Elde edilen malzemeler ile ilgili olarak yapılan incelemede;
Arif GEDİK'in ikametinden elde edilen çanta içerisindeki (6) adet CD'nin, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'in ikametinden elde edilen (16) nolu CD ile yapılan mukayesesinde, içerikleri itibariyle benzerlikler olduğu ve aynı cdlerin birebir copyalarmm olduğu anlaşılmıştır.
Pasaport sürücü belgesi ve nüafüs cüzdanıyla alakalı olarak alman 25.09.2007 tarihli BLG-2007/7441 sayılı EKSPERTİZ RAPORU'nda,
Talip TOK adına düzenlenmiş TR-O No: 162737 seri nolu pasaport, la alakalı olarak, pasaportun fotoğrafının daha önce aynı yerdeki fotoğrafın sökülmesi sonrası yapıştırılmış olduğu, 19. sayfasındaki daha önceki mevcut pul işleminin sökülmüş ve yerinde olmadığının " tespit edildiği belirtilmiştir.
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş, nüfus cüzdanının tamamen sahte. Olduğu
716
r\ ' ' r^)
Aydın YÜKSEK adına düzenlenmiş B-Sınıf Sürücü Belgesinin tamamen sahte olduğu,
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş B-Smıfı Sürücü Belgesinin tamamen sahte olduğu belirtilmiştir.
Şüpheli de ele geçirilen 5 adet tarihi eser olabileceği değerlendirilerek el konulan çeşitli ebatlardaki eski paralar, incelenmek üzere İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüne gönderilmiş, alman 29.09.2007 tarihli EKSPERTİZ RAPORU'nda, "paralardan (4) adedinin bronz madeninden M.SA.yüzyıla ait Geç Roma sikkesi, (1) adedinin ise yine bronz madeninden Bizans imparatoru I.Justin zamanında Nikomedia'da basılmış sikke olduğu" belirtilerek, söz konusu paralann incelemesi tamamlanana kadar yed-i emin olarak müzelerinde muhafaza edileceği hususunda tanzim edilip eser emanet fişinin gönderildiği ilgili yazılardan anlaşılmıştır.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Aydın YÜKSEK'in polislikten sahtekarlık suçundan dolayı atıldığı ve Muzaffer ŞENOCAK ile bir müddet iş yaptığı ve daha sonra dolandırıldığından bahisli Mete YALAZANGİL vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e sözde Aydın YÜKSEK'i şikayet etmek için gittiği, bu sebeple de siyasetçi olan Mete YALAZANGİL'i kullandığı ve kendisinin yazmış olduğu şikayet dilekçesinin de bulunduğu Muzaffer ŞENOCAK'dan aldığım beyan ettiği gizli bilgileri içeren CD'yi ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e verdiğini beyan etmiş ise de; şüphelinin örgüt üyesi olduğu, içeriğini bilmediğini beyan ettiği belgeler ve bir adet silahı saklayarak Giresun'da bulunan ve akrabası olan Fatih KERTİL vasıtası ile İlknur FINDIK'm evine, İlknur FINDIK'm da Giresun'da bulunan babası Arif GEDİK'in evine gönderdiği ve "bana bir şey olursa bu çanta sizde kalsın" şeklinde beyanda bulunduğu, yine çantayı alan şahısların beyanlarına göre çantanın içinde CD'ler ve bir adet silah olduğu, Emniyet Müdürlüğüne 18.09.2007 tarihinde yapılan ihbarda çantada bir adet de bombasının bulunduğu belirtilmiş, bunun üzerine Arif GEDİK'in evinde 20.09.2007 tarihinde yapılan aramalarda bir çok CD ve bir adet ruhsatsız silahın bulunduğu, CD'lerin yapılan incelemesinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e verilen CD'deki bilgiler ve askeri gizli bilgilerin farklı farklı CDTere kaydedildiği tespit edilmiştir. Pasaportu üzerinde tahrifat yapılan Talip TOK isimli şahsın 20.11.2007 tarihinde alman ifadesinde, kendisine ait pasaportun şüpheli Aydın Yüksek'e nasıl geçtiği hususunu bilmediğini ve bu şahsı tanımadığını beyan etmiştir.
Adına Kimlik ve sürücü belgesi çıkartılan Mehmet ÇETİN, 23.11.2007 tarihli ifadesinde ise şüpheli Aydın YÜKSEK'i tanımadığını, ehliyet ve kimliğini kaybetmediğini beyan etmiştir.
Arif GEDİK ve İlknur FINDIK hakkında ruhsatsız silah bulundurmak suçu ile alakalı olarak evrak tefrik edilerek Giresun Cumhuriyet Başsavcılığına görevsizlik karan ile gönderilmiştir.
Şüphelinin Muzaffer TEKİN yakalandıktan sonra aynı CD'lerin Devlete ait gizli CD'lerin ve ruhsatsız tabanca ve tarihi eserler bulunan çantasını gizlemek amacıyla Giresun'daki akrabalanna gönderdiği, böylelikle suç unsurlannı gizlemeye çalıştığı, çantada çıkan tarihi eserler ile ilgili olarak İstanbul Arkeoloji Müze Müdürlüğü'nün 8 Ekim 2007 tarih, 2007/2361 sayılı raporuna göre söz konusu sikkelerin 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklannı koruma kanunu kapsamında tarihi eser olduğu bildirilmiştir.
Şüphelinin polislikten atılmış olması, ERGENEKON terör örgütünün de Emniyete sızılması şeklindeki Devletin Yeniden Yapılanması dokümanında bulunan stratejileri, ERGENEKON dokümanında belirtilen Sistemle barışık olmayanların ERGENEKON TERÖR
ÖRGÜTÜ'ne üye olarak seçilmeleri, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in de bu tür insanlarla ilişki kurup insanları etrafına toplaması, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN tutuklandıktan sonra Mete YALAZANGİL'in talimatı ile gelip savcılığa teslim olmak istediğini beyan ettiği, ancak görevlilerce elinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'deki gizli CD olduğu halde yakalandığı, Giresun'da bulunan belgeler içinde şüpheliye ait sahte sürücü belgesinin olduğu ve yine sahte pasaport ve kimlik belgeleri ile ruhsatsız tabanca bulundurmak ve izinsiz tarihi eser bulundurmak suçlarını işlediği,
Şüpheli Aydın YÜKSEK'in ERGENEKON örgütünün üyesi olduğu ve devlete ait gizli bilgileri temin edip ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e vermek suretiyle amacı dışında kullandığı anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemlerine uyan TCK' nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 204 326/1, 327 ve 2863 Sayılı Kanunun 73. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
20-ŞÜPHELİ MUZAFFER ŞENOCAK: a-Emniyet beyanında ;
"1968 yılında Trabzon ili Çaykara ilçesinde doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Bursa ilinde yaptığını, 1988 yılında liseden mezun olduğunu, 1989 yılında askere gittiğini, Ankara Harita Genel Komutanlığından 1991 yılında teskere aldığını, asker dönüşü tekrar babası Hüseyin ŞENOCAK ile birlikte yaklaşık 1 yıl kadar Nalburiye işi yaptığını, 1992 yılında Nezahat GÜROL isimli bayanla evlendiğini, bu evlilikten iki çocuğunun olduğunu, 1991-1993 yılları arası Bursa'da okul kantinciliği yaptığını, 1994 yılında Bursa'da cafe çalıştırdığını, 1996 yılında eşinden boşandığını, yine ağabeylerinin yanına Tuğkan şirketinde çalışmaya gittiğini, 1998 yılına kadar bu işi yaptığını, 2000 yılına kadar tekstil işi yaptığını, 2000-2004 yılları arasında dış ticaret işi yaptığını, 2005 yılı ortalarında Ankara iline gittiğini, Odak Güvenlik ve inşaat şirketinde inşaat bölümünde alım satım işlerini takip ettiğini, 2006 yılında ticaret amaçlı Afrika Kıtası Batı Afrika Gambia Ülkesine gittiğini, o tarihten bu güne kadar gidiş gelişleri olduğunu, aynı anne ve babadan olma 4 kardeş olduklarım,
1995 yılında Bursa; Emniyet Müdürlüğünden pasaport aldığını, bu pasaportu ile 1995 yılında Avrupa Karate Şampiyonasına katılmak amacı ile Romanya ülkesine gittiğini, 2005-2007yıllarında 5-6 kez Afrika 'ya iş dolayısı ile gittiğini, inşaat malzemeleri ve medikal satışı yaptığını, illegal olarak yurt dışına çıkmadığını,
