Kürt orta burjuvazisinin ‘90’lı ilk yıllardan itibaren ulusal hareket içinde tutmaya başladığı yer ve giderek kazandığı özel ağırlık ile PKK’nin düzen içi çözüm arayışlarının kuvvet kazanması arasındaki bağ, MLKP’nin hiçbir zaman kavrayamadığı temel önemde bir sorun olageldi. O İmralı sonrasında bile hala bu temel sınıfsal etkenin üzerinde durma yeteneği gösterememekte, Kürt hareketinin bugünkü akibetini açıklamaya çalışırken devrimci eleştiriden birçok şeyi ödünç aldığı halde bu noktadaki direncini, buna sınıfsal körlüğünü de denebilir, dikkate değer bir “tutarlılıkla” korumaktadır.