Daha genel bir tartışmanın bir bölümünü oluşturan ve 11 dergi sayfasını bulan bu uzun yanıt “Demagojinin de bir sınırı olmalı”(296)başlığını taşıyor. Ama insan bu yazıyı incelediği zaman aynı şeyi onun yazarları hesabına da düşünüyor. 11 sayfalık bu laf kalabalığı içinde bir yandan orijinal saçmalık derinleştiriliyor, öte yandan ise yanıtı en net biçimde verilmesi gereken en önemli sorun üzerinden sessizce geçiştiriliyor. İnsan koca yazı boyunca en kritik olan soruya herhangi bir yanıt bulamıyor. Uzun laf kalabalığı, tartışma dışı olan ve genel kabul gören bir sürü şeyi sıralıyor; ama tüm bunları tartışmalı sorunun özünden kaçmak için kullanıyor. Etnik ve dinsel çatışmaları “devrimin gelişme çizgisinin” somut biçimleri olarak ele alan o garip düşüncenin/formülasyonun nasıl olup da savunulabildiğine yanıt vermekten özenle kaçınıyor.