Ciddiyet ve samimiyet, devrimci olmak iddiasındaki bir siyasal akımın olmazsa olmaz temel niteliklerindendir; davasında, çizgisinde, mücadelesinde ve çalışmasında ciddiyet, davasına ve uğruna mücadele ettiğini iddia ettiği sınıfa ve emekçilere karşı samimiyet. Devrimci olmak iddiasındaki bir akımın birçok şeyi eksik, zayıf ya da yetersiz olabilir, ama ciddiyeti ve samimiyeti yoksa ya da artık yitirilmişse, o akım gerçekte bitmiş, kendini tüketmiş demektir. Bugüne kadar geleneksel akımların temel önemde birçok yapısal zaafından sözedebiliyorduk, fakat herşeye rağmen, zaman içinde epeyce erozyona uğramış olsa da, yine de belli bir ciddiyet ve samimiyetle mücadele ettiklerini de hep söylüyorduk. Bir süreden beridir artık bunu söyleyebilecek durumda değiliz. Ciddiyetini ve samimiyetini yitirmiş olmak, bugün neredeyse genel sol hareketi belirleyen ortak özellik haline gelmiş bulunuyor. Bu, uzun yıllardır sürmekte olana tasfiyeci çözülme ve çürümenin ortaya çıkardığı en temel sonuçlardan biridir ve denebilir ki en öldürücüsüdür.