Taner' in "....bir gün oturmuşlar bunlar, ee şey kurmuşlar cunta kurmuşlar , ee şeyi Genelkurmay Başkanı yapmışlar, A.P.' ı, şeyi Fikri KARADAĞ da Başbakan olmuş, şey de ee Muzaffer ee neydi bu TEKİN miydi neydi bu, onu da Cumhurbaşkanı yapıyorlarmış, .... ihtilal yapıyorlarmış, bunlar işte Ahmet bunlar devletin nüfuzunu ordunun nüfuzunu kullanarak ortada böyle yıllardır gemiyi yürütmüşler, bunlann nüfuzu bize geçmedi sadece ..." dediği,
Taner' in "....kimseye açıp ta diyemiyorum ki, biz diyor Genel Kurmayda ne kadar paşa varsa kellesini torbaya dolduracağız diyor Fikri KARADAĞ, biz bir ihtilal örgütüyüz diyor, bu dernek te diyor ihtilal örgütüne hizmet edecek..." dediği,
Taner' in "Şimdi iyi dinle,o A. P.'la bunun yanındaki Fikri KARADAĞ, bunlan şey sözde bu görevlendirmiş,hatta bir iki kere bu Fikri KARADAĞ filan bunla telefonda konuştu,hatta R.P. da vardı,ben dedim ki sizin dedim şeyle alakanız ne eee neydi bu adamın ismi Muzaffer TEKİN'le, dedi biz ihtilal yapacağız, yani bunun üzerine gönderdim bunlan, dedim ne ihtilali yapıyorsunuz siz dedim, Genel Kurmay Başkanını değiştireceğiz dedi, kelleleri torbaya koyacağız dedi, dinleyenlerde dinlesin a...avr... s..., Taner ÜNAL'ı niye suçluyorlar dedim,kardeşim burası kelle toplama yeri değil ki dedim, yani kellenizi nerde toplayacaksanız toplayın dedim ya ne yapıyorsunuz siz dedim,ya eee biz bunun için geldik buraya dedi şey Fikri KARADAĞ" , "... Allah canımı alsın bana dediği şey bu oldu şey dedi ne dedi o Genel Kurmay Başkanının bilmem nerenin hepsinin kellelerini çuvala katacağız dedi, bir ihtilal yapacağız dedi..." , " Genel Kurmay Başkanı da A.P. olacak dedi, onun için siktir ettim ben bunlan. Haa şimdi de kalkmışlar beni yargılıyorlar a..nı av...nı s..., bunlara bilmem Anadolu bilmem ne derneği kurduruluyor, ötekine bilmem ne derneği kurduruluyor , si.. .1ar Türkiye'nin anasını, A.P. öyle bir dernek kurmuş, şimdi iki de bir efendim şeyin neydi o Atatürk'ün Bursa Nutkunu yapacakmış, ya burası terörist ülkesi mi, Atatürk'ün Bursa Nutku, yani savcılan keseceklermiş, ötekilerini çuvala dolduracaklarmış...." dediği,
Danıştay olayı ile ilgili bir süre görüştükten sonra, Taner' in "Hedefte kimse bunun şeyi var, Fikri KARADAĞ var, tam Danıştay saldınsının en şey günlerinde dedi ki, efendim biz motorize ekip kuruyoruz, bir milyon kişi, yav kardeşim sen kelle avcısı mısm,aynı Fikri KARADAĞ yani aramızda kalsın aynı Fikri KARADAĞ Alaaddin/PA'RMAKSIZ'm yanında
bizim yönetimdeydi, bunlan daha önce ben kovaladım bunlan, elli kişilik bir yönetim kurulu vardı işte, bunlar seçildiler geldiler. Kardeşim dedim, yani hoş geldiniz iyi yaptınız memnun oldum, iki tane dedim mümtaz şey paşa subay size nasıl yardımcı olabilirim, ne yapmak istiyorsunuz, hedefleriniz neler dediMehmet Fikri KARADAĞ dedi ki, biz dedi paşalann kellelerini çuvala dolduracağız dedi, anlamadım dedim, evet dedi biz ihtilal yapacağız, ihtilali de dedi Muzaffer TEKİN yapacak dedi, ben dedi şey dedi, Muzaffer ımmmm A.P.Genel Kurmay Başkanı olacak dedi, ben de başbakan olacağım dedi. Dedim beyler siz yanlış yere gelmiş e bunlar ben bunlar bunun için mi buraya geldiniz, evet dedi Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu buradan güç alarak dedi bunu yapacağız, dedim beyler yanlış yere gelmişsiniz siz dedim burada bunu size ben yaptırmam dedim, İran'a savaş yapmak kaydıyla yani aramızda kalsın bunlan hiç kimseye söyleme, İran'a savaş açmak kaydıyla Başbakanlık teklif edildi, ulusalcı diyorlar, Türkiye'de bir şey gelecek, sende zorluyorsun, yıkılmadın, önünü açalım ama diyorlar, tek şartımız var İran'a savaş açarsın, açacaksın, bunlar