Ayşe ŞENOCAK'in kendisiyle evlenecek olduğu kız arkadaşı olduğunu, bu renkli nüfus cüzdanı fotokopisini bilgisayarda evleneceği kızın soyadının bu olacağından dolayı görmesi için bu şekilde düzenlediğini, Ayşe 'nin asıl soyadının ELVEREN olduğunu, Bursa 'da reklam tasarım işleriyle uğraştığını, 37 yaşlarında olduğunu, bu nüfus cüzdanını yakın bir zamanda yaptığını, bu nüfus cüzdanı renkli fotokopi örneğini bilgisayarda paint programında yaptığını, herhangi bir yerde kullanmadığını, espiri maksadı ile yaptığını,
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı ve (b) sınıfı sürücü belgesini Aydın YÜKSEK'in sahte olarak kullandığını, Nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin üzerindeki fotoğrafların Aydın YÜKSEK'e ait olduğunu, bu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesini kendisinin yapmadığını, Aydın YÜKSEK nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin fotokopilerini çektirirken birer fotokopide kendisinin aldığını, Almasının nedeninin Aydın YÜKSEK'in kendisine kendisinin söylediği isimler çelişkili olduğunu, birbirine uymadığını, bu nedenle bunları aldığını, Mehmet ÇETİN 'i tanımadığını, Aydın YÜKSEKln kendisine "ben aranıyorum bu nedenle ben sahte kimlik kullanıyorum " dediğini, 2006 yılında Murat KALEBURUN isimli
arkadaşıyla Şişli 'de bir pastanede buluşmaya gittiğinde yanında Aydın YÜKSEK'in olduğunu,
Murat vasıtası ile bu şahısla tanıştığını, Aydın YÜKSEK'in kendisini polislikten ayrıldığını ve
iş takibi yaptığını kredi işleri ve ihale işleri takip eden bir kişi olarak tanıttığını, bu
tanışmadan sonra birbirlerine telefonlarını verdiklerini, görüşmelerinin bu şeklide
başladığını, Bursa'dan İstanbul'a Afrikalı arkadaşı Sanna JALLOJV'u görmeye geldiğinde
Aydın YÜKSEK ile buluştuklarını, her İstanbul'a gelişinde Aydın YÜKSEK'in evinde kalmaya
başladığını,
Hayati BİLİR'i Aydın YÜKSEK vasıtası ile Aydın YÜKSEK'i tanıdığı dönemlerde tanıştığını, bu şahıs Ankara ilinde tekstil işi yapmakta olduğunu, kimlik fotokopisi Hayati BILIR'in istanbul vakıflar bankasında hesap açtıracağını, kimliğini kendisine verdiğini, fotokopi çektirmesini istediğini, bu olaydan sonra buluşamadıklannı, fotokopi ve kimliğin üzerinde kaldığını, kimliği bilahere verdiğini, ancak fotokopiyi üzerinde unuttuğunu, vermek fırsatı olmadığını, hayati istanbul'a sık sık ticaret yaptığından dolayı geldiğini,
KHALED AL-KASSIH JVALID 'in Afrika 'da kendilerinin yemek yediği Restoran 'in pastane bölümünün müdürü olduğunu, Türk olduklarını bildiği ve Türkiye'de çalışmak istediğinden dolayı Türkiye'de Dış İşleri Bakanlığına kendisinin gelmesinde herhangi bir sakınca olup olmasını öğrenmek için pasaportunun fotokopisini kargo ile gönderdiğini, çünkü kendisi Lübnan asıllı olduğunu, kendilerinin de Senegal'de bulunduklarını, Türkiye'de
onun işlemlerini kolaylaştırmak için bu pasaportun fotokopisini aldığını,
Bir emlakçının vasıtası ile tanıdığı Musa YARGIN'ın kendisiyle İstanbul'da diyalog kurup Afrika'da zırhlı araç işi yapmak istediğini söylediğini, kendisinin zırhlı araç işi yaptığını bildiğini, daha sonra gittikleri Zeytinburnu ilçesinde Aksaray Otoya gittiğini, yanımda Aydın YÜKSEK ve Murat KALEBURUN'un olduğunu, burada bu şahsın tesadüfen adı geçtiğini, kendisinin de bu ismi tanıdığını ve görüştüğünü söylediğini, Aksaray otonun sahibide bu adamın dolandırıcı olduğunu şahsa ait bu bilgilerin kendisinde olduğunu ve kendisine fotokopisini verebileceğini söylediğini, kendisinin de aldığını, Durumun bundan ibaret olduğunu, Musa Sami TAŞTAN'da aynı kişi olduğunu, bu şahsı Musa Sami TAŞTAN olarak tanıdığını, şahısla çalışmaması konusunda kendisini uyardıklarını,
Hasan SAĞLIK'in beraber çalıştığı iş arkadaşı olduğunu, Dış ticaret işleri
yaptığını, bu arkadaşına uçak seyahati sırasında oynadığı uçak bileti totosuna yirmi bir
milyon üç yüz bin euro para ödülü çıktığını, bu ödülü almak için Hasan SAĞLIK ile
Bursa 'da Organize Sanayi Vakıflar bankasında hesap açtırdıklarını, banka hesap numarasını
ve pasaportun fotokopisini ispanya 'da bulunan loto şirketine faksladıklarını, bu nedenle bu
fotokopilerin kaldığını,
Kendisinin unutmamak için e-mail şifrelerini banka hesap şifreleri ve telefon
şifreleri ile kendisine ait olan özel bilgiler için not aldığı şifreler olduğunu,
Bu şahısların hepsini tanıdığını, şahısları Ankara 'da Odak Güvenlik isimli şirkette çalışan insanlar olduğunu, burada isimleri geçenlerden Orhan (YRB), Şamil (BINB) Odak Güvenlik şirketinin kurucularından olduğunu, Hazma (YZB) isimli şahıs ise bu şirkete dışardan iş bularak destek vermekte olduğunu, Selamettin GÜL Afrika 'da organik gübre ve halen Malezya 'da çelik kapı işi yaptığını, Afrika 'da bulunduğu sıralarda bu şahsın organik gübre işlerini takip ettiğini, Malezya'ya gittikten sonra görüşemedikleri için işinin yarım kaldığını, bir daha görüşemediğini, Hacı NİZAM Ankara ilinde dış ticaret işi yapan bir şahıs olduğunu, bu şahısla 2004 yılından beri tanıştığını, Ankara 'da iş ortamında tanıştıklarını, Mustafa (BNB) Mustafa TEMİZ binbaşı olduğunu, Jandarmadan emekli olduğunu, kendisinin Bartır işi yaptığını, 2005 yılında atık yağ projesinde Anketrtf'da beraber ortak çalıştıklarını, Şinasi veteriner hekim ekmeklisi olduğunu, Antalya da yaptıkları kooperatifi devir almak için
görüştüğü kişi olduğunu, bu devir alma işinde aracı olarak bulunacağını, inşaat şirketi olana
marjinal gruba satacağını, Marjinal grup Suudi Arabistan'da inşaat sektöründe çalışan
büyük bir firma olduğunu, bu notu yazmasının sebebinin odak isimli güvenlik şirketinden
ayrılıp Afrika'ya gitme kararı vermesinden dolayı Türkiye'de yarım kalan işlerini not
etmesinden dolayı olduğunu, Odak Güvenlik isimli şirketin asıl sahiplerinin Orhan abi ve
Fikret Şamil EMEK isimli emekli binbaşı olduğunu,
Ankara'da Odak Güvenlik Ofisinde bulunan ve kendisine hatıra olarak verilen
plaket olduğunu, Odak Güvenlik Şirketinde çalıştığı sırada burada çok sayıda bulunan bu
plaketin kendisine verildiğini, kendisinin de hatıra olsun diye Bursa'da bulunan evine
bıraktığını,
Selami GUL'ün organik gübre yapan ve satan kişi olduğunu, bu şahısla Odak Güvenlik şirketinde tanıştığını, bu şahsın Zonguldak lı olduğunu, Zonguldak bölgesinde EM ve Atık Yağ Projesini yapacağını,. EM projesi çöp öğüten bakteri projesi olduğunu, Haritanın ortasında yapıştırılmış yer Odak Güvenlik Şirketinin bulunduğu yer olduğunu, Ahmet KURTOGLU Ege ve Akdeniz bölgesinde Em ve Atık Yağ Projesinden sorumlu kişi olduğunu, harita üzerindeki işaretlemeler iş bölümü yapmak amacıyla yapılan yapmış olduğu işaretler olduğunu,
Kendisine gösterilmiş olan bir adet A4 kağıdı büyüklüğünde asetat kağıdı üzerinde Secturıty nato response force başlıklı kendi adına tanzim edilmiş fotoğraflı çıkartma kendisinin Afrika'da bulunduğu sırada oradaki kurslara katılmak maksadıyla yaptırmaya çalıştığı ve yaptırmadığı bir kimlik giriş belgesi olduğunu, kursa siviller katılamadığından kursa katılmak istediğinden dolayı kabul görmediğini, hazırlanan kimlik olmadığını, bu kimliği orada polislik yapan Lamin STAR isimli şahsa para karşılığında kursa katılmak için yaptıracağını,
