Bunun böyle olduğunu 3 Kasım seçimleri sürecinde ve bu(224)seçimleri izleyen HADEP değerlendirmesi üzerinden bir kez daha tüm açıklığı ile gördük. HADEP’e “emekçileşme” çağrısı yapan o skandal değerlendirme, gerçekte burjuva ulusal reformist harekete, Kürt emekçi kitleleri üzerindeki etki ve denetimini daha iyi ve daha uzun süreli olarak nasıl koruyabileceğine dair sunulmuş bir destekten başka bir anlam taşımamaktadır. Burjuva reformist çizgideki bir Kürt hareketinin kuyruğundan ayrılacak ve Kürt emekçilerinin karşısına kendi bağımsız devrimci platformuyla çıkacak gücü, bilinci ve iradeyi kendinde bulamayan bir MLKP gerçeğinin gerisinde, devrimci umutlarla birlikte devrimci kimliğin de gitgide tükenmekte olması olgusu durmaktadır yazık ki.