Bu sorular sonsuza kadar uzatılabilir ve nitekim SHP ile ittifak gündeme geleli beri çeşitli devrimci çevreler bunu gereğince yapmaktadırlar da. Dahası bunu hiç değilse Ecevit’in DSP’si ile Baykal’ın CHP’sine karşı halen EMEP yayınları da yapmaktadır. Ama tüm bunlardan çıkan temel önemde sonucun üzerinden atlayarak. Bu kesin ve sade sonuç şudur: ‘80 öncesi CHP kökeninden gelen ve 12 Eylül sonrasında artık çeşitli bileşenleriyle “sosyal-demo(144)krat” olarak anılan akım, ilerici ve sol değerlerle zerre kadar bir alakası olmayan/kalmayan tepeden tırnağa gerici bir burjuva akımdır. Herhangi bir ara ya da orta sınıfı değil, dolaysız olarak işbirlikçi büyük burjuvaziyi temsil etmektedir ve herşeyiyle onun hizmetindedir. Emek düşmanı, halk düşmanı ve Amerikan işbirlikçisidir. Yalnızca devrime değil, demokrasiye de düşmandır. (Bunu yalnızca Ecevitler’in ve Baykallar’ın fazlasıyla çıplak ve bayağı şoven söylemleri üzerinden değil, Karayalçınlar’ın “kutsal üçlemesi” üzerinden de görmek mümkündür.)