünülen ve üzerinden ‘devlet gözaltına alıp öldürdü’ algısı oluşturulmak istenen terörist Külter için CHP de harekete geçti. CHP’li vekiller teröristin nerede olduğunu sorup devleti suçladı.

Terör örgütü PKK’nın Şırnak sorumlularından biri olan Hurşit Külter, sözde öz yönetim planının suya düşmesinden sorumlu tutularak Kandil’den verilen talimatla infaz edildiği iddiasıyla gündeme gelmişti.



HDP meclis'e taşıdı

Hem Külter’in yakınlarından tepki almamak hem de ölümü üzerinden devlete saldırmak isteyen PKK, ‘devlet faili meçhullere yenisini ekledi ve gözaltındayken Külter’i öldürdü’ algısı oluşturmak için düğmeye bastı. PKK’ya yakın STK’lar tarafından başlatılan ‘Hurşit Külter nerede?’ kampanyasına, örgütün siyasi kanadı HDP de Meclis’te destek verdi.



Devleti suçladılar

Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığına dair resmi bir evra k bulunmamasına rağmen, ‘gözaltındayken kayıplara karıştı’ yaygarası koparılan Külter için CHP de seferber oldu. CHP’li vekiller Şenal Sarıhan, Zeynep Altıok, Selina Doğan ve Mahmut Tanal kirli kampanyaya destek verdi.  Eli kanlı teröristlerle mücadele eden güvenlik güçlerini zan altında bırakan CHP’liler, açıkça devleti hedef gösterdi.



GÜNEŞ

Suriye ve Mısır ile kavga etmemiz için çok nedenimiz yok



Başbakan Binali Yıldırım, Ankara'daki AK Parti Siyaset Akademisi'nde yaptığı konuşmada, dışarıdaki dostlukları geliştirmeyi sürdüreceklerini ifade ederek "aynı şekilde içeride de dostlarımızı artıracağız" dedi.


İşte Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:

Düşünün Bakanlar Kurulu'nun toplanması bile büyük bir olan oluyor. MGK toplantısı yapılırken acaba memleketin gündemi nasıl değiştirilecek deniyordu. Böyle bir Türkiye vardı. Gizli iktidar ortaklarımızın olduğunu başa gelince anladık. 27 Nisan elektronik belgesine millet kilitlenmişti. O elektronik muhtarıyı "yanlış adrese gönderdiniz" dedik. Postaladık gitti.

Vesayet ortakları durmadı. Yargı darbeleri, paralel çete... Bütün bunların üstesinden gelerek bugünlere geldik. Türkiye'nin daha fazla insan onurunu yüceltecek yeni yeni uygulamaları getirmesi gibi bir sorumluluğumuz var. Bu hareketin kurucusu, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'dır. Memleketin işlerini en iyi şekilde yapmanın gayreti içerisindeyiz. Türkiye zor bir bölgede. Etrafında 100 yıl ertelenen bir hesap var. O hesap tekrar önümüze konmuş şekilde. Türkiye bir yandan ülkede vatandaşın huzurunu, güvenliğini sağlama gayretinde devam ederken, güney komşularımızda meydana gelecek muhtemel olayları da takip ediyor. Terörü gündemin en altına getirmemiz bizim en büyük önceliğimizdir. Bu operasyonlar bitmez. Ne zamana kadar bitmez. Bunların genç, yaşlı demeden öldürmeye devam ederse, askerimize silah doğrultursa, vatandalşarımızın hayatını zehir etmeye devam ederse, ülkemizin her köşesinde vatandaşlarımız rahat seyahat edemezse bu operasyonlar devam eder. Eskisi kadar içerde dışarda destek alamıyorlar. 7 Haziran öncesi ile 1 Kasım sonrası resim tamamen değişmiştir. O dönemde baskıyla vatandaşları, çözüm sürecinin de verdiği şartları kullanarak yanlarına çektiler. Orada devlete olan güven günden güne artıyor. Vatandaşların gelceğe yönelik planları Türkiye'nin aydınlık geleceği üzerine yapılıyor.