paranoya gibi gelir yani, ilk şeyde şey olmaz da, e şimdi Türkiye'de demek ki yapılmak istenen bir takım şeyler var, operasyonlar var, kusura bakmayın kardeşim biz adamı tersledik mersledik, doğruydu yanlıştı ben bunlan gündeme getirmem ama bilmen bakımından söylüyorum" dediği,
Bu telefon görüşmelerinin ilgilisi olan kişilerin Mehmet Fikri KARADAG'm VKGB Hareketine katılışının amacını aynca yoruma yer vermeyecek şekilde anlatmakta olduklan görülmektedir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'dan somaki tarihte yakalanan ve haklanndaki evrak aynlan İbrahim ÖZCAN,Durmuş Ali ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR ifadelerinde Mehmet Fikri KARADAG'm bu söylemlerine şahit olduklannı beyan etmişlerdir.
Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan genel seçimlerde yönetim aleyhine legal faaliyette bulunduğu, hatta kendisinin bağımsız olarak milletvekili adayı olduğu bilinmektedir.
30.04.2007 tarihinde X şahıs/Y Şahıslar ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin bir askeri üssü arayarak X şahıs soması Y şahısla görüştüğü ve "Sevgili paşam nasılsın" diye hal hatır sorduğu, Y Şahsın ".. dün Çağlayan'da miydin" dediği, Mehmet Fikri'nin "Dün Çağlayan'a ekibi gönderdim, kendim seyrettim", "Çağlayan'da kuvvetli bizim ekip" diyerek yapılan mitinglerden bahsettikleri,
02.05.2007 tarihinde Recep isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Recep'in "
nasıl durumlar baksana toz duman DSP ile CHP birleşiyormuş" dediği, Mehmet Fikri'nin " Toz duman tabi sağda onlar birleşecek, solda, öbürleri de sağda birleşecek" dediği, Recep'in "Sağda öbürü sağda, bizimkiler solda birleşecek" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hiç bir şey olmaz, aynen öyle olacak, birinci parti CHP dedim bana kimse inanmadı" dediği, Recep'in " Evet birinci parti CHP olacak, ben sana söyleyim" dediği, Mehmet Fikri'nin "..Bütün köpekler sürünüp gidecek siktir olup gidecek" dediği, Recep'in "250 milletvekili çıkartınz değil mi paşam" dediği, Mehmet Fikri'nin "Daha fazla, daha fazla" dediği, Recep'in "Daha bile fazla, hayırlısıyla başkanım, ne diyorsun milletvekili olayım mı, gireyim mi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hemen tabi, hemen yokla, hemen yokla ben seni her zaman desteklerim", "Her şeyinden desteklerim ben seni", "Bütün bu varoşlann hepsine de yollanm adamlanmı,hiç merak etme" dediği,Recep'in "Varoşlann hepsine yollanm diyorsun Maltepe'den Ümraniye'sine kadar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hepsine, hepsine" dediği, Recep'in "İşte ilk on, onikiye falan girebilsem" dediği, Mehmet Fikri'nin "... gönderirse buradan size oy vermiyor Kuvayi Milliye der olur biter" dediği, anlattığı , Kemal'in "CHP ile DSP nin şeyine dönüştü yani" diyerek rahatsızlığını
bildirdiği, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde bir doktordan bahsederek, doktorun kendilerinden bağımsız aday olabileceğini konuştukları, Mehmet Fikri'nin da Kemal'e "önce kendini düşün" diyerek bağımsız milletvekili adayı olmasını istediği,
