Merkezinde Güneş, çevresinde elips yörüngeler üzerinde dönen 9 gezegen, bunlara ait uydular, küçük gezegenler, göktaşları, meteorlar ve kuyruklu yıldızlardan oluşan gökcisimleri topluluğuna Güneş sistemi denir. Güneş sistemindeki ısı ve ışık kaynağı Güneştir
Merkezinde Güneş, çevresinde elips yörüngeler üzerinde dönen 9 gezegen, bunlara ait uydular, küçük gezegenler, göktaşları, meteorlar ve kuyruklu yıldızlardan oluşan gökcisimleri topluluğuna Güneş sistemi denir. Güneş sistemindeki ısı ve ışık kaynağı Güneştir
Güneş yaklaşık olarak küre biçiminde ve Dünya'mızdan çok büyük olan ısı ve ışık kaynağıdır. Güneş, Dünya'mızdan çok uzakta olduğu için küçük görülür.
Güneş yaklaşık olarak küre biçiminde ve Dünya'mızdan çok büyük olan ısı ve ışık kaynağıdır. Güneş, Dünya'mızdan çok uzakta olduğu için küçük görülür.
Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir. Gezegenler Güneş'e farklı uzaklıkta, elips şeklindeki yörüngelerinde, aynı yönde dönerler. Gezegenler Güneş etrafında döndükleri gibi, kendi eksenleri etrafında da dönerler.
Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir. Gezegenler Güneş'e farklı uzaklıkta, elips şeklindeki yörüngelerinde, aynı yönde dönerler. Gezegenler Güneş etrafında döndükleri gibi, kendi eksenleri etrafında da dönerler.
GEZEGENLERİN ÖZELLİKLERİ • Kendilerine ait ısı ve ışıkları yoktur • Işıkları kesintisizdir. • Yıldızlardan daha küçük ve daha soğukturlar. • Gökyüzündeki konumları değişkendir. • Gökyüzünde küre olarak görülürler Güneş sisteminde sekiz tane gezegen vardır. Bunlar Güneş’e yakınlık durumuna göre; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür.
GEZEGENLERİN ÖZELLİKLERİ • Kendilerine ait ısı ve ışıkları yoktur • Işıkları kesintisizdir. • Yıldızlardan daha küçük ve daha soğukturlar. • Gökyüzündeki konumları değişkendir. • Gökyüzünde küre olarak görülürler Güneş sisteminde sekiz tane gezegen vardır. Bunlar Güneş’e yakınlık durumuna göre; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür.
Merkür, Venüs, Dünya, Mars iç gezegen olarak bilinirken, diğerleri ise dış gezegen olarak bilinir. Gezegenlerin bazıları çıplak gözle görülebilir.24 Ağustos 2006 tarihinden önce plüton denilen bir gezegen de mevcuttu.Bu gezegen Güneş sistemindeki en küçük ve sonuncu gezegendir.Fakat 24 Ağustos 2006 tarihinde uluslar arası Gökbilim Birliğinin (IAU) Prag’da yaptığı toplantıda plüton, gezegen sınıfından çıkarılarak “Cüce Gezegen” sınıfına alınmıştır
Merkür, Venüs, Dünya, Mars iç gezegen olarak bilinirken, diğerleri ise dış gezegen olarak bilinir. Gezegenlerin bazıları çıplak gözle görülebilir.24 Ağustos 2006 tarihinden önce plüton denilen bir gezegen de mevcuttu.Bu gezegen Güneş sistemindeki en küçük ve sonuncu gezegendir.Fakat 24 Ağustos 2006 tarihinde uluslar arası Gökbilim Birliğinin (IAU) Prag’da yaptığı toplantıda plüton, gezegen sınıfından çıkarılarak “Cüce Gezegen” sınıfına alınmıştır
Güneş'e en yakın olan gezegendir. Güneş etrafındaki dönüşünü 88 günde tamamlar. Merkür'ün herhangi bir doğal uydusu yoktur. hidrojen, helyum ve neon gazlarından oluşan ince bir atmosferi vardır
Güneş'e en yakın olan gezegendir. Güneş etrafındaki dönüşünü 88 günde tamamlar. Merkür'ün herhangi bir doğal uydusu yoktur. hidrojen, helyum ve neon gazlarından oluşan ince bir atmosferi vardır
Merkür'ün yüzeyinde Ay'ın yüzeyindekilere benzeyen kraterler vardır. Fakat bilindiği kadarıyla Merkür'de canlıların yaşayabilmesini olanaklı kılacak koşullar bulunmamaktadır. Çünkü gezegenin Güneş'e dönük yüzünde sıcaklık, 400 dereceye kadar çıkar, buna karşılık karanlık yüzünde -173 dereceye kadar düşer.
Merkür'ün yüzeyinde Ay'ın yüzeyindekilere benzeyen kraterler vardır. Fakat bilindiği kadarıyla Merkür'de canlıların yaşayabilmesini olanaklı kılacak koşullar bulunmamaktadır. Çünkü gezegenin Güneş'e dönük yüzünde sıcaklık, 400 dereceye kadar çıkar, buna karşılık karanlık yüzünde -173 dereceye kadar düşer.
Venüs foto
Venüs foto
Venüs, Güneş sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen.
Venüs, Güneş sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen.
YAŞADIĞIMIZ YER
YAŞADIĞIMIZ YER
Dünya, (Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Arz), Güneş sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir.
Dünya, (Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Arz), Güneş sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir.
Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.
Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.
Uydu, başka bir gök cisminin etrafında dönen gök cismi. Yapay uydulardan ayırmak amacıyla doğal uydu veya tabii uydu olarak da adlandırılırlar. Güneş sistemindeki tüm gezegenler Güneş'in uydusudur. Ay gibi diğer gökcisimleri ise gezegenlerin uydularıdır.