DİĞER PARTİLER DE BÖLGEDE TEŞKİLATLANSIN

Bir yandan yıkılan yerlerin daha güzel yapılması, bölgesel ekonomik kalkınmaya yönelik kararların alınması seri şekilde devam ediliyor. Benim diğer partilere bir önerim var. Doğuda Güneydoğu'da siyaset sadece AK Parti'nin işi değil. Diğer partiler artık orada teşkilatlansınlar. Ankara'dan sürekli salvo atışlarla eleştirmekten vazgeçsinler. Gitsinler sahada biz de varız desinler.



"İÇERİDE DE DOSTLUKLARIMIZI ARTIRACAĞIZ"

Dost bildiğimiz bazı üst akıllar maalesef Türkiye'yi meşgul etmek için dışarıda bizim hayrımıza olmayan hesaplar içerisindeler. Biz dostluklarımız artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. En önemli dış politikamız budur. İçeride de dostluklarımız artıracağız. Biz AK Parti rozetiyle seçime girdik ama artık rozetimiz yok. Bütün vatandaşlara hizmet etmek gibi bir görevimiz var bunun bilincindeyiz. Onlar şiddet dilini kullansalar da biz kardeş dilini kullanmaya devam edeceğiz. Buradaki beraberliğimiz bir çıkar birlikteliği yoktur. Türkiye'nin daha iyi şartlarda yaşaması vardır.

Bizim arkadaşlar yaz diyince öldürüyorlar. Ha babam yazmışlar. Sözlerimi tamamlıyorum. Türkiye gönüllerin köprüsüdür. Her alanda köprüdür. Türkiye artık her alanda vardır. Şunu ifade etmek gerekir ki artık dünya üzerinde Türk bayrağının dalgalanmadığı hemen hemen hiçbir yer kalmadı. Bölgemizde ve dünyada barışın yaygınlaşması için en faal şekilde çalışacağız. 

RUSYA VE İSRAİL İLE İLİŞKİLER

İsrail ile ilişkilerimizi görüyorsunuz. Sabırla ısrarla görüşmeler sürdürüldü. Geldiğimiz noktada mutabakat sağlandı. Gazze'ye insani yardım insanlarımızdan oraya gitti. Benze şekilde Rusya, Rusya konusunda biz haklıydık ama ülkeler arasında düşmanlıklar daimi olmaz. Başından beri Türk ve Rus halkı bu anlaşmazlığı onaylamadı. İlk başta bir arkadaşım dedi ki "bu galibin kazananı liderler. Ama 2 ay geçince dolaplar" dedi. Sonunda her iki lider gayret gösterdi nihayet bir normalleşme sürecini sağlamış olduk. Irak'la Suriye ile Mısır ile bizim kavga etmemiz, ilişkilerimizin bozulması için çok nedenimiz yok ama ilişkilerimizin düzelmesi için çok neden var. 


YENİ ŞAFAK

Yargıtay'da cübbeli şov



FETÖ’cü savcı Muammer Akkaş’ın 25 Aralık darbe girişiminden sonra adliye önünde bildiri dağıtarak imza attığı skandalın benzeri Yargıtay önünde yaşandı. Paralel yapıya yakın Yargıtay ve Danıştay üyeleri “yargı paketi”ni protesto etmek için bildiri okudu.


