H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə28/111
tarix18.05.2018
ölçüsü1,44 Mb.
#50702
növüYazı
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   111

Emperyalizmin akıllı stratejistleri, Körfez krizinin daha ilk günlerinden itibaren, emperyalist politikanın çıplak niteliğini ve gerçek amaçlarını gizlemekte “Birleşmiş Milletler şemsiyesi”ni kullanmanın sağlayacağı tüm yararları görmüş ve emperyalist hükümetlere hararetle tavsiye etmişlerdi. Şunu da belirtelim ki, bu giderek etkisi azalan bir silahtır. Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi sayesinde emperyalizmin basit bir aleti olarak iş gördüğü halklar nezdinde gitgide daha çok açığa çıkmaktadır.

Bu denli pervasızca yürütülen emperyalist etkinlikleri kolaylaştıran tüm öteki konjonktürel faktörler ne olursa olsun, temeldeki faktör emperyalist cepheye karşı devrimci kuvvetlerin dünya ölçüsündeki zayıflığıdır. Bu zayıflık bugünkü kaba müdahalenin hedefi ülkelerde özellikle belirgindir. Eski Yugoslavya cumhuriyetlerinde işçi sınıfı ve emekçiler, kendi burjuvazilerinin gerici-milliyetçi politikalarının tuzağına düşmüş bulunmaktadırlar. Bunu aşan herhangi bir bağımsız devrimci önderlik ve örgütlenme işareti şu gün için görülmemektedir. Irak’ta Kürt hareketi bugün tümüyle emperyalizmin, Şii hareketi emperyalizm ve İran gericiliği ile bağlantılı islami akımların denetimindedir. Irak halkının geriye kalan kısmı ise emperyalizmin vahşi saldırganlığı karşısında tepkisini bugün için ancak Saddam gericiliği etrafında kenetlenerek göstermektedir. Somali’de de açlıktan, hastalıktan kırılan yığınlar devrimci bir önderlikten yoksundurlar ve kabile reislerinin denetimindedirler. Kendi aralarında boğazlaşan kabileler ise reisleri aracılığıyla emperyalizmin denetiminde...(104)

Tüm bu bunalım alanlarında ülke iç yaşamlarına gericiliğin tam egemenliği, emperyalizmin bu ülkelere kolay ve keyfi müdahalesinin de zeminini oluşturmaktadır. İçteki gericiliğe karşı mücadeleyi uluslararası emperyalist gericiliğe karşı mücadele ile birleştirecek devrimci alternatifler oluşmadığı sürece, emperyalizmin keyfi müdahaleleri ile halkların çektiği acıların sonu gelmeyecektir.

Türk burjuvazisi, Türkiye’yi çevreleyen bölgelerde yaşanan bu emperyalist etkinliklerin dolaysız olarak içindedir. Bosna-Hersek için şoven bir kampanya eşliğinde ayrı bir görünüm çizmeye çalışıyor olsa bile, gerçekte herhangi bir bağımsız politikadan yoksundur. İzlediği politika ABD politikasının bir uzantısıdır. Balkanlar'da müslüman halkların hamisi kesilerek Bosna-Hersek için bir askeri müdahaleyi hararetle savunmakta ve kışkırtmaktadır. Ortadoğu’da geleneksel rolünü her zamankinden daha kaba, arsız ve kişiliksiz bir tarzda yerine getirmekte, Türkiye’yi Ortadoğu halklarına karşı emperyalizminin bir askeri üssü olarak kullandırmaktadır. Öte yandan Somali’ye ABD’den sonra en çok askeri en hızlı gönderen ülkelerin başında yer almaktadır. ABD emperyalizminin tam güdümündeki politika ve girişimlerine “büyük devlet” olmanın uluslararası gerekleri görünümünü vermek ve bunu yığınlar nezdinde bir propaganda motifi olarak kullanmak, Türk burjuvazisinin bugünkü davranış biçimidir.

Komünistler ve devrimciler, Türkiye’yi çevreleyen bunalım bölgelerindeki emperyalist etkinlikleri ve bu etkinlikler içinde Türk burjuvazisinin tuttuğu gerici-saldırgan konumu, yığınlar içinde sürekli bir biçimde teşhir etmek, yığınlarda emperyalizme karşı devrimci bilinci ve duyarlılığı geliştirmek, bunu eyleme dönüştürmek görev ve sorumluluğu ile yüzyüzedirler.

Ekim (Sayı: 66, 1 Şubat ‘93)(105)...(106)

****************************************************

Yeni yıl değerlendirmeleri...(107)...(108)

****************************************************

Bir yıldönümü değerlendirmesi...

Dünya, Türkiye ve sol hareket

(Parça)

80’lerin sonunda uluslararası gericilik dalgası

1987 yılı, EKİM’in siyasal yaşama doğduğu bu kritik yıl, Türkiye’de yeni bir siyasal canlanmanın, uluslararası planda ise siyasal yapı ve ilişkilerde köklü bir altüst oluşun başlangıcını işaretler. Gorbaçov’un 70. yıl konuşması, bu konuşmada temel öğeleri ortaya konulan “yeni düşünce”, hızlı bir biçimde büyüyen bir uluslararası gericilik dalgasının startını oluşturdu. Bilindiği gibi bu Doğu Avrupa’daki rejimlerin yıkılışına, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına gidip vardı.

Uluslararası ilişkilerde büyük sarsıntılar ve temelli değişmeler yaratan bu gelişmeler, dünya gericiliğine görülmemiş bir kuvvet kazandırdı. Devrim ve sosyalizm fikrine ve ideallerine karşı ideolojik bir haçlı seferi yürütüldü.(109)Devrimci mücadele odaklarını boğmak, etkisizleştirmek, ehlileştirip denetim altına almak için dünya gericiliği elbirliği halinde seferber oldu. Gerici burjuva düşünce ve değerler kutsandı, kapitalist düzenin ebediliği, dolayısıyla “tarihin sonu” ilan edildi. ‘80’li yılların sonunda yoğunlaşan ve 1990 yılında doruğuna varan sersemletici bir propaganda saldırısıyla, yeryüzünün dörtbir yanında insanların beynine bir evrensel işbirliği, barış ve istikrar döneminin başladığı yalanı şırınga edildi.

Sağlanan başarı bir an için gerçekten baş döndürücüydü. Ekim Devrimi’yle başlayan ilk büyük devrimci dalganın yarattığı hemen tüm mevzileri yokeden kapitalist gericilik dünyası, 20. yüzyılın son on yılına, politik ve moral gücünün doruğunda giriyor görünüyordu.

Bugün herşey ne kadar farklı!

Aradan henüz yalnızca üç yıl geçti. Bugün herşey ne kadar farklı! Fark dünya gericiliğinin politik gücünde değil; bu güç hala korunuyor. Fakat moral üstünlük tuzla buz olmuş durumda.

1991 yılına Körfez savaşıyla girildi ve bu olay bir ilk örnek olarak sarsıcı bir biçimde gösterdi ki, dünya gerçekte tam bir istikrarsızlıklar ve düzensizlikler dönemine girmiştir. Bir müdahaleler, savaşlar, emperyalist haydutluklar dönemine, tek kelimeyle yeni bir barbarlık dönemine girilmiştir. Şu son bir kaç yıl içinde yaşanan ve halklara büyük yıkımlar ve acılar yaşatan sayısız olay ise bu konuda hiç bir kuşku ve tartışmaya yer bırakmadı artık. Evrensel bir işbirliği, barış, istikrar ve refah dönemi üzerine kurulu muazzam yalan propaganda çöktü. Kendisini sınırlayan tüm engellerden kurtulan emperyalist gericiliğin insanlığı barbarlığa sürüklediği bugün, hızlanan olaylar sayesinde gitgide daha çok insan(110)tarafından kavranıyor. Bugünün kapitalist dünyası çok yönlü bunalımlar, gerici rekabet ve çatışmalar, savaşlar ve ulusal boğazlaşmalar, emperyalist haydutluk ve klasik sömürgeciliğe dönüş ve daha sayısız kötülüklerle karakterize olmaktadır.


Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin