Belediye sosyalizminin bu konudaki tutumunu görmüş bulunuyoruz: Kapitalist özel mülkiyet düzenine dokunmaksızın, burjuvazinin elindeki kaynaklara ve birikmiş zenginliklere el koymaksızın, salt “kırıntılar”dan oluşan belediye bütçesi yoluyla, yerel alanda birikmiş devasa “temel sorunlara çözüm” getirilmesi ve bunun hizmetlerin adil dağılımı ile birleştirmesi iddiası. Aynı tutumu burjuva parlamentarizmi, hükümet olmak yoluyla merkezi bütçenin kontrolü ve kullanımına dayalı daha adil bölüşüm politikaları iddiası üzerinden gösterir. İktidarın dizginlerini ordu ve öteki temel iktidar aygıtları sayesinde sımsıkı elinde tutan burjuvazinin buna ne denli izin vereceği ve ne kadar katlanacağı gerçeğini şimdilik bir yana bırakıyoruz. Burada bizim için önemli olan, her iki durumda da üretim ilişkilerine dokunulmaması, böylece kapitalist özel mülkiyetin tartışma dışı tutulması ve salt devlet gelirlerinin daha adil kullanımı üzerinden kitlelerin yaşamının iyileştirilmesi düşüncesidir. Bu, belediye sosyalizmi ile burjuva parlamentarizminin iktisadi sorunda birleştiği temel önemde noktadır.