16.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin "Ha Mamo, ya nerdesin evlatçım yav" , "Ben dedim acaba Mamocuk ne oldu dedim, gitti galiba dedim, varmıştır dedim" dediği, Muhammet'in "Hee valla sağolun komutanım arayamadım da vallah mitinge de gelemedim" "He he gelecem Allah izin ederse varmı bir emriniz buradan" dediği, Mehmet Fikri'nin "Koçum benim beklerim" dediği,
Yukanda yazılı CD çözümü içerisindeki Hüseyin GÖRÜM ile konuşmalannda ; Hüseyin'in Mehmet Fikri KARADAĞ en çok neye karşı, bu günkü yönetime karşı, Allah'ım dedim sana yalvanyorum, Allah'ım tam ters çevir dedim biliyor musun" , Mehmet Fikri'nin "Sen dua ettin de oldu", Hüseyin'in "Bu gün onlar yüzde 46 aldı, siz 46 oy aldınız..."
Şeklindeki görüşmeleri ve yukanda özetlenen benzer mahiyetteki birçok telefon görüşmesinin bu hususu teyit ettiği anlaşılmaktadır.
Şüphelinin bu genel seçimler öncesindeki legal faaliyetlerinden Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda beklediği sonucun çıkmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu konudaki;
12.09.2007 tarihinde Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle; "Bizde adaylığımızı koyduk bir bok çıkmadı, Kuvayı Milleyin'in kaç bin üyesi var Genel Başkanına kırk altı oy çıkıyor olacak iş mi bu ha..."
29.08.2007 tarihinde Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in "Vallahi haberleri izliyorum evde üzülüyorum dedim bi komutanımı arayayım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Boşver oğulcum ya boşver, bu millet neler" , "He bu millet Nedim OKLAR'ı gördü, bu millet ya ne olacak" dediği, Hüseyin'in "Komutanım çalışması ne beş torba kömürü, yazdan kış kömürü dağıttılar", "Aziz NESİN bunlara az söylemiş bu halka ya" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tabi ya yüzde 60 ne yüzde altmışı yüzde 97 ya", "Aziz NESİN cennette, cennette , onlar ne derse desin" dediği,
10.10.2007 tarihinde İmam Hüseyin YARDIÇ ile görüşmesinde özetle; Bir süre seçim sonrası siyasi yapıyla ilgili değerlendirmeler yaptıklan, İmam Hüseyin'in ".. bu memleketi Yugoslavya gibi bölüp parçalamaya uğraşıyorlar, iş ona geldiği zaman., biz vatanı koruruz" dediği, Amerika'nın Irak ta yapmak istediği planlardan, oyunlardan bahsettikleri, bir süre mahalle aralannda bulunan mescit ve kiliselerle ilgili konuştuktan sonra Mehmet Fikri'nin "Hepsi Amerika'ya çalışıyor köpeklerin, işte hepsi, yani o dediğin medrese denen yerler de Amerikan ajanlanyla dolu", "En büyük misyoner devletin başında" "Bu bu ş... a... millet ondan sonra gidip bunalara yine yüzde elli veriyor" dediği,
21.10.2007 tarihinde Ali isimli şahısla ile görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır sorduktan sonra Ali'nin Hakkari Dağlıca'da şehit olan askerleri kastederek "...Üzüntümüz var işte. Bu şeylere kafamız, moralimiz bozuldu.","Bizim yapacağımız bir şeyler var mı", "Artık yani burda çocuklar da soruyor. Yani bunaldı millet, bildiğin gibi değil." demesi
üzerine, Mehmet Fikri'nin "... ne yapacağız bu milletine. Vatan hainlerine bilmem
neylere bütün iktidan veriyor alkışlıyor. A bu milletin ben., vatan hayinlerine her
şeyi teslim ediyorlar, çocuklan ibneleri akıllan başlanna gelmiyor..." dediği,
Şeklindeki ve benzer mahiyette bulunan birçok telefon görüşmesinde seçim sonuçlannm istediği gibi olmamasından kaynaklanan sözlerinin her fırsatta millet sevgisinden bahseden şüphelinin millete en ağır hakaretleri edecek dereceye vardırarak bireysel bir tepki sınırlannı aştığı, kendi ifadesindeki "Kuvayı Milliye Derneğinin Tam Bağımsız ve Bağlantısız" olduğu şeklindeki savunmasının aksine, seçimlerden önce Ergenekon Terör