Yüksek yargıda devrim niteliğinde değişiklikler getiren TBMM Genel Kurulu'ndan geçmesinin ardından paralel yapıya yakınlığıyla bilinen bazı Yargıtay ve Danıştay üyeleri harekete geçti.Düzenlemenin Meclis'te görüşülmeye başlanmasından sonra Yargıtay'da Kozmik Oda'da arama yapan eski Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Kadir Kayan'ın da aralarında bulunduğu 6 üye emekliliğini istemişti. Dün de Yargıtay ve Danıştay'ın bazı üyeleri daha önce benzeri görülmemiş bir skandala imza attı.
BASININ KARŞISINA GEÇTİLER
Toplam 21 üye, söz konusu düzenlemeyi protesto etmek için Yargıtay Başkanlığı önünde cübbeleriyle basının karşısına geçti. “Yargıtay ve Danıştay üyeleri" adına hazırlanan açıklamayı ise Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Üyesi Salih Özaykut okudu. Böyle bir yetkisi olmadığı halde düzenlemenin geri çekilmesini talep eden üyeler, açıklamanın ardından ise hazırladıkları bildiriyi dağıttı.

YOK HÜKMÜNDEYMİŞ!
Açıklamasında Yargıtay ve Danıştay yönetimini kanuna karşı çıkmamakla suçlayan Özaykut, hükümete de suçlamalar yöneltti. Yargıdaki bazı meslektaşlarını 'yandaşlıkla' suçlayan Özaykut, Meclis'in kabul ettiği yasayı yok hükmünde ilan etti: Anayasaya ağır ve açık aykırılık içerdiğinden hukuken de yok hükmünde kabul edimelidir. Bu nedenle, bu aşamada beklentimiz bu düzenlemenin geri çekilmesidir.
PEŞİN PEŞİN SAVUNMA
Daha sonra söz alan Yargıtay 18. Hukuk Dairesi üyesi Mehmet Kamacı ise skandal eyleme yönelecek eleştilerin önünü almak için peşin peşin savunma yaptı.Kamacı, “Sokağa çıkmayı yüksek yargıçların hiç birisi arzu etmez. Çünkü biz hukukçuyuz. Yapılması gereken bir şey varsa hukuk çerçevesinde yapmak mecburiyetindeyiz. Kendimizi ifade etme olanağı elimizden alındığı için bugün basına açıklama yapmak zorunda kaldık. Bu da en doğal hakkımız" şeklinde konuştu.

AKKAŞ'I HATIRLATTI
Üyelerin skandal açıklaması, hükümeti hedef alan 25 Aralık darbe girişimini başlatmak isterken, soruşturma dosyası elinden alındıktan sonra adliye önünde bildiri dağıtan eski savcı Muammer Akkaş'ı akıllara getirdi. Hukuksuz bir şekilde açıklama yapan Akkaş hakkında hemen soruşturma başlatılmıştı. Şu anda firari olan Akkaş, HSYK tarafından meslekten ihraç edilmişti.

YENİ ŞAFAK

Srebrenitsa unutulmayacak



Srebrenitsa soykırımının 21. yıl dönümü kapsamında anma töreni düzenlendi. Soykırımda hayatını kaybeden 127 kurbanın cenazesi Potoçari Anıt Mezarlığı’nda defnedildi. Törende siyasiler, din adamları, uluslararası örgütlerin temsilcileri, diplomatlar ve on binden fazla vatandaş yer aldı.


Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımının 21. yıl dönümü kapsamında, savaşta Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki askerlerin üs olarak kullandığı Potoçari'deki eski akümülatör fabrikasında anma töreni düzenlendi. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegovic, burada yaptığı konuşmada, bu acılı günde hislerini tarif edecek kelime bulmakta zorlandığını belirterek, “Bugün sahip olduğumuz devleti ve bu yeri canlarıyla elde eden annelere, eşlere ve çocuklara ne söyleyebiliriz? Onlar sadece isimleri, dinleri ve etnik kökenleri nedeniyle öldürüldü. Daha binlercesi burada yatıyor. Daha bin tanesini de bulmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Hakikati kabul edin
Geçmişten acı bir ders aldıklarını aktaran İzetbegovic, Srebrenitsa ve Vukovar'da yaşananlara neden olan ayrılıkçı, şiddet içeren, korku ve adaletsizlik yayan politikaların sonsuza dek terk edilmesi gerektiğini vurguladı. İzetbegovic, hiç kimsenin doğarken rengi, kökeni ve dini nedeniyle başkasından nefret etmediğine işaret ederek, “İnsanlar, maalesef nefreti sonradan öğreniyor. Srebrenitsa'daki soykırımı inkar edenler, tarihlerindeki bu en karanlık lekeyle barışmalıdır. Hakikati kabul etmek ve tanımak, barışmaya yönelik ilk adımdır.” değerlendirmesinde bulundu. Geçmişte yaşananların değiştirilemeyeceğini ancak geleceğin değiştirilebileceğini kaydeden İzetbegovic, “Bu ülkeye ve yeni nesillerin geleceğine karşı barış, refah ve sorumluluk borçluyuz.” dedi.