Ali Bülent AGILONU'nün Ukrayna 'da bulunan Tuyaş isimli genel ticaret yapan şirketin kurucularından olduğunu, Afrika 'ya gelmek istediğinden dolayı kendisine Afrika 'daki Gambia hükümetinden davet yazısını alabilmek için kendisine vermiş olduğu pasaport fotokopisi olduğunu, Ali Bülent AGILONU emekli deniz yarbayı olduğunu, Yeşil pasaporta sahip olduğunu, Kendisinin devlet erkanı ile karşılanması için davet yazısı almak için olduğunu,
Okay OZÇELIK'in Bursa ilinde medikal malzeme satışı yaptığını, Afrika 'da birlikte medikal işi yaptıklarını, çok eski tanıdığı olduğunu, Afrika 'da iş yaparken samimi olduklarını, Okay OZÇELIK adına Jandarma Güvenlik Soruşturması Ve Arşiv Araştırması Formunu Afrika'da kendisinin yaptığını, bu şahıs ile aralarındaki iş ilişkisi bozulunca bu formu yaptığını, herhangi bir maksatla yapmadığını, bu formu internetten indirdiğini, O forma Jandarma 'nın logosunu yapıştırdığını,
Sinem GUNDOGAN ve Ece ŞAKACI isimli şahıslarda Bursa ilinde medikalcilik yaptıklarını, Okay OZÇELIK'in arkadaşları olduğunu, bu üç şahsın kendisine cephe alarak aralarındaki iş ilişkisini bozulduğunu, yukarıda belirttiği gibi Sinem GUNDOGAN ve Ece ŞAKACI isimli şahıslara da Jandarmaya ait formu hazırladığını, herhangi bir maksadının olmadığını,
Mustafa KARBEYA 'in Ankara ilinde Botaş Baş Müfettişi olarak çalıştığını, kendisi ile birlikte ticaret şirketi açacağını, ama kendisi resmi görevli olduğu için sonradan kendisi vazgeçtiğini, işin yarım kaldığını, bu nüfus cüzdan örneği bu nedenle kendisinde kaldığını,
Deniz OZÇELIK'in Okay OZÇELIK'in eşi olduğunu, Aslıhan DAGLAR'ın Ankara ilinde medikal işi yaptığını, kendisi beyin ameliyatı geçirdiğinden dolayı Afrika'ya gelemediğini, Cemil SARIYAR'ın medikal işi yaptığını, bu şahısların hepsi Okay OZÇELIK'in arkadaşları olduğunu, Deniz ÖZÇELİK, Ece ŞAKACÎ, Okay OZÇELIK, Aslıhan DAĞLAR,
Sinem GÜNDOĞAN ve Cemil SARIYAR'ın nüfus cüzdanları fotokopilerinin kendisinde bulunma sebebinin bu şahısların Türkiye 'den Afrika 'ya gelebilmeleri için uçak biletleri vize işlemleri ve davetiyelerinin için aldığı fotokopiler olduğunu,
Bu tapu fotokopilerinin hepsinin kendisinin bulunma sebebinin bu şahıslara ait olan yerlerin satılmasında aracı olacağından dolayı aldığı fotokopilerden olduğunu, izmir iline en son tarihten iki ay kadar önce gittiğini, bu satışlarda aracılık yapamadığını, Fiyatların uyuşmadığından dolayı satışların gerçekleşmediğini,
Bu mektubu 2007 yılı içersinde Afrika'dan yazdığını, bu mektuptaki konuların çoğunun kendisinin abartmış olduğu konulardan ibaret olduğunu, gelen işlerin durumlarına göre orta doğudaki ve savaş bölgelerindeki ihtiyaç ve talepler konusunda uzmanlaştığını, çeşitli işlerde fizibilite projesi hazırlar ve ilgili şirketlere verdiğini, örneğin Irak'ta şeker fabrikası, Afganistan 'da ekmek fırını gibi projelerinin olduğunu,
Kız arkadaşı AYŞE ELVREN beyanında "Fatih ŞAHİN isimli şahıs ile birlikte 2005 yılı Aralık ayında ofisine geldiğinizi, zaman içerisinde birbirinizden hoşlandığınızı, erkek arkadaşı olduğunuzu, kendinizin askeriyede yüzbaşı olduğunuzu, eşinizden ayrı olduğunuzu, 2006 yılı içerisinde işinizden uzaklaştırıldığınızı, mahkemenizin olduğunu,
tanıştığı süre içerisinde sizin göreviniz gereği Afrika'ya gidip geldiğinizi " Beyanıyla
alakalı olarak
Ayşe ELVEREN'i tanıdığını, kız arkadaşı, aynı zamanda evleneceği bayan olduğunu, Ayşe ELVEREN'in kendisi hakkında vermiş olduğu bilgilerin yanlış olduğunu, 2005 yılında bu bayanın ofisine gittiğinin doğru olduğunu, ancak kendisini yüzbaşı olarak tanıtmadığını, Ankara 'da Güvenlik şirketinde çalıştığını ve Afrika 'da iş yaptığını söylediğini, kendisini yanlış anlamış olabileceğini, Fatih ŞAHIN'in 15 senelik arkadaşı olduğunu, bu şahsın kendisini Ayşe ELVEREN ile tanıştırdığını,
NEZAHAT ŞENOCAK beyanında" 1985 yıllarında babası eşime birlikte
çalışalım dedi ve birlikte inşaat malzemeleri satış işini yapmaya başladılar 2002 veya
2003 yılında eşim kendi isteği ile ayrıldı. Sonra Ankara'ya gitti. İki yıl sonra Afrika'ya gitti, 2 yıl kadar orada kaldı, orada ne yaptığını bilmiyorum, tarihten 4 ay kadar önce Afrika'dan
geldi bir ara bana Özel Kuvvetlere girdiğini
söylemişti ile ilgili,
Nezahat ŞENOCAK'in eski eşi olduğunu, kendisi hakkındaki beyanları doğru olduğunu, Afrika 'da bulunduğu süre içersinde orada paralı askerlik birimlerine girmek için başvuruda bulunduğunu,
Bu cd'de yer alan 5 dosyadan Muzaffer ŞENOCAK'ın dosya ile Is Dos isimli dosyaların kendisine ait olduğunu, Diğer dosyaların Aydın YÜKSEK'in kendi oluşturmuş olduğu dosyalar olduğunu, bu Cd'yi oluşturma tarihli 28.12.2006 olduğunu, bu tarihte Afrika 'da bulunduğunu, dosyayı oluşturmasının nedeninin tehdit unsuru olarak kendisine karşı kullanmak olduğunu, şahısla aralarında ticaretten dolayı kendisini borçlu olarak göstererek borcunu almak için daha önce ailesine baskı yaparak 250 bin dolar istediğini, Ailesinde böyle bir borcun olmadığını öğrendiğinde Aydın YÜKSEK'in farklı yollara başvurarak bu cd'yi oluşturup baskı kurmak amacı ile Muzaffer TEKİN 'e vermiş olabileceğinin ortaya çıktığını, bu cd'yi daha önceden görmediğini, burada gördüğünü, IS Dos dosyası içersinde Ankarada yaptığı işlerin dokümanları bulunduğunu, Muzaffer ŞENOCAK isimli dosyada ise Aydın YÜKSEK'in kız arkadaşı Leyla'nın kendi kız arkadaşı Ayşe ELVEREN'in kendi arkadaşı Hasan SAĞLIK ve Afrika 'lı iş arkadaşı Sanna JALLOJV'a ait fotoğraflar bulunduğunu, Muzo Ask. ist. İsimli dosyayı Aydın YÜKSEK'in oluşturduğunu, bu dosyanın içeriğinin kendisinde olup olmadığını bilmediğini, Odak Güvenlik isimli iş yerinden masanın üzerinden kendi eşyalarını alırke^Jmnşm^ olabileceğini, içeriğini bilmediğini, bu cd'nin odak güvenlik şirketinin kurucularının aske\hemeklisi olmalarından dolaya karışmış olabileceğini düşündüğünü, çünkü'jfud^şpm^üs^kf^mında belirttiği gibi
Odak Güvenlik isimli şirketin kurucuları Orhan ahi ve Fikret Şamil EMEK isimli emekli subaylar olduğunu, yine belirttiği Afrika'ya gitmek için işyerinden eşyalarını topladığı zaman bu disket orada eşyalarının arasına karışmış olabileceğini, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, bu Cd'yi kendisinin vermediğini, bu Cd'yi Aydın YÜKSEK'in verdiğini, kendi bilgisayarında oluşturup ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e verdiğini, Aydın YÜKSEK'in ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'i tanıyıp tanımadığını bilmediğini, Sanna JALLOJV isimli şahsın kendi arkadaşı olduğunu, ancak bu isimli dosya hakkında kendisinin bilgisinin olmadığını, birçok gizli ibareli çeşitli word dosyaları hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,
AYDIN YÜKSEK'i tanıdığını, ifadenin üst kısımlarında şahısla olan ilişkisini anlattığını,
b-Savcılık ifadesinde Şüpheli MUZAFFER ŞENOCAK;
Emniyette ayrıntılı ifade verdiğini ve her şeyi anlattığını, AYDIN YÜKSEK ' i tanıdığını, diğer şahısları tanımadığını,
Bursa'daki evinde ele geçirilen dinamit lokumu ve fitili 12 Kasım depreminde kurtarma çalışmalan sırasında bulduğunu, o günden beri de evinde bulunduğunu, Jammer cihazının telefon görüşmelerini engellemek için satışına aracılık ettiği bir cihaz olduğunu, kendisinde yakalananın demo olduğunu,
MURAT KARABURUN ile Afrika' da beraber olduklarını, şu anda nerede olduğunu bilmediğini, hiç bir yerde Apo' yu getiren ekipte olduğunu, özel kuvvetlerden olduğunu söylemediğini ve bu şeklinde bir görüşme yapmadığını, kesinlikle kendisini dolandırmadığını, Afrika'ya iş için gittiğini, 3 senedir orada olduğunu, Afrika' dan zaman zaman geliş gidiş yaptığını, inşaat, medikal malzemelerini karşılıklı götürme işini yaptıklarını, SANA JALLOW un Afrika' daki ortağı olduğunu, Afrika' da iş için görüşmeler yaptıklarını, ancak bu konuda kimseyi dolandırmadığını, AYDIN YÜKSEK' in kendisinin gelip kendileriyle ortak olmak istediğini, Aydın YÜKSEK' in iki tane uçak bileti aldığını, 1000 $ ve 1000 EURO olarak bir bedel ödediğini, bunun dışında her hangi bir para vermediğini, kendisi Afrika' da iken ailesinden 250.000 $ para istediğini öğrendiğini,
AYDIN' in üzerinde ele geçirilen CD' deki bilgileri tam olarak bilmediğini, ancak o resimlerdeki şahsın kendisi olduğunu, Muzo dosyalar klasöründeki ismin de kendisine ait olduğunu, MUZAFFER ŞENOCAK' m kendisi olduğunu,
Üzerinde çıkan A4 kağıdında yazılmış Marjinal grup yazılı kağıdın arkasındaki isimlerin de bir dönem Ankara' da Odak güvenlik şirketinde çalıştığı esnada tanıdığı kişiler olduğunu, yapılan iş programının dökümü olduğunu,
ŞAMİL Binbaşı' nın özel kuvvetlerden ayrılmış biri olduğunu, onların yanından ayrıldığında kendisine özel kuvvetlere ait plaket verdiğini,
Afrika' ya gitmeden önce veya gittiği dönemlerde AYDIN YÜKSEK' in evinde 1 ay kadar kaldığını, orada bir kısım kıyafetlerini bıraktığını, bu arada ŞAMİL binbaşının bilgisayarlarını tamir ederken bazı dosyalan ve kendisine ait dosyalan şirketin bilgisayanndan aktardığını, bu aktardığı dosyalann içinde kendisine ait olan iş dosyalan olan üre, demir, hurda, inşaat vb. dosyalann bulunduğunu, Genel Kurmay' a ilişkin gizli bilgilerin bulunduğu CD.' deki dosyalardan ikisinin kendisine ait olduğunu, diğer dosyalan AYDIN' m oluşturma ihtimalinin muhtemel olduğunu, çünkü CD' nin oluşturulduğu tarihte kendisinin Afrika' da olduğunu, Ocak 2007 'de Afrika' dan geldiğini, CD' nin oluşturulma tarihinin 28.12.2006 tarihli olduğunu emniyette öğrendiğini, ancak Ankara' dan ayrılırken askeriyeden emekli olan ŞAMİL binbaşı ve ORHAN isimli şahıslann CD' lerinden de kanşmış olabileceğini düşündüğünü, CD' lerin içeriğini burada öğrendiğini, şirkete- ait bilgisayara herkesin iş
dosyalarını yazdığını, virüs girince kendisinin dosyaların tamamım kopyaladığını, ancak içeriğine bakmadığı için bu dosyaların olup olmadığını bilmediğini, sadece kendisine ait dosyalan bildiğini,
Evinde bulunan saniyeli fitil ve dinamit lokum parçasını depremde bulduğunu, Evinde bulunan boş kovanın içindeki notta ne yazdığını bilmediğini, Afrika' da iken eşine ve birlikte olduğu kız arkadaşına yazdığı mektuplardan kendisinin değişik işler ve özel işler yaptığını abartmak için anlattığım, onlann kendisine bağımlı kalmalarım sağlamak için o mektuplan yazdığını, yoksa özel ve gayri resmi işlere girmediğini beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler;
, Şüphelinin Bursa Osmangazi Hacıilyas Mahallesi Uluyol Tan Sokak Güzeller İş Merkezi Kat:3/23 adresinde Bursa Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan aramada;
(A)- (1) adet san koli bandına sanlı vaziyette içerisinde,
(1) adet "GOLDEN 14 KARAT MADE İN GERMANY"
(1) adet "GOLDEN 21.6 KARAT MADE İN GERMANY"
(1) adet "GOLDEN 18 KARAT MADEİN GERMANY" ibareleri yazılı küçük
tüplerde sıvı madde olduğu (bir tanesinin yanında siyah taşa benzeyen madde)
(B)- (1) adet kısa Marlboro sigara paketinin içerisinde "SC 11 PACKAGE
JAMMER" ibaresi yazılı elektronik cihaz,
(1) adet üzerinde ORA ibaresi bulunan siyah renkli deri el çantasının
içerisinde;
(2) adet PHİLİPS marka 1,5 voltluk AA ebadında kalem pil,
(C)- (1) adet küçük poşetin içerisinde 1 adet 13 cm civannda fitil,
(1) adet san koli bandına sanlı üzerinde mavi renkli yazılarla mak Nobel kimya sanayi kara/turkey ulite ibaresi yazılı kesik poşet içerisinde gri renkli yaklaşık 40-50 gram civannda madde, elde edilildiği,
Elde edilen malzemelerle alakalı olarak Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğünün 17.12.2007 tarih ve (921-1115) sayılı yazısı İnceleme Raporunda;
"patlayıcı ve yakıcı maddelerden olduğu İncelemesi ve açıklaması yapılan bulgu ve delillerin belli bir düzenek içerisinde bir araya getirilerek el yapısı bir bomba yapılabileceği, ateşleme sisteminin fitil ateşlemeli el yapımı bomba yapılabileceği, Söz konusu materyallerin belli bir düzenek içerisinde hazırlanıp kullanıldığında canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı cansızlar üzerinde ise yakıcı, yıkıcı, tahrip edici özelliğe sahip olduğundan TCK'nun 174.maddeleri kapsamında mütalaa edileceği kanaatindeyiz" şeklinde belirtildiği aynca, bu tür patlayıcı maddelerin adli emanet ve benzeri depolarda bulundurulması ve saklanması sakıncalı olduğundan imha edilmeleri gerekmektedir. Denildiğinden alman mahkeme kararlanna istinaden 27 .12.2007 tarihinde Fikret EMEKten elde edilen patlayıcalarla birlikte imha edildiği.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'da ele geçirilen belgelere bakıldığında şüphelinin kendisini Özel Kuvvetler elemanı olarak göstermeye çalıştığı, şüpheli de birçok nüfus cüzdanı, pasaport sureti ve çeşitli belgelerin bulunduğu, yine şüphelide birçok tapu fotokopisinin olduğu, şüphelide bulunan Özel Kuvvetlere ait plaketi, kişilerle olan özel ilişkilerinde kullandığı, bazı kişilere ait güvenlik araştırma bilgilerinin bulunduğu, şüphelinin sahte kimlik belgeleri hazırladığı, şüphelinin Fikret EMEK ile irtibatı kuran şahıs olduğu, şüpheli Fikret EMEK'in şirketinde bir süre çalıştığı ve Odak Güvenlik Şirketinin kuruluşunda ortak olduğu. Musa YARGIN isimli şahsın nüfus cüzdanı"ve- şahıs hakkında "biyografi" başlıklı ve "son derece tehlikelidir" şeklinde biten yazı ve GBT bilgilerinin bulunduğu, kız
arkadaşı Ayşe ELVEREN'i Ayşe ŞENOCAK olarak gösteren kimlik yapıp bilgisayarında bulunduğu ve ifadelerinde askeri gizli bilgilerin bulunduğu 16 numaralı CD'yi Odak Güvenlik Şirketinde çalıştığı sırada masanın üstündeki CD'lerden karışmış olduğunu beyan etmiş ise de; şüpheli Aydın YÜKSEK'in evinde kaldığı sürede muhtemelen bu CD'leri Aydın YÜKSEK'e verdiği, Aydın YÜKSEK'in de CD'leri şüpheli Mete YALAZANGİL vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e götürdüğü, şüphelinin örgütün silahlı kanadını temsil eden ve bir çok silah ve mühimmatı evinde gizleyen şüpheli Fikret EMEK ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN arasında irtibatı Mete YALAZANGİL ile sağladığı,
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'm ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, kendisini derin devlet ve özel kuvvetler komutanlığında görevli olarak tanıttığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hem yurt içi hem de yurt dışı faaliyetlerinin bulunduğu, şüpheli yurt dışı faaliyetleri çerçevesinde çeşitli girişimlerde bulunduğu, beyanına göre yurtdışında paralı askerlik yapmak için çeşitli sahte belgeler yapmaya çalıştığı, devlete ait gizli bilgi ve belgeleri şüpheli Fikret EMEKten alıp amacı amacı dışında kullanarak Aydın YÜKSEK vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e örgüt hiyerarşisi içerisinde devrettiği, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve bağlı grupların CD içindeki bilgileri özellikle Süleymaniye'deki Çuval Hadisesini sürekli olarak kullanıp dezenformasyon amaçlı olarak kullandıkları, ayrıca patlayıcı madde bulundurduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'm üzerine atılı eylemleri nedeniyle, TCK'nun
314/2, 174/1-2 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4-5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 326/1, 327. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
21-ŞÜPHELİ FİKRET EMEK: a-Emniyet ifadesinde,
"1963 yılında Emirdağ ilçesinde doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Emirdağ ilçesinde yaptığını, 1980 yılında Kara Harp Okuluna girdiğini, 1985 yılında teğmen rütbesi ile görev yaptığını, 1985-1986 yılında Tuzla piyade okulunda görev yaptığını, 1986-1989 yılında Edirne Keşan'da 1989-1991 Kıbrıs Güngör Komando Taburu 1991-1993 Urfa Siverek -Midyat Komando Alayında, 1993-1994 Özel Kuvvetler Komutanlığı 2.Alay Tim Komutanı, 1994-1995 Özel Kuvvetler 3.Alay Tabur Komutanlığı Vekilliği 1995 yılında Kuzey Irak Dönüşü Cudi dağında Nisan ayında çatışmada göğsümden aldığı merminin parçalanması sonucu iç organlarının hasar gördüğünü, yaralanması sonucu akciğer, mide mide altı ağort karaciğer böbrek üstü bezleri pankreas ağır hasar gördüğünü, 1,5 yıla yakın hastanede yattığını, bu sırada çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, pankreasının kalınbağırsağının direk bağlı olarak hayatını sürdürdüğünü, hastaneden çıktıktan sonra nekahet devresi hitamı gazi olarak emekli olabileceği halde vatanına hizmet için görevine devam etmeyi düşündüğünü, bunun üzerine 1996-1999 Muğla seferberlik tetkik kurulu bölge başkanlığında çalıştığını, 1999-2001 Kars Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığında çalıştığını, 2001-2004 Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Alay Komutanlığı istihbarat ve IKK Şube Müdürü olarak Binbaşı rütbesinde görev yaptığını, 24 Ağustos 2004 tarihinde vazife malulü gazi statüsünde ordudan emekli olduğunu, emekli olması nedeniyle yaralanmasından dolayı vücudunda meydana gelen fiziksel eksikliklerin kendisini tam komutan olarak görememe psikolojisinde olması olduğunu, çünkü güney doğuda çalıştığı müddetçe sayısını hatırlayamadığı kadar PKK Terör Örgütü ile yüz yüze çatışmalarda bulunduğunu, onlarca şehit verdiğini, bu fiziksel eksikliğini kendisinde gördüğü için daha fazla göreve devam etme gücünü kendinde bulamadığını, bu dönem içersinde üstün cesaret ve feragat şerit rozetleri, üstün harekat şerit rozetleri ve sayısız takdir ve ödüller
kazandığını, Muğla 'da görev yaptığı dönemde tanıştığı Betül YILDIZ ile 2004 Eylül ayında evlendiğini, emeklilikten sonra Ankara iline yerleştiğini, ODAK inşaat Güvenlik ve Sinerji (Gıda ürünleri üzerine) Ltd.Şti. emekli meslektaşları ile birlikte şirketler kurduğunu, fakat ticari hayatta herhangi bir başarı elde edemediği için şirketlerin ikisini devrettiğini, bir tanesini kapattığını, 2007yılı başlarından beri herhangi bir işle uğraşmadığını, geçimini gazi aylığı ile sağladığını,
1992-1995 yılları arasında, yukarıda bahsettiği gibi ülkenin güney doğu bölgesinde ve Kuzey Irak'ta PKK terör örgütü ile mücadele yaptığı dönemde birçok terörist grupla karşı karşıya geldiklerini, kendisine bahsedilen patlayıcı ve silahları da Kuzey Irak'ta bulunduğu görevlerde teröristlere ait sığınak ve kamplarda ve ölen teröristlerin üzerinden çıkan mühimmat ve silahlar olduğunu, MKE yapımı olan mühimmatlarda yine teröristlerin karakol baskınlarında bir şekilde elde ettiği mühimmatlar olduğunu, Sustalı ve muştada teröristlerin üzerlerinden ve sığınaklarından elde ettiği malzemeler olduğunu, diğer çakı bıçak şeklindeki söylenenlerin piyasadan normal satın aldığı malzemeler olduğunu, Kuzey ırakta teröristlerden elde ettikleri mühimmatların çoğu sığınakların ve teröristlere ait mevzilerin imha edilmesinde kullanıldığını, yanında getirdiği bu malzemeleri yaptığı terörle mücadeleden dolayı biraz hatıra birazda oradaki teröristle mücadele duygusunun verdiği heyecandan dolayı çeşitli zamanlarda parça parça getirdiği malzemeler olduğunu, saydığı malzemelerden susturucu tabanca profesyonel bir yapım olmamakla birlikte el yapımı basit bir susturucu olduğunu, bunu 2002 yılı içersinde Kuzey Irak'ta görevde bulunduğu esnada aldığı bir silah olduğunu, susturucusu da ciddi bir şekilde çalışmadığını, o dönemde deneme yaptığında da normal şiddetli ses çıkardığını, bu malzemeleri dediği gibi o bölgedeki görevin heyecanına yenik düşüp parça parça getirdiği malzemelerden ibaret olduğunu, bu malzemeleri getirmenin nedenlerinden birisi de orduda çalışmasından dolayı aşırı güven duygusu olduğun, bu görev sürecinde adeta kurulu yay gibi olduğunu, etrafındaki herkesten şüphe duyar ve takip ediliyor endişesine kapıldığını, bu saydığı etkenlerin hepside şu an kendisine mantıksız gelen bu malzemeleri biriktirmesine sebep olduğunu, bu malzemeleri kesinlikle hiçbir yerde kullanmadığını, kesinlikle kimseye göstermediğini, yaşlı annesinin zaten kendisine ait eşyaları ne olduğunu ne bilir nede sorduğunu, hatta yaralanma olayından sonra ki süreçte bile bu malzemeleri nelerden ibaret olduğunu unuttuğunu,
Tabanca ordudan aldığı ruhsatı kendi üzerine olan silahlar olduğunu, boş kovanları biriktirmesinin sebebinin de askeriyeden bunları tekrar doldurtup alabilme imkanlarının olduğundan dolayı olduğunu, diğer dolu olan mermileri de ruhsatlı silahına ait mermiler olduğunu, bahsetmiş olduğu uçak savar Mİ 6 ve diğer mermileri güney doğu bölgesinden hatıra olarak vitrine koymak amacı ile bulundurduğun, birer ikişer mermi olduğunu, Yavuz 16 şarjörü yine ruhsatlı olan ordudan aldığı tabancasının şarjörü olduğunu, Ayrıca 200 adet fişek de ruhsatlı tabancasına ait olduğunu,
Yukarıda söylenen isimlerden Muzaffer TEKİN 'i medyada çıkan çeşitli haberlerden dolayı tanıdığını, çünkü kendisi bir dönem ordu mensubu olduğu için bu adamın ilgisini çektiğini, Muzaffer ŞENOCAK'ın ise emekli olmaya karar verdiği yakın bir dönemde sevdiği değer verdiği MAK Alay Komutanı Levent GÖKTAŞ vasıtası ile 2004 yılı başlarında tanıdığını, fakat Levent GÖKTAŞ 'ta şu anda ismini bilmediği başka bir şahsın referansı ile kendisini tanıştırdığını, çünkü kendisinin o dönem emekli olacağını bildiği için "bu uyanık bir çocuk inşaat işlerinden anlıyor ağabeylerinin Bursa'da inşaat işleriyle uğraştığını" söylediğini, kendisine faydalı olabileceğinden dolayı bir dönem denemesini ve duruma göre hareket etmesini söylediğini, kendisinin de o dönemde şirket kurma çalışmalarının sürdüğünü, çeşitli ayak işlerinde bu çocukla birlikte hareket ettiklerini, bu çocuğu şirketin gündelik ayak işlerinde kullandığını, kendisinin bekar olması hasebiyle birkaç kez askeri lojmanlarda evine davet ettiğini, misafir ettiğini, bununla beraberliklewıwp*,.ç,eşitli fasılalarla beş altı ay sürdüğünü, fakat bu beş altı ay sürecinde birlikteliklerinin 10-15 kereyi geçmediğini,
Muzaffer ŞENOCAK'ın "Bursa'ya gidiyorum" diyerek ara sıra ortadan kaybolduğunu, uçuk ticari fikirleri ile yanına gediğini, bu uçuk fikirlerinden dolayı bu şahsa karşı güveninin sarsıldığını, hatta bu dönemde bir keresinde Gambia projesi ile geldiğini, Gambia Devlet Başkanının akrabalarından bir ikisinin tanıdığını, bu ülke ile çok çeşitli ticaret yapılabileceğini kendisinin bu devlet başkanının akrabalarından birisinin Türkiye 'de okuduğu dönemde tanışan bir şahsın aracılığı ile Gambia'ya davet edildiğini söylediğini, ayrıca kendisini Radyestezi yani biyo enerji türü bir uzmanlığı olduğunu söylediğini, fakat uçuk fikirlerinden dolayı bu şahısla ilişkisini 2004 yılı ortalarında noktaladığını, kendisi Gambia 'ya gittikten sonra bir daha görmediğini,
Yine sorulan isimlerden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü devre arkadaşı olması dolayısı ile tanıdığını, 1987 yılında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte İsparta Eğirdir Komando Okulunda beraber kurs aldığını, dönemde o bir sakatlık geçirdiği için kursu bitiremeden ayrıldığını, o gündür hiç görmediğini, kendisine gösterilen resimlerin şahısların hiçbirini tanımadığını,
Kendisine okunan (LOBİ) doküman ile ilgili medyadan bazı duyumları olduğunu, ancak vatanına milletine sonuna kadar bağlı olan bir insan olarak asla böyle bir şeyi tasvip etmediğini ve ettirmediğini,
Yukarıda daha önce bahsettiği gibi Muzaffer ŞENOCAK ile tanışma döneminin emekliye ayrılma sürecinde olduğunu, ancak daha emekli olmadığını, bu dönemde MAK'ta istihbarat şube müdürü olarak çalıştığını, görevi icabı bu tür belgelerle haşır neşir olduğunu, bu tür bilgilerin kendisine çeşitli kaynaklardan ihbar şeklinde isimsiz disket ortamında yollandığını, kendilerinde bunların teyidi ile ilgili komutanlarının nezdinde çalışmalar yaptıklarını, bu gelen ihbarlardan bazılarının küfürlü tehdit içerikli bilgilerde olabildiğini, bilginin önem derecesine göre sıralı komutanlarla paylaştığını, ciddiyetsiz olanları elediklerini, dediği gibi kendisinin çalıştığı dönemde eve gelip giderken bu disketleri yanında getirip götürdüğünün olduğunu, bunun sebebinin de istihbaratçı olduğu için mesaisinin bir kısmını dışarıda geçirdiğini, saç sakal bırakabildiğini, haftada bir işyerine gittiği durumlarda olduğunu, bu yüzden çalışmalarını yalnız yaşadığından dolayı eve taşıdığı günlerin olduğunu, bu dönem içersinde evine misafir ettiği Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle bu disketlerden birisini kopyalamış veya çalmış olabileceğini, kesinlikle herhangi bir işiyle ilgili bilgi ve veriyi hiç kimseye ve kendisine sorulan ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e de kesinlikle vermediğini, bahsedilen Sanna JALLOJV isimli şahsı tanımadığını, Muzaffer ŞENOCAK'ın eski boşandığı eşini düğününe geldiğinden dolayı şahsen tanıdığını, başka herhangi bir yakınını tanımadığını,
Kendisinin Odak Güvenlikteki iş yerine ordu ile ilgili hiçbir done götürmediğini, bırakmadığını, ayrıca Odak Güvenlikte Orhan abi'nin olmadığını, Odak inşaatta Orhan KIRATOGLU isimli emekli binbaşı arkadaşının olduğunu, şimdi düşündüğünde Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle evine misafir ettiği dönemde evinden çalmış olabileceğini, kesinlikle Muzaffer ŞENOCAK'a veya başka birine orduya ait hiçbir belge ve bilgiyi ne gösterdiğini nede verdiğini,
Yukarıda da bahsettiği gibi istihbarat çalışmaları için çok sık dışarıda bulunduğunu, bekar yaşadığı için ve evinin de askeri lojman olmasından dolayı ofis gibi kullandığını, fakat 2004 teki emeklilik kararından sonra evlilik hazırlıkları ve ev taşınmayla birlikte telaşla bu miyadı geçmiş evrakları imha etmesi gerekirken unutmak kusuru yüzünden evinde kaldığını, bunları evinde bulunmasının herhangi bir kastı ve maksadı olmadığını, bunların sadece unutkanlık kusuruyla bırakılmış malzemeler olup ayrıca bunların gizlilik dereceleri de kendiniz tarafından verilen ara sıra numaraları olmayan evrak kayıt defterine işlenmemiş evraklar olduğunu, bunlardan özel kuvvetlere ait albüm ise takip etmesi gereken subay astsubayın listesi bir nüshası çıkartılıp komutam tarafından kendisine verildiğini, her yıl güncellenir bir önceki yılki özelliğini yitirdiğini, imha edilmesi çerekir yukarıda söylediği
gibi evinde bulunması basit bir ihmalden ibaret olduğunu, yine kendisine gösterilen seksen
dört (84) sayfalık alevi yapılanması ile ilgili dokümanı internet üzerinden açık kaynaklardan
temin edilen bir doküman olduğunu, bu dokümanın istihbarat görevi icabı ilgi duyduğundan
dolayı okumak için çıkarılmış dokümandan ibaret olduğunu, yoksa içerisindeki bilgilerinin
teyidi ile ilgili hiçbir çalışma tarafınca yapılmadığını, kendisine gösterilen elle yazılmış nüfus
kayıt örneğinin ise yine ihbar yoluyla gelmiş basit bir doküman olduğunu, bu dokümanı gole
almayıp hiçbir şekilde çalışma yapmadığını, yine kendisine gösterilen belgenin PKK terör
örgütü, DHKP/C, TİKKO, NAKŞİBENDİ ve benzeri grup ve örgütlere yönelik istihbarı
bilgiler doğrultusunda yapılan bir çalışma olduğunu, tamamen görevli olduğu süre içersinde
yaptığı görevlerden birisi olduğunu, yine kendisine gösterilen dokümanın kendisine bağlı
görevlilerin yapmış olduğu çalışmalarla ilgili raporlar olduğunu, çalışması sırasındaki rutin
görevlerden birisi olduğunu, kendisine gösterilen ek bilgi notu başlıklı dokümanın
içersindekilerin tamamen kendisine verilen görevler doğrultusunda yapılan çalışmalar
olduğunu, bu çalışmayı hangi birim tarafından hazırlandığını şu an hatırlamadığını, ihbar
maksadıyla gönderilmiş herhangi bir bilgi olabileceğini, yine gösterilen PKK terör örgütünün
sektör bazındaki finans kaynakları isimli dokümanın ihbar niteliğinde yollanmış bilgilerin
derlemesi olduğunu, Pazarcılık, sahte fatura gibi bilgileri içeren dokümanda görev kaynaklı
olduğunu, göç Alan Bölgelerde Seçimlerin Değerlendirilmesi Başlıklı Dokümanda yine görev
kaynaklı doküman olduğunu,
-(3) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş Ankara-Keçiören-Aşağı Eğlence Muhtarlığından verilme üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan İkametgah İlmühaberi,
-(1) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa-Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'in fotoğrafı bulunan Nüfus Hüviyet Cüzdanı Sureti fotokopisi,
-(1) adet, Mehmet ALTINSOY (Durmuş-Raziye oğlu 1967 Dutalan doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan nüfus cüzdan fotokopisi, tespit edilmiştir, ahmet doğan ve mehmet altmsoy isimli şahıslan tamyormusunuz, tanıyorsanız ilişkilerinizi anlatınız, neden kimlik bilgileri başka bir şahsa ait kendi fotoğrafınızın bulunduğu kimlik fotokopisi bulunduruyorsunuz? ne amaçla bu ikametgah sureti ve nufüs cüzdanını sureti ile nufüs cüzdanı bulundurduğu sorulduğunda;
Bu ikametinde bulunmuş dokümanlarda ismi geçen bahse konu şahısları kesinlikle tanımadığını, Bunların Özel Kuvvetlerin Özel eğitiminde ve kurslarında kullanılan eğitim amaçlı yapılan dokümanlar olduğunu, bunların asılları görev hitamı imha edildiğini, bunlarda imha edilmesi gerekirken örnek olarak yanında tuttuğunu, bunları hiçbir maksatla hiçbir yerde kesinlikle kullanmadığını, kimseye ibraz etmediğini,
-(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ'a ait Türk Silahlı Kuvvetleri Kimlik kartı fotokopisi
-(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ (Kemal-Gülten oğlu 1959 doğumlu) adına tanzim dilmiş nüfus cüzdan fotokopisi,
-(1) adet, Adem KOS (İzzet-Ayşe oğlu 1972 doğumlu) adına tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi olduğu,
-(1) adet, Nurettin DEMİR (Nuri-Nazile oğlu 1964 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi
ladet, Kemal SAVAŞ (Hamdi-Badeser oğlu 1955 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanın ön yüzü fotokopisi 1 adet, Ali Rıza KARAGÖL (Mustafa-Meliha oğlu 1968 doğumlu İsparta ilinde verilme B sınıfı sürücü belgesi) adma tanzim edilmiş sürücü belgesi,(l) adet, Rüstem AŞKIN (Mustafa-Şükran oğlu 1961 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanı tespit edilmiştir, mustafa levent göktaş, adem kojs, nurettin demir, ali rıza karagöl, rüstem aşkın ve kemal savaş isimli şahısları tamyormusunuz, tanıyorsanız bu
şahıslyarla olan ilişkilerinizi anlatınız? bu nufüs cüzdan fotokopilerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait fotokopilerin kendi komutanı olan Albay Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait olduğunu, kendisinde bulunmasının nedeninin bazen banka ve diğer resmi işleri takip etmeleri açısından kendisinin ona onun kendisine verdiği fotokopiler olduğunu,
Ali Rıza KARAGÜL, Kemal SAVAŞ, Adem KOS, Rüstem AŞKIN ve Nurettin DEMİR 'e ait fotokopiler ve sürücü belgesi tam kesin hatırlayamamakla beraber birlikte sığınaklarda elde edilen kimlikler olabileceğin, veya yine eğitim kapsamında düzenlenmiş olabileceğini, şu an itibariyle geçmiş zaman olduğu için kesin net bir şekilde hatırlamadığını,
İlgili mahkeme karan gereği ikametinizde yapılan aramada "devlet yöneticileri için devlet yönetimini kısa dönemde çökertme kılavuzu" isimli kitap elde edilmiştir, bu kitabı ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Bu kitap piyasada normal satılan bir kitap olduğunu, bunu kendisine emri altında çalışan bir arkadaşının MAK Alayına hediye ettiğini, kendisinin de okumak amacıyla aldığını, ancak kendisinde kaldığını, yine kendisine gösterilen Hükümet Darbe Tekniği isimli kitabı da kütüphaneden almış olabileceğini, ancak şu an nedene aldığını hatırlamadığını, normal satılan bir kitap olduğunu,
-(3) adet, Nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgilerinde (Tekirdağ-Hayrabolu-Şalgamlı 047/01-31-010/32) kimlik haneleri boş olan Hayrabolu nüfus müdürlüğünden verilme nüfus cüzdan suretleri, tespit edilmiştir, bu nufüs cüzdanı suretlerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Eğitim maksatlı boş fotokopiler olduğunu, yukarıda da belirttiği gibi eğitimlerde kullanılmak üzere çekilmiş olduğunu,
Ordu mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğunu, 1995 yılında PKK terör
örgütü mensupları ile girmiş olduğu çatışma neticesinde ağır yaralandıktan sonra 1.5 yıl
tedavi görmeme ve gazi statüsünde emekli olma hakkına sahip olmasına rağmen devletini ve
milletini çok sevdiğinden 2004 yılına kadar aktif olarak orduda görevine devam ettiğini,
ancak 2004 yılında yaralanmadan kaynaklı olarak fiziki durumunun görev yapmasına artık
müsaade etmemesi sebebi ile istemeyerekte olsa ayrılmak zorunda kaldığını, ifadenin
içerisinde de bahsettiği gibi bu operasyon çerçevesinde yakalanan şahıslar ile hiçbir şekilde
ilişkisinin olmadığını, Eskişehir'de annesinin evinde bulunan silah ve patlayıcıları ise
bulundurmasının bir hata olduğunu kabul ettiğini, son derece pişman olduğunu ifade etmek
istediğini, kaldı ki bu silahlar ve patlayıcılar yaklaşık 14-15 yıldır annesinin evinde durmakta
olduğunu, bu silahları hiçbir şekilde kullanmadığı gibi kendisinde bulunduğuna dair hiçbir
kimseye en ufak bir bilgi dahi vermediğini, Ankara'daki evinde bulunan dokümanlar ise
görevli olduğu dönemde görev gereği bilgisinin olduğu, emekli olduktan sonra ise hiç kimse
ile paylaşmadığı arşiv niteliğinde miadı dolmuş evraklar olduğunu,
b- Savcılık İfadesinde Şüpheli Fikret Emek;
Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadenin doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, 1980 yılında orduya girdiğini, 1993 yılında Özel Kuvvetlere üst teğmen rütbesi ile girdiğini ve 1995 yılında Kuzey Irak' daki bir operasyon dönüşünden sonra Cudi dağındaki sıcak bir takipte çatışmada ilk temas sırasında yaralandığını, Karaciğer, akciğer, mide, böbrek, bağırsak ve pankreasında ağır hasarlar oluştuğunu, 1,5 yıl askeri hastanede yattığını, zaman zaman değişik operasyonlar ve değişik ameliyatlar geçirdiğini, Pankreasını direm ile kaim bağırsağına bağladıklarım, Diremin hortum olduğunu, hayatını böyle devam ettirdiğini, 1996 yılında Muğla' da başladığını, Yurt dışında Nahcivan' da_,çahştığım, 1999 yılında Kars' a geçtiğini, 2001-2004 yılında da MAK ( Muhar^f^am^^urtarma) Alayının İKK
(istihbarat ve istihbarata karşı koyma) şube müdürü olarak Ankara' da görev yaptığını, 2004 yılında kendi isteği ile emekli olduğunu, şu anda gazi statüsünde olduğunu, bu statüde maaş almakta olduğunu,
Kendisine sorulan şüphelilerden sadece ZEKERİYA ÖZTÜRK' ü 1987 yılında komando kursunda beraber olduğundan tanıdığını, kendisinin refuze olduğunu, 1 ay sonra kurstan aynldığını, o tarihten beri kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, her hangi bir telefon ve mektup, email irtibatı olmadığını, ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ' i medyadan tanıdığını, kendisi ile hiç bir şekilde irtibatı olmadığını, OKTAY YILDIRIM ve MAHMUT ÖZTÜRK' ü tanımadığını, ASUMAN ÖZDEMİR, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR isimli şahısları hiç tanımadığını, Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli oluşumlara da üye olmadığını, her hangi bir irtibatı olmadığını, her hangi bir irtibatının da olmadığını, AYDIN YÜKSEK' i tanımadığını,
MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanıdığını, onu da şöyle emekli olmayı düşündüğü zamanlar komutanının biri MUZAFFER ŞENOCAK' ı birisi vasıtası ile kendisine tavsiye ettiğini, Bursa'da çevresi olduğu ve kendisine belki yardımcı olur şeklinde, kendisinin de inşaat ve güvenlik şirketi kurmayı düşündüğünü, bu sebeple kendisi ile tanıştığını, o dönemde emekli olmadığı ve bekar olduğu için bir kaç sefer kendi evinde misafir olarak kaldığını, daha sonra da emekli olduktan sonra şirket kurduğunu, şirketinde bir iki ay fasılalı olarak gelip çalıştığını, hatta kendisine maaş dahi veremediklerini, MUZAFFER ŞENOCAK ile bulunduğu süre içinde kendisinin uçuk kaçık fikirleri olduğunu, olmadık yerlerden büyük ihaleler alabileceğini söyleyerek kendilerinin dahi güvenini kaybedecek şekilde hayali projeleri olduğunu, bu projelerden bir tanesinin Gambiya olduğunu, Devlet başkanı ile arasının iyi olduğunu, bu sebeple buralarda büyük ihaleler alacağını söylediğini, ancak hiç birini yapamadığını, bir sefer Gambiya' ya gittiğini, daha sonra Türkiye' ye dönüp, sık sık gidiş geliş yapmış olduğunu, ancak irtibatlarının koptuğunu ve akabinde şirketlerinin işletemedikleri için kapattıklarını, şirketi ordudan emekli binbaşı arkadaşı MUSTAFA ÇAKIR ile kurduğunu, kendisinin Gaziantep Ti olduğunu, şu anda Odak Otamasyon adlı bir şirketinin olduğunu, Hastanelerle ilgili çalışmalar yapyığmı, Ankara Balgat' ta şirketinin olduğunu, kendisi ile zaman zaman görüştüğünü,
MUZAFFER ŞENOCAK' in beyanı ile ilgili; MUZAFFER ŞENOCAK ' m beyanlarını kısmen kabul ettiğini, ancak evinden veya bilgisayarından aldığını iddia ettiği gizlilik içeren kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları toplantılara ilişkin notlar ve diğer askeri konulardaki yazılan kendisi görevde iken 2001-2004 yılı arasında İKK (istihbarat ve karşı koyma ) müdürü iken bir çok yerden ihbarlar geldiğini, disketler, mektuplar, küfürler geldiğini, zaman zaman gelen CD. ve disketleri alıp incelediğini, belirtilen gizlilik içerikli belgelerde bu şekilde kendisine gelmiş bilgiler olduğunu, içeriğini okuyunca uçuk kaçık bilgiler olduğunu anladığını, o dönem gelen her türlü bilgiyi sakladığı için o bilgilerin de görev sırasında kullandığı diğer bilgilerin arasında kalmış olan disketler olduğunu, bu tür birçok bilgi ve belgenin kendilerinde bulunduğunu, bunlann büyük bir kısmını amirlerine ilettiğini, ancak makul olmayanlann da öyle durduğunu, bu yazılann da kendisine düzmece gibi geldiği için üstlerine bildirmediğini, sivil çalıştığı için birliğe ancak haftada bir iki gün uğradığını, genelde dış görevde olduğu için de çalışmalannm büyük kısmını evde yaptığmt, lojmanın özel kuvvetlere ait olduğu için de güvenli olduğunu ve bekar olduğu için de bazı bilgi ve belgeleri evde bulundurup evde çalıştığını, ancak MUZAFFER ŞENOCAK' m bunlan ne şekilde aldığını bilmediğini, aynca iddia ettiği gibi kendisinin ŞAMİL kod ismini örgütsel amaçlı değil İstihbaratçılann genelde birlik içinde ve operasyonlarda kullanılan zaman zaman da değiştirilen isimleri olduğunu, son dönemde de
olsa isimlerini deşifre olmaması için bu tür kod ismi kullandığını, bunun delili olarak da sunduğu BRÖVE'de de isminin FİKRET ŞAMİL EMEK olarak yazılmış olduğunu, sunulan belgede Özel Kuvvetler Komutam Tüm General FEVZİ TÜRKERİ imzalı Özel Kuvvetler BRÖVE'si belgesi yazılı belgede adı soyadı kısmında FİKRET ŞAMİL EMEK, 3. özel kuvvetler alay Komutanlığı yazdığının görüldüğü, bu belgeden de görüleceği üzere görev ile alakalı bir kod ismi olduğunu, dış dünya ile alakası olmadığını, ilk vurulduğum zamanki kod adının da CONKER olduğunu,
Kendisinin kesinlikle MUZAFFER ŞENOCAK' m bu belgeleri bilerek ve isteyerek vermedğini, görev sırasında lojmanında misafir olarak bulunduğu sırada almış olabileceğini, emekli olunca evindeki bütün bilgi ve CD' leri ayıklamaya fırsatı olmadığı için bakamadığını, çünkü emekli olduğunu, hemen düğün hazırlıklarına başladığını, düğün ve emeklilik işlerinden elindeki bilgi ve belgeleri ayıklayamadığım, evlenince de bunları evin bir köşesine koyduğunu, o günden beri de açıp bakmadığını, hangi bilgi olduğu, görev bilgisi olup olmadığı hususlanm şu anda dahi hatırlamadığını, çıkan evraklann da kontrollü evraklar olmadığını, bu sebeple resmi ve gizli bir belge olduğunu zannetmediğini,
Ankara' da oturduğu evde çıkan belgeler ve bilgisayarlann kendisine ait olduğunu, oradaki Belçika Browning silahın da emekli olmadan önce zor alımdan aldığı silah ve ruhsatlı olduğunu, diğer askeri nitelikli dokümanlann da yukanda izah ettiği kendisinde kalan görevine ilişkin belgeler ve dokümanlar olduğunu, bazılannm da bilgi notlan olduğunu, çok önemli evraklar olmadığını,
Eskişehir' deki Hayriye Mah. Dumrul Sok. 124/5 sayılı adresteki bulunan silahlar ve patlayıcılann kendisine ait olduğunu, orasının annesinin evi olduğunu, o silahlan 1992-1995 yılları arasında sürekli Kuzey Irak' da operasyonel faaliyetlerde bulunduğunu, çatışmalara girdiklerini ve bu çatışmalar sonucunda leşlerden arta kalan silahlan aldıklanm, çünkü şahsi silahlannm hem ağır, hem de büyük olduğunu, çok ses yaptıklanm, çatışma sırasında farklı ses çıkardığından yerlerinin belli olduğunu, kendilerini korumak için ve taşıması rahat olduğu için keleş, biksi ve kanas türü silahlan aldıklanm, aynca Güneydoğudaki operasyonel birliklerde de kanas, keleş gibi silahlar verildiğini, ancak kendisinde ele geçirilen silahlann orduya ait silahlar olmadığını, Operasyonel faaliyetler sonucu arazide ele geçirdikleri sahipsiz silahlar olduğunu, bu silahlan çatışmalarda zaman zaman kullandıklanm, ayrıca zaman zaman bazı çatışmalarda arkadaşlanmn silahlannm kaybolduğunu veya uçuruma veya dereye düştüğünü, bulunamadığını, bunun da bir sorumluluk gerektirdiğini, bu tür bir hadise ile karşılaşmamak için de ele geçirilen silahlan bir kısmı bu şekilde kişilerin şahsi tasarrufu ile kullandıklanm, bunun kendi şahsi hatası olduğunu, bombalar, el bombalan, C3 plastik patlayıcı kalıplan ve TNT kalıplannm da yine kendinin Kuzey Irak' daki operasyonlarda ve ele geçirilen kamplardan alman ancak listelere yazılmamış malzemelerden o dönemde bir merak olduğu için aldığını, zaman zaman da bunlan başka operasyonlarda, sığmak çökertme ve bubi tuzaklannı çözmede kullanmak amacı ile aldığını, bunlan parça parça aldığını, zamanla bunlann yine sınır ötesi operasyonlarda kullanacaklanm ve bu tür malzemeler kullanırken kendilerini daha güvende hissettiklerini, astlannm da bu malzemeleri görünce kendilerine karşı itaatlerinin arttığını, psikolojik bir güven mekanizması olduğunu, hatta bu malzemeden bir kısmını operasyonlarda bir kaç sefer kullandığını, bir sefer sığmak çökerttiklerini, bir seferde bubi tuzağını çözmek için kullandıklanm, özellikle infilaklı fitil dedikleri kablo şeklindeki fitili bubi tuzaklannda etkin bir şekilde kullandıklanm, ordumuzda da benzer malzemelerin olduğunu ancak her operasyon sonrası ve öncesi malzeme sarf raporlan düzenlendiğini, bu malzemeleri kendi ordumuzdan alma imkanının bu yönü ile mümkün olmadığını, çünkü bu işlerin çok sıkı takip edildiğini, operasyonda harcadıkları merminin dahi hesabını verdiklerini, zaten hiç bir operasyonda bu kadar çok malzeme bir kişinin üstünde taşınmadığını, çünkü patlama riski olduğunu, çok nadir hatta özel operasyonlarda birer tane fünyesi ayrı yerde olmak üzere zaman zaman
Dostları ilə paylaş: |