Örgütünün amaçlan doğrultusunda yapmış olduğu yoğun mesainin karşılılığını alamamanın ifadesi olduğu değerlendirilmiştir.
Şüphelinin bu aşamadan soma Kuvayi Milliye Derneğinin Adana ili temsilcisi Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile yaptığı 12.09.2007 tarihli görüşmede "Şimdi özel özel bir görev almak istiyorum da şeyde" "...aynca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayi Milliye bırakmayacağız"
Kuvayi Milliye Derneğindeki yapılanmada istihbarat ve tetikçi kanadında görevli Kahraman ŞAHİN'in Ali SULMAZ isimli kişi ile yaptığı 08.11.2007 tarihli görüşmede "Şimdi bi takım insanları genel kurmay geri çağırdı anladın mı" "Ha anladın mı fazla telefonda konuşamıyorum ben", Ali'nin "Anladım abi baba yı da çağırdılar mı", Kahraman'm "Yani öyle bi durum var" "Tamam fazla konuşamıyom yani"
Sözleri ve benzer mahiyetteki birçok telefon görüşmesinin, şüphelinin bu görüşme tarihlerinde Dernek Genel Başkanlığından ayrılmış olması, emekli bir asker olmasına karşılık "Şimdi özel özel bir görev almak istiyorum da şey de" "...aynca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayi Milliyeyi bırakmayacağız" diyerek yeni ve özel bir görev almak istediğini belirtmesi dikkate alındığında ; kendisinin Ergenekon Terör Örgütünün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldığını, 22.07.2007 tarihindeki genel seçimlere kadar örgütün amaç ve ilkeleri doğrultusunda belli bir strateji ile yönettiği Kuvayi Milliye Derneğinden seçimlerde istenilen sonucun almamasından dolayı Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasında başka bir görev üstlenmek için görünürde aynldığmı, ancak yeni görevinde de her zaman ihtiyaç duyacağı için Kuvayi Milliye Derneği yapılanmasındaki örgüt üyelerinin dağılmamasını istediğini gösterdiği değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Kuvayi Milliye Derneğinin Mersin eski temsilcisi olup, perde arkasından Mersin ve Adana temsilciliklerini de yönlendirdiği anlaşılan Kemal CANAY ile yaptığı,
16.09.2007 tarihinde Kemal CANAY
ile görüşmesinde özetle; Kemal'in "Gidiyo
memleket, teslim mi olacaz başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin " Ş.O... Korumak Ve
Kollamakla Yasal Olarak Görevli Olan, emrinde milyon tane asker olan teslim oluyosa
bize mi düşecek" "Tankı, Topu, Uçağı, Gemisi Bende Değil Onlarda, onlar ne gerekiyorsa yaparlar" dediği, Kemal'in "...belki daha beklediği vardır genel başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Onlar Bekleseydi, Bizlen Temas Kurarlardı Ne Yapayım" dediği,
Sözlerinin de, Ergenekon Terör Örgütünün genel seçimlerden istenilen sonucun almamasından dolayı örgütün amaç ve ilkelerine aykın davrandıklannı düşündükleri yönetimi ancak askeri bir müdahalenin yapılmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırarak sağlayabileceği, yine bu amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin amacı ile görüşme tarihinde şüphelinin Kuvayi Milliye Derneğinden aynlmış olduğu, bu durumda kendisinden bir sivil toplum hareketini yönlendirmesinin de zorlaştığı dikkate alınarak, ülkede kanşıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri organize etme görevini beklediği değerlendirilmiştir.
Yönetim aleyhine yapılan sivil toplum gösterilerine katılanlann geneli için bu tür bir
değerlendirme yapmak yersiz olsa da, örgüt yöneticisi sıfatı ile şüphelinin bu gösterilerin
organizesinde ve katılım sağlanmasında görev aldığı telefon görüşmelerinden
anlaşılmaktadır. Sözü edilen mitinglerde ve diğer sivil toplum hareketi görüntüsündeki bazı
eylemlerde katılımcılardan birkaçının fotoğrafları soruşturma evrakına ekli "Ordu Göreve"
yazılı döviz taşıdıklan basın ve yayın kuruluşlannda yer almıştır. Bu kişilerin şüpheli ile
bağlantısı delillendirilememiş ise de, şüphelinin örgüt yöneticisi olması deneni ile TCK
314/3
,220/5 maddeleri uyannca suç teşkil eden bu eylemlerden de sorumlu tutulması
gerektiği değerlendirilmiştir. ^, -
Şüpheliler arasındaki aşağıda özetleri yazılı telefon görüşmeleri trafiği şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm genel seçimler sonrasındaki faaliyetlerini göstermesi açısından önemlidir.
15.09.2007 tarihinde saat:21.52 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki ; Muhammet'in "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine" "...komutan diyorum, olursa olsun diyorum., biz her türlü varız, indirilecek adam varsa indirelim, her türlü arkanızdayım dedim", "Bu Yeni Şafak gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane gazeteci" "O kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen bizi başkasına yönlendir dedim" , "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim", "O gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama, dedim sende bize yap dedim", Selim'in "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi", Muhammet'in "Erkek, Fehmi KORU var ya a... k... ", "Komutan onu biz indiririz dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i
indireceğiz dedim, ikisini de indirelim dedim, siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize yolu gösterin dedim" Selim'in "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet'in "Sabahat TUNCELİ dedim, o da tamam diyor, tamam da a... k.... önce bir mekan lazım bize, para lazım dedim..."
21.09.2007 tarihinde saat:13.13 sıralarmda Selim AKKURT ile Ayhan ÇELİK arasındaki ; Ayhan'ın "He yeter a... k..., peki oyuncakların falan nasıl iyi mi", Selim'in "Oyuncaklarım hazır işte maddiyata bakıyor"
29.09.2007 tarihinde saat :23.58 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki ; Muhammet'in "İyi, ben şimdi bizim Fikri Albayla görüştüm de beni aradı..." , "...Biri varmış İstanbul'da, o da maddi destek sağlayacak, diyor gidin ona diyor, nasıl edek" , "Hı başımızı ağrıtır ama ..." , "... 'de ceza savcısı varmış, ... ceza savcısı, bir de hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da görüştürecem sizi, onlar da arkanızda ama,onlarm bize ne faydası olacak ki a... k... ", "Bir işe benzesin, bir de içerde bakacak bir para olsun a... k..." , "Devlet zaten bizi s... de", "Ancak o büyüklerden koruyanlardan olursa olur,korur,yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s... a... k..., adam diyecek devletin askeri var, polisi var, size mi kalmış a... k..." , "He iyice bizi vatan haini ederler de", Selim'in "He Ağca gibi oluruz ha", Muhammet'in "Başka bir şey dediğin, Orhan PAMUK'u diyek a... k...", Selim'in isim söylememesi konusunda uyarıda bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili gazetede çıkan haberlerden bahsederek Selim'in "Ogün'ün hesabında trilyon varmış", Muhammet'in "Ya a... k..., bunlar DİNK'i hallettiler hiçbir s... olmadı, ne akrabaları ne çevreleri, hepsi kahraman oldu çıktı a... k..., biz ona diyek ki gelin biz ORHAN'ı dökek",
30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon mesajında ; "Halaoğlu, gazeteci Orhan PAMUK'u halledecez,ben,sen,Halil,Fuci, var mısın, toplam 2
trilyon alacaz,var mısın kurban bayramından sonra hazır ol"
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon mesajlarında ; "Allah izin ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra İstanbul'da konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledecez, ilk başta 2 trilyon alacaz, işi bitirdikten sonra da 5 trilyon,bir tane villa,bir tane benzin istasyonu alacaz,bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesin yakalanacaz, bunu bil,Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim peşimizde olacak,haberin olsun " "Bu hafta görüşecez,Ben, Sen, Halil, Fuci, hazırlıklı ol" , "Öyle de yok,böyle de, en azından hayatımızı kurtannz,babalar gibi yatarız çıkanz,zaten Sedat PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz olacaz,paranm da her şeyin de en iyisini yapacaz, halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider"
09.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK arasındaki ; Muhammet'in "He iyi bayramdan sonra hazırlan ha", "Kesin ha tamam" , Coşkun'un "Kurban bayramını sabırsızlıkla bekliyorum yani" , Muhammet'in "Kesm bak daha buradan bunun dönüşü yok,işi hallettiklesin kararlaştırdık
"/ * - :f* *
10.2007 tarihinde saat:00.06 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki ; Selim'in "Tamam, şey yap ne oldu komutandan bişey çıkmıyor mu", "deki Osman yada şey Muhammet'in "Tamam bakacağız"
21.10.2007 tarihinde saat: 15.25 sıralarında Selim AKKURT ile Zafer POLAT arasındaki ; Selim'in "....Abuşlan görüştük, Abus gitti. Ertesi gün a... k... o şeyler patladı mevzuatlar. Ondan soma numaramı değiştim hemen.", "Onun telefon da kesin mimlidir yani. ...ama isim vermedik birşey etmedik öyle bir konuştuk işte...", Zafer'in "E ne edek a... k...., bizde gidek, sen o zaman git, o DTP'nin başkamnı öldür. Bende gidim ha o Diyarbakır belediye başkanını. Kardaş bizde gidip yatak ne edek.",
22.10.2007 tarihinde saat: 18:20 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki; Muhammet'in ".. .Albayından birşey çıkacağı yok, o... a... koyayım, iki gündür ara ara a... k..., ..bu sefer de diyor, devletin askeri var, polisi var boş verin, a... k.. k.... ya" , "Bizim rızkımız kesiliyor her taraftan"
22.10.2007 tarihinde saat: 19:09 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki ; Muhammet'in " O Veli KÜÇÜK'ün telefonunu bulamaz mısın", Selim'in "Bulurum", Muhammet'in ".. ..bir de Veli KÜÇÜK'ü bulayım bana", "Bu Albaydan bi s... çıkmayacak a... k... onun ben", Selim'in "...
onu boşver ya, bize güvenemez halaoğlu o, o yüzden biliyor musun" , Muhammet'in ".. .bana Veli KÜÇÜK lazım, onu bir bulayım" , Selim'in "Veli KÜÇÜK bizimkinin arkadaşı ya", "Geldi ben görmüşüm"
30.10.2007 tarihinde saat:17:15 sıralarında Muhammet YÜCE'nin Selim AKKURT'a gönderdiği mesajda; ".. .sen Veli KÜÇÜK'ün numarasını sen sade bana bul a... k..., o tanıdık Albaydan bir s... çıkmayacak, sen o Veli KÜÇÜK'ün numarasını bana bul yolla"
12.11.2007 tarihinde saat: 19.28 sıralarında Muhammet YÜCE ile görüşmesinde ;
Mehmet Fikri'nin "Muhammet" , "Oğulcum, şey hattından arıyorum. Öbür hat dinlendiği için." , "Öbür hattan arıyorum." , "Şimdi şeyim ben. Oradan aradığım için, öbür numaradan hiç arama" , "Yarın bir yerde buluşalım.", "Ben seni arayacağım."
12.11.2007 tarihinde saat: 19.49 sıralarında ; Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 537 878 66 42 numaralı telefon hattı ile Mehmet Fikri KARADAG'm kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattını ödemeli olarak aradığı, Mehmet Fikri KARADAG'm ödemeli aramayı kabul ettiği
12.11.2007 tarihinde saat: 20.12 sıralarında ; Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattı ile Mehmet Fikri KARADAG'm kullanımındaki 5358881514 numaralı telefon hattını çaldırdığı
12.11.2007 tarihinde saat : 20.12 sıralarında ; Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattı ile Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattını çaldırdığı
12.11.2007 tarihinde saat : 20.13 sıralarında ; Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattı ile Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattını çaldırdığı, Muhammet YÜCE'nin telefonunun meşgul düştüğü
12.11.2007 tarihinde saat : 22.56 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kullanımında bulunan 0 535 888 15 14 numaralı telefonu ile , Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 0 536 310 28 79 numaralı telefon arasında yapılan görüşmede özetle ; Mehmet Fikri'nin "Oğlum ben seni arıyacam dedim, başka telefondan. Bu telefondan aradın, bütün planı bozdun." , "Ben seni ararım evlat. Onlann şeyini alınz, o telefondan tamam.", "Telefonlannı alınz çocuklann..."
13.11.2007 tarihinde saat: 14.06 sıralarında Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kullanımında
Mehmet Fikri'nin "O şeyin delikanlının telefonunu kaçtı, o bana vermişti ama ben onu biyerde kaybetmişim.", Muhammet'in "Onu şey mesajlamı göndereyim?" Mehmet Fikri'nin "Yok, o telefonu hiç kullanmıyorsun." "O 24 saat dinlemede.", Muhammet'in "Hangisi komutanım sizinki mi" , Mehmet Fikri'nin " O senin ikisi de. Ceplerin ikisi de.", Muhammet'in "Anladım başka bir numara verin bana." Mehmet Fikri'nin "Eee o numarayı şimdi veremiyorum", "Verirsem ikisi de şu anda elimdekiler öyle" , "Olursa ben sana ordan zaten mesaj çekerim. Bir tane alırsam yeni hat" , Muhammet'in "Şimdi ne var komutanım, Var mı bişey" , "He şeyi, dün gazeteyi okudum, gazetede şey var" , "Tespihli mespihli ne oldu onlar" Mehmet Fikri'nin "Onlar yalancı peygamber olmuş işte. Seçimden sonra benim zaten hiç uğradığım yok ya terk ettim", Muhammet'in "Bıraktınız mı siz orayı" , Mehmet Fikri'nin "Terk ettim bırakmış gibi bişey artık. Yani napayım artık", Muhammet'in "Nasıl yapalım orayı şimdi" Mehmet Fikri'nin "Konuşmamız lazım işte, onun için hemen en kısa zamanda" dediği, Muhammet'in "Tamam komutanım onu hallederiz. Tamam var mı bi emriniz komutanım." Mehmet Fikri'nin "Ben seni 10 dakika soma ariyayım. O çocukla görüşmem lazım." "...Bir kaç dakika soma arıyacam. O telefonu bana bildir. Onu yazdır bana"