Acı hala yüreğimizde
Anma törenine katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu törende yaptığı konuşmada 21 yıl önce Srebrenitsa'da insanlık onurunun ağır bir yara aldığını, Srebrenitsa soykırımının insanlık ve Avrupa tarihi için kara bir leke olduğunu söyledi. Bakan Çavuşoğlu, “Bosnalı kardeşlerimizin Srebrenitsa'da yaşadığı tarifsiz acıyı bugün hala yüreğimizde hissediyoruz. Bosnalı yavrunun belleğimize kazınan 'Askerler çocukları küçük kurşunla öldürürler, değil mi anne?' sözleri bugün bile hafızalarımızdan çıkmadı. Bir daha bu acıların yaşanmaması için Srebrenitsa'yı unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, Bosna genelinde de 8 bin kayıp olduğu bilgisini paylaşarak şöyle devam etti: “Şehitlerin vücutlarını parçalara ayırarak 10 kilometre, 20 kilometre ve 30 kilometre uzaklıktaki toplu mezarlara gömdüler. Neden? Kimliği belli olmasın, bir mezarı olmasın. Yani, sonrasına dahi planlayarak bu soykırımı, bu vahşeti işledi bunlar.”
YENİ ŞAFAK

18 milyon dolarlık FETÖ vurgunu



Paralel yapının ABD’deki okullarıyla ilgili soruşturmada 18 milyon dolarlık dev bir vurgun daha ortaya çıktı. Daha önce Chicago’da 5 milyon dolar yolsuzluk yapan örgütün, Teksas’ta da devlet yardımlarını yüksek kira gideri gösterip hortumladığı tespit edildi.


ABD'de Paralel Yapı'yla ilişkili Harmony Okullarında yolsuzluk iddiasıyla ilgili Teksas Eğitim Ajansına yeni belgeler sunan Amsterdam&Partners LLP hukuk firmasının yetkilisi Robert Amsterdam, “18 milyon doların zimmete geçirildiğini öğrenmek sarsıcı.” dedi. Paralel Yapı'ya karşı ABD genelindeki hukuki dava ve soruşturmalarını takip eden Amsterdam&Partners LLP hukuk firması konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

DİLEKÇE VERİLDİ
Fetullah Gülen'e bağlı olduğu belirtilen Harmony Okullarında 18,4 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla ilgili Teksas Eğitim Ajansına yeni şikayet dilekçesi verildiğini bildiren Amsterdam, Paralel Yapı'ya bağlı sözleşmeli (charter) Harmony Okullarının emlak ve kiralama işlerini yürütmesi için kurulan Charter School Solutions (CSS) adlı firmanın okul yönetimiyle 18,4 milyon dolarlık yolsuzluk yaptığı yönündeki bilgi ve belgeleri eyaletin ilgili birimi olan eğitim ajansına teslim ettiklerini kaydetti. Görünüşte özerk olan CSS'nin, daha önce Harmony'de çalışmış bir yönetici tarafından idare edildiğini ifade eden Amsterdam, iki yapı arasındaki sözleşmelerde CSS'ye fazladan ödeme yapıldığının görüldüğünü aktardı.

KİRA BEDELİ YAPIM BEDELİNDEN FAZLA
Harmony'ye ait 6 inşa ve genişletme çalışması için okul yönetimi ile CSS arasında 44 milyon dolarlık sözleşme imzalandığını belirten Amsterdam, bu yeni yapıların okula kiralanması yoluyla toplamda CSS'ye 18,4 milyon dolarlık fazla ödeme yapıldığının altını çizdi.

Devletten eğitim yardımı alan bir okulun kendi emlak işleri için kurduğu bir firmaya yapım bedelinin bile üstünde kiralama bedeli ödemesini anlayamadığını kaydeden Amsterdam, “18 milyon doların zimmete geçirildiğini öğrenmek sarsıcı.” ifadesini kullandı.
Amsterdam, 24 Mayıs'ta yaptıkları esas şikayet başvurusuna ilaveten verdikleri bu bilgi ve belgelerin, Gülen'in ABD'deki sözleşmeli okullarıyla ilgili önemli bir süreç olacağına inandığını vurguladı.

HABERTÜRK

Teröre karşı yeni yol haritası



Kentlerden kırsala kayan terörle mücadele operasyonlarının aralıksız olarak sürdürülerek ‘sonuna kadar gidilmesi’ planlanıyor. Çözüm sürecine halk desteğinin düşmesinin ardından, yeni yol haritası belirlendi. Terör eylemlerine karşı çok boyutlu ve kapsamlı bazı adımlar atılacak.


İstanbul Atatürk Havalimanı'na yönelik, 45 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısının ardından güvenlik paradigması yeniden oluşturuluyor. Bu tür terör saldırılarıyla akla gelen geçici önlemler yerine; önleyici, kalıcı ve sonuç alıcı bir anlayışla tedbirler birer birer hayata geçirilecek.

Havaalanlarına ve insan yoğunluğunun bulunduğu terminallere yönelik önlemler kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulan risk analiz grubu ilk raporunu hazırladı. Başta turizme etkisi olmak üzere ülkenin dışarıdaki algısını değiştirmeye yönelik bu terör eylemlerine karşı çok boyutlu ve çok kapsamlı bazı adımlar atılacak.

Uluslararası firmalar: Mevcut havaalanlarında alınan önlemler dışında, İstanbul'da inşası süren 3. havalimanının güvenliği için uluslararası güvenlik firmaları ile çalışılıyor. Bir İngiliz şirketinden danışmanlık desteği alınıyor. Terminalin içindeki üst seviyedeki önlemlerle birlikte havalimanının girişinden hatta bağlantı yollarından başlayacak önlemler diğer havaalanlarında da hayata geçirilecek.

İstihbarat ve veri paylaşımı: Terörle mücadelede önleyici tedbirler kapsamında geçmişte denenen ve başarılı sonuçlar veren 'terörle mücadele koordinatörlüğü' gibi bir yapılanma üzerinde çalışma yürütülüyor. Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya, ABD ile daha fazla işbirliği, terör örgütü hücreleri ve riskli isimler, yolcular üzerinde daha fazla veri transferi sağlayacak bir istihbarat paylaşım mekanizması üzerinde çalışılıyor.

Halk desteği düştü

Yapılan saha araştırmalarına göre terör örgütü PKK'nın yol açtığı meskûn mahal çatışmaları, sivilleri hedef alan bombalı eylemler, çözüm sürecine olan halk desteğini azalttı. Bölge halkının yüzde 65-70'i siyasi çözümü desteklediğini belirtirken, Türkiye genelinde ise siyasi çözüme destek ve inanç yüzde 30-35'e kadar düşmüş durumda. Her alanda terörle mücadele operasyonlarının aralıksız olarak devam edeceğinden kuşku yok...



Yüklə 89,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin