Buna kısaca dürüst ve halkçı bir belediyecilik de diyebiliriz. Fakat tüm dürüstlüğüne ve halkçı heyecanına rağmen bu yanıtta ilke olarak düzeni aşan iğne ucu kadar bir şey yok. Söylenenlerin özü ve özeti şuna çıkıyor: Ortada sorunların çözümü ve halka hizmet için yeterli “kamu kaynakları” var, fakat belediyeleri elinde bulunduran “rantçı, ayrımcı” sermaye partileri bunları kendileri, çevreleri ve bir kısım şirketler için kullanmaktadırlar. EMEP’in temsil ettiği “dürüst ve halkçı belediyecilik” bu duruma son verecek, “bu kaynak”ları ayrım gözetmeksizin herkese adil bir şekilde aktaracak ve “karşılığında kâr ve menfaat gözetme”yecektir. “Böyle bir belediyecilik, bölgesel ayrımcılığı ve dengesizliği ortadan kaldır”acak, bu arada “temel problemleri”de çözecektir.