GüNÜMÜz türkcesiyle evliya çelebi seyahatnamesi: podgorîCE, İŞTİB, vidiN, peçOY, budiN



Yüklə 1,58 Mb.
səhifə27/35
tarix05.09.2018
ölçüsü1,58 Mb.
#77457
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   35

"El-aman, el-aman, ey şahlar şahı Osmanoğlu Süleyman Han" deyip kalenin tüm burçlarına ve bedenlerine beyaz aman bayrakları dikip aman dilediler. Amanları kabul olup tüm kâfirler çıplak, silâhsız, uğursuz evlerine gittiler.

285

Kâfirler kaleden çıkar çıkmaz iç acılarından birkaç Müslü­man gaziyi şehit ettiler. Meğer bunda hikmet var imiş. "Bre küf-far adam şehit etmiş" deyince tüm kızgın gaziler hemen dal sa­tır olup bir anda 70.000 kâfiri Kassab-ı Cömerd köçekleri gibi kı­lıçtan geçirip güçlü kuvvetli bir kâfir ayakta kalmayıp hepsi yer­lere serilip kelleleri yuvarlandı. Budin Kalesi 3. kere yine feth olup kale muhafazasına 20 oda yeniçeri ile Elbasan Beyi Ha­san Bey tayin olundu. Krallığı yine daha önce çerağ olan Yanoş Kral'a sadaka olununca devletin hayrını isteyen herkes,



"Padişahım bu kaleyi bir vezirine verip elde tutulmuş ol­sun, [76b] tâ ki İslâm ordusu bir başka fetihte bulunsun" derler. Süleyman buyururlar ki,

"Allah'ın emriyle daha zamanı var" deyip Budin altından İslâm ordusu ile kalkıp Budin'in öte batısı tarafında Eski Budin zemininde konaklar.

Oradan Beç Kalesi yoluna çıkıp 76 adet sağlam kalelerden Tata Kalesi, Papa Kalesi, Pirespirim Kalesi, Polata Kalesi, Çav-ga Kalesi, Çobaniçse Kalesi, Senmartin Kalesi ve bunun gibi nice kale ve palankaları feth edince şiddetli kış yakın olup Beç Kalesi'ne sarılır. Hatta geriden gelen İslâm ordusu Gör Kalesi'ni yani Yanık Kalesi'ni yaktıklarında ismi Yanık kalır.

Daha sonra Süleyman Han Beç'i kuşatır. Son derece sarp kale olduğundan günden güne kış ve kar artıp bütün İslâm ga­zileri kar altında kalırlar. Sonunda 20. gün kaleden vaz geçip dert, belâ ve sıkıntı çekerek Safer ayında zafersiz ve sefer sıkın­tısı çekerek Cankurtaran adlı yere gelirler, oradan Budin üzere cüret edip dönerler.

Budin Banı Yanoş Kral, padişahın üzengisine yüz sürüp hü'at ile kadri yükseltildi ve denkleri arasında saygın oldu ve bu kutlu seferde Üstürgoıı Kalesi'nden İskender tacı alınıp Bu­din Kralı Yanoş'a bağışlanıp bu kere gerçekten müstakil kral oldu.

Daha sonra Süleyman Han Peşte Kalesi önünden Tuna Nehri'ni geçip o şiddetli kışta Keçkemet Ovası'yla gidip Vara-din Kalesi köprüsünden geçip Âsitâne-i saadete geldi. Beri ta­rafta yine Alman kâfiri Süleyman Han'ın Beç Kalesi'ni alama­yıp fetihsiz döndüğünü askerin zayıflığına yükleyip yine bütün

kâfirler dek durmayıp bu kere üç kral ile Budin üzerine üç kere yüz bin kâfir ile gelmede. Tekrar,

Yanoş Kral'ın Budin'de kuşatıldığını bildiri

Pes Yanoş Kral'a çaşıtlar gelip Beç Kralı Ferdinand Kral'ın 3 kral ile Budin üzerine geleceğini haber alıp İskender tacı Budin kralında olmak ile dört adet krallar kendine bağlı olup Budin al­tında ve hisar içinde cenge hazır oldular. Ferdinand Kral Budin yakınında Kızıl Sahra adlı yerde gelip konduğunda hemen Ya­noş Kral Alman Kralı Ferdinand'ı ansızın basıp öyle şiş, harbe, top ve tüfeng vurur ki bütün kâfirler şişten geçip mallarını ve eş­yalarını bırakıp kaçıp uğursuz evlerine giderler.

Ferdinand Kral güçlükle Üstürgon Kalesi'ne düşüp orada da irşekler kendini kaleye koymayıp Tuııa'dan geçip Ciğerdc-len Kalesi'nde kalıp ciğeri yangım orada biraz diner. Ama Ya­noş Kral bu kadar ganimet malıyla Budin Kalesi'ne gelip alı­nan ganimet mallarının kıymetlilerinden ve kendinin iltizamın­da olan haracıyla tüm hediyeleri Süleyman Han'a gönderir. Bu­din Kalesi'nde adaletle yönetim tüm halkla iyi geçinerek kalenin imarına çakşır. Böylece (—) sene Süleyman Han devletinde müs­takil kral oldu.

Allah'ın hikmeti 948 tarihinde Yanoş Kral Budin'de rahat­ça yaşarken bir gece ölüp orada korumada görevli olan Elbasan Beyi, sekbanbaşı ve 40 oda yeniçeriler kralın tüm varına yoğu­na ve hazinesine el koyup Der-i devlete "Kral öldü" diye haber gönderdiler.

Budun Kalesi'ııin bir başka kuşatılması

Yanoş Kral'ın öldüğü ve Budin'in kralsız kaldığı haberi Beç Kralı Ferdinand'a, Nemçe çasarı olan kardeşi Karol Kral'a ve Çek çasarı olan Vinkoş çasarlara kadar hemen tüm kâfirler,

"Bre medet, fırsat ganimettir. İsa ve Meryem Ana bize him­met edeceği gün geldi. Budin şimdi bir avrat elinde kaldı" deyip tüm krallar yine başkaldırjp,

"Bre Osmanlı gelmeden ve Türk'ün ellerine Budin girme­den" deyip alelacele dört kere yüz bin kâfir Budin üzerine gelip 70 yerden kaleye havale toplar koyup Gerz İlyas'dan ve Muha-nad Baym'ndan kaleyi dövmeye başlarlar.

Hemen hisar içinden ölen krairn karısı, anası, sekbanbaşı ve

287

Elbasan beyi kaleden kementler ile adamlar indirip ve su yolla­rından Tuna ile yüzgeç adamlar gönderip Der-i devlete, Bosna ve Rumeli'ne haberler varınca Rumeli askerine Ösek'de rast ge­lir, sadrazama Belgrad'da rast gelir. Saadetli padişah da önce gi­den haberden uyanıp Edirne'de bulunur. Budin'in bu kuşatıldığı haberini duyar duymaz gece ve gündüz hızla yürüyüp gitmede.



Yirminci gün Bosna askeri, Rumeli askeri ve sadrazam Bu­din altına varıp dururlar. Ancak Budin'de kuşatılmış olanlar son derece sıkıntı içinde olup top darbe!erinden [77a] kalenin nice yerden burçları ve bedenleri yıkılıp arabalar girecek kadar du­varlar harap olmuştu. Sadrazam İbrahim Paşa'nın derya gibi as­ker ile kale dibinde konduğtınu kalede kuşatılmış olanlar gö­rünce ölü bedenlerine taze can gelip ölmüş olan kral askeri ve bizim muhafazacı askerleri etek toplayıp henüz cenge başladı­lar. Kalenin yıkılan yerlerine şarampavlar çatıp içlerini rıhtım ile doldurup gece gündüz kâfire göz açtırmaz oldular.

Adı geçen krallar İslâm ordusunun Budin altına gelip kon­duklarını görünce hepsi domuz topu olup İslâm ordusuna bü­yük bir kalabalıkla saldırıya geçtiler. İki taraf allak bullak ka­rış katış yaka yakaya ceng ederlerken hemen hisar içinde olan İslâm ordusu ve ölmüş olan Yanoş Kral askeri hepsi kaleden çı­kıp kâfirlerin metrislerini basıp tüm cebehane ve toplarını göz açıp kapayıncaya kadar kaleye taşıdılar. Ardından kâfirlerin ardına düşüp kâfire geriden kılıç vurmaya başladılar. Kâfirler gördü ki iki asker arasında kalıp ccng pazarı içinde topa tutul­muş maymuna dönüp bir kere kaçamak verip metrisleri tarafına İslâm ordusunu sarpa çekerler. Sadrazam da dayanıp kâfirleri sarp pusu yerlerine koymaz.

Hemen kâfirler bu hâli görüp yine İslâm askeri üzerine sal­dırıp tâ öğle vaktine dek bir Sıffin Cengi olur ki dillerde destan­dır, ama yere gelesi kâfirlerin haddi sayısı olmamak ile nice kere zorluk gösterirlerdi. Ama serdar-ı ekrem yine var kuvveti pazu-ya getirip Ali-i Kerrâr gibi tekrar tekrar kâfirin gözlerine girip nice bin kâfirleri toprağa salıp nice bin kelle ve baş dil alıp mer­kezinde karar ederdi.

Cenâb-ı Bârî'nin hikmeti yârı kılıp bu savaş sırasında padi­şah hazretleri âlemi aydınlatan güneş gibi doğarak 50.000 adet

288

"Benim, diğeri değildir!" diyen İslâm ordusunun salt ve yüksüz seçkiniyle bu kızışık savaşın üzerine gelip hepsi dal satrr olup pis kâfirleri ortaya alıp öyle Süleyman kılıcı vururlar ki kâfirlerde derman ve eli tutar bir imansız kalmayıp metrislerine kaçarlar.



Görseler ki tüm metrislerinde top, tüfeng ve cebehaneden bir şey kalmayıp metrisleri kendilere sığınak olmaktan çıkmış.

Daha sonra görürler ki İslâm ordusunun ilerisi geliyor. He­men o an imansız kâfirler korkuya kapılıp tüm ağırlık ve çadırla­rını bırakıp Üstürgon'a ve Ustolni-Belgrad dağlarına yüzü kara kargalar gibi ağlayarak ve ciğerlerini dağlayarak kaçarlar.

40-50.000 kâfir Tuna Nehri'ne atlarıyla ve yayalanyla can pa­zarına düşüp Tuna'ya bir baş vurup boğulurlar. Kimisi kurtu-lam derken gaziler Tuna içinde yüzmeye çalışan kâfirlere öyle kurşun vururlar ki onlardan da bir can kurtulmaz.

Nice bin kâfirler de Eski Budin'de olan gemilerine varıp her gemiye tahammülünden fazla girip açılınca İslâm ordusunun salt atlıları gelip kâfirlerin karada kalan atlarını, silâhlarım, ça­dır gibi duraklarını ve hesapsız ganimet mallarını alırlar. Tuna içinde yokuş yukarı gitmeye güçleri olmayan gemiler içine se-pişmiş kâfirlere Tuna Nehri'nin karşı Peşte Kalesi ve karşı Vaç Kalesi taraflarından ve beri Eski Budin tarafından tüm gaziler dalyan boylu uzun tüfenglcrle Tuııa içinde olan kayıktı ve say­kalı kâfirlere öyle kurşun yağdırırlar ki kâfirler kürek çekmeye baş gösteremezler. Bütün gemileri Tuna kenarlarına gelince ta­mamı 26.000 olan kâfirleri elleri kafalarına bağlayıp zincirli esir edip 1.000 adet gemileriyle Budin Kalesi dibine yanaşıp tüm esir­leri Süleyman Han'a arz ederler. Süleyman Han da kendi kerem­lerinin yüceliğinden tüm esirleri malları menalleriyle getiren ga­zilere bağışlar.

Sözün kısası buna benzer büyük bir gaza da itibarı yüce bir padişah zamanında olmamıştır. Tam 12 gün 12 gece dağla­ra kaçan kâfirlerin kelle ve paçaları ve zincirli esirleri Süleyman Han'ın otağı önüne gelip kelleler yuvarlanıp gelen esirleri tama­men getiren gazilere bağışlayıp nicesinin başına çığalar, turna telleri, değerli hilatler, timar ve zeametler bağışladılar. Bu şekil­de 948 tarihinin Rebiülâhirinin 29. günü Budin Kalesi'ni dinsiz yedi kral elinden kurtarıp yıkılan yerlerini tamir etmeye başla-

289


yıp tüm İslâm ordusunu Budin'e üşürüp öyle imar etti ki hâlâ İs­kender Şeddi gibi sağlam ve dayanıklı bir hisardır.