Uydu, başka bir gök cisminin etrafında dönen gök cismi. Yapay uydulardan ayırmak amacıyla doğal uydu veya tabii uydu olarak da adlandırılırlar. Güneş sistemindeki tüm gezegenler Güneş'in uydusudur. Ay gibi diğer gökcisimleri ise gezegenlerin uydularıdır.
DÜNYAMIZIN UYDUSU
DÜNYAMIZIN UYDUSU
AY VE DÜNYA
AY VE DÜNYA
Ay, Dünya'nın tek doğal uydusudur ve Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km., yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın çapı 3.474 km.'dir
Ay, Dünya'nın tek doğal uydusudur ve Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km., yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın çapı 3.474 km.'dir
Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27,3 günde tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.
Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27,3 günde tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.
BİR AYDAKİ AYIN EVRELERİ
BİR AYDAKİ AYIN EVRELERİ
Gök cismi
Gök cismi
Gök cismi; yıldızlardangezegenlere, asteroitlerdenmeteorlara uzayda bulunan tüm cisimlere ortak olarak kullanılan bir isimdir. Bazı gök cisimlerini örneğin günes ay ve diğer yıldızlar gibi çıplak gözle görebileceğimiz gibi milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir gök cismini dev teleskoplarla da görebiliriz. Üzerinde yaşadığımız Dünya'mız da gök cismine örnek olarak gösterilebilir.
Gök cismi; yıldızlardangezegenlere, asteroitlerdenmeteorlara uzayda bulunan tüm cisimlere ortak olarak kullanılan bir isimdir. Bazı gök cisimlerini örneğin günes ay ve diğer yıldızlar gibi çıplak gözle görebileceğimiz gibi milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir gök cismini dev teleskoplarla da görebiliriz. Üzerinde yaşadığımız Dünya'mız da gök cismine örnek olarak gösterilebilir.
Yıldız yoğun ve ışık saçan bir plazma küresidir. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu gökadalar görünür evrenin hâkimidir. Günışığı dahil olmak üzere Dünya üzerindeki erkenin (enerji) çoğunun kaynağı, bize en yakın yıldız olan Güneştir. Diğer yıldızlar, Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yani geceleri gökyüzünde görünürler.
Yıldız yoğun ve ışık saçan bir plazma küresidir. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu gökadalar görünür evrenin hâkimidir. Günışığı dahil olmak üzere Dünya üzerindeki erkenin (enerji) çoğunun kaynağı, bize en yakın yıldız olan Güneştir. Diğer yıldızlar, Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yani geceleri gökyüzünde görünürler.
YILDIZ
YILDIZ
Yıldız kümeleri, kütleçekim ile birbirine bağlı yıldız topluluklarıdırlar. İki ayrı alt türe ayrılırlar: açık yıldız kümeleri ve küresel yıldız kümeleri. İlk tür az sayılacak derecede ve göreceli olarak genç yıldızlar içerirken, küresel kümeler genelde birbiri ile yakın etkileşim içerisinde olan yüzbinlerce yaşlı yıldız içerirler.
Yıldız kümeleri, kütleçekim ile birbirine bağlı yıldız topluluklarıdırlar. İki ayrı alt türe ayrılırlar: açık yıldız kümeleri ve küresel yıldız kümeleri. İlk tür az sayılacak derecede ve göreceli olarak genç yıldızlar içerirken, küresel kümeler genelde birbiri ile yakın etkileşim içerisinde olan yüzbinlerce yaşlı yıldız içerirler.
Açık yıldız kümeleri zamanla, gökada içerisinde hareket eden dev özdeciksel (moleküler) bulutların etkisi ile dağılma eğilimini gösterirler ve öğelerinin kütleçekim tabanlı etkileşimleri azalır, ancak buna rağmen küme üyeleri benzer yörüngelerde hareket etmeye devam ederler. Bu durumda yıldız oymağı olarak adlandırılırlar.
Açık yıldız kümeleri zamanla, gökada içerisinde hareket eden dev özdeciksel (moleküler) bulutların etkisi ile dağılma eğilimini gösterirler ve öğelerinin kütleçekim tabanlı etkileşimleri azalır, ancak buna rağmen küme üyeleri benzer yörüngelerde hareket etmeye devam ederler. Bu durumda yıldız oymağı olarak adlandırılırlar.
Bir yıldızın oluşumu için iki şey gereklidir: Madde ve maddeyi yüksek yoğunluklara erişinceye dek sıkıştıracak bir mekanizma. Madde uzayda oldukça boldur. Uzaydaki madde, hemen hemen tümüyle çok küçük miktarlarda diğer elementler ve küçük toz parçacıklarıyla
Bir yıldızın oluşumu için iki şey gereklidir: Madde ve maddeyi yüksek yoğunluklara erişinceye dek sıkıştıracak bir mekanizma. Madde uzayda oldukça boldur. Uzaydaki madde, hemen hemen tümüyle çok küçük miktarlarda diğer elementler ve küçük toz parçacıklarıyla
karışmış durumda bulunan hidrojen gazından oluşmaktadır. Bazı bölgelerde gaz düzgün bir biçimde dağılmış durumda bulunurken diğer bazı bölgelerde yoğunlaşmalar gösterir. Maddenin toplandığı yerde kütle çekiminden daha kuvvetlidir.
karışmış durumda bulunan hidrojen gazından oluşmaktadır. Bazı bölgelerde gaz düzgün bir biçimde dağılmış durumda bulunurken diğer bazı bölgelerde yoğunlaşmalar gösterir. Maddenin toplandığı yerde kütle çekiminden daha kuvvetlidir.
Yıldızlar nasıl oluşur
Yıldızlar nasıl oluşur
Bu nedenle de gaz kendi kendini daha da sıkıştırarak yüksek yoğunluklara da ulaşabilir. Sonuçta kütle çekim kuvveti tek başına gazı yoğunlaştırmanın bir mekanizması olabilir. Yoğun, yeni doğmuş bir yıldız çekirdeğinin çapı bir ışık yılının yarısından daha küçüktür. Ama bu boyut bile tam oluşmuş bir yıldızın boyutlarından milyonlarca kat daha büyüktür. Kütle çekimi ile birleşen başka bir kuvvet, bu ilkel yıldız çekirdeğinin davranışını belirler
Bu nedenle de gaz kendi kendini daha da sıkıştırarak yüksek yoğunluklara da ulaşabilir. Sonuçta kütle çekim kuvveti tek başına gazı yoğunlaştırmanın bir mekanizması olabilir. Yoğun, yeni doğmuş bir yıldız çekirdeğinin çapı bir ışık yılının yarısından daha küçüktür. Ama bu boyut bile tam oluşmuş bir yıldızın boyutlarından milyonlarca kat daha büyüktür. Kütle çekimi ile birleşen başka bir kuvvet, bu ilkel yıldız çekirdeğinin davranışını belirler
Tipik olarak gaz bulutu kendi çevresinde dönmekte olup manyetik kuvvetler tarafından gittikçe daha fazla sıkıştırılır. Bulutun içinde büzülme ve çökmeye karşı koyan ısı ve basınç vardır. İçeriye doğru etki eden kütle çekim kuvveti yeterince büyük olduğunda bulut büzülmeye ve kendi merkezine doğru çökmeye devam eder. Bu da açığa çıkan çekim enerjisi nedeniyle ısı üretimine neden olur(Açığa çıkan enerji kızılötesi ışınım biçimine dönüşür). Büzülen gaz bulutunun yoğunluğu artar. Dönen bir bulutta merkez etrafında Güneş sistemi boyutlarında bir gaz ve toz diski oluşabilir. Sonuçta kaçınılmaz olarak merkezdeki sıcaklık 10 milyon dereceyi bulur. Bu sıcaklıkta nükleer tepkimeler başlar ve bulut bir yıldıza dönüşür.
Tipik olarak gaz bulutu kendi çevresinde dönmekte olup manyetik kuvvetler tarafından gittikçe daha fazla sıkıştırılır. Bulutun içinde büzülme ve çökmeye karşı koyan ısı ve basınç vardır. İçeriye doğru etki eden kütle çekim kuvveti yeterince büyük olduğunda bulut büzülmeye ve kendi merkezine doğru çökmeye devam eder. Bu da açığa çıkan çekim enerjisi nedeniyle ısı üretimine neden olur(Açığa çıkan enerji kızılötesi ışınım biçimine dönüşür). Büzülen gaz bulutunun yoğunluğu artar. Dönen bir bulutta merkez etrafında Güneş sistemi boyutlarında bir gaz ve toz diski oluşabilir. Sonuçta kaçınılmaz olarak merkezdeki sıcaklık 10 milyon dereceyi bulur. Bu sıcaklıkta nükleer tepkimeler başlar ve bulut bir yıldıza dönüşür.
Her bir yıldızın rengi sıcaklığı ve dünyaya olan uzaklığı farklıdır.en büyük yıldız güneştir.
Her bir yıldızın rengi sıcaklığı ve dünyaya olan uzaklığı farklıdır.en büyük yıldız güneştir.
Takımyıldız, gökyüzünün (veya gök küresinin) bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir. Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.
Takımyıldız, gökyüzünün (veya gök küresinin) bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir. Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.
Bazı ünlü takımyıldızlar, çeşitli nesnelere benzetilen parlak yıldız düzenlerine sahiptir. Örnek olarak, bir avcı figürünü çağrıştıran Avcı Takımyıldızı (Orion) ve aslan figürü çağrıştıran Aslan Takımyıldızı (Leo) verilebilir.
ÖRNEK
ÖRNEK
Halk arasında yıldız kayması diye tanımlanan bu olayın aslında yıldızlarla hiç bir ilgisi yoktur. Yıldızlar dünyadan milyarlarca kilometre ötedeki uzak güneşlerdir. Güneş sistemimizin içinde Güneş ve gezegenlerin çekim kuvvetleri arasında bir oraya bir buraya gezinen sayısız göktaşı vardır.
Halk arasında yıldız kayması diye tanımlanan bu olayın aslında yıldızlarla hiç bir ilgisi yoktur. Yıldızlar dünyadan milyarlarca kilometre ötedeki uzak güneşlerdir. Güneş sistemimizin içinde Güneş ve gezegenlerin çekim kuvvetleri arasında bir oraya bir buraya gezinen sayısız göktaşı vardır.
Dünya’nın yakınından geçerken çekim alanına girenler, hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar. Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar
Dünya’nın yakınından geçerken çekim alanına girenler, hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar. Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar
YILDIZ KAYMASI
YILDIZ KAYMASI
KUYRUIKLU YILDIZ
KUYRUIKLU YILDIZ
HALE BOPP KUYRUKLU YILDIZI
HALE BOPP KUYRUKLU YILDIZI
Bugün,bir kuyruklu yıldızın ne olduğuna ilişkin bilimsel temellere dayanan bir bilgimiz var. Gene de onlarla ilgili tüm soruları cevaplandırabilmiş değiliz. Bir kuyruklu yıldız ilk göründüğü zaman küçük, çok küçük bir ışık noktası halindedir. Oysa bu ışık noktasının çapı binlerce mil olabilir.
Bugün,bir kuyruklu yıldızın ne olduğuna ilişkin bilimsel temellere dayanan bir bilgimiz var. Gene de onlarla ilgili tüm soruları cevaplandırabilmiş değiliz. Bir kuyruklu yıldız ilk göründüğü zaman küçük, çok küçük bir ışık noktası halindedir. Oysa bu ışık noktasının çapı binlerce mil olabilir.
Kuyruklu yıldız güneşe yaklaştığı zaman, genellikle arkasında bir kuyruk belirir. Kuyruk, çok ince gazları ve çok küçük zerrecikleri kapsayan bir yapıdadır. Bu çok küçük madde zerrecikleri,kuyruklu yıldız güneşin etkisi altına girdiği zaman başından kopuşmuş, yayılmıştır. "Nükleuz"un çevresinde üçüncü bir kesim vardır. Söz konusu kesim "koma" diye adlandırılır. Koma'nın parlak bulutumsu bir görünümü olup, çapı bazen 150.000 mili bulur,hatta aşar.
Kuyruklu yıldız güneşe yaklaştığı zaman, genellikle arkasında bir kuyruk belirir. Kuyruk, çok ince gazları ve çok küçük zerrecikleri kapsayan bir yapıdadır. Bu çok küçük madde zerrecikleri,kuyruklu yıldız güneşin etkisi altına girdiği zaman başından kopuşmuş, yayılmıştır. "Nükleuz"un çevresinde üçüncü bir kesim vardır. Söz konusu kesim "koma" diye adlandırılır. Koma'nın parlak bulutumsu bir görünümü olup, çapı bazen 150.000 mili bulur,hatta aşar.
uzaydan dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır. Dünya atmosferine ortalama olarak senede birkaç bin göktaşı girer. sadece bunların, beş yüz kadarı buharlaşmadan yere göktaşı olarak düşebilir. Göktaşları, Dünyanın atmosferine saniyede 11-72 km arasında değişen bir hızla girerler. Sürtünmeden meydana gelen ısıdan dolayı büyük bir kısmı eriyerek toz parçacıkları halinde yeryüzüne inebilir.
uzaydan dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır. Dünya atmosferine ortalama olarak senede birkaç bin göktaşı girer. sadece bunların, beş yüz kadarı buharlaşmadan yere göktaşı olarak düşebilir. Göktaşları, Dünyanın atmosferine saniyede 11-72 km arasında değişen bir hızla girerler. Sürtünmeden meydana gelen ısıdan dolayı büyük bir kısmı eriyerek toz parçacıkları halinde yeryüzüne inebilir.
Göktaşları, kimyasal ve petrografik özelliklerine göre sınıflandırılırlar, kimyasal bileşimlerine göre taşsı(taşıl) (Aerolit), demirli (Siderit) ve taşsı demirli (taşıl-Demir)(Siderolit) olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Taşsı göktaşları demir, silisyum, karbon, magnezyum, alüminyum ve oksijenden meydana gelir. Demirli göktaşlarının içinde nikel, galyum, germanyum ve iridyum bulunur. Taşsı demirli, göktaşları ise olivin ile çeşitli metaller içerir.
Göktaşları, kimyasal ve petrografik özelliklerine göre sınıflandırılırlar, kimyasal bileşimlerine göre taşsı(taşıl) (Aerolit), demirli (Siderit) ve taşsı demirli (taşıl-Demir)(Siderolit) olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Taşsı göktaşları demir, silisyum, karbon, magnezyum, alüminyum ve oksijenden meydana gelir. Demirli göktaşlarının içinde nikel, galyum, germanyum ve iridyum bulunur. Taşsı demirli, göktaşları ise olivin ile çeşitli metaller içerir.
Büyük göktaşları yeryüzüne düştüğü zaman, krater meydana getirebilir. Ancak krater oluşumu göktaşının yoğunluğuna, hızına ve çarptığı malzemenin özelliklerine bağlı olduğundan her zaman bir krater yapısı oluşmaz.
GÖKTAŞI
GÖKTAŞI
DÜNYAYA DÜŞEN METEORLARA GÖKTAŞI DENİR
DÜNYAYA DÜŞEN METEORLARA GÖKTAŞI DENİR
HABER
HABER
1 Temmuz 2007 tarihli wowTurkey Kayseri - Develi buluşmasında görmüş olduğumuz bu meteor çukuru hakkında rehberimizin belirtmiş olduğu; Bu meteor çukurunun zamanında düşen meteorun sebep olduğu ve bu meteorun çarpmanın etkisiyle yerin altına girdiği ve yahutsa parçalanarak geri teptiğini düşündüklerini söyledi en azından
1 Temmuz 2007 tarihli wowTurkey Kayseri - Develi buluşmasında görmüş olduğumuz bu meteor çukuru hakkında rehberimizin belirtmiş olduğu; Bu meteor çukurunun zamanında düşen meteorun sebep olduğu ve bu meteorun çarpmanın etkisiyle yerin altına girdiği ve yahutsa parçalanarak geri teptiğini düşündüklerini söyledi en azından
rehberimizin bu konuda kesin konuşmaması ve Kayseri genelinde bu çukur için düşen meteorun oluşturduğu çukur içerisinde kaybolduğu söylenmektedir. Meteor çukuru ve etrafında derinlemesine araştırmalar devam etmekteymiş. Kendi izlenimlerime göre oluşan çukurun etrafındaki renk değişikliği ve toprak ile taşın normalin dışında bir yapıda olduğunu farkettim.
rehberimizin bu konuda kesin konuşmaması ve Kayseri genelinde bu çukur için düşen meteorun oluşturduğu çukur içerisinde kaybolduğu söylenmektedir. Meteor çukuru ve etrafında derinlemesine araştırmalar devam etmekteymiş. Kendi izlenimlerime göre oluşan çukurun etrafındaki renk değişikliği ve toprak ile taşın normalin dışında bir yapıda olduğunu farkettim.
Güneş sistemindeki gezegenlerin aralarındaki boşlukta bulunur ve ışık yaymazlar. Bunlardan bazıları, Dünya'ya yakın bir yerden geçerken, çekim etkisiyle Dünya'nın atmosferine girerler. Dünya atmosferine giren bir meteor, yüksek sıcaklık sebebiyle parçalanabilir ve ışık saçar.
Güneş sistemindeki gezegenlerin aralarındaki boşlukta bulunur ve ışık yaymazlar. Bunlardan bazıları, Dünya'ya yakın bir yerden geçerken, çekim etkisiyle Dünya'nın atmosferine girerler. Dünya atmosferine giren bir meteor, yüksek sıcaklık sebebiyle parçalanabilir ve ışık saçar.
Yanmayan kısmı ve külleri yeryüzüne düşebilir. Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir. Dünya atmosferine giren bir meteor, yüksek sıcaklık sebebiyle parçalanabilir ve ışık saçar. Yanmayan kısmı ve külleri yeryüzüne düşebilir. Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Yanmayan kısmı ve külleri yeryüzüne düşebilir. Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir. Dünya atmosferine giren bir meteor, yüksek sıcaklık sebebiyle parçalanabilir ve ışık saçar. Yanmayan kısmı ve külleri yeryüzüne düşebilir. Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
METEOR
METEOR
METEOR ÇUKURU YER YÜZÜNE DÜŞEN GÖK CİSİMLERİNİN DÜŞTÜKLERİ YERDE AÇTIKLARI ÇUKURA METEOR ÇUKURU DENİR
METEOR ÇUKURU YER YÜZÜNE DÜŞEN GÖK CİSİMLERİNİN DÜŞTÜKLERİ YERDE AÇTIKLARI ÇUKURA METEOR ÇUKURU DENİR
METEOR ÇUKURU
METEOR ÇUKURU
Işık Yılı Işık yılı, ışığın bir yılda boşlukta aldığı mesafedir. 1 ışık yılı = Işık hızı (km./sn.) x bir yıl (saniye cinsinden) 300.000 sayısını kilometre olarak kullandığımızda,algılamamız veya göz önüne getirebilmemiz daha çetin bir hale gelir. Bir kere,yeryüzü üzerindeki en uzak iki nokta arasındaki mesafe km. cinsinden,bu sayının çok altındadır.
Işık Yılı Işık yılı, ışığın bir yılda boşlukta aldığı mesafedir. 1 ışık yılı = Işık hızı (km./sn.) x bir yıl (saniye cinsinden) 300.000 sayısını kilometre olarak kullandığımızda,algılamamız veya göz önüne getirebilmemiz daha çetin bir hale gelir. Bir kere,yeryüzü üzerindeki en uzak iki nokta arasındaki mesafe km. cinsinden,bu sayının çok altındadır.
300.000 kilometre,ışığın bir saniyede aldığı yolun uzaklığıdır. Ben kendi kendime düşünürken veya birisine bu sayıyı anlatırken şöyle bir örnek veriyorum: Alkışlama işlemini yaparken bir el çırpışımız bir saniye kadardır. İşte bir kez el çırptığımız anda ışık,dünyamızı 7 kez dolaşmış olacaktı
300.000 kilometre,ışığın bir saniyede aldığı yolun uzaklığıdır. Ben kendi kendime düşünürken veya birisine bu sayıyı anlatırken şöyle bir örnek veriyorum: Alkışlama işlemini yaparken bir el çırpışımız bir saniye kadardır. İşte bir kez el çırptığımız anda ışık,dünyamızı 7 kez dolaşmış olacaktı
ÖRNEKLER
ÖRNEKLER
Yapay uydular insanoğlunun geliştirip Dünya'nın veya başka gezegenlerin yörüngesine yerleştirdiği uydular. Yapay uydular şu başlıklar altında toplanabilir:
Yapay uydular insanoğlunun geliştirip Dünya'nın veya başka gezegenlerin yörüngesine yerleştirdiği uydular. Yapay uydular şu başlıklar altında toplanabilir:
Haberleşme uyduları: TV, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanabilmek için uzaya gönderilmiş uydulardır. Modern haberleşme uyduları çoğunlukla "Molniya" veya "Alçak Dünya" yörüngelerini kullanırlar.
Haberleşme uyduları: TV, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanabilmek için uzaya gönderilmiş uydulardır. Modern haberleşme uyduları çoğunlukla "Molniya" veya "Alçak Dünya" yörüngelerini kullanırlar.
Haberleşme uyduları: TV, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanabilmek için uzaya gönderilmiş uydulardır. Modern haberleşme uyduları çoğunlukla "Molniya" veya "Alçak Dünya" yörüngelerini kullanırlar.
Haberleşme uyduları: TV, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanabilmek için uzaya gönderilmiş uydulardır. Modern haberleşme uyduları çoğunlukla "Molniya" veya "Alçak Dünya" yörüngelerini kullanırlar.
Meteoroloji uyduları: Bu uydular dünyadaki meteorolojik olayları gözlemlemek için kullanılırlar.
Meteoroloji uyduları: Bu uydular dünyadaki meteorolojik olayları gözlemlemek için kullanılırlar.
Anti-uydu silah sistemleri: "Katil uydular" olarak da bilinen bu uyduların amaçları düşman uydularını yok etmektir. Düşman uyduları vurmak için kinetik mermiler ya da enerji veya partikül silah sistemleri kullanırlar
Astronomi uyduları: Uzaydaki diğer gökcisimlerini gözlemek amacıyla kullanılırlar.
Astronomi uyduları: Uzaydaki diğer gökcisimlerini gözlemek amacıyla kullanılırlar.
Biyouydular (Biosatellites): Bilimsel amaçlarla canlı organizmalar taşıyan uydulardır.
Minyatür uydular: Çok çeşitli amaçlarla kullanılabilen sıradışı şekilde ufak cüsseli uydulardır. 500-200 kg arasında olanlara miniuydu", "200-10 kg arasında olanlara "mikro uydu", 10 kg'dan daha hafif olanlara "nanouydu" denir.
Minyatür uydular: Çok çeşitli amaçlarla kullanılabilen sıradışı şekilde ufak cüsseli uydulardır. 500-200 kg arasında olanlara miniuydu", "200-10 kg arasında olanlara "mikro uydu", 10 kg'dan daha hafif olanlara "nanouydu" denir.
Seyrüsefer uyduları: Radyo sinyalleri vasıtasıyla dünya üzerindeki mobil cihazların yerlerini tesbit etmeye yarayan uydulardır. Günümüzde uçaklarda, otomobillerde hatta elde kullanımı oldukça yaygınlaşmış olan bu sistem sayesinde dünya üzerindeki konum bir kaç metre hassasiyetiyle tesbit edilebilir.
Seyrüsefer uyduları: Radyo sinyalleri vasıtasıyla dünya üzerindeki mobil cihazların yerlerini tesbit etmeye yarayan uydulardır. Günümüzde uçaklarda, otomobillerde hatta elde kullanımı oldukça yaygınlaşmış olan bu sistem sayesinde dünya üzerindeki konum bir kaç metre hassasiyetiyle tesbit edilebilir.
Gözetleme uyduları (Reconnaissance satellites): Daha çok askeri gözetleme ve keşif amaçlarıyla kullanılan bu uyduların gerçek kabiliyetleri konusunda detaylı bir bilgi mevcut değildir. Bunun nedeni, bu sistemlere dair bilgilerin "çok gizli" gizlilik derecesinde olmasıdır.
Gözetleme uyduları (Reconnaissance satellites): Daha çok askeri gözetleme ve keşif amaçlarıyla kullanılan bu uyduların gerçek kabiliyetleri konusunda detaylı bir bilgi mevcut değildir. Bunun nedeni, bu sistemlere dair bilgilerin "çok gizli" gizlilik derecesinde olmasıdır.
Gözlem uyduları (Earth observation satellites): Bu uydular sivil gözlem amacıyla (çevre faciaları, harita yapımı vs.) kullanılan uydulardır.
Gözlem uyduları (Earth observation satellites): Bu uydular sivil gözlem amacıyla (çevre faciaları, harita yapımı vs.) kullanılan uydulardır.
Güneş enerjisi uyduları: Bu uydular güneş enerjisini dünya üzerindeki alıcılara yönlendirerek, alternatif enerji kaynağı olarak kullanılması planlanan uydulardır.
ÖRNEK YAPAY UYDU
ÖRNEK YAPAY UYDU
Gökada (ayrıca Galaksi) kütleçekim ile birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz ve toz, plazma ve karanlık maddeden oluşan düzenektir. Gökadaların barındırdığı birkaç milyon (Cüce gökada) ile bir trilyon arasındaki yıldızlar ortak bir çekim merkezi çevresindeki yörüngede dönerler.
Gökada (ayrıca Galaksi) kütleçekim ile birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz ve toz, plazma ve karanlık maddeden oluşan düzenektir. Gökadaların barındırdığı birkaç milyon (Cüce gökada) ile bir trilyon arasındaki yıldızlar ortak bir çekim merkezi çevresindeki yörüngede dönerler.
Bunların yanı sıra gökadaların ayrıca yıldız kümeleri de içerebileceği saptanmıştır.
Bunların yanı sıra gökadaların ayrıca yıldız kümeleri de içerebileceği saptanmıştır.
Gökadalar genellikle biçimlerine (veya görsel biçim bilimine) göre sınıflandırılırlar. Bu açıdan 3 farklı tür bulunur: Eliptik gökadalar, sarmal gökadalar ve düzensiz gökadalar.
Gözlemlenebilen evrende 100 milyar gökada bulunduğuna inanılmaktadır. Çoğu gökada bin ile birkaç yüz bin parsek genişliğinde olup aralarında milyonlarca parsek mesafe olacak biçimde evrende dağılmış bulunmaktalar. Gökadalararası uzay ise ortalama yoğunluğu 1 atom/m3 den az gaz içermektedir.
Gözlemlenebilen evrende 100 milyar gökada bulunduğuna inanılmaktadır. Çoğu gökada bin ile birkaç yüz bin parsek genişliğinde olup aralarında milyonlarca parsek mesafe olacak biçimde evrende dağılmış bulunmaktalar. Gökadalararası uzay ise ortalama yoğunluğu 1 atom/m3 den az gaz içermektedir.
Gökadaların çoğunluğu aşama sırasına göre önce gökada takımları sonra da üsttakımlar oluşturacak biçimde düzenlidirler.
Gökadaların çoğunluğu aşama sırasına göre önce gökada takımları sonra da üsttakımlar oluşturacak biçimde düzenlidirler.
Kuramsal olmakla birlikte, karanlık madde çoğu gökadanın toplam kütlesinin 90%'ına denk gelmektedir. Ancak bilimsel aygıtlar ile görülemeyen bu maddenin doğası henüz açıklık kazanmamıştır
ANIL
ANIL
ONUR
ONUR
Evren veya kâinat, sonsuz uzamda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Yani "evren" astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin tümüdür. İçinde "her şey" olan bu dev çorba, sonsuzluk veya hiçlik olarak tanımlanabilecek uzayın içinde yer alır..
Evren veya kâinat, sonsuz uzamda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Yani "evren" astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin tümüdür. İçinde "her şey" olan bu dev çorba, sonsuzluk veya hiçlik olarak tanımlanabilecek uzayın içinde yer alır..
Daha doğrusu, uzaya fon olan siyah hiçliğin içindeki her şeydir evren. Dolayısıyla aslında sonsuz uzayın-hiçliğin içinde de değildir. Zira "hiçliğin" içi olmaz. Fakat olmayan şeylere de (sıfır gibi) onlardan bahsedebilmek ve düşüncelerimizde kullanabilmek için bir isim vermek zorunda olduğumuzdan evreni çevreleyen bu "hiçliğe" uzay-uzam gibi isimler vermişizdir
Daha doğrusu, uzaya fon olan siyah hiçliğin içindeki her şeydir evren. Dolayısıyla aslında sonsuz uzayın-hiçliğin içinde de değildir. Zira "hiçliğin" içi olmaz. Fakat olmayan şeylere de (sıfır gibi) onlardan bahsedebilmek ve düşüncelerimizde kullanabilmek için bir isim vermek zorunda olduğumuzdan evreni çevreleyen bu "hiçliğe" uzay-uzam gibi isimler vermişizdir
Uzay, Dünya'nın atmosferi dışında evrenin geri kalan kısmına verilen isimdir. Uzay'ın sınırları asla kesin değildir ve Uzay hep büyür. Atmosfer ile uzay arasında kesin bir sınır bulunmamaktadır, fakat
Uzay, Dünya'nın atmosferi dışında evrenin geri kalan kısmına verilen isimdir. Uzay'ın sınırları asla kesin değildir ve Uzay hep büyür. Atmosfer ile uzay arasında kesin bir sınır bulunmamaktadır, fakat
Dünya'nın atmosferi yukarı doğru çıkıldıkça incelmektedir. Uzayda milyonlarca gökada bulunmaktadır. Bu gökadalar içinde milyonlarca güneş sistemleri, gezegenler ve gök taşları bulunmaktadır.
Dünya'nın atmosferi yukarı doğru çıkıldıkça incelmektedir. Uzayda milyonlarca gökada bulunmaktadır. Bu gökadalar içinde milyonlarca güneş sistemleri, gezegenler ve gök taşları bulunmaktadır.
UZAY RESİMLERİ
UZAY RESİMLERİ
Uzay sondası dünyanın çekim alanından kurtulup, Ay'a, diğer gökcisimlerine, gezegenler arası uzay boşluğuna ya da galaksiler arası uzay boşluğuna gönderilerek, veri toplamaya yarayan robotik uzay aracı ve bu aracın icra ettiği göreve verilen isim.
Uzay sondası dünyanın çekim alanından kurtulup, Ay'a, diğer gökcisimlerine, gezegenler arası uzay boşluğuna ya da galaksiler arası uzay boşluğuna gönderilerek, veri toplamaya yarayan robotik uzay aracı ve bu aracın icra ettiği göreve verilen isim.
Halen aktif durumda yaklaşık 20 uzay sondası görev yapmaktadır. Şu an uzayda sondası bulunan ülkeler ve birlikler, Rusya ve Ukrayna, ABD, AB, Japonya ve Çin'dir.
'Uzay istasyonu uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platform. Şu ana kadar yapılan uzay istasyonları alçak Dünya yörüngesine gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzay araçlarından başlıca farkı, hareket etmek için büyük roketlerinin olmamasıdır.
'Uzay istasyonu uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platform. Şu ana kadar yapılan uzay istasyonları alçak Dünya yörüngesine gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzay araçlarından başlıca farkı, hareket etmek için büyük roketlerinin olmamasıdır.
Uzay istasyonlarına gitmek için bu tür hareket roketleri olan diğer uzay araçları kullanılır. Uzay istasyonları, yörüngede haftalarca, aylarca hatta yıllarca kalmak üzere tasarlanırlar.
Uzay istasyonlarına gitmek için bu tür hareket roketleri olan diğer uzay araçları kullanılır. Uzay istasyonları, yörüngede haftalarca, aylarca hatta yıllarca kalmak üzere tasarlanırlar.
Uzay istasyonları, uzayda uzun süre kalmanın organizma üzerindeki etkilerini araştırmak için kullanıldıkları gibi, çeşitli bilimsel deneyler yapmak için de uygun bir mekan sunarlar. Halen uzayda en uzun kalma rekoru, Mir uzay istasyonunda 437,7 gün kalan Valeri Polyakov'a aittir.
Uzay istasyonları, uzayda uzun süre kalmanın organizma üzerindeki etkilerini araştırmak için kullanıldıkları gibi, çeşitli bilimsel deneyler yapmak için de uygun bir mekan sunarlar. Halen uzayda en uzun kalma rekoru, Mir uzay istasyonunda 437,7 gün kalan Valeri Polyakov'a aittir.
İlk uzay istasyonu, Uzay Yarışı döneminde yörüngeye fırlatılan SSCB'ye ait Salyut 1'dir. SSCB uzaya 7'si Salyut serisinden, 1'i ise Mir olmak üzere 8 uzay istasyonu göndermiştir.
ABD'nin uzay istasyonu Skylab 1970'li yıllarda kullanılmıştır. ABD, Skylab'dan sonra çeşitli uzay istasyonu planları yapsa da bunların hiç birini hayata geçirememiştir.
ABD'nin uzay istasyonu Skylab 1970'li yıllarda kullanılmıştır. ABD, Skylab'dan sonra çeşitli uzay istasyonu planları yapsa da bunların hiç birini hayata geçirememiştir.
Uzaya gönderilen en büyük istasyon, çeşitli ulusların işbirliği içinde inşa ettikleri Uluslararası Uzay İstasyonu olmuştur.
Yaklaşık olarak kırk yıldır sürdürülen uzaydaki çalışmalarda kalan atıklar tehlike oluşturmaktadır. örneğin; Ariane (Ariyen) roketinin bir parçası, Gerişe (Seriş) iletişim uydusunun antenini koparmıştır.
Yaklaşık olarak kırk yıldır sürdürülen uzaydaki çalışmalarda kalan atıklar tehlike oluşturmaktadır. örneğin; Ariane (Ariyen) roketinin bir parçası, Gerişe (Seriş) iletişim uydusunun antenini koparmıştır.
özellikle Dünya atmosferi çevresinde çöp olarak bırakılmaktadır. Araç ve parçalarından oluşan, kontrolsüz bir şekilde Dünya çevresinde bulunan bu çöpler tehlike oluşturur mu? Kullanılan uydu ve istasyonlar için bu atıklar tehlikeli midir? Yeryüzündeki yaşamı nasıl bir tehlike bekliyor olabilir?
özellikle Dünya atmosferi çevresinde çöp olarak bırakılmaktadır. Araç ve parçalarından oluşan, kontrolsüz bir şekilde Dünya çevresinde bulunan bu çöpler tehlike oluşturur mu? Kullanılan uydu ve istasyonlar için bu atıklar tehlikeli midir? Yeryüzündeki yaşamı nasıl bir tehlike bekliyor olabilir?
Uzay araştırmalarıyla uğraşan ülkeler, çöplerin nasıl bir tehdit oluşturduğunu bilerek çalışmalarını yürütmektedirler. Örneğin; ABD özellikle uzay istasyonlarına yönelik tehlikeyi azaltabilmek için bu çöpleri sürekli gözetim altında bulundurmaya çalışmaktadır. Ancak kurduğu sistem henüz tümünü gözleyebilecek nitelikte değildir. NASA tarafından yörüngede bilinen 35 milyon çöp durumundaki araç ve araç parçasından ancak 8000 tanesi izlenebilmektedir.
Uzay araştırmalarıyla uğraşan ülkeler, çöplerin nasıl bir tehdit oluşturduğunu bilerek çalışmalarını yürütmektedirler. Örneğin; ABD özellikle uzay istasyonlarına yönelik tehlikeyi azaltabilmek için bu çöpleri sürekli gözetim altında bulundurmaya çalışmaktadır. Ancak kurduğu sistem henüz tümünü gözleyebilecek nitelikte değildir. NASA tarafından yörüngede bilinen 35 milyon çöp durumundaki araç ve araç parçasından ancak 8000 tanesi izlenebilmektedir.
Uzaydaki atıkların en tehlikeli olanları hangileridir? Bu sorunun yanıtını Pegasus roketinde aramak doğru olur. 1996 yılında parçalanan Pegasus roketinin gözlenebilen 668 parçası uzay çöplüğünün en tehlikeli parçaları olarak bilinmektedir. Çünkü en büyük çöpler onlardır. Bu parçalar uluslar arası uzay istasyonu'nun 500 km yukarısında bulunmaktadır
Uzaydaki atıkların en tehlikeli olanları hangileridir? Bu sorunun yanıtını Pegasus roketinde aramak doğru olur. 1996 yılında parçalanan Pegasus roketinin gözlenebilen 668 parçası uzay çöplüğünün en tehlikeli parçaları olarak bilinmektedir. Çünkü en büyük çöpler onlardır. Bu parçalar uluslar arası uzay istasyonu'nun 500 km yukarısında bulunmaktadır
Uzay çalışmalarında kullanılan roketlerin, Dünya atmosferi dışına çıkarılabilmesi için birden fazla yakıt tankı kullanılmaktadır. Aşama aşama işlem gören bu yakıt tanklarının ilk kullanılanları atmosferde roketten ayrılarak geri düşmekte; diğer parçalar ise atmosfer dışında bırakılmaktadır. Görevini tamamlayan her parça, uzay boşluğunda bir gök cismi gibi yalnız kalmaktadır.
Uzay çalışmalarında kullanılan roketlerin, Dünya atmosferi dışına çıkarılabilmesi için birden fazla yakıt tankı kullanılmaktadır. Aşama aşama işlem gören bu yakıt tanklarının ilk kullanılanları atmosferde roketten ayrılarak geri düşmekte; diğer parçalar ise atmosfer dışında bırakılmaktadır. Görevini tamamlayan her parça, uzay boşluğunda bir gök cismi gibi yalnız kalmaktadır.
Fazla yüksekte olmayan atıklardan bazıları zaman zaman atmosfere girer. Atmosferde oluşan sürtünmeyle yanmaya başlayan bu atıklar, bazı kişiler tarafından UFO olarak adlandırılır
Teleskop (Yunanca tele = uzak ve skopein = bakmak), uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı bir rasathane cihazıdır. 1609 yılında Galileo Galilei tarafından icat edilmiştir. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan doğruya gelen, gözle görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılöte ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar kainat hakkında bilgi toplamak için çok lüzumlu delillerdir. Bu deliller ya klasik manada optik teleskoplarla veya çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir
Teleskop (Yunanca tele = uzak ve skopein = bakmak), uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı bir rasathane cihazıdır. 1609 yılında Galileo Galilei tarafından icat edilmiştir. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan doğruya gelen, gözle görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılöte ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar kainat hakkında bilgi toplamak için çok lüzumlu delillerdir. Bu deliller ya klasik manada optik teleskoplarla veya çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir
Teleskop yapı olarak objektif, oküler ve bu mercekleri muhafaza eden bir tüpten meydana gelmiştir. Objektif cinsine göre iki tür teleskop vardır. Uzaydan gelen ışıklar teleskop içinde bir aynaya çarpıp, prizmadan geçtikten sonra göze geliyorsa bu türe yansımalı teleskop denir. Uzaydan gelen ışıklar merceklerden doğrudan geçip göze geliyorsa bu türe de kırılmalı teleskop adı verilir.
Teleskop yapı olarak objektif, oküler ve bu mercekleri muhafaza eden bir tüpten meydana gelmiştir. Objektif cinsine göre iki tür teleskop vardır. Uzaydan gelen ışıklar teleskop içinde bir aynaya çarpıp, prizmadan geçtikten sonra göze geliyorsa bu türe yansımalı teleskop denir. Uzaydan gelen ışıklar merceklerden doğrudan geçip göze geliyorsa bu türe de kırılmalı teleskop adı verilir.