“Ulusal dargörüşlülük”, komünist ya da genel olarak devrimci bir akımda kendini bir zaaf olarak gösterebilir. Burjuva çizgideki ulusal reformist bir harekette ise bu bir zaaf değil, tamı tamına sınıf konumu, tutumu ve tercihinden gelen bilinçli bir davranıştır. HADEP’te bunu bir zaaf olarak ele almak ve ondan bunu aşmasını beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır ve sınıf körlüğünün tipik bir yansımasıdır.
HADEP’ten “emekçileşme”sini beklemek, onun kendi ulusal burjuva sınıf konumunu ve kimliğini terketmesini, temsil ettiği Kürt burjuvazisiyle tüm köprüleri atmasını, yolunu Kürt mülk sahibi sınıflardan köklü bir biçimde ayırmasını beklemekle aynı şeydir. Devrimci dönemindeki PKK üzerinden bir parça anlamı ve mantığı olan bu “ulusal dargörüşlülük” eleştirisi ve “emekçileşme” beklentisi, AB solu çizgisindeki sosyal-demokrat bir burjuva Kürt partisi için ileri sürülünce saçmalığın daniskası haline geliyor. Bu, Kürt işçi ve emekçileri saflarında burjuva ulusal reformist çizgi hakkında yeni hayaller yaratmaktır. Hala bu hayallere kapılmamış Kürt işçilerini de bu çizginin saflarına itmek, bunun gönüllü borazanlığını yapmaktır. İşte bunu yapanlar, yıllardır bu çizgi üzerinde hareket edenler, kuyrukçuluğu kendileri için karakter özelliği haline getirenler, bugün hala ciddi ciddi “öncü parti” olmaktan sözedebiliyorlar!