Ungurus tahtı Kızılehnası Budin Kalesi'ne beylerbeyi atanmasını bildirir, 8 Cemâzilevvel 948

Süleyman Han Budin'i dördüncü kerede bu vartadan kur­tarıp feth etti, ikide birde Budin yardımına yetişmede. Müslü­man gazilere [77b] büyük sıkıntı, baş ağrısı olmasın diye Bu­din Kalesi'ni bilge bir vezire vermeyi isteyince danışıp görüş­tü. Danışmadan sonra ölen Yanoş Kral'in cesedini Kızılsaray Kilisesi'nden çıkardı ve 932 tarihinde Budin'i birinci defa feth ettiğinde Lagos Kral'ın hazinesinde bulunan vasiyetnamesinde yazdığı üzere Süleyman Han bu Yanoş Kral'ın cesedini Ustolni-Belgrad'a gönderip babası Lagos Kral yanında gömdürdü.

Sonra Budin divanında Lagos Kral']n anasını, avradı olan İzarila Ason adlı kadınını ve Yanoş oğlu Zidmon Yanoş adlı üç yaşındaki oğlunu Divan-ı hümâyûna getirtip kralın karısı olan İzarila adlı kadına buyurdular ki,

"Senin kralın Yanoş benim çerâğım ve manevi oğlum idi. Bu küçük oğlu Zidmon Yanoş da benim çerağımın oğlu olmak ile bu da benim oğlum olsun. Bu oğlana Erdel vilâyeti banlığını ba­ğışladım. Sen onun anasısın, yine Erdel kralının kızısın. Baban hâlâ Erdel'de kocayıp kötürüm olup Erdel vilâyetini çekip çevir­meye gücü yetmez oldu. Sen oğlunun vekili olup vilâyete nazır­lar nazırı olup her sene Erdel diyarı haracını gönderesin ve ko­canın anası olan kaynananı bile alıp Erdel'e gidesin" diye îza-rila Ason adlı kadına nice öğüt ve vasiyetler etti. Oğlu olan kü­çük Zidmon Yanoş oğlana bir zerdûz kuka sorguç, bir murassa iskemle, bir murassa topuz ve bir süslü çadır ihsan edip İzarila Ason kraliçenin basına bir Kiyanî murassa taç giydirdi. Kayna­nasına da zer-ender-zer hil'atleri giydirip, "Yürü Allah işini ko­lay ede" dedi. Bunun üzerine tedbirli akıllı avrat,

"Padişahım, çerağın olan oğlum daha küçüktür, Erdel vilâyetine yalnız gitmek olmaz. Padişahımın devletinde oğlum sencileyin şanı yüce bir padişahın çerağı ola, Budin Kızılelması kralı oğlu ola ve şimdi devletinde Erdel kralı ola, bize 40-50.000 asker ver. Erdel diyarına oğlumu bir gösteriş, azamet ve ihti­şam ile götürsünler ki öyle bir kral Erdel diyarına girmiş, gel-

290

nüş ve mutasarrıf olmamış ola" dedi. Süleyman Han bu tedbirli, akıllı avrattan bu güzel görüşlü sözleri işitince tüm Rumeli Eya­leti askeriyle Kasım Paşa'y1 Erdel diyarına kral götürmeye me­mur etti. Padişah bu tedbirli avrada "binlerce aferin" deyip bir zerdûz hil'at da giydirip "Aferin şad âferina Kraliçe Bânû" diye nam verdiler.



Hırvat, Sırp, Latin ve Boşnak dillerinde "kraliçe" demek kral kızı ve kral karısı demektir.

Daha sonra bu kraliçe, padişahın elini öpmekle şereflenip üç yaşındaki oğluyla Budin'den büyük bir alay ile Erdel vilâyetine gitti. Hamd olsun Budin Kalesi pis kâfirlerden temizlenip henüz Süleyman Han Ungurus Kızılelması sahibi oldu.

Kalenin bütün burçları ve kuleleri üzerine âlimler, imam, hatip ve müezzinler çıkıp nice bin yerde ezan-ı Muhammedi'ler okundu. Müslüman gaziler 7 nöbet gülbâng-ı Muhammedi çe­kip 7 yaylım toplar ve 7 yaylım tüfengler atılıp yer ve gök tir tir titredi. 7 gün 7 gece fetih şenlikleri ferman olunup tüm kilisele­rin içlerinde olan pis leşleri çıkarıp bağlar içinde bir malum çu­kura gömdüler.

Bütün putları, çan, erganun ve trompete adlı Deccal sazla­rın ve bütün haç, çelipa ve ağaç putları parça parça edip çirkin­liklerden tüm kiliseleri temizleyip yamuk mihraplarını Mekke-i Mükerreme'yc doğrulttular ki Bakara suresinde "(Namazda) yü­zünü Mescid-i Haram yönüne çevir" (Kur'ân, Bakara 144, 149, 150) âyeti üzere mihrap ve minberler olup ilk hutbeyi Hünkâr imamı olan Ebussuud Efendi öğrencisi Nurullah Efendi okuyup imam­lığı teberrüken o sırada kadıasker olan Ebussuud Efendi etti. Hünkâr Camii ki hâlâ ona Fethiye Camii derler, orada imam­lık eder.

Ama babamızın anlattığına göre İslâm ordusu bu ilk cuma­da o kadar kalabalık imiş ki Budin Kalesi dopdolu olduğundan başka bir saat yer dağlarda ve bağlarda tâ Gül Baba Tepesi'ne ka­dar kalabalık cemaat ile her yer dolu imiş.

Allah'ın hikmeti bu cuma namazında Gül Baba buyururlar ki:

"Bütün cemaat hazır iken dağılmasınlar. Fırsat ganimettir, emanetimizi teslim edelim. Beni ılıca suyuyla yıkasınlar ve Sü-

291


ley manim beni Budin'e defn etsinler, İstanbul'a sıhhatle gitsin­ler ve bütün oğullarını öpsünler" diye vasiyet edip o cuma ce­maati arasında bir kere "Yâ cemâlallah" deyip ruh teslim edin­ce hemen Süleyman Han gelip cenazesine hazır olup o an kefen­leyip ıskat namazıyla yıkayıp bizzat namazım Ebussuud Efen­di kılar. İlk fetihte Budin'in pak toprağına [78a] Budin'de defno-lunan ve iki kere yüz bin kalabalık cemaat ile cenazesi nama­zı kılınan Bektaşî fukaralarından Gül Baba hazretleridir ki Fa­tih Sultan Mehmed, II. Bayezid, 1. Selim ve Süleyman Han ile tüm savaşlarda mevcut olan Gül Baba-yı Âl-i Abâ'dır, Allah sır­rım aziz etsin.

O cuma günü Süleyman Han kendiliklerinden, Budin hâkimi vezirin atanması

Hemen o mübarek günde, daha önce Da rü'l-hilafe, yani cen­net yurdu Bağdad veziri olan Süleyman Paşa'yı huzuruna çağı­rıp başına bir sorguoı şahı sokup sırtına üç kat hil'at-i fâhireler giydirip eline divit ve kalem ile tuğra-yı garrâ verip,

"Üç adet tuğ ile serdar-ı mükerremim ve müşir-i mufahha-mımsın. Tâ İstanbuluma kadar tüm Rumeli diyarı mansıpları senin arzınla olup tüm beylerbeyiler ve bütün sancakbeyleri se­nin emrinde ola. Hatta benim İstanbul'umda Yedikule dizdar-lığı boşaldığında senin arzınla verile. Allah saklasın üzerine bir düşman gelip mahsur olduğunda alelacele bana bir ulak gönder. Ben de emrine ferman-ber olup hizmetine gelem.

"Evlâtlarıma ve cümle vezirlerime bu vasiyetnamem öğüt ol­sun. Bu öğüt, nasihat ve kanunumu bozanların Firavun, Karun ve Yezid'in laneti üzerlerine olsun. Zira bu Budin Kızılelması'na çok emeğim geçip Budin uğuruna 600.000 ümmet-i Muhammed şehit olup bu pak toprak şehitler yuvası olmuştur. Budin İslâm şeddi meliklerin hasreti Ungurus tahtı Kızılelma'dır.

"Bu kaleyi Allah'a emanet ettim. Ve Süleyman Pasa hakir Süleyman'a seni Budin'e nazırlar nazırı vekil ettim. Basiret üze­re olup reayayı sevip herkes ile iyi geçinip tüm gazilere nimet ve ihsanın bol olsun. Budin Kalesi'nde oturanlar çok yaşayıp zen­gin olsun" diye Süleyman Han tam bir saat hayır dua ve nasi­hatler edip yarlığı ve tuğra-yı garrâyı Süleyman Paşa'nın eline verip,

292

"Vezaret ve mütevelli ligin mübarek olup tüm Budin vezirle­ri ve bütün İslâm ordusu Cenâb-ı Allah'ın korumasında ola. Gül Baba Budin gözcüsü olup himmetleri hazır ve nazır ola, bu ni­yete el-Fâtiha" deyip Fatiha okunup ardından Hayreddin Efen­di adlı bir fazıl, âlim ve himmetli bir zatı 500 akçe ile molla eder.



Ve sekbanbaşiyı 6.000 yeniçeriye ağa eder.

Ve 51 cemaatten odabaşıyı Budin'e dizdar eder.

Ve toplam 48 adet kale ağalan edip 12.000 kale mustah fızları ve 12.000 tımar ve zeamet erbabı neferleri edip Budin Kalesi'nin gereği gibi her eksiğini, gediğini, cebehanesi ve diğer mühim­mat, levazımat, zahire ve ihtiyaçlarım görüp tam ve mükemmel olmak üzere 1.060 adet top koydu. 300 adedi beden dişlerinde, burçlarda ve tabyalar üzerinde olup diğerlerini hazineye korlar. Hâlâ tophanede sayısız toplar yatar.

Sözüıı özü, Süleyman Han bu Budin Kalesi'ııi tüm mühim-mahyla tamam edip ardından 948 tarihinin Şaban ayının 8. günü Budin Kalesi'ni ve bütün gazilerini Allah'a ısmarlayıp Sal­tanat merkezlerine doğru yola çıkarken Budin Kalesi'nden "Var safa ile" diye bir fitilden bin pare toplar atıp elveda işareti eder­ler, vesselam.

İmdi benim azizim, ben hakir ü fakir bu Budin hakkında bu kadar sözü uzatıp 4 kere kuşatmasıyla yazdığımızın hepsi aziz babamızdan duyduklarım izdir. Bunları kısaltarak yazdık. Zira elbette başka tarihlerde tüm savaşları, çatışmaları, vuruşmala­rı, kuşatmaları ve fetihleri yazmışlardır. Ancak bu kusurlu hakir babamızı ve Budin Fatihi Süleyman Han'ı hayır ile yâd eylemek için Budin fetihlerim bu yüzden yazdık.

Süleyman Han Allah'ın bağışlaması ve rahmeti ona olsun ruhu için ve bu savaşlarda bulunan babamız Dergâh-ı âlî Kuyumcu-başısı, yani Derviş Mehmed Zıllî ibn Kara Ahmed ibn Kara Mustafa ibn Yavuz Er ibn Ece Yakub İbn Germiyânzâde Yakub, ta Türk-i Türkân Hoca Ahmed Yesevî ibn Muhammed Hanefî ve İmâm Zeynelâbİdin ve ibn İmam Hüseyin ve ibn İmam Ali ve. Fâtımatü'z-Zehrâ ve bizzat bü­yük atamız îiazret-i Risâlet-penâh ruhu için Allah rızası için salavât ile el-Fâtîha.

Gerçi merhum babamızın anlattığı üzere bu Budin Kalesi ga­zalarını yazıp vakit kaybedildi, ama yine sadede gelip bu hakir

293


de Budin Kalesi'ni gördüğümüz gibi nice çeşit özelliklerini ya_ zalim, Allah yardımcımız olsun.

İşbu 1073 tarihinde Budin Kalesi'nin hâkimleri, kalesinin şekli, camileri ve han, medrese, mektep, tekke, hamam, imaret ve çarşı pazarı, çeşmesi, suyu ve havası ve diğer

imaretlerini bildirir

Budin hâkimlerini bildirir: Bunlardan en üstünü tuğra çekmeye yetkili üç tuğlu vezir hâkimi İsmail Faşa'dır ki Süley­man Han kanunu [78b] üzere Budin vezirinin hâss-ı hümâyûnu sekiz kere yüz bin ve seksen bin (880.000) akçedir. Cebelüleriy-le toplam 4.000 asker beslemek kanundur. Adalet üzere senelik cevz-i ma'dudu 200 kese mal olur, ama cürmü cinayeti, bâd-ı ha­vası ve pişkeşleriyle toplam 300 kese olur. Adalet yeridir, zira Kı-zılsaray duvarında iri yazı ile Süleyman Han eliyle bu beyti yaz­mışlar. Müfred:

Gaziler meskenidir bunda beğim gayr olmaz, Bunda zıılm eyleyenin akıbeti hm/r olmaz. diye yazmışlar, altında bu hadisi yazmışlar.

Hadis; "Bir saatlik adalet, yetmiş senelik ibâdetten hayırlıdır" kelâmını yazmışlar. Gerçekten de Budin adalet yeridir.

Mal defterdarı hâssı 105.520 akçedir. Zeamet kethüdası hâssı 103.240 akçedir. Timar defterdarı kethüdası hâssı 12.899 akçe­dir. Defter emini, defter kethüdası, çavuşlar emini, çavuşlar ket­hüdası, çavuşlar kâtibi, gedikli defter kesedarı, tarihçi efendi, mahlul kâtibi, ruznâmeci, muhasebeci, kaleler tezkirecisi, ni­şancı, mukataacı, şehir emini, haraç emini, gümrük emini, mü­fettiş efendi, şehir kethüdası ve kaleler yoklaması ağası (—) (—) (—) bu yazılan ağaların hepsi Budin divanında mevcutlar­dır, ama hâsları yoktur. Ancak avaid ve fevaidleri vardırVe Bu­din Eyaleti'nde olan zeamet erbabı 278 ve timar erbabı 2.391'dir. Alaybeyi, çeribaşı, yüzbaşısı ve asker sürücüleri, 40 ağalıkları vardır. Bu yazılan timar ve zeamet sahiplerinin Süleyman Han kanunu üzere 3.000 akçede bir cebelüleriyle toplam 12.000 seç­kin pak silâhlı, mükemmel ve süslü askerdir. Böyle bir heybetli, dayanıklı, yiğit Allah askerine bir eyalet malik değildir. (—) (—•).

Budin Eyaleti'nde olan sancakları bildirir Evvelâ Budin Sancağı, paşanın kendi tahtı sancağıdır. Si-

294

rem Sancağı, Semendire Sancağı, Mohaç Sancağı, Segsar Sanca­ğı, Şimatorna Sancağı, Ustolni-Belgrad Sancağı, Üstürgon Sanca­ğı, Novigrad Sancağı hâlâ Macar kâfirindedir, ama köyleri ve as­kerleri Osmanoğlu elindedir. Bu anılan sancaklardan da 12.000 silâhlı Müslüman askerî her an hazır olup ha denildiği zaman gudin yardımına yetişirler. Defalarla bu Müslüman gaziler yedi kralları bozguna uğratıp kırmışlardır.



Budin sınırında olan eyaletleri bildirir

Evvelâ bu yazılan 10 adet sancaklardan başka Eğre Eyale­ti'nde, Varat Eyaleti'nde, Tımışvar Eyaleti'nde, Bosna Eyaleti'nde ve Kanije Eyaleti'nde de 26.000 "Benim, diğeri değil!" diyen ser-kaplan, cesur, atılgan yiğitler olup hepsi Budin Kalesi muhafaza­sına gelip Kile Sahrası'nda 8 ay muhafaza etmek Süleyman Han kanunudur. Ve, Budin çevresinde olan kalelerin İslâm askerlerini bildirir

Meselâ büyük Tuna Nehri yalılarında olan Hamza Bey Kale­si, Ercin, Cankurtaran, Penteli, Fötvar, Pahşa, Tovna, Yeni Palan­ka, Segsar, Bat Ösek, Seçoy, Mihaç, Birnivar, Darda, Ösek, Val, Vulkovar, Sotin, Tovarnik ve Zemon adlı kalelerin toplam 12.000 askerleri daha olup hepsi gemileriyle Budin. Kalesi yardımına gelmeye memurlardır. Baçka ve Laçka vilâyetlerinden de 10.000 asker Budin yardımına gelmeye memurlardır.

Bu yukarıda yazılan Eğre, Kanije, Bosna ve Tımışvar eyalet­leri ve sancak beylikleri boşalsa Budin vezirleri tuğra çekip bu sancak ve eyaletleri erbabına verir.

Kısacası Ungurus tahtı olup veziri sorguc-ı sahî taşımak ile tâ İstanbul Kalesi'nin Yedikulesi dizdarlığına kadar hükmü ge­çerlidir.

Resûl-i mübin şeraiti hâkimlerini bildirir

Süleyman Han kanunu üzere 500 akçe mevleviyettir. Âsitane tarafından zerdûz keçeli kapucu muhzırbaşısı, çavuş ocağından kethüdası, yeniçeri ocağından çukadarı, pazara gideni, yüz adet tabileri, bâb naibi, muhtesib naibi, şehir içinde 2 adet naibi ve 7 adet hariç naibleri vardır.

Ve molla hazretleri 4 kere Budin divanına örf-i izâfetİyle çı­kıp şer'ile davaları halleder. Şafiî, Hanbelî ve Maliki mezhebi naibleri yoktur, zira bu üç mezhepten adamlar bu diyarda yok-

295

tur, hepsi Numan ibn Sabit İmam-ı Azam mezhebindendirler. Ve mollaya her sene hak adaleti üzere bir hüccete 24 akçe almak şartıyla 10.000 guruş piş-tahta mahsulü hasıl olur.



Ve kazası sancağında toplam 21 kaza yerdir. Ve 1.060 adet köydür. Ve Budin Eyaleti'nde 316 adet kale ve palankalardır. Ve hepsi hepsi 10 sancak yer, eyaletinde 3.900 adet bakımlı, şenlikli ve süslü köylerdir. [79a] Ama tüm eyaleti çevresinde dârülharp olan komşularında iki kılıç altında, yani hem kâfire ve hem Bu-dinliye haraç ve örfî vergi verir 7.000 adet mamur kefere köyle­ri vardır. Onlarda mümin ve muvahhît, cami ü mescit gibi ima­retler yoktur, ancak Budin gazilerinden bu köylere varıp gelir çoktur. Bu köyler hesabı üzere Süleyman Han yazımında Budin Eyaleti 23.000 pare köydür. Ve tüm eyaletinde altı kere yüz bin ve elli üç bin (653.000) reaya haraç kaydolunmuştur. Budin Eyaleti'nin genişliğini bildirir

Doğu tarafta Peşte'den Yanılt Kalesi'ne kadar Budin sınırı­dır ki doğudan batıya uzunluğu tam 47 konaktır ki Yanık Kale­si Alman'ın sınırı başlangıcıdır. Güneş tarafta 20 konak tâ Sava Nehri'nc ve Buna Nehri'ne kadar Bosna Eyaleti'yle sınırdaştır. Ve güney batı tarafında 4 konak yer Kanije Kalesi yakınında Mora-va Nehri kenarında Zirinoğlu kâfiriyle hem-smırdır. Batı tarafa bizim Polata ve Çavga kalelerimiz yakınında Raba Nehri Süley­man Han sınırı laneti olup Nemse vilâyetiylc hem-civardır. Ku­zey tarafta 2 konak yer bizim Üstürgon Kalemiz Tuna kenarın­da olup karşı tarafında Orta Macar ile sınırdır. Ve poyraz yönü Tuna aşırı 3 konakta Eğre Eyaleti ile hem-huduttur. Ve doğu ta­rafta 3 konak Tise Nehri kenarında Segedin Kalesi dibinde Tı-mışvar Eyaleti ile toprak toprağadır.

Çepçevre Budin Eyaleti'nin anlatılması

Bu yazılan eyaletler kenarıyla bu Budin Eyaleti tam 5 aylık yoldur. Ve tamamı iki kere yüz bin (200.000) kuldur, ama yüz bini Budin'e memurdur. Yüz bini eyaletleri kalelerinin müstah-fızlarıdır. Bu büyüklükte olan eyalet içinde toplam altı kere yüz bin (600.000) adet reaya ve berâyâlarm haraçları tamamen Bu­din aklâmıdır.

Bu kadar geniş eyaletten Osman oğlu hazinesine bir kara mangır ve bir tane dank, tank ve kızıl balar sikke gelmediğin-

296


den başka Bosna Eyaleti'nde Sirebreniçse'niıı gümüş madeni var ve İzvornik tuzlaları, Çaçka ve Rodnik haraçları ve bütün köy ve kasaba hâsları tamamen Budin kulu aklâmıdır. Hatta Rume­li Eyaleti'nde bile nice mukataa haslar tamamen Budin muka-taacısı defterinde yazılıdır ki icmal defteri bu hakir tarafından görülmüş olup "Beher sene Budin kullarının rnevacibleri dörder bin altmış kese ulufeleri eder. İki bin kese de eyalet ağaları, ciz-yedarlar, valiler, birovlar, mübaşirler ve kadılar tahsil eder" diye yazılmıştır, zira büyük mamur eyalettir ve İslâm ordusu çoktur. Beri taraftan, yine konuya gelelim.

500 akçe molladan sonra bir şer'i hâkimi de müf tuşudur. Bir hâkimi dahi Resulullah'm pak soylarından nakibüleşraf hazretleridir.


Yüklə 